SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Böyle gitmez (mi?)- -Metin Çulhaoğlu           (gösterim sayısı: 1.718)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 01.01.2018- 10:14


Böyle gitmez (mi?)- -Metin Çulhaoğlu


Soldan ve merkezden pek çok yorumcu aynı şeyi söylüyor: Böyle gitmez…

Böyle gitmeyecek olan, bugünkü rejimdir; özellikle OHAL’le, KHK’larla ülkeyi sokmak istediği kalıptır. Bunlara bakılıp böyle gitmeyeceği sonucuna varılmaktadır.

Yabana atılacak görüş değildir. Örneğin, yakın geçmişte dillendirilen, hatta geldi geliyor denilen “liberal dalga” öngörüsüne göre ciddiye alınması gereken yanları vardır.

O zaman değerlendirmeye çalışalım.

***

En başta netlik gerektiren nokta:   “Böyle gitmeyeceği” yargısının temel dayanağı halkın yeni bir silkinişle sürece damgasını vuracağı, rejime dur diyeceği yolunda bir inançsa, buna kimsenin itirazı olmaz.

Ancak, “böyle gitmez” yargısında işin bu boyutu silik kalmaktadır ya da hiç yoktur. Ayrıca, merkezde yer alanlar da “böyle gitmez” diyebildiğine ve bu kesimin sokağa çıkan bir halk muhalefetine yakınlık duyması pek beklenemeyeceğine göre dayanaklar için başka yerlere bakmak zorundayız.

Neler olabilir?

Birincisi: AKP rejimi günümüz dünyasının ana yörüngesinden fazlasıyla sapmıştır; bir aykırılık oluşturmaktadır ve “böyle gitmesi” mümkün değildir.

İkincisi: Türkiye’de oturmuş bir “devlet geleneği” vardır; bu gelenek kimi dengeler konusunda çok hassastır; rejim ise bu dengelerle çelik çomak oynar gibi oynadığından “böyle gitmesi” mümkün değildir.

Üçüncüsü: Türkiye’de sermaye sınıfının bir aklı vardır ve bu akıl uzun dönemde nelerin kendi egemenliği aleyhine olabileceğini iyi bilir, siyasal iktidarlara buna göre ayar verir; AKP rejimi bu ayarlar dışına çıktığından “böyle gitmesi” mümkün değildir.  

***

Her birine kısaca bakalım.

Birincisi: Günümüz dünyasında kucaklayıcı bir ana yörüngeden çok birbiriyle çelişen eğilimlerden söz edilebilir. Üstelik bu eğilimler arasında daha baskın görünenler hiç de “AKP rejimini götürücü” nitelikte değildir. Dünya, siyasal rejimler ve ideolojik yönelimler açısından bir fetret dönemi yaşamaktadır. Neo-faşizm yükselen eğilim durumundadır. AKP rejiminin bu ortamda bulduğu ise uluslararası politika karmaşasında ortaya çıkan küçük bir kovuktan (niche-niş) çok kendi kafa denkleriyle birlikte tuttuğu büyükçe bir boşluktur.

İkincisi: “Bölünme” kaygısı, Kürt-Kürdistan fobisi dışında bugün oturmuş bir devlet geleneğinden söz etmek mümkün görünmemektedir.   “Gelenekte”, ordu, yargı, üst düzey bürokrasi gibi kurumların kim olursa olsun siyasal iktidarlara belirli bir mesafede durması esastır. Bugün söz konusu değildir.

Üçüncüsü: Sol düşünce, sermaye sınıfının aklı konusunda fazla teoricidir. Büyük sermaye kesimlerinin, örgütlerinin ve organik aydınlarının sınıf egemenliğinin sürdürülmesine ilişkin birtakım kaygıları olabilir.   Ancak bunların sınıfı bir bütün olarak kapsayacak kolektiviteye ya da anonimliğe ulaşması istisnai durumlara özgüdür. Sınıf, egemenliğini ciddi bir tehdit altında görmediği sürece kendi içindeki üste çıkma yarışlarıyla meşgul olur, ipleri de (daha) büyük ölçüde siyasal iktidarların eline verir.

Sonuçta, “böyle gitmez” yargısı için ileri sürülebilecek bu üç dayanağın her birinde ciddi boşluklar vardır; bunlardan kalkarak “böyle gitmez” deniyorsa, yeterince ikna edici değildir.

***

Peki, bütün bunlarla “böyle gider” demiş mi oluyoruz?

Hayır, sadece genel çerçevenin bu olduğunu ve bu çerçevenin AKP rejimini götürücü özellikler taşımadığını söylüyoruz. Halk muhalefeti faktörünü bir kez daha bir kenara koyarsak, sıralanan üç dayanağın her birine içrek olan ve bugün artık kalıntı/bakiye haline gelmiş aykırılıkların bir konjonktürde birleşmesi ve AKP rejimini gerçekten götürmesi teorik olarak elbette mümkündür.

Ancak, öne çıkan bir olasılık değildir ve bu olasılık gerçekleşse bile işin nereye varacağı konusunda ortada büyük soru işaretleri vardır.

Bu soru işaretlerinin kaynağı da AKP rejiminin önceki iktidarlara göre ortaya koyduğu bir farklılıktır: Rejim, oy/seçmen desteğinin ötesinde kendi toplumsallığını da yaratmış, daha önce toplumsal-siyasal yaşamda ancak sınırlı ağırlık taşımış birtakım eğilimler, değerler vb. loğ taşı gibi siyasal-ideolojik-kültürel alanın ortasına çökmüştür.  

AKP gitmesine gider de Türkiye artık “iki toplumlu” bir ülkedir ve bizce kalıcı olan da budur.





Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Elitmişiz! - Metin Çulhaoğlu melnur 0 1799 13.07.2019- 10:48
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu hakkında... melnur 7 2554 23.08.2023- 07:29
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu ile sohbetler. melnur 5 1729 06.10.2022- 00:39
Konu Klasör Zor, şiddet ve terör - Metin Çulhaoğlu melnur 0 1418 17.12.2019- 06:03
Konu Klasör Akıl akıldan üstündür - Metin Çulhaoğlu melnur 2 2227 30.11.2019- 11:21
Etiketler   Böyle,   gitmez,   mi-,   -Metin,   Çulhaoğlu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS