SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Erdoğan 16 Nisan’ı da kaybetti…-Aydemir Güler           (gösterim sayısı: 2.550)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 19.04.2017- 10:00


Erdoğan 16 Nisan’ı da kaybetti…-Aydemir Güler


Cumartesi günü Erdoğan’ın 15 Nisan’a yenik girdiğini yazmıştım. Devam edeyim, yenilgi sürüyor…

Oylamanın sonucu, durumun değerlendirilmesinde boyutlardan yalnızca bir tanesidir. Oylamanın resmi sonucuna göre kazanmış olsa da, toplam manzara Erdoğan’ın yenilgisine işaret ediyor.

Öte yandan MHP geleneğini devralacağı anlaşılan Akşener kazanmıştır. Bahçeli’nin verdiği oy ile ilan edilmiş referandum sonucunun aynı olması bir şey değiştirmez; “Türk milliyetçi” geleneğinin geleceğinde Bahçeli’ye pek yer kalmamışa benziyor.

Demirtaş hapiste olabilir ve kalmaya daha da devam edebilir. Ama AKP’nin Kürt coğrafyasına her tür şiddet, hile ve siyaset aracıyla girme çabaları, özetle başarısızdır. Erdoğan birtakım devlet yanlısı, sağcı aşiretlerin feodal ilişkileri sayesinde tulum evet çıkan sandıkların üstünde hareket edemez. Kürt Hizbullahı Hüda-Par’ın “evet’e çok katkımız oldu” böbürlenmeleri boş laftır. Barzani’nin evet çağrısının suratına kapı kapanmıştır… Yani Kürt dünyasında siyasetin HDP’siz akmaya devam edemeyeceği yazmaktadır, referandum sonuçlarında.

AKP içindeki kaynamanın sembolik bir adresi olarak Abdullah Gül de kazananlar arasındadır. İçerde ve dışarda egemen güçler Erdoğan’sız, yani normalleşen bir AKP özlemlerini gizlemiyorlardı uzun süredir. Şimdi üç büyük kentten ve belediyesinin AKP’nin elinde olduğu başka büyük kentlerden, dahası büyük kentlerin merkezlerinden hayır çıkması AKP’nin telafi edilemez bir gerileme yaşaması anlamına geliyor. Ve bu koşullarda başkanlığa yürüyen bir Erdoğan, olsa olsa şakadır. Demek ki, sonuç “AKP’siz Erdoğan” olarak özetlenebilir. Bu durum Gül’ün kazanması ve Erdoğan’ın kaybetmesidir.

CHP’ye gelince… Pazar gecesi AKP’li bir yorumcunun Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazandığını ısrarla ve telaşla ilan etmesi bu yorumcunun yetersizliğinden kaynaklanmıyordu. Bana sorarsanız, AKP ideologları iktidar partisinin krizli yaşamına bir de CHP krizi eklenirse, bunların birbirini derinleştireceğini kavradılar. AKP ve CHP merkezleri birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısıdır. Ve yalnızca Kılıçdaroğlu değil bütün CHP kaybetmiştir. CHP’nin kendi içinde itirazsız kabul gören şu “gerilimsiz kampanya” hakikaten hayır seçeneğinin Türkiye sağından oy çalmasını kolaylaştırmış olabilir. Lakin bir oylama yalnızca bir oylama değil işte... Gerilimsiz kampanya sağın yorgun, kavga gürültü istemeyen, konformist oylarının geçişine kapıyı açarken solun cumhuriyetçi, ilerici, eşitlikçi, laisist direnç kaynaklarını kuşattı. Sol mücadeleciliği verip sağ konformizmi almak! Bu durumda teknik olarak oylamayı da kazanamazsınız. Bunu anlattığımızda bize kızanlar YSK skandalından sonra “belki kazanırız” diye oy saymaya devam etmiş, yobazların gün boyu uyguladığı basıncı “ayıplamış” ve sonra hukukun işlemesini beklemeye çekilmişlerdir. Abdülkadir Selvi ne yaparsa yapsın, Kılıçdaroğlu kaybedenler arasındadır ve işin ilginç tarafı CHP’de, veya Türkiye’nin Kemalist-sosyal demokrat geleneğinde kazanan, hadi onu da geçtim umut veren kimse yoktur.

Yukarıdaki son paragraf Pazar-Pazartesi günlerinin “bekleyen CHP’si”nin Salı’nın “rest çeken CHP’si”ne yerini bırakmayacağı, bırakamayacağı anlamına gelmez. CHP diğer kazananlarla birlikte zayıf düşmüş Erdoğan’ı kuşatması çok muhtemel veya “yeri geldiğinde” devirmek için politika geliştirmesi mümkündür. “Yeri geldiğinde…”

O yere ve zamana “karar verilecek.” Türkiye’yi daha güçsüz bir Erdoğan’la yönetmeyi arzulayan bilumum odak var. Emperyalistler iktidarı terbiye etmek için yepyeni kozlara sahip. Tüsiad’ın seçim değerlendirmesini sonuçlar belli olmadan çok önce yayınlamasına ne demeli? Ya Fitch’in diyalektik harikası (!) analizi? (*)

“Bize” gelince... Erdoğan’ın zayıflamasının halk örgütlenmesini cesaretlendirdiği, 16 Nisan skandalının öfkeyi yükselttiği, içeride ve dışarıda düzen içi tarafların hesaplaşma ve örgütlenme istemedikleri açıksa, solun da önü açıktır. O akşam söylendiği gibi, zaman örgütlenme zamanıdır.

(*) Bir süre önce Türkiye’nin kredi notunu düşürürken referandumu da göz önüne aldığını söyledi bu kuruluş. Lakin oylama sonucunun aynı negatif tablonun parçası olmasına karşın, Fitch gelinen noktada “ekonomik reformların canlanabileceğini” düşünüyormuş.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Ekim'in intikamı-Aydemir Güler melnur 6 4410 30.10.2019- 10:21
Konu Klasör Yine bir Aydemir Güler yazısı üzerine... melnur 0 78 03.02.2024- 07:51
Konu Klasör Aydemir Güler'in gündeme ilişkin görüşlerine dair... melnur 4 1427 11.12.2021- 05:53
Konu Klasör Aydemir Güler: TKP en iddialı, cesur ve olgun olduğu dönemdedir... melnur 0 460 11.09.2022- 03:50
Konu Klasör Erdoğan'a Açım Diye Bağıran Adam ve Erdoğan'ın Tavrı ocen45 0 1864 14.02.2020- 09:39
Etiketler   Erdoğan,   Nisan’ı,   kaybetti…-Aydemir,   Güler
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS