SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
E.Helvacıoğlu: Geri Dönüş Yok.           (gösterim sayısı: 2.526)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 14.12.2017- 17:29


Gemileri yaktılar, geri dönüş yok-Ender HELVACIOĞLU


Zamanın oku geleceğe doğru; geçmişe dönemiyorsunuz. Bu önermeyi fiziksel düzlemde tartışmayı kuramsal fizikçilere bırakalım. Fakat toplumbilim alanında bu olguyu çok daha net görebiliyorsunuz. Eski mutlu dönemlere, altın çağlara dönüş arzusu kelimenin tam anlamıyla “ütopya”dır ve gerçekleşme olasılığı sıfırdır. Tarih boyunca bu tür eğilimler ve hareketler -tabii ki geleceğe bazı miraslar bırakmışlardır ama- kendi dönemlerinde hüsranla sonuçlanmışlardır.

Geçmişe dönülememesinin nedeni, geleceğin olasılıklı ve kaotik olmasıdır. Gelecek tam olarak belirlenmiş olsaydı filmi geri sarmak da mümkün olabilirdi; ama değil…

Kaldı ki önerme tersten de kurgulanabilir. Ogan Güner arkadaşım aktarmıştı, bir Rus deyişi şöyleymiş: Geçmiş öngörülemez! Geçmişin öngörülememesi (ki kesin olarak öngörülebilseydi tarih disiplini olmazdı), geleceğin kesin olmamasından kaynaklanır.

Kısacası, ne geçmiş ne de gelecek kaderdir. İkisi de gücümüz oranında ellerimizdedir.

***

Gerek dünya genelinde gerekse ülkemizde 500 yıllık (Türkiye için 150 yıl diyebiliriz) Modernite sürecinin kazanımlarının terk edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu eğilimi “geriye dönüş”, “Ortaçağa dönüş” olarak nitelemek -belki vurucu bir laf ama- pek doğru değil. Doğrusu, çağımızın hakim sınıfı olan küresel burjuvazinin ve onun devletlerinin Modernite’nin kazanımlarına ihtiyaçlarının kalmamasıdır. Modernite, artık ayak bağıdır küresel burjuvazi için…

Bu konuyu daha çok aydınlanma ve laiklik bağlamında tartıştık. Fakat konunun bir o kadar önemli olan diğer boyutu siyasal sistemler (ve temel nitelikleri) meselesidir.

Burjuva uygarlık modeli ile birlikte insanlığın gündemine giren ve “burjuva demokrasisi” başlığı altında toplayabileceğimiz şu kavramlar günümüzde ne durumdadır?

- Toplum sözleşmesi

- Parlamenter demokrasi

- Kuvvetler ayrılığı

- Siyasal partiler sistemi

- Seçimler

- Hukukun üstünlüğü

- Yargının bağımsızlığı

- İnsan ve yurttaş hakları

- “Özgür” medya vb…

Aristokrasiyi tasfiye ettiği ve kendi sistemini kurduğu dönemde ilerici burjuvazi tarafından ortaya atılan bu kavramlar, günümüz küresel burjuvazisi için artık ayak bağı değil midir? Tipik bir örneğini, AKP iktidarı altında ülkemizde de yaşamıyor muyuz?

Marksistler olarak, hem bu kavramların emekçilerin mücadelesi sonucunda elde edilmiş -dolayısıyla sahip çıkılması gereken- yönleri olduğunu vurgular, hem burjuva niteliğinden kaynaklanan sınırlılıklarını eleştirir, hem de özellikle emperyalizm döneminde birer göz boyama aracına dönüştüklerinin altını çizerdik.

Bütün bu tespitler doğruydu. Ama artık günümüz burjuvazisi bu kavramları -bir göz boyama aracı olarak bile- takmıyor. Çünkü elinde çok daha etkin ve rafine, yüksek teknolojili manipülasyon araçları var.

Örneğin bugün Türkiye’de gerek büyük burjuvazinin gerekse iktidarın, çoğunluğu az-çok memnun edecek bir “toplum sözleşmesi” oluşturmak gibi derdi var mıdır? Başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığı ile birlikte artık “parlamenter demokrasi” ve “kuvvetler ayrılığı” gibi kavramlardan söz edilebilir mi? “Hukukun üstünlüğü ilkesi”nin ve “yargı bağımsızlığı”nın tabutuna son çiviler de çakılmıyor mu? Siyasal partilerin politik yaşamın oluşmasında eski önemleri kalmış mıdır? Seçimlerin bir değeri var mıdır? “İnsan hakları” (özel mülkiyet hakkı da dahil) açıkça ihlal edilmiyor mu?

Bütün bunlar geçici bir despot iktidarın, o iktidar devrildiğinde ortadan kalkacak uygulamaları değildir. Bunlar, toplumdan ve üretimden ipini iyice koparmış bir sınıfın ve temsilcilerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik uygulamalardır. Bu sınıfın “normali” (düzeni, sistemi) budur. Türkiye’de de, küresel sermayenin merkez ülkelerinde de…

Bakın, anlı şanlı (ve popüler) bir profesörümüz en iyi rejimin “monarşi” olduğunu açıkça söyleyebiliyor. Mevcut sistem çerçevesinde düşünüldüğünde (tabii eskisinden ayırmak için neo-monarşizm” terimini tercih ederek) haklıdır da… Sistemin “işlerinin” yürümesinin gereği budur. Sanal olarak kazanılmış milyar dolarların ışık hızı ile dolaştığı ve el değiştirdiği bir dünyada, seçim, parlamento, yargı gibi “fren”lerle uğraşmanın bir anlamı var mıdır?

Eskinin derin devletinin asıl devlet olarak istikrar kazandığı bir döneme girmiştir dünya. İşler artık bütün gücü elinde toplamış “reislerle” yürüyecektir; bir mafya çetesinde olduğu gibi… Reisler birbirlerinin bahanesi ve gerekçesi olmaktadır. Halka da her türlü araçla bunun “normal” ve “gerekli” olduğu, başka çarenin bulunmadığı dikte edilmektedir. Kendi varlıklarının gerekçesi olarak, kendi yarattıkları korkunç dünyayı gösteriyorlar.

***

Son 30 yıldır birçok şeyin sonunun geldiği ilan edildi: Sosyalizmin, modernizmin, devrimlerin, ulus-devletin, emperyalizmin, anti-emperyalizmin, hatta tarihin… Bunların hepsi tartışmalı, hatta çoğunun uçuk iddialar oldukları da ortaya çıktı. Ama gerçekten sonu gelmiş olan bir şey varsa, o da “burjuva demokrasisi”dir. Çünkü bu bitiş, hem toplumsal/sınıfsal bir temele dayanıyor hem de bizzat yaratıcıları tarafından bitirildi.

Dolayısıyla artık “geri dönüş” olasılığı yok. Ancak ileri gidebiliriz; çünkü gemiler -bizzat küresel burjuvazi tarafından- yakılmış durumda.

Yanlış anlaşılmasın, kabullenmenin teorisini yapmıyoruz. Söylemek istediğimiz, geçmişe öykünüp duran değil, geleceği kurmaya yönelik bir “reddiye stratejisi” oluşturmanın gerektiğidir. Bu sınıfın ve temsilcilerinin “anladığı dilden” konuşan bir iktidar stratejisi…

Küresel burjuvaziye karşı, burjuva demokrasisi ve burjuva aydınlanması mevzisinden başarılı bir mücadele verme olanağı yok. Böyle bir strateji sürekli savunmada kalmaktan, geçmişe ağıt yakmaktan, müzmin muhalefet yapmaktan (veya daha güçlüler tarafından kurtarılmayı beklemekten) öte bir sonuç vermeyecektir, vermiyor. Böyle bir çizginin halkı etkileme olanağı da yok. Emekçi halk eziklere acır, yaralarını sarar, ama peşinden gitmez.

Yine yanlış anlaşılmasın, kaba bir sistem karşıtlığından ve sürekli soyut bir geleceğe gönderme yapmaktan da söz etmiyoruz. “Altın çağı” geçmişte aramak ile uzak geleceğe havale etmek arasında bir fark yok.

Sosyalistler olarak henüz günümüz koşullarına uygun, aşamaları dikkate alan bir reddiye ve aşma stratejisi oluşturabilmiş değiliz. İdeolojik temalarımız, politik programlarımız, araçlarımız, örgütlenme ve siyasal çalışma tarzlarımız 50 yıl öncesiyle aynı. Kronikleşmiş sorunların en temeldeki kaynağı budur sanıyorum.

Devam ederiz…



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör ‘Dışarıdan bilinç’ meselesi - Ender Helvacıoğlu melnur 0 2 26.01.2022- 11:21
Konu Klasör Moderniteden geri dönüş mümkün mü? melnur 0 1073 18.07.2020- 12:25
Konu Klasör TKP Kadıköy, Maçoğlu ve TİP üzerine... melnur 15 720 04.04.2024- 09:36
Konu Klasör Kemalizm ve Devrimci Doğan Avcıoğlu melnur 2 3945 01.01.2020- 15:17
Konu Klasör Maçoğlu'nun TKP'den Kadıköy adayı olacağı açıklandı melnur 11 447 29.02.2024- 01:37
Etiketler   E.Helvacıoğlu:,   Geri,   Dönüş,   Yok.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS