SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Türkiye solunun Kurtuluş Savaşı sorunu           (gösterim sayısı: 3.447)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 10.11.2016- 19:11


Türkiye solunun Kurtuluş Savaşı sorunu

Kemal Okuyan



Kurtuluş Savaşı'nın tarihimizin değerli bir kesiti olduğunu söylüyoruz. Mevcut sınıfsal dengeler, uluslararası koşullar ve kutuplaşmalar hesaba katıldığında Kurtuluş Savaşı'nı değersizleştirmek, onu hafife almak ya da onun şu ya da bu devrimci kriterle bakıldığında tarihe negatif bir etkide bulunduğunu ileri sürmek Marksist bir tutum olmaz.

Öte yandan Kurtuluş Savaşı'nın yönetici kadrolarının sınıfsal karakterine karartma uygulayarak, onların burjuvaziyi temsil ettiği gerçeğini gizlemek, bu kadroların devrimle karşı-devrim arasındaki salınımlarında onlara devrim cephesinde durmak konusunda uluslararası koşulların fazlasıyla yardımcı olduğunu kabul etmemek, Kemalizmin yüzünü sola, sosyalizme döndüğünü ama ülkenin geri yapısının buna izin vermediğini iddia etmek de Marksistlerin işi olamaz.

Elde Kurtuluş Savaşı'na ilişkin, her iki saplantılı yaklaşımı etkisizleştirecek bilgi, veri var. Marksizmin çözümleme gücünün Kurtuluş Savaşı'nın karmaşasına işlemeyeceğini söylemek, Türkiye tarihinin özgünlüğünü abartıp sosyalist teoriyi fazlasıyla hafife almak olur.

Solun Kurtuluş Savaşı'na ilişkin arızalarının kaynağında bilgisizlik olduğunu düşünmemek gerekir. Bilgi de, bilgisizlik de belli bir ideolojik doğrultuya hizmette kullanılabilir günümüzde hiçbir ideoloji salt bilimden hareket edemez, bunun tersi de geçerlidir.

Bugün sol adına AKP'ya açık ya da örtülü bir destek neden veriliyorsa, Kurtuluş Savaşı'nın tarihsel değeri de o nedenle reddediliyor bugün sol adına CHP'nin yörüngesi dışına çıkılmaması neden vaaz ediliyorsa, Kurtuluş Savaşı'nın sınıf karakteri o nedenle bir kenara konuyor, onun Türkiye devrimi için gerekli bütün ideolojik kaynakları barındırdığı aynı nedenle ileri sürülüyor.

Her iki durumda da sosyalizmsiz bir solculuk ya da devrimcilikle karşı karşıyayız.

Türkiye burjuva devrimine sırtını dönmek, onu Türkiye'nin bugününe bakarak yargılamaya kalkmak, Türkiye'de sosyalist seçeneğe yer olmadığını ileri sürmek demektir. Burjuva devriminin 1908 uğrağında, işçi sınıfı ilk ciddi çıkışlarını gerçekleştirmiş, gerici ideolojilerle hesaplaşmada ilk kez bu kadar radikal bir tutum geliştirilmiş, mutlakiyetçi yapı daha öncekilerden çok daha köklü bir sarsıntı geçirmiş, ekonomik gelişmenin önünü tıkayan toplumsal etmenlerde önemli delikler açılmıştır. Jöntürkler ve İttihat Terakki geleneği olmasaydı, bu dönüşümler olmayacak, en azından gecikecekti.

"Olsun, onlar olmasaydı, işçi sınıfı serpilip gelişecek, komünistler gerçek devrimci dönüşümlere imza atacaktı" masalı, sosyalizme ilişkin mutlak bir inançsızlık ve bu inançsızlığı laf ebeliğiyle kapatmak anlamına gelir.

Burjuva devrimcilerinin 1908'de de, Kurtuluş Savaşı döneminde de hem tarihinin akışını hızlandırıp nesnel koşullarda köklü altüst oluşlara neden olarak önünü açtıkları, hem de çeşitli nedenlerle örtülü bir müttefiklik ilişkisi kurdukları işçi sınıfı hareketini, onun ideolojik-siyasal temsilcisi olan sosyalistleri, komünistleri sürekli kontrol altında tutmaya çalışıp, zaman zaman ağır darbeler vurma ihtiyacını hissetmelerine gelince…

Bu durum, her şeyden önce, burjuva devrim sürecinin Anadolu toprağını nasıl havalandırdığını, ne tür sınıfsal, ideolojik dinamikleri tetiklediğini gösterir.

İşçi sınıfının, solun baskılanmasınaysa tek başına "sınıf kini" ile bakamayız. Açık söylemek gerekirse, Kurtuluş Savaşı denince aklına Mustafa Suphilerin katlinden başka bir şey gelmeyenlerin çok kararlı ve ilkeli olmak bir yana komünist bile olabileceklerini düşünmüyorum. Bu yaklaşımla bütün uyarılara karşın Anadolu'daki mücadeleye katılmaya çalışırken katledilen Mustafa Suphi'yi "aldatılmış bir saf" olarak tarihe havale edersiniz.

Şuna bakılmalıdır: Burjuvazinin işçi sınıfına, devrimcilere karşı tutumu, tarihsel anlamda oynadığı devrimci rolü -ki bu rol eşyanın doğası gereği geçicidir, ortadan kaldırmış mıdır?

Bu rol yalnızca Türkiye'ye bakarak kavranamaz, bölgeye, dünyaya, bütüne bakmak gerekir, devrimin bütünsel çıkarlarına bakmak gerekir.

Kurtuluş Savaşı, devrimci bir dönemin kapanışında bölgemizde devrimin kazanımlarının tutunmasına yardımcı olmuş, ülkede burjuva devriminin esas itibariyle tamamlanmasını sağlamıştır. İlerici bir rolden söz ediyoruz.

Bugün sosyalizm mücadelesi, bu dönemle ilişkilenmek durumundadır. Bu ilişki negatif bir ilişki olamaz. Daha önce de yazdım, emperyalist-tekelci Fransa ile hesaplaşmanın yolu, 1789 Fransız Devrimi ile hesaplaşmaktan geçmez!

Evet, ilişkilenmek durumundayız. Bu kez ilişkiyi, bir kez daha Kurtuluş Savaşı'nın "ulusun bütünü adına" hareket ettiği ideolojik çerçevenin içinde kurmamız gerektiği söyleniyor. Sosyalizmsiz solculuğun bir biçimi de bu.

Kapitalizm gelişmiş, burjuvazi tarihsel anlamda tamamen gericileşmiş, sermaye düzeninin insanlığa katabileceği bir şey kalmamış, Kemalizm "devrimci" bir dönemin ardından otoritesini sömürücü ve işbirlikçi bir yönetici sınıf adına kullanmış, sınıf mücadeleleri gelişkin biçimler almış, bunların bir önemi yok. "Yaşa Mustafa Kemal Paşa" de, gerisi kolay!

Biz ise daha farklı bir şey deniyoruz. Bakın diyoruz, 1920'lerde ilerici, devrimci bir değer var… O döneme damga vuran burjuva sınıfı, bugün her şeyiyle çürüdü ve kendi tarihini de yok etme noktasına geldi. Biz burjuvaziden, burjuva diktatörlüğünden işçilere emekçilere cehennem azabı yaşattığı, geleceğimizi kararttığı, insanlığın tüm kazanımlarını ortadan kaldırmakta olduğu için nefret ediyoruz bu nedenle sömürücü sınıf olarak onu alaşağı edeceğiz. Bunu yaparken bu topraklardaki her tür ileriye doğru atılımı sahiplenecek ve yeniden üreteceğiz. Siz bunu önemsiyorsanız, komünistlerin bu köhne bir düzeni yıkma mücadelesine dostça bakacaksınız.

Sosyalizmsiz solculuk her iki durumda da kapitalizm dalkavukluğudur.

Kurtuluş Savaşı'na ilişkin saplantılar bilgisizlikten değil kapitalizme dönük dirençsizlikten kaynaklanır.

Tarihine baktığında sadece tiksinti duyandan da solcu olmaz, sosyalizmin bu topraklar için henüz "fazla" olduğunu düşünüp geride kalmış burjuva devrimlerine sığınanlardan da...



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Kurtuluş Yolu: Sefalet Solunun göçmenlik hülyaları: Enternasyonalizm mi Ümmetçilik mi? tarihselmaddeci 1 976 15.06.2022- 03:20
Konu Klasör Türkiye'nin en büyük sorunu sosyalizmin maddi bir güç olmamasıdır... melnur 0 1955 05.11.2019- 06:37
Konu Klasör Çanakkale Savaşı ''antiemperyalist'' değilmiş! melnur 9 8508 19.03.2019- 16:45
Konu Klasör Yerel seçim bir kurtuluş olur mu? melnur 2 3365 06.04.2019- 11:18
Konu Klasör Kurtuluş Kılçer (TKH) ne yapmak istiyor? melnur 1 2333 23.08.2020- 04:53
Etiketler   Türkiye,   solunun,   Kurtuluş,   Savaşı,   sorunu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS