SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.05.2017- 13:19


:)

Hala oralarda mısın?

Yazılarımda kürt halkıyla ve hatta kürt hareketi ile ilgili en ufak bir yorum bulunmazken senin beni yine ''kürt halkının düşmanı'' olarak göstermen kuyrukçuluğa ne kadar angaje olduğunu göstermektedir. Zihnindeki bu ezberleri boşaltamadığın sürece sürekli yanlışın içinde olacaksın. O ezberler yazılanları bile anlamada sorunlar yaşandığını gösteriyor. M.Suphi konusuna girmiyorum artık; ne söylenirse söylensin, anlamayacağın ve zihnindeki ezberlerle konuşmaya çalışacağın belli. Yıllar geçse bile bu kötü özellik sende hiç değişmiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.06.2017- 09:35


Sayıları azalmış olmasına ve toplumsal alanda bir karşılığı da kalmamasına rağmen VEDA örneğinde olduğu gibi özellikle bu konularda geçmişlerindeki yoğun kuyrukçuluk kaynaklı bir konumlanış içine girenler ve KURULUŞ dönemine karşı kin ve nefretle yaklaşanlar ve buradan sola alan açıcı bir siyaset çıkaracağını sananlar -ne yazık ki- hala varlar ve etrafa rahatsızlık vermeye hala devam ediyorlar. Bu tiplerle tartışabilmek de çok kolay değil. Açık seçik kuyrukçuluk yapılan dönemdeki alışkanlıkları var. Cumhuriyet düşmanlığı konusunda söyledikleri her sözde kürt milliyetçiliğinin alkışını alıyorlardı; hala öyle sanıyorlar. Tartışmaya açıklık getirecek hiçbir yorum yok. Bildiği ne kadar gereksiz ve karşılıksız slogan varsa dillerinden düşmüyor; ulusol gibi, Perincek benzetmeleri gibi vb. Neyse; yıllardır hiç değişmedi ve değişeceği de yok...

Konu şu: Kuruluş dönemi denildiğinde, ki ''Kemalizm'' kuruluş döneminin ilerletici bir adımıdır, aklımıza Suphi olayı ve kürt isyanları gelse bile bu durumun bu sürecin belirleyini olmadığının kavranması ile ilgili olmalıdır. ''Tarihsel ilerleme'' bu anlamda ve özellikle bölgemizde çok ama çok önemlidir ve zaten herhangi bir burjuva devrimi ve burjuva devrimciler de sosyalistler için çok önemlidir, önemli olmak durumundadırlar. Böyle bakıldığında öncelikle bilince çıkarılması gereken konu Tarihsel İlerleme kavramının içini doldurmak ve o süreçte gerçekleştirilenlerin ne olduğunu kavrayabilmek ve içselleştirmek olmalıdır. Öyle KURULUŞ denildiğinde akla tarihsel ilerlemenin ne olduğu konusunda bir somutluk gelmiyorsa bu konularda eksik bilgilenme içindeyiz demektir. Eksik, yanlış, önyargılı bir konumlanışın da sola zarar vereceği anlaşılmalı...

1923, Anadolu Aydınlanması veya Kuruluş-Kemalizm olarak adlandırılan süreç Türkiye coğrafyasındaki modernleşme hareketidir ve burjuva sınıfsallığına denk düşer. Çok önemlidir. Bu önem yadsınamaz niteliktedir ve kendini solcu olarak tanımlayan birinin bu süreci kavrayamamasının anlaşılabilir hiçbir yanı da yoktur. Kemalizm laiklik temelinde bir köylü toplumu olan ülkemizde toplumsal yaşamın hemen hemen her yönünü kapsayan bir sıçramadır. Tarihsel ilericiliği budur ve o gün de, gerici saldırılara hedef olan bu gün de önemlidir. Önemlidir çünkü tarihte ilk kez ağırlığı müslüman olan bir toplumda gerçekleştirilmiş ve dinin -islamiyetin- toplumdaki etkisiyle hesaplaşmayı göze alabilmiştir. (Zaten bu nedenle   köktenci islami hareketler için ''en büyük düşman'' ve hatta ''şeytan'' olarak nitelenmiştir.) Kemalizm bir kuruluş ''ideolojisi'' olarak temelinde laiklik olan bir devrimsel süreç, toplumu bu modernleşme bağlamında değiştirip dönüştürmeyi amaçlayan bir harekettir. Bir şehir ideolojisi olan sosyalizmin gelişip yeşermesi için gerekli olan zeminin böyle bir dönüşüm sonucu ortaya çıkabileceğini kavrayamıyorsak ve sürece hala sıradan bir kürt milliyetçisinin perspektifiyle bakıyorsak, kırk fırın ekmek yesek solcu olabilme konusunda ortaya çıkan sorunlardan kurtulabilmek mümkün değildir. VEDA'nın yaşadığı da bu. Kuyrukçuluk döneminde edindiği alışkanlıkları üzerinden atamadığı sürece de bu sorunlarından hiç kurtulamayacak.

( Daha sonra devam ederiz.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
KARINCA
[ KARINCA ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 31.10.2013
İleti Sayısı: 105
Konum: İstanbul
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: KARINCA
Cevap Tarihi: 05.06.2017- 10:41


Beyin dağarcığın yazılanları anlamakta yetersiz bari dürüst ol ve sanki ben Kemalist Devrimi ,İLERLETİCİ görmüyormuşum gibi yalan yanlış şeyler yazarak çamurunu üzerime sıçratma.
Yazdıklarımı anlamıyorsun,hiç olmazsa susarak kendini daha komik duruma düşürme!

Bu son yazım!
Çünkü yazdıklarım artık tekrar oluyor!

""
"Önce şu ilericilik yada ilerleticilik konusuna değinmek gerekiyor!
Melnur’un bu konuda kafası epey karışık!
Marks bu kavramı kullanırken kavramı,   üretici güçlerin gelişmesi temelinde ele alıyor.
İçinde bulunduğu tarihsel kesit de Burjuva Devrimler,Feodalizm de gelişimi feodal üretim ilişkileri tarafından engellenen üretici güçlerin gelişiminin önünü açtığı için ,Marks bu bağlamda Burjuva Devrimleri İLERİCİ, ya da daha doğru bir deyimle İLERLETİCİ   olarak görür.
Yoksa onun topluma,özgürlük,eşitlik ve adalet dağıtacağı için değil.
1789 Fransız Burjuva Devrimi,eşitlik,özgürlük,adalet sloganlarıyla işçileri ve emekçileri yanına çekti ama devrim sonrası ortada ne eşitlik,ne özgürlük ne de adalet vardı!
Köylülüğü toprağa bağımlılıktan kurtardı,özgürleştirdi ama bu sefer başka bir köleliği ,ücretli köleliği onlara dayattı!
Aydınlanma Kapitalizm’in gelişiminin gereklerinden biridir.
Tarihte Reform ve Rönesans adı verilen hareketler biribirini izler ve bütünlerler.
Eğer Dinde reform yapılmışsa bunun nedeni Kapitalizm’in   gelişimi içindir.
Aksi takdirde,geçmişin bağnaz düşünceleriyle ,keşifler ve icatlar yapılamaz,pek çok keşif edilmemiş topraklar ve o topraklar üzerinde yaşayan insanlar sömürgeleştirilemez,o topraklar üzerindeki ham maddeler yağmalanamazlardı.."

Kemalist Devrim de diğer Burjuva Devrimler gibi İLERLETİCİDİR!
Biz bunun aksini söylemedik.
Bizim söylediğimiz içinde yer aldğı tarihsel kesitte İLERLETİCİ olduğudur.

Oysa bugün içersinde yaşadığımız çağ,tarihsel kesit Emperyalizm çağıdır,Emperyalizm dönemidir.

Ve Lenin çok açık ve net EMPERYALİZM ÇAĞINDA BURJUVAZİ ,GERİCİLEŞMİŞTİR,ASALAKLAŞMIŞTIR VE DE ÇÜRÜMÜŞTÜR der.
Bunu anlamak bu kadar zormu!!!
Hala hangi İLERLETİCLİKTEN bahsediyorsunuz!!!







Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.06.2017- 14:25


Alıntı Çizelgesi: KARINCA yazmış

Beyin dağarcığın yazılanları anlamakta yetersiz bari dürüst ol ve sanki ben Kemalist Devrimi ,İLERLETİCİ görmüyormuşum gibi yalan yanlış şeyler yazarak çamurunu üzerime sıçratma.
Yazdıklarımı anlamıyorsun,hiç olmazsa susarak kendini daha komik duruma düşürme!




Senin beyin dağarcığın konusunda bir şey söyleyemeyeceğim. Bu konuda bir uzmanlığım yok. Ama siyaset ve ideoloji konularında çok yetersiz olduğunu ve uzunca bir dönem kürt ulusalcılığına kuyrukçuluk yaptığın için çok   fazla önyargı oluşturduğunu söyleyebilir ve bu yüzden de yazılanları anlamakta zorluk çektiğinin altını çizebilirim.   Evet; ya gerçekten yazılanları anlamıyorsun, ya da özellikle yapıyorsun. Dediğim gibi beyinsel işlevin konusu benim değil bu konudaki uzmanların işlevi alanına giriyor.


''Bu son yazım! Çünkü yazdıklarım artık tekrar oluyor!'' demişsin,   bence de yazma artık. Mümkünse bulunduğun sitede de yazma. Zaman kaybı oluyor. Nacizane tavsiyem yazmaya harcadığın zamanı okumaya ayırmandır. Kemalizmin ne olduğundan başlayabilirsin. Tabii, liberal veya kürt ulusalcılığının perspektifinden değil, mümkünse sosyalistlerin bakış açısından.





Bu ileti en son melnur tarafından 05.06.2017- 14:30 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.06.2017- 14:50


Veda arkadaş çok sorunun var. Sana nazire yapmak için söylemiyorum, gerçekten tartışma kültürün de yok. Yazılanları anlamaya çalışıp onlara yanıt vermeye kalkışacağına, kafanın içindeki sabitler üzerinden bir şeyler çiziktirmeye çalışıyorsun. Ve çok daha komik olanı, böyle bir anlayışa sahipken hala yazılanları anlamıyor musun? diye de soruyorsun:)

Ne ironi ama!

Konu neydi; hatırlıyor musun?

Kemalizm, Cumhuriyet, laiklik lafı duyduğunda kırmızı görmüş boğalar gibi saldırıya geçtiğini ve Kemalizm'i anlamayan bir zihnin sabuklamalarını yazmaya çalıştığını söylemiştim. Senin ilk yazına karşı çıkışım bundandı. Nedenlerini de, ve sol için önemini de anlatmaya çalışmıştım. Dedim ya, ya anlamadın, ya da anlamazlıktan geliyorsun.

Bence ikisi de:)

Şu ezberlerle yorum yapma alışkanlığından bir an önce kurtulmalısın diyeceğim-diyorum da ama heyhat vakit o kadar geç ki, ne yapsan olmayacak; üstelik böyle bir niyetin de yok. Marksizm-Leninizm'i bir ansiklopedi gibi değerlendirme alışkanlığın seni daha fazla solcu, daha keskin komünist veya enternasyonalist yapmaz. Marksizm dünya görüşü olmasının yanı sıra bir düşünme yöntemidir. Bu düşünme yöntemini kavramaya çalışırsan olur olmaz yerde Marks veya Lenin şunu söylemişti deme yanlışından kurtulursun. Şaşırma, anlamaya çabala; Marksist ustaların söyledikleri daha çok polemik şeklinde geliştiği için hemen hemen her söylenenin verili koşullarla ve tartışmanın şekliyle doğrudan ilintisi vardır. Bu durum göz ardı edilerek Marks ve Lenin göndermeleri sende çoğu zaman yanlış yorumlara neden oluyor. Hem yanlış yorumluyorsun ve hem de gereksiz yorumlarda bulunuyorsun.

Tartışılan konu ise güme gidiyor!

Bu başlıkta yazılanlar ve sana yöneltilen eleştiriler de bu yüzden yanıtsız kalmış. Biz aydınlanma, modernleşme, laiklik vb. dedikçe sen nerelere gidiyorsun.

Bir daha anlatmama gerek yok. Daha öncekileri anlamadığın veya anlamazlıktan geldiğin için -şimdi yazacaklarım yukardakilerden farklı olmayacağından- yine anlamayacak, veya anlamazlıktan geleceksin.

Ben buradan devam ederim.
Okuyacağından eminim de, üzüntüm bir türlü yararlanamamayışındır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.06.2017- 15:11


Kuruluş ideolojisi olan Kemalizmin bu topraklardaki önemine kısmen de olsa yukarda değinmiştim. Veda anlamadı diye okurların da aynı sorunu yaşayacağını sanmıyorum. Daha da derinleştirilir elbet ve daha sonra da yapılabilir. Ancak Veda'nın şu ''tarihsel ilerleme'' konusuna biraz değinmek gerekir.

Marks'ın kapitalizmi ilerletici gördüğü, proletaryayı ortaya çıkarması nedeniyle önemsediği ve hatta bu önemsemenin özellikle Manifesto'da biraz abartılı olduğu biliniyor.Emperyalizmin egemenlik kurması ve burjuvazinin gericileşmesiyle birlikte de kapitalizmin emekçi sınıflar için herhangi bir ilerletici niteliğinin kalmadığı da başka bir bilinen gerçek. Ama buradaki konu bu bağlamdan farklı. Konuyu özellikle buraya sıkıştırmanın bir anlamı yok. Sürekli olarak Kemalizmin, kuruluşun, Cumhuriyet ve kazanımlarının öneminin altını çizerken kurtuluşun bu çerçevede olmayacağının altını sürekli çiziyor olmamızın nedeni de bu. Sistem içinde kalınarak emekçi kesimler için kurtuluş yoktur. Bu yüzden sosyalist Cumhuriyet diyoruz. Defalarca söylüyoruz. Veda'nın da anlayabileceği bir şekilde söylüyoruz. Hala anlaşılamıyorsa yapacak bir şey yok!

Kuruluş dönemi, Cumhuriyet, devrimci atılımlarına rağmen sonuçta kapitalizme bağlanmıştır. Kapitalizme bağlandıktan sonra da nesnelliğin doğal sonucu adım adım gerilemiştir. Bu gerileme de AKP dönemiyle birlikte had safhaya varmıştır. Bu süreçte anlatılanın daha önceki yazılarımızda söylemeye çalıştığımız gibi, Cumhuriyet'in tarihsel kazanımlarının adım adım ortadan kaldırılması, bilim ve akın yerini gerici bir dincilik anlayışın alması, yurttaşlık bilincinin yerine ümmetci bir anlayışın yerleştirilmeye çalışılması, nesnelliğin akıl ve bilim üzerinden değil bu dinci perspektif üzerinden okunması vb. Temelinde laiklik karşıtlığı ve düşmanlığı   vardır. Sol bunları önemser. Sol bu mevzileri kaptırmak ve buradan geriye düşmek istemez. Çünkü bu zemin solun üzerinde yükseleceği temeldir; olmazsa olmazıdır. Bunun öneminin altını çizmekle kapitalizmin çağımızda ne tür özellik kazandığı birbirinden farklı konular; en azından burada işlenmeye çalışıldığı şekliyle...

Ama gel bunu Veda'ya anlat!

Keskin, enternasyonalist komünistim diyor da, soruna bir kürt milliyetçisinin perspektifinden bakmaktan bir türlü kurtulamıuyor.

Ve sonra neymiş; ANLAMIYORMUŞUZ; Beyin Dağarcığımızda sorun varmış :)

:)




Bu ileti en son melnur tarafından 05.06.2017- 15:39 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.06.2017- 20:03


Hem Ender Helvacıoğlu hemde Kurtuluş Kılçer Cumhuriyet Mitinglerini arar olmuşlar.
Üstelik Kurtluş Kılçer ,İşçi Sınıfının Enternasyonalist Birlik Ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıslarla,Enternasyonalin söylendiği 1 Mayıslarla, Mustafa Kemal’in Askerleriyiz sloganının atıldığı Cumhuriyet Mitinglerini bir tutuyor.

Hani şu Tuncay Özkan’ın şov yaptığı,orta sınıfların(tuzu kuruların) ,bilumum ulusolcunun yer aldığı   sık sık Mustafa Kemal’in Askerleriyiz sloganlarının atıldığı mitingler.

Hadi Ender Helvacıoğlu’nu anladıkta Kurtuluş Kılçer ne zamandan beri Mustafa Kemal’in Askerliğine soyundu,onu merak ediyoruz.
Cumhuriyet Mitimglerini örnek gösterdiğine göre demek ki özlemiş Ay Yıldız Bayraklı mitingleri,Mustafa Kemal’in Askerleriyiz sloganlarını!


Kurtuluş Kılçer'in yazısını okuyup, böyle bir yorum çıkarmış VEDA arkadaşımız:) Hani insanın, ''arkadaş, kendinizi mecbur mu hissediyorsunuz; yazmak zorunda mısınız; önce anlamak, kavramak gerekmiyor mu?'' diye sorması gerekiyor ama, bu da nafile. Veda'ya bu da çare değil.

Bugün dinci bir faşizmden, tek adam diktatoryasından söz ediyorsak öncelikle 15-16 yıldır AKP'ye karşı gereken mücadeleyi göstermeyenlerin hatalarının, kusurlarının, -söylemeye dilim varmıyor ama- sola ihanet konumlanışlarının etkisi hiç de az değil. Cumhuriyet mitingleri bu konuda ayrı bir çözümlemeyi gerektiriyor ve Cumhuriyet mitinglerini GEZİnin bir öncülü olarak da değerlendirmek mümkündür. Kurtuluş Kılçer'in tespiti de bu minvaldedir. Önemsenmesi gereken yanı da budur ve solun buradan çıkaracağı bir yığın dersler vardır.

Cumhuriyet mitingleri AKP gericiliğine karşı bir kısım ulusalcının öne çıktığı, organize ettiği yığınsal bir tepkidir. Önemli olan bu ülkede AKP gericiliğine boyun eğmeyecek kitlelerin azımsanmayacak bir çoğunluğa sahip olmasıdır. Cumhuriyet mitinglerinden anlaşılması gereken de budur. Kürsü dışından bir kısım TÜRKSOLU çevresinin varlığı ve attığı sloganlar ( darbeye çağrı) hiçbir şekilde mitinglerin ortalaması değildir. Küçük bir bileşeni bile denilemez. Bir sosyalist o milyonlarla ifade edilebilen kitlelere baktığında burada yüzü sola dönük veya teşne bir eğilim görmelidir. Zaten öyle bir eğilim olmasa GEZİ ortaya çıkmazdı. O da olmasa zaten ülkede 1 Mayıslar bu kadar coşkulu ve kitlesel kutlanamazdı. Cumhuriyet mitingleri, Gezi direnişi ve 1 Mayıslar gibi kitlesel gösteriler bu anlamda önemli ve aralarında da bir korelasyon bulunur. Birbirlerinden asla bağımsız değildir.

Önce anlamak gerekli!
Biraz önceki yazımda da söyledim; yıllardır aktif kuyrukçuluk yapıldığında artık bilincimize açık bir hale getirebilmek mümkün olamaz.

Olmuyor!

Yazı ne anlatıyor; yazının paragrafları ne söylüyor; Veda ne anlıyor, ne yazıyor.

Bir daha söylüyorum; yazık!



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Tank Cumhuriyeti'nden TOMA Cumhuriyeti’ne dayanışma 0 4523 24.05.2014- 22:33
Konu Klasör Atatürkçülük ve sosyal demokrasi melnur 7 1047 17.08.2022- 00:35
Konu Klasör Ne Yapmalı: Lenin’in kopuşu, Leninizmin kuruluşu... melnur 0 1217 14.05.2020- 07:52
Konu Klasör 100 yıl önce bugün: Lenin’in önderliğinde Sovyetler Birliği kuruldu... melnur 0 476 31.12.2022- 01:59
Konu Klasör Nakşibendi Cumhuriyeti melnur 0 3724 03.12.2016- 02:12
Etiketler   Lenin’in,   Sovyetleri,   Atatürk’ün,   Cumhuriyeti
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS