SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Veda'dan Aydın müsvetteleri ...           (gösterim sayısı: 3.979)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 01.10.2017- 16:25


Veda SF'deyken de, SP'deyken de kuyrukçuluğunun bir gereği olarak Ender Helvacıoğlu'na, Merdan Yanardağ'a, ve Ataol Behramoğlu'na hep düşmanca yaklaştı. Çünkü bu kişiler kendilerini sosyalist-komünist olarak nitelemelerinin yanında hiçbir zaman kuyrukçuluk yapmadılar. Bu yüzden sağıyla ve soluyla liberallerle, kürt milliyetçileriyle hep aynı safta durdu ve o safta onlardan farklıymış gibi kendisini enternasyonalist solcu veya komünist olarak nitelendirmeye çalıştı.

Hep söylüyorum, okunan yazı iyice anlaşılmadan yorumlanmaya kalkılmamalı. Veda o kadar yüzeysel ve önyargılı bir zihin yapısına sahip ki, kuyrukçu olmadığını gördüğü her kişi veya kuruma düşmanlık besleyebiliyor, cepheden karşı çıkabiliyor. Anlama çabası hiç yok.

Belki de böyle bir beceriye sahip değil, bilmiyorum. Yoksa, insan bu kadar yanlışı kör gözüm parmağına şeklinde sürdürebilir mi? VEDA sürdürüyor!

Ataol Behramoğlu bu ülkenin yetiştirdiği en namuslu aydınlarımızdan biridir. Solcudur, sosyalisttir. Veda'nın anlayamayacağı ölçüde donanımlıdır. Ama Veda öteden beri bu ve benzer isimlere düşmanlık yaptığı ve bu duygusunu içselleştirdiği için yazıda neyi neden söylüyor hiç bakmadan hiç anlamadan esip gürlemiş! Ve bir sonuca varmış:

''Aydın müsvettesi''ymiş, ''Çürümüş''müş!

İyi :)

Hiç olmazsa sosyal şoven, faşist, vb. dememiş!

***

Behramoğlu'nun yazısını okumadım; Veda'nın ise eleştirmeyi kafasına koyduğu bir kişinin yazısının tamamını almaması veya bu konuda alıntılarının altına bir link koyması mümkün olmuyor. Ama Behramoğlu'nun bu yazısını ne olursa olsun ''Erdoğan geriletilmeli ve iktidardan düşürülmelidir'' anlayışı içinde yazdığı söylenebilir. Doğru bir konumlanış mı, doğru bir yorum mu, bence değil. Ama bu yazıdan çok   Veda'nın bu yazıyı eleştirmesi ve kullandığı üslup beni çok daha fazla rahatsız ediyor.

Sanki daha ''üç beş ay önce'' son seçimlerde ''AKP'yi geriletmek için oylar HDP'ye'' dememiş gibi... :)

Bu kadar ilkesizlik ve omurgasızlıktan sonra Ataol Behramoğlu aydın müsvettesi, çürümüş ve dolayısıyla tu kaka, Veda ise enternasyonal komünist :)

Hadi canım sende!


Veda'nın kendi sitesinde saçmaladığı yazısı..


“Sahnede pırıl pırıl, apaydınlık bir kadın konuşuyor… Samimi, bilgili, açık sözlü, zarif. Slogandan uzak, cesur, esprili…"

“Solda bir arkadaşınız olarak karşılaşacağınız bütün güçlüklerde yanınızda olmakta tereddüt etmeyeceğim..."

"Yurdumuza olan ortak sevgimiz, saygılarım ve alkışlarımla..."

Yukardaki alıntılar Ataol Behramoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesinde köşesindeki yazısından.
Alıntılarda bahsedilen ise MHP içersinde geçmişte yer almış,MHP nin hertürlü kirli ve kanlı işlerinde sorumluluğu olan bugünlerde ise sanki sütten çıkma ak kaşık gibi sözde aydınları bile kendisine inandıran,FAŞİST yüzünü gizleyen Meral Akşener.

Kendini sol olarak tanımlayan,bu tanımıyla pek çok kişiyi de kandıran Ataol Behramoğlu ,bugün içinde yaşadığımız dönemde ÇÜRÜMÜŞ “AYDIN” tiplemesine uygun bir ÖRNEK.
Sömürünün,baskının,zulmün arttığı bir dünyada,toplumun tüm kesimlerinin bu artışa koşut oranda ÇÜRÜMEMESİ olası mı?

Özellikle siyasi gericilik dönemlerinde,sınıf hareketinin diplerde seyrettiği bu dönemlerde ortaya böyle SÖZDE AYDINLAR çıkar.
Bunların en belirgin yanı ideolojik bir temellerinin olmaması,zaman zaman esen rüzgara göre ideolojik şekillenme yaşamaları ve sonuçta İHANET batağında debelenmeleri.

Bu sözde “AYDIN” müsvettesi birde yüzü kızarmadan,utanmadan sola akıl veriyor ve   bizleri siyasi körlükle suçluyor.

“Asıl önemli olan bütün kanatlarıyla “sol”un bu hareketi nasıl görüp değerlendirdiği.
Hiç kimse bu soldan kendi hedeflerinden vazgeçerek Akşener hareketinin kuyruğuna takılmasını istemiyor ve beklemiyor.
“Fakat iktidarı gasp etmiş olan despotik gücü, en zayıf yanından vurarak alt etmek için bu hareketi desteklemek, yanında yer almak gerektiğini görmemek için de siyaseten kör olmak gerekiyor…”

Bence sanat,sanatçı,aydın, tüm bu kavramların bu toplumda yeniden tartışılması gerekiyor.
Bu tartışmada da tıpkı Demokrasi,Eşitlik,Özgürlük,Adalet kavramlarında olduğu gibi “KİMİN İÇİN SORUSUNU” sormamız gerekiyor.




Bu ileti en son melnur tarafından 01.10.2017- 18:19 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 01.10.2017- 18:05


Bu Veda isimli kuyrukçu arkadaşımızın okuduğunu anlayamadığını, böyle bir becerisinin olmadığını hep söylüyorduk. Yaptığım bu yoruma yanıt vermiş, yine kendisi hakkında söylediklerimi haklı çıkarmış.

Yorumu bu:

Sonuçta beklenen oldu!
Daha doğrusu ben bekliyordum bir aklı evvelin,bir SOSYAL FAŞİSTİN çıkıp da Ataol Behramoğluna sahip çıkacağını!

Kim mi bu SOSYAL FAŞİST???
Solpaylaşım sitesinin sahibi Melnur mahlaslı kişi.

Bu kişi aynı zaman da K.Okuyan TKP sinin sempatizanı!
Hep söyledik bu arkadaşlara bir eğik düzlem üzerinde hızla kayıyorsunuz diye!

Bir de bakmışsınız ki kendinizi, FAŞİST   Meral Akşener'e methiyeler düzen Ataol Behramoğlunu savunmakta bulursunuz.
Bu Melnur'un artık maskesi düştü ve SOSYAL FAŞİST yüzü iyicene açığa çıktı.


Kuyrukçu arkadaşımız yukarda yazdığım yazıya vermiş bu yanıtı.

Kapasite meselesi :)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 01.10.2017- 19:03


Kuyrukçu   ve sol düşmanı bu Veda mahlaslı arkadaşımızın cımbızladığı Behramoğlu yazısının tamamı burada:

Meral Akşener gerçeği


Sahnede pırıl pırıl, apaydınlık bir kadın konuşuyor…
Samimi, bilgili, açık sözlü, zarif.
Slogandan uzak, cesur, esprili.
Zaman zaman izleyiciler arasında tanıdığı birine seslenerek, diyaloglar kurarak, (kimileri ayakta ya da komşu salonlarda) 1500 kişi olduğu tahmin edilen bir izleyici topluluğu karşısında, gösterişten uzak, alçakgönüllü, fakat gerçek bir yıldız gibi parlıyor…
27 Eylül Çarşamba akşamı Avcılar’daki Mira Palas Düğün Salonu’ndaki yemekte konuşan sayın Meral Akşener’den söz ediyorum.
Az önce komşu salonlardan birinden, büyük salondaki ekranlardan da biraz gecikmeyle ve kesintilerle de olsa izlenebilen basın toplantısından geldi…
Konular doğal olarak aynı. Ülkenin durumu. Yapılması gerekenler. Aşılan ve aşılması gereken zorluklar.
Beklenen parti henüz kurulmadı, fakat Meral Hanım şimdiden “genel başkan” olarak takdim ediliyor ve kuşkusuz bunu hak ediyor.
Konuşmasında, bu buluşmanın daha az sayıda bir arkadaş çevresi için planlandığı, fakat salonu coşkuyla dolduran kalabalığın kendisini bile şaşırttığını söylüyor.
Ve haklı olarak, bunun gururunu ve mutluluğunu yaşıyor.

***

Basın toplantısı ve yemek salonunda yapılan konuşmaların bilgilerine, verildiği kadarıyla, medyadan ulaşmış olmalısınız.
Verildiği kadarıyla, çünkü iktidar Akşener hareketinden korkuyor.
Bu hareketin onlar için korkulu bir rüya olduğundan, uykularını kaçırdığından kuşku yok.
Sahibinin sesi medyadan söz etmeye değmez.
Ortada sayılabilecek medya ise temkinli, korkak.
Kala kala birkaç bağımsız medya kanalı, birkaç cesur kalem kalıyor…
Fakat Akşener hareketi, başkaca yazar ve gazeteci arkadaşlar gibi davetli olarak katıldığım bu yemekli toplantıda da görülebileceği gibi, görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşmakta olan bir gerçek.
İktidar korkmakta haklı.
Açıkça ya da kapalı kapılar ardındaki planlarla engeller çıkarmak için ellerinden geleni yaptıklarında ve yapmayı sürdüreceklerinde kuşku yok.
Asıl önemli olan bütün kanatlarıyla “sol”un bu hareketi nasıl görüp değerlendirdiği.
Hiç kimse bu soldan kendi hedeflerinden vazgeçerek Akşener hareketinin kuyruğuna takılmasını istemiyor ve beklemiyor.
Bunu Akşener’in kendisi de istemez ve beklemez.
Fakat iktidarı gasp etmiş olan despotik gücü, en zayıf yanından vurarak alt etmek için bu hareketi desteklemek, yanında yer almak gerektiğini görmemek için de siyaseten kör olmak gerekiyor…

***

Sayın Akşener’in konuşmasında altını önemle çizdiğim cümlelerden biri şu oldu:
“Türkiye’nin bilgiye, görgüye dayalı dış politika aklına ihtiyacı var”…
Sevgili Meral Hanım, konuşmanızın pek çok başka yerinde sizin de belirttiğiniz gibi Türkiye’nin her alanda böyle bir akla ihtiyacı var.
Bu ihtiyacın bir başka adı da, normalleşmedir.
Ülkenin sağıyla, soluyla, ortasıyla normalleşmesinde çok önemli bir işlev üstlendiğinizi, işinizin çok güç olduğunu görüyorum ve biliyorum.
Yıllar önce bir hanım siyasetçi başbakan olduğunda, az kalsın bir övgü ve sevinç yazısı yazarak hayatımın sonradan çok pişman olacağım en büyük hatalarından birini yapmış olacaktım…
Çok şükür yapmadım böyle bir hata.
Fakat şimdi sizin için büyük bir güvenle bunları yazıyorum…
Devlet yönetiminde önemli görev üstlendiğiniz bir dönemin payınıza düşen sorumluluğunu üstlenmedeki açık yürekliliğiniz de bunda etken olmuştur.
Solda bir arkadaşınız olarak karşılaşacağınız bütün güçlüklerde yanınızda olmakta tereddüt etmeyeceğim.
Yurdumuza olan ortak sevgimiz, saygılarım ve alkışlarımla.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/834855/Meral_Aksener_gercegi.html



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 01.10.2017- 19:34


En baştaki yorumumun anlaşılmayacak bir yanı yok; hatta Veda'nın bile anlayabileceğini düşünmüştüm ama yine anlamamış. Verdiği yanıttan, heybesinden çıkardığı   ''sosyal faşist'' gibi ezberlerden anladığım bu. O zaman Veda'nın da anlayacağı şekilde yanıt vereyim:

Ataol Behramoğlu bu ülkede aklını peynir ekmekle yememiş her yurttaşımız gibi AKP gericiliğinden ve Erdoğan'ın tek kişilik devlet anlayışından iyice muzdarip. 1923 Cumhuriyet'inin yıkılıyor olması ve yerine neo-osmanlıcı, dinci bir yapının geçiyor olmasından kaygılı. Aydınlanmadan az çok nasiplenmiş her yurttaşımız gibi gerici AKP ve Erdoğan'a dur diyebilecek koşulların yaratılmasını savunuyor. Anlamak ve hak vermek gerekir. Ne var ki, böylesine haklı bir duruşu ve siyaseti sol için önemli sayabilmenin yolunun da yine sol parti ve anlayışları savunmaktan geçtiğini kabullenmemiz gerekir. Kendini solda tanımlayan birinin veya bir partinin   farklı bir duruşu ne adına yapılırsa yapılsın eleştiriye açıktır. Kuşkusuz Behramoğlu'nun bu tutumu da eleştiriye açıktır. Niyet ile eylemin birbirini tamamlamadığını iddia edebilmek mümkün.

Ancak; böyle bir eleştiride bulunabilmenin yolu öncelikle AKP gericiliğine gerçekten karşı olmaktan geçiyor.

Şimdi soralım Veda'nın böyle bir karşıtlığı var mı?

Dahası, AKP'nin iktidara gelmesinden beri, var mıydı? SF'de ve SP'de kendini solcu gören kürt milliyetçileri ile AKP'ye karşı ilkesel bir karşıtlık içinde miydi? Yanıt; ''hayır''; Veda ne o zaman ve ne de şimdi AKP gericiliğine karşıdır. Bu yüzden Ataol Behramoğlu'nun kaygıları Veda'yı hiç ilgilendirmemektedir. Veda gerçekte tam bir kuyrukçudur. Sağlam bir kuyrukçu. Son seçimlerde HDP'ye oy verirken bir gerekçeye tutunması gerekiyordu, ''AKP'yi geriletmek'' için samimiyetsizliğini o zaman uydurmuştu. Ama diyelim ki, samimi, diyelim ki, gerçek bir AKP gericiliğine karşıt. Ve diyelim ki, o gerekçeyle yani AKP'yi geriletme gerekçesiyle ''HDP çığırtkanlığı'' yapmış olsun. Eeee, o zaman Ataol'un yönelişi ile ne farkı var? Meral Akşener'in partisinin çok kuvvetli bir oy alması ve bunu da AKP'den koparması ihtimali AKP'yi gerçekten geriletecekse, HDP çığırtkanlığı ile Meral Akşener çığırtkanlığı arasında ne fark var?

Öyle değil mi, kuyrukçu arkadaş?

Sen sosyalizm dışı partilerin çığırtkanlığını yaparken hata değil, ''çürüme'' değil, ''müsvettelik'' değil, ama Ataol yapınca tu kaka mı olacak? Ataol'un yanlışlığı sol-sosyalist dışı odaklara fazlaca bir anlam yüklemesiyse, senin yaptığının ondan farkı ne?

Hııı?




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.10.2017- 19:04


Behramoğlu'nun önemli bir sosyalist aydın ve önemli bir sosyalist şair olduğuna ilişkin hiçbir kuşku yoktur. Behramoğlu'nun Meral Akşener konusunda yazdığı bu yazı bile bu gerçeği değiştiremez, değiştirmemeli. Behramoğlu bu ülkenin adım adım farklı bir kulvara taşındığını, parti devletini de geçtik Erdoğan'ın tek başına egemenlik kurmaya çalıştığı bir cumhuriyete dönüştüğünü görmekte, bu yüzden kaygılanmakta ve bu gidişi durduracak bir şeyler yapılması gerektiğine inanmaktadır. Bu kaygılar konusunda yerden göğe kadar da haklıdır ve bu konuda yalnız da değildir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan girdiği her seçimi -nedeni şu ya da bu- kazanmaktadır. Ülkede merkez sağ diye bir yapının kalmamış olması, Erdoğan'ın şu ya da bu nedenle sağın hemen hemen tamamının oylarını kendi partisinde konsolide edebilme becerisini gösterebilmesi ve bu yüzden ne yaparsa yapsın her seçimi kazanıyor olması, bu koşulların değişmemesi durumunda 2019'daki seçimi de kazanabileceği anlamına gelir. Görünen, bu tabloyu Meral Akşener'in değiştirebileceğidir. Anketler de bunu söylemekte ve Meral Akşener'in başında bulunduğu bir partinin girdiği ilk seçimde AKP'den önemli bir parçayı koparabileceğini göstermektedir. Böyle bir durumun da Erdoğan'ın 2019 sonrasındaki planlarının bozulabileceği anlamına gelmektedir.

Behramoğlu için katıldığı toplantının cezbedici yanı da budur ve Erdoğan'sız bir iktidarın cezbediciliği sadece Behramoğlu'na özgü de değildir. Ülkede sağcısından solcusuna, sağlı sollu liberalinden, her türlü döneğe kadar pek çok kişi aynı duygu ve düşünceler içindedir. Bunun da anlaşılamaz bir yanı yoktur. Ama buradaki sorun, sosyalist bir tavrın ne olması gerektiği üzerineyse eğer, yani, eğer sadece kuyrukçu olmadığı için Behramoğlu ve benzerlerini gömme alışkanlığı değilse tavrımız o zaman çözümün sadece ve sadece sosyalist partileri güçlendirmemizden geçtiği, bu ülkede bağımsız ve toplumsal alanda güçlü bir sosyalist parti olmadığı sürece Erdoğan'ı geriletmenin pek de mümkün olmadığını anlamamız gerekmektedir.

Behramoğlu'nun tavrının yanlışlığı bu gerçeği görememesinde yatmaktadır.

CHP ve HDP içindeki sosyalistlerin yanlışlığı da burada yatmaktadır.

Abartmayalım, Behramoğlu'nun tavrı, Behramoğlu'nun yanlışlığı CHP ve HDP içinde siyaset yapmaya çalışanlardan çok daha fazla değildir. Kimse ''bize yanlış mesaj vermeye çalışıyor'' diyerek Behramoğlu'nun üzerinde tepinmeye çalışmasın; CHP'ye ve HDP'ye oy çığırtkanlığı yapanların Behramoğlu'ndan hiçbir farkı yoktur.

Yok öyle ucuz kahramanlık, çuvaldızı önce kendimize...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.10.2017- 18:25


Ataol Behramoğlu ve Aydınlar Partisi-B. Sadık Albayrak


Ataol Behramoğlu’nun 30 Eylül 2017 günü Cumhuriyet’te çıkan “Meral Akşener Gerçeği” yazısı hüzünlendirdi beni. Yaşayan en önemli şairlerimizden birinin, sosyalist bir aydının, MHP kökenli, Türkiye’nin en kanlı dönemlerinden birinde, Tansu Çiller başbakanken içişleri bakanlığı yapmış sağcı bir politikacı için “Sahnede pırıl pırıl, apaydınlık bir kadın konuşuyor” diye yazması ve “Samimi, bilgili, açık sözlü, zarif…” diye devam etmesi derin derin düşündürüyor beni. Ataol Behramoğlu, “despotik iktidarı” alt etmek için Meral Akşener ve kuracağı partinin desteklenmesi gerektiğini savunuyor.Bu durum, “denize düşen yılana sarılır” atasözünü akla getiriyor. Düşündükçe düşünüyorum ve on yıl önceki, başka bir sosyalist yazarımızın hepimizi şaşırtan yazısını hatırlıyorum.

On yıl önce, 2007 Temmuz’unda, yine Cumhuriyet’te genel seçim arifesinde İlhan Selçuk bir yazı yazmıştı; “işkencecilerimi affettim!” İlhan Selçuk, AKP’yi durdurmak için MHP’ye de oy verilmesi gerektiğini savunuyordu. MHP yüzde on seçim barajının altında kalmamalıydı ve gerekirse CHP-MHP koalisyonu kurularak büyük tehlike savuşturulmalıydı.

İLHAN SELÇUK, İŞKENCECİSİNİ NASIL AFFETTİ?

O günlerde Cumhuriyet gazetesi,“Tehlikenin Farkında mısınız?” sorusuyla başlayan bir kampanya yürütüyordu. Bu tehlikenin, Cumhuriyet’i yıkacak AKP tehlikesinin bütünüyle farkında olan İlhan Selçuk, şahsi bütün kaygılarını bir yana bırakıyor ve 12 Mart’ta kendisine işkence eden faşist hareketin partisi MHP’ye oy isteyen yazı yazmayı göze alabiliyordu.

Faşizmden daha karanlık dinci gericilik,2007’den bugüne iktidarda bulunduğu on yılda İlhan Selçuk’un öngörüsünü doğrulayan ve belki de aşan ne korkunç bir tehlike olduğunu hepimize kanıtladı. Çocuklarımızı doğar doğmaz dinci eğitimle ablukaya alan, emekçiyi sendikasız, grevsiz, toplusözleşmesiz OHAL rejiminde asgari ücrete mahkûm eden, düşünen, itiraz edenleri işsizlik ve hapisle susturan, Suriye’de yüzbinlerce insanın katledilmesine, milyonlarca insanın yerinden edilmesine neden olan dinci katilleri destekleyen AKP iktidarı, geleceğimizi,boyutunu bilmediğimiz büyük tehlikelerin içine atmış bulunuyor. Kürt şehirlerini, Sur’u, Cizre’yi savaş harabeleri haline getiren, kadınlar için sokağa çıkmanın tehlikeli olduğu bir Türkiye yaratan AKP, bugünlerde medeni kanunuda ilga etmenin, imamlara nikâh kıydırmanın yollarını arıyor.

Ataol Behramoğlu’nun yazısı, bu koşullardan çıkış için çare arayan bir aydının çaresiz çıkışlarından birini yansıtıyor.

SEÇİMLERİN AYNASINDA AKP

2007’de İlhan Selçuk’un çıkışı, hepimize çok şaşırtıcı gelmişti. Çünkü henüz laiklik ortadan kaldırılamamış, eğitim imam hatip cenderesine bütünüyle alınamamıştı. Anayasa Mahkemesi ele geçirilememiş, hukuk düzeni iktidara bütünüyle tabi kılınamamıştı. Bunu sağlamak için düzenlenen 2010 Anayasa referandumunda liberal gericilerin “Yetmez ama evet!” kampanyasını ve Fethullah Gülen’in, “Kazanmak için gerekirse ölüleri bile mezardan çıkarıp oy kullandırın” fetvasını unutmuş değiliz. İyi kötü seçimler yapılabiliyordu; kaybedince geçersiz sayılan 2015 Haziran seçimi, bombalı katliamlarla düzenlenen 2015 Kasım seçimi, çuval çuval mühürsüz oyla kazanılan 2017 Nisan referandumu yapılmamıştı. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP genel başkanının karşısına CHP ve MHP eliyle seçenek olarak bir dublörü, Ekmeleddin İhsanoğlu çıkarılmamış ve ilk turda Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanması sağlanmamıştı. Kürt halkına savaş açılmamış, günlerce sokağa çıkma yasakları ilan edilerek Sur, Cizre bombalanmamış, ölüler sokaklarda bekletilmemişti.

Sosyalist aydın İlhan Selçuk bunların olmasını önlemek için, son şans olarak gördüğü 2007 seçimlerinde, dramatik yazılar yazıyor ve şahsi bütün kaygılarını bir yana bırakarak “işkencecimi affettim”, yeter ki Cumhuriyet’i yaşatmak için uzlaşalım, birlikte hareket edelim diyebiliyordu. Sosyalist bir aydının çaresizlik çığlığını, o günlerde tam anlayamamıştık.

CUMHURİYET: KURTARMAK MI, KURMAK MI?

Çaresizlik çığlığıydı; çare olamıyordu. İlhan Selçuk’un seçimlerde başarılı olarak Cumhuriyet’i yıkılmaktan kurtarmasını beklediği partiler, CHP ile MHP’nin Cumhuriyetin ve laikliğin ortadan kaldırılışına ciddi bir itirazı hiç olmadı. Hatta çarşafa rozet takan, türbanın serbestleştirilmesine onay veren parti CHP oldu.MHP ise zaten Türk-İslam Sentezi’nin partisiydi, sermayenin konjonktürel çıkarı hangi ideolojiyi gerektiriyorsa o yöne meyletmeyi politika biliyordu.

Özetle, İlhan Selçuk, çözümü yanlış yerde arıyordu. Kısa bir süre sonra gözaltına alınıp Ergenekon davasının sanıklarından biri yapıldı. Savunmasını tamamlayamadan ölümünde, farkına vardığı büyük tehlikeyi önleyememesinin büyük etkisi olduğundan kuşku duymuyorum. İlhan Selçuk’un trajedisi Cumhuriyet’i yaşatmak için cumhuriyetçi olmayan partilerden umar beklemesiydi.

Ataol Behramoğlu’nun yazısı da, aynı yanlışı tekrarlıyor. İlhan Selçuk’un CHP ve MHP’den Cumhuriyet’i yaşatma beklentisi az da olsa haklı olabilirdi. Ama artık bugün Cumhuriyet’in yaşatılması değil, yeniden kurulması gündemde. Cumhuriyet’ten geriye AKP’nin bütün kaynaklarını yağmaladığı, bütün değer ve kurumlarını yıktığı bir Türkiye enkazı kaldı. Bu enkazın onarılması değil, temizlenip yeni bir ülke kurulması gerekiyor.

http://ilerihaber.org/yazar/ataol-behramoglu-ve-aydinlar-partisi-77224.html



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.10.2017- 19:11


Bizim kuyrukçu arkadaşımız Veda sanırım düşünmüş taşınmış ve sonunda yepyeni (!) bir yorumda bulunmuş. Aslında bir üstteki yazısından farklı bir şey de yok ama, o yazarken farklı bir şey yazdığını sanıyor sanırım. Okuduğunu anlayamayan, böyle bir kapasitesi bulunmayan birinin yazdıklarının ne anlama geldiğini anlayabilmesi mümkün olabilir mi? Kullandığı kavramların bile ne anlama geldiğini bilmiyor bu arkadaş. Yıllarca hep kürt ulusalcı hareketine yedeklenmiş,   anlamadığı Lenin alıntılarının karşılığını ''teşekkür ederim Veda abi'', ''ne güzel yazdın Veda abi'', ''ne doğru söyledin Veda abi'' şeklinde almış, önce şaşırmış, sonra ''ben neymişim be abi'' demiş ve böylece edindiği bir cahil cesaretiyle bilmediği konularda ahkam kesme alışkanlığı edinmiş bir arkadaşımız bu veda arkadaş! Bu saçma sapan yorumlarının nedeni bence bu. Şimdilik yazısının tamamını buraya alalım. Sonrasına bakarız.:)


Sosyal Faşist Melnur bakın ne demiş;

“Ataol Behramoğlu bu ülkenin yetiştirdiği en namuslu aydınlarımızdan biridir. Solcudur, sosyalisttir.”

Evet   bu sosyal   faşiste göre Ataol Behramoğlu   SOSYALİSTMİŞ!
Bir kişi,bunlarca faili meçhulün sorumlusu(bunu kendiside bu vatan için her şeyi yaparım diyerek kabul ediyor) Faşist Meral Akşener’e övgü dolu sözler ederek,açık desteğini,arkasında olduğunu ifade etmesine rağmen Melnur bu kişiyi SOSYALİST ilan ediyor.

Siz hiç, bir FAŞİST’E gerekçesi ne olursa olsun,destek veren, onun arkasında olduğunu söyleyen bir SOSYALİST gördünüzmü???

Görmediyseniz görün çünkü bunların Sosyalizm anlayışı Nasyonal Sosyalizmdir.
Melnur da Nasyonal Sosyalistir.

Birde kalkmış bu sosyal faşist utanmadan,yüzü kızarmadan tekkesinde bize laf ediyor.
İsrarla ve inatla Ataol Behramoğlu’nun Meral Akşener güzellemesi ve desteğini haklı çıkarmaya çalışıyor.

Neymiş efendim,bu desteğin gerekçesi önemliymiş.
Ülke AKP eliyle sonu belli olmayan bir karanlığa sürükleniyormuş.(Sanki Meral Akşener’in içişleri bakanı olduğu dönemde ülke en karanlık dönemini yaşamıyordu)
Bu nedenle de AKP ye karşı herkesle işbirliği yapılırmış.

İyi ya işte AKP ye karşı   bir ULUSAL CEPHE oluşturun.
İçersinde,CHP,Vatan Partisi,HKP,Meral Akşener’in Partisi   ve TKP (Okuyan) olsun.
Birlikte hep beraber vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için mücadele edersiniz.
veda



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.10.2017- 13:04


Veda'nın bir problemi olduğunu çok yazdım. Bu durumun da daha çok kuyrukçuluğundan kaynaklandığını, kuyrukçuluğu aktif bir biçimde yaptığı dönemde kürt milliyetçisine şirin görünme çabasının gerçekte onu bir kürt milliyetçisine dönüştürdüğünü söyleyebilirim. Farkında mı değil mi bilmiyorum. Kurtulmaya çalıştığını seziyorum ama mümkün değil ki. Hem kuyrukçuluğu ve hem de kuyrukçuluğunu oturtmaya çalıştığı troçkist hurafelerden kendini kurtarabilecek bir donanımı yok. Evet, böyle! Veda'nın Marksizm ve Leninizm konusunda hiçbir donanımı yok. O bu öğretiyi kitaplardan değil, birkaç troçkist makaleden öğrenmiş (!) :) ML'i   birkaç makaleden aşırdığı Marks ve Lenin alıntılarını yaptığı yorumun içine almak olduğunu sanıyor.

Yıllarca da hep böyle yaptı.

Şimdi de değişen pek bir şey. Bir ara ( doğruya doğru diyebilmek için) TKP'ye yanaşır gibi olmuştu. Şimdi herhalde gemileri tamamiyle yaktı ve açıkça ''Kürt ulusalcılığı (''KÖH'' ) ile birlikte sosyalist devrim olabilirliğinden söz etmeye başladı :)

İlahi Veda!

Bakalım daha ne kadar takla atacaksın:)




Bu ileti en son melnur tarafından 15.10.2017- 20:35 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.10.2017- 20:42


İsrarla ve inatla Ataol Behramoğlu’nun Meral Akşener güzellemesi ve desteğini haklı çıkarmaya çalışıyor.

Neymiş efendim,bu desteğin gerekçesi önemliymiş.
Ülke AKP eliyle sonu belli olmayan bir karanlığa sürükleniyormuş.(Sanki Meral Akşener’in içişleri bakanı olduğu dönemde ülke en karanlık dönemini yaşamıyordu)
Bu nedenle de AKP ye karşı herkesle işbirliği yapılırmış.


Hemen bir üstteki alıntısında bunu yazmış bu kuyrukçu arkadaş! Ne diyordum hep, okuduğunu anlamıyor, anlamadığı için bu şekilde yorumlayabiliyor. Oysa üstteki yazıdan böyle bir sonuç çıkarmak sadece Veda'ya ait olabilir.

Ne gariptir ki, onunla ilgili yorumlarımda sanki Bilal Oğlan'a anlatır gibi yazmaya çalışıyor, çaba harcıyorum; ama, faydasız! Ne yapsam, nasıl yorumlasam olmuyor.

Kapasite ve donanım meselesi olduğunu sanıyordum ama, sanırım bunları da aşan bir sorunu var arkadaşın!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sol aydın ve radikalizm melnur 2 4684 27.06.2020- 10:39
Konu Klasör 6 ayda bin gazeteci kovuldu umut 1 4557 16.07.2014- 22:12
Konu Klasör 'AKP gitsin 1 ayda düzelir' ayhan 0 2804 17.06.2015- 22:10
Konu Klasör 'Aydınlanma nedir?' 233 Yaşında! melnur 14 10937 01.03.2020- 07:46
Konu Klasör İstanbul'da ilk TKP İşçi Evi bugün Tuzla Aydınlı'da açıldı... melnur 1 2319 03.10.2020- 10:03
Etiketler   Vedadan,   Aydın,   müsvetteleri
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS