SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
SF'nin danışmanından bir safsata daha...           (gösterim sayısı: 3.293)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 02.01.2018- 09:32


SF'de danışman arkadaşımız meydanı da boş bulmuş estikçe esiyor. Güdükleşen yapıda meydan danışmana ve onun bir iki müridine kaldığı için bu arkadaş da Marksizm adına üfürdükçe üfürüyor. Açık seçik marksist olduğunu da söylemiyor, ya da ben rastlamadım. Ama görünüşte Marksist! Yorumlarında ise biraz Troçkist, biraz anarşist, çokça kerkameti kendinden menkul bir vaziyet. Rastladığım yazısında şöyle bir yorum var:

Yüzyıllar da çelişki değişmez. 20. İle 21.yy arasında değişen üretim biçimidir. Genişletilmiş yeniden üretim, genel üretim içerisinde ağırlığını yitirmiştir. 21.yy ağırlıklı olarak, bilimsel teknolojili üretimi temsil etmektedir. Üretim biçimindeki değişim nedeniyle iki ayrı yy, iki farklı fotoğraf vermektedir. Eski çağın ideolojileri ile bu çağda yol alınmaz. İşçi sınıfı ideolojileri artık geriye düşmüştür. Bu çağın öncüleri, bu çağın fotoğrafından çıkacaktır ve çıkmaktadır. İşçi sınıfının hem devrimciliği ve hem de öncülüğü geriye düşmüştür. Marksist ideoloji 20.yy da işçi sınıfı ideolojisi ile temsil edilirken bu yy komünist devrimin ideolojisi ile temsil edilecektir. Bu çağın gereksizleşen unsurları, devlet, para ve ordu, insan üzerinde terörü temsil etmektedir. O nedenle devrim tüm insanlığın devrimi olacaktır. Bu çağın devriminde bilinçli insanlar öne çıkacaktır. Bilinçli bireyler terör örgütlerinde yer almazlar. 20.yy sosyalistleri 21.yy da ellerine silah almadılar. Bu onların dönekliği ile ilgili değil, uyanıklığı ile ilgilidir.

Proletarya son devlet tarzı mıdır?

Proletarya diktatörlüğünde devlet egemenliğin aracıdır. Egemenliğin kendisi değildir. Egemen olan proletaryadır. Nüfusun çoğunluğunu teşkil eden proletarya devlet ile içli dışlıdır. Günümüz devletleri halklarla içli dışlı değil, egemenliği doğrudan kendisidir. İnsanlık buradan yok oluşa sürüklenir ve kendi kendini bitirirse göreceğimiz son devlet tarzı budur. Tersi olur ve insanlık dünya komünist devrimine merhaba derse işte o zaman tam demokrasiye doğru ilerleyen bir devlet göreceğiz. Her iki durumda da komünizm kaçınılmazdır. 1. Sinde çok az kalmış insanla ve yıkıntılar içinden komünizme geçilir. 2. İnde ise belki yine yıkıntılar arasında ama bu kez büyük çoğunluk insanla komünizme geçilecektir.


https://www.sosyalistforum3.net/showthread.php?p=380252#post380252

Nasıl olsa SF'de bilimsel sosyalizmi savunan kimse kalmadı, ve meydan da bu arkadaşa kaldı, bu arkadaş da ''ne yazsam gidiyor'' diye düşünüp, üfürmesini sürdürüyor. Marksistmiş ama işçi sınıfının değil, ''bilinçli insanlık''ın dünyayı değiştireceğini, söyleyerek aslında burjuvaziye hizmet ettiğinin de farkında değil. Bir yerlerden liberal düşünceleri kapmış, aklındaki birkaç sol teze eklemiş ve SF'de Marksizm konusunda uzman kesilmiş! BORGA yoksa Karataş var.

:)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.01.2018- 19:05


Yüzyıllar da çelişki değişmez. 20. İle 21.yy arasında değişen üretim biçimidir. Genişletilmiş yeniden üretim, genel üretim içerisinde ağırlığını yitirmiştir. 21.yy ağırlıklı olarak, bilimsel teknolojili üretimi temsil etmektedir. Üretim biçimindeki değişim nedeniyle iki ayrı yy, iki farklı fotoğraf vermektedir. Eski çağın ideolojileri ile bu çağda yol alınmaz. İşçi sınıfı ideolojileri artık geriye düşmüştür. Bu çağın öncüleri, bu çağın fotoğrafından çıkacaktır ve çıkmaktadır. İşçi sınıfının hem devrimciliği ve hem de öncülüğü geriye düşmüştür. Marksist ideoloji 20.yy da işçi sınıfı ideolojisi ile temsil edilirken bu yy komünist devrimin ideolojisi ile temsil edilecektir. Bu çağın gereksizleşen unsurları, devlet, para ve ordu, insan üzerinde terörü temsil etmektedir. O nedenle devrim tüm insanlığın devrimi olacaktır. Bu çağın devriminde bilinçli insanlar öne çıkacaktır. Bilinçli bireyler terör örgütlerinde yer almazlar. 20.yy sosyalistleri 21.yy da ellerine silah almadılar. Bu onların dönekliği ile ilgili değil, uyanıklığı ile ilgilidir.

Yani bu kadar saçmalık, bu kadar saçma cümleler nasıl bir araya geliyor, bu cümleleri kuran bir zihin hadi bilgiyi geçtik tutarlı bir mantıktan bile yoksun olabilir mi? Üretimin biçiminin de ve hatta niteliğinin de değişmiş olması mülkiyet ilişkilerinin değiştiği anlamına gelir mi? Üretimin dünyasal anlamda yatay bir gelişme göstermesiyle burjuvazi ve proletarya buhar mı oldu? Aynı biçimde küreselleşmeyle sömürü mü ortadan kalktı? Artık işçi sınıfı ideolojisinin önemi kalmamış, bu ideoloji geçen yüzyılın ideolojisiymiş, şimdi ''bilinçli insanlık ideolojisi''...Hadi saçmalıklar bu düzeye geldi diyelim, peki Marksizm bunun neresinde? Bu saçmalığa İ.Seçil -baykuş, hakkı- dışında inanan var mı? Hadi bir de turgut fatsa'yı katalım; başka?

Proletaryayı geniş anlamda yaşamını sürdürebilmek için emeğinden başka hiçbir şeyi olmayanlar ve bu yüzden iş gücünü satmak durumunda kalan sınıf olarak nitelendiriyoruz. Siyasal devrim proletarya ( ideolojisi) dışında gerçekleşecekse, ''bilinçli insanlar'' sınıfı diye bir özne mi üreteceğiz. Köylüsü, işçisi, işsizi, küçük burjuvası, büyük burjuvazı vb. hep birlikte komünist ideolojiyi öğrenecekler, bu konuda taktik ve strateji geliştirecekler, sınıflar üstü olan devleti çökertecekler, sonra devletsiz bir yapı oluşturacaklar aynı zamanda başka ülkelerde de aynı süreç aynı zamanda yaşanacak ve hoooop enternasyonalist komünist toplum.

Bu yüzyılın komünist ideolojisi!

O forumda bunları okuyup ''ya arkadaş sen ne saçmalıyorsun ya!'' diyecek biri demi yok?!






Bu ileti en son melnur tarafından 11.01.2018- 16:06 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.01.2018- 18:01


Marksist ideoloji 20.yy da işçi sınıfı ideolojisi ile temsil edilirken bu yy komünist devrimin ideolojisi ile temsil edilecektir

Bir anlamı var mı?

Yok!

Bu tür saçma yorumların nedeni bu arkadaşın aslında bildiğini sandığı şeyi bilmemesi. Ve bu bilgisizliğini bir türlü kabullenememesi. Problem burada. Bilmediğini anlasa ve bilmek için gayret etmeye çalışsa bu tür absurt-saçma ve anlamsız cümleler yazmayacak. Bu tür saçmalıklar hemen her yazısında var.

Bir kere Marksizme göre siyasal ve toplumsal devrimin öznesinin neden proletarya olduğu, neden büyük burjuvazi, küçük burjuvazi veya köylülük olamayacağı çok açık. Çünkü sömürüye doğrudan muhatap olan ve sınıfsal çıkarı komünist ollan tek sınıf olduğu için böyle. Diğer sınıflar için aynı şeyi söyleyemeyiz. Proletaryanın Marksizmdeki önemi burada yatıyor. Bu temel nedeninin yanında kapitalizmde örgütlenme konusunda diğerlerine nazaran daha önemli bir farklılığı olduğu için ve eylem (grev, direniş, genel grev) yaptığında sistemi durdurabilecek ve zayıflatabilecek işlevselliği olduğu için böyle. Yoksa kafadan uydurulmuş bir şey, bir zihinsel obje olduğu için değil.

Diğer sınıflar için bunu söyleyebilmek mümkün değil.

Ve ayrıca değişimi yani hem siyasal ve hem de toplumsal devrimi ''bilinçli insanlık yapacak'' demek, konuyu bir bütün olarak hiç anlayamamak, kavrayamamak demektir.   Konuyu anlayamamak demek aslında Marksizmi anlayamamak demektir. Hasan Karataş ve müridi arkadaşın öncelikli yanlışı bildiğini sanması. Sorun burada.

Şu cümleye bakın:

''Marksist ideoloji 20.yy da işçi sınıfı ideolojisi ile temsil edilirken bu yy komünist devrimin ideolojisi ile temsil edilecektir.''

''Marksist ideoloji'' içine pek çok sebzenin katıldığı bir çorba değil ki, bugün öyle olsun, yarın başka türlü olsun. Onun bir bütünlüğü var. Birazını oradan alayım, birazını akmayayım, içine biraz TRoçkist tuz dökeyim, bir de anarşist biner eklersem, oh ne güzel, bak yeni bir şey söylemiş olurum, diye düşünmek, aslında hep aynı sorundan, Marksizm Leninizmi bütünsel bir biçimde anlayamamak ve oradaki devrimci özü kavrayamamaktan kaynaklanıyor.

Böyle olduğu için bu kadar saçma ve anlamsız cümleler kuruluyor.
BU anlamsızlığı da bu arkadaşın ( ve müridinin) hemen bütün yazılarında görebilmek mümkün.






Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 08.01.2018- 09:15


Devrimi bilinçli insanlık yapacak, proletarya diktatörlüğü olmayacak vb. demek, -sürekli yineliyorum- konuyu hiç anlayamamak demektir. Elveda proletaryacı olmak demektir ve Marksizme de veda etmek demektir.

Ama arkadaş hala marksist, troçkist ve anarşist!

Kısaca kerameti kendinden menkul dediğimiz solculuk böyle bir şey.

Bir anlamda ego tatmini!





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.01.2018- 16:07


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Yüzyıllar da çelişki değişmez. 20. İle 21.yy arasında değişen üretim biçimidir. Genişletilmiş yeniden üretim, genel üretim içerisinde ağırlığını yitirmiştir. 21.yy ağırlıklı olarak, bilimsel teknolojili üretimi temsil etmektedir. Üretim biçimindeki değişim nedeniyle iki ayrı yy, iki farklı fotoğraf vermektedir. Eski çağın ideolojileri ile bu çağda yol alınmaz. İşçi sınıfı ideolojileri artık geriye düşmüştür. Bu çağın öncüleri, bu çağın fotoğrafından çıkacaktır ve çıkmaktadır. İşçi sınıfının hem devrimciliği ve hem de öncülüğü geriye düşmüştür. Marksist ideoloji 20.yy da işçi sınıfı ideolojisi ile temsil edilirken bu yy komünist devrimin ideolojisi ile temsil edilecektir. Bu çağın gereksizleşen unsurları, devlet, para ve ordu, insan üzerinde terörü temsil etmektedir. O nedenle devrim tüm insanlığın devrimi olacaktır. Bu çağın devriminde bilinçli insanlar öne çıkacaktır. Bilinçli bireyler terör örgütlerinde yer almazlar. 20.yy sosyalistleri 21.yy da ellerine silah almadılar. Bu onların dönekliği ile ilgili değil, uyanıklığı ile ilgilidir.

Yani bu kadar saçmalık, bu kadar saçma cümleler nasıl bir araya geliyor, bu cümleleri kuran bir zihin hadi bilgiyi geçtik tutarlı bir mantıktan bile yoksun olabilir mi? Üretimin biçiminin de ve hatta niteliğinin de değişmiş olması mülkiyet ilişkilerinin değiştiği anlamına gelir mi? Üretimin dünyasal anlamda yatay bir gelişme göstermesiyle burjuvazi ve proletarya buhar mı oldu? Aynı biçimde küreselleşmeyle sömürü mü ortadan kalktı? Artık işçi sınıfı ideolojisinin önemi kalmamış, bu ideoloji geçen yüzyılın ideolojisiymiş, şimdi ''bilinçli insanlık ideolojisi''...Hadi saçmalıklar bu düzeye geldi diyelim, peki Marksizm bunun neresinde? Bu saçmalığa İ.Seçil -baykuş, hakkı- dışında inanan var mı? Hadi bir de turgut fatsa'yı katalım; başka?

Proletaryayı geniş anlamda yaşamını sürdürebilmek için emeğinden başka hiçbir şeyi olmayanlar ve bu yüzden iş gücünü satmak durumunda kalan sınıf olarak nitelendiriyoruz. Siyasal devrim proletarya ( ideolojisi) dışında gerçekleşecekse, ''bilinçli insanlar'' sınıfı diye bir özne mi üreteceğiz. Köylüsü, işçisi, işsizi, küçük burjuvası, büyük burjuvazı vb. hep birlikte komünist ideolojiyi öğrenecekler, bu konuda taktik ve strateji geliştirecekler, sınıflar üstü olan devleti çökertecekler, sonra devletsiz bir yapı oluşturacaklar aynı zamanda başka ülkelerde de aynı süreç aynı zamanda yaşanacak ve hoooop enternasyonalist komünist toplum.

Bu yüzyılın komünist ideolojisi!

O forumda bunları okuyup ''ya arkadaş sen ne saçmalıyorsun ya!'' diyecek biri demi yok?!






Verilen yanıtta üretim biçimi ve niteliği üretim tarzı anlamında kullanılmamıştır. Danışman arkadaşımız bu kavramları üretim tarzının değiştiği anlamında kullanmışsa o da yanlış bir yorumda bulunmuş demektir. Bu arkadaşın yaptığı yorumların hemen hepsinin yanlış olduğunu öteden beri söylüyorum. Yanlışlıklar sınıf ve sınıfsal mücadelenin gözardı edilmesinden kaynaklanıyor. Ulusal üretimlerin yerini gelişmiş ülkeler için uluslararası bir özellik almışsa bu durum hiçbir şekilde mülkiyet ilişkilerinin değiştiği anlamına gelmiyor. Arkadaşlar ya bunu karıştırıyorlar ya da sosyalizme veya reel sosyalizme   karşı bir anti-pati duyduklarından ''eski sosyalizm'' başlığı altında Marksizm'in temel görüşlerine karşı çıkmaktalar. Anlamadıkları ise böyle bir siyasal tutumun ne Marksizmle ilişkisi vardır ve ne de böyle bir siyaset tarzıyla komünist topluma varılamayacağı   konusudur. Komünizmi bir gerçekliğe dönüştüren şey sınıf mücadelesidir çünkü; marksizmin tarih ve toplum teorisinin temeli olan sınıf mücadelesi...

Yoksa...

Bir kez daha altını çizelim, siyasi çözümlemelerimizde burjuvazi ve proletarya yoksa...
Dolayısıyla sınıf mücadelesi yoksa...
Komünizm de yoktur...
Komünist toplum bir hayal haline gelir.

İstenildiği kadar ''ben Marksistim'', ''ben komünistim'' denilsin, bilinçli bir çarpıtma değilse tamamiyle bir cehalet örneği...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.01.2018- 13:28


Saçmalığın daniskası mı, yoksa liberalizm saflarından sosyalizme yönelik saldırıların bir başka biçimi mi? Hem komünist olma iddiası ve hem de ''başka bir ideoloji''den söz etmek! Tekrar edelim, komünist toplumu bir gerçekliğe dönüştürecek yol haritası Marksizmin bu konudaki çözümlemeleri, ve temel nitelikleridir. Eski sosyalizm denilerek Marksizm'in bu konulardaki temel çıktılarını reddetmek aslında komünist toplumu reddetmektir. Komünist ideolojiyi iğdiş etmektir. Komünizmi gerçekliğinden kopartıp bir hayale dönüştürmektir.

Sözde liberalizme karşı olup, Marksist olmak değil, sözde Marksist olup gerçekte karşı-devrimci saflara savrulmak demektir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 13.02.2018- 21:13


Sınıflar yoktu ve dolayısıyla sınıf mücadelesi de...Devrim ''bilinçli insanlık'' tarafından yapılacaktı. Burjuvazi dahil her sınıftan bilinçli insanlar birleşerek kendi başına bir sınıf veya bir ŞEY olan devleti yenecekler ve sonra toplumsal dönüşümleri de gerçekleştirerek komünist topluma varılacaktı...

Böyleydi Hasan Karataş'ın ideolojisi; böyle söylüyordu ve söyledikleriyle hem Marksist, hem Troçkist ve hem de anarşistti. Ama bir tuhaflık var sanırım; ya değişti, ya daha önce söylediklerini unuttu. Şimdi de ''savaşlar yalan, gerçek savaş sınıflar arasındaki savaştır'' şeklinde cümleler kurmaya başlamış :)

https://sosyalistforum3.net/showthread.php?t=82365

Konunun devamında turgut fatsa ( bizdeki owert) arkadaşın yanıtı da ilginç:

''Hasan arkadaşın ,''uyduruk savaş'' kavramına itiraz ettim. Evet savaşın uyduruğu olmaz. Ancak onun daha sonraki yazıların da ise bu kavramı Sınıflar mücadelesin olmadığı savaşları ''uyduruk savaş '' olarak anlamdırdığını anladım . '' Hasan arakadaşa göre ve yaklaşımına göre ''Sınıflar mücadelesi dışındaki savaşlar uyduruk savaşlardır. '' Anladığım bu oldu. Doğrudur , bu anlamda doğrudur ''

Demirel zamanında söylemişti; ''dün dündür, bugün bugün''.Hani ne oldu bilinçli insanlığa; sınıf savaşları varsa, adını koyalım burjuvazi ile proletarya arasında uzlaşmaz çelişki varsa, ve bu çelişki hala sınıf mücadelesi, sınıfsal şavaşım şeklinde devam ediyorsa, bilinçli insanlığa ne oldu, devlet nasıl yıkılacak :)

Kerameti kendinden menkul tavır böyle bir şey olsa gerek; ne bir anlam var, ne de bir tutarlılık...




Bu ileti en son melnur tarafından 17.02.2018- 20:29 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.09.2018- 17:07


Marksist ideoloji 20.yy da işçi sınıfı ideolojisi ile temsil edilirken bu yy komünist devrimin ideolojisi ile temsil edilecektir

Aslında böyle bir cümle kurabilen arkadaşın, başka hiçbir konuya girmeden bu yazdığı üzerine düşünmesi gerek. Bir düşünse, düşünmek için gerekli olan bilgileri edinerek ve ben biliyorum zaten demeden düşünse, söylediklerinin saçma sapan şeyler olduğunu, yanlış olduğunu, tutarsızlık ve çelişki içerdiğini görecek. İşçi sınıfı ideolojisinin zaten Marksist bir ideoloji olduğunu, buna sosyalist ideoloji, komünist ideoloji veya ML ideoloji ..-de denilebildiğini görecek. O zaman böyle bir cümle kurulmaması gerektiğini ve bu cümlenin anlamsız bir söz yığınından ibaret olduğunu görecek...

Ama olmuyor; bilimsel sosyalist ideolojiye özellikle reel sosyalizmin çözülüşünden sonra o kadar yoğun bir ideolojik saldırı var ki, bu ideolojik saldırı, bu arkadaşların zihninde bir çarpılmaya yol açmış. Bu arkadaşlar ki, ben bunlara kerameti kendinden menkul solculuk adını veriyorum, sosyalistler, komünistler, marksistler ve hatta zaman zaman da Leninistler; ama sosyalizmin, komünizmin, Marksizmin ve Leninizmin temel tezlerine de, devrimci özüne de karşı olarak!




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.11.2020- 08:25


Eski bir konu, ama SF'nin danışmanının söyledikleri ne kadar Marksizme aykırı ve ne kadar tutarsız ve anlamsız gelirse gelsin, bu konuda epey yandaş bulabilecek türde bir konu. Reel sosyalizm çözülmüşse mutlaka bir yerde büyük bir yanlışlık vardır inanışı özellikle sözde sol-sosyalist forumlarda çok yaygındı. Sadece oralarda da değil, gerçek yaşamda, eski solcularda da böyle bir anlayış var. 80 öncesinde tanıdığım ve o dönemde DİSK'in öncülüğünde oldukça etkin gözüken (tarihi) TKP'liler (işçiler) var. ''Sosyalizm mi kaldı!'' diyorlar, yarım ağızla. Böyle inanıyorlar. Karşılarına bir liberal veya bir kerameti kendinden menkul solcu(!) çıksa ve ne söylerse söylesin, ''haklısın'' diyecek bir yöne savrulmuşlar. Bir tanesiyle karşılaşmıştım. Taşkızak tersanesinde etkili TKP'li (İGD'li) işçilerdendi ve o dönemde aramızda epey tartışma da geçmişti. ( O günleri hatırladığımda, bugün onlarrın söylediklerine hak veriyorum. Sınıf harekete geçici bir pozisyon almadıkça sınıfla arayı (açıyı) açacak siyasal tavırlardan uzak durmak gerekirdi. Bu ülkede sosyalizmin önemli mevziler kazanabilmesi ancak sınıfın katılımıyla mümkün hale gelebilirdi.) Şimdi reel sosyalizmin çözülüşü bu kesimlerde büyük bir yılgınlığa, pasifliğe, ve dönekliğe neden olmuştur. Sözde sol-sosyalist forumlara yansıyış ise kerameti kendinden menkul solculuktur. Uydurma, üfürmeden başka hiçbir anlamı olmayan bir tavır. Danışman ( tanımadığım için samimi olup olmadığını bilemiyorum) eğer samimiyse, samimiyetle bu yazdıklarını ileri sürüyorsa Marksizm konusunda çok temel bir eksiklik nedeniyle bir savrulma yaşadığını söyleyebilirim.

Anarşizm ile Marksizm arasında temel bir ayrım var. Anarşizm devletin sınıfsal niteliğine bakmaksızın devlet konusunda bir karşıtlık içine girer. Her türlü otoriter anlayışa   karşıtlığı savunur. Sınıfsız ( komünist) toplumu savunmak konusunda Marksizmle aynı yerde durmasına karşı ona ulaşma konusundaki siyasetlerde ve pratikte keskin bir karşıtlık içine düşerler. Marksizmin bu konudaki tavrı nettir. Birincisi devletin sınıfsal niteliği ve ikincisi komünizme giden yolda proletaryanın   devlete olan ihtiyacı. Kısaca biçimsel olarak bir burjuva aygıt ve tarihin belli bir momentinde ortaya çıkmış bulunan devletin sınıfsızlığa giden süreçte işçi sınıfının kullanması gereken bir büyük ve önemli bir mekanizmadır; Komünizm yolunda olmazsa olmazdır. Devleti siyasal devrimden sonra proletaryanın ihtiyaç duymayacağı bir aygıt olarak yorumlamak hem komünizme karşı olmak demektir ve hem de Marksizmle ilişkinin kesilmesi demektir.

Bir daha yineleyelim; çünkü konu gerçekten önemli. Reel sosyalizm konusunda samimi eleştirilerin pek çoğu devlet konusunda ortaya çıkmıştır. Devletin sınıftan kopuk ve hantal yapısı konusunda sol sempatizanda bir algı vardır ve doğru mudur, yanlış mıdır ayrı bir konu ama, ciddiye alınması gereken bir algıdır bu. Belki bu yüzden birtakım samimi unsurların reel sosyalizm karşıtlığı üzerinden böyle bir siyasal tavır aldıkları da söylenebilir. Ama böyle bir tavırda ne kadar haklı sayılabilecek, mazur görülebilecek bir yan varsa, bu tavrın devleti anarşistler gibi yok sayma noktasına gelmemelidir. Devleti yok saymak ve siyasal devrimden sonra proletaryanın emrinde bir oluşum olarak görmemek komünizmi yani sınıfsız ve devletsizliği reddetmek anlamına gelir. Devlet olmadan, proletarya böyle bir araca sahip olmadan komünist bir sistem kurulamaz. Siyasal devrimden sonra daha da şiddetli bir şekilde süreceği reel sosyalizm deneyimiyle kanıtlanan bir mücadele kazanılamaz. Mümkün değil. Bu yüzden danışman arkadaşımızın devlet ve sınıflar konusundaki yaklaşımı Marksizmle ilişkilendirilemez. Bir marksist böyle bir siyasal tutumu Marksizme rağmen savunamaz.

Bu kadar değil kuşkusuz. Konuya bu şekilde yaklaşmak ortada var olan sorunu tam olarak gidermeye yetmiyor. Reel sosyalizm deneyimi sürecin tek bir kurşun bile atılmadan kapitalizme dönüştüğü gerçeğini de gösteriyor. Yani, istenildiği kadar gereklilik adına böyle bir mekanizmada ısrar edilsin ve pratikte hayata geçirilsin, eğer uygun bir yapılanmayla toplumdaki işlevini almamışsa yarardan çok zarar da verebilir ve SSCB'de gördüğümüz şekliyle düzen kapitalizme evrilirken sessiz ve işlevsiz de kalabilir. Yanlış bence burada yatıyor. SSCB'nin kapitalizme dönüşümünün sınıf mücadelesinin yitirilmesi sonucu ortaya çıktığı gerçeğini öteden beri savunuyordum ve sınıf mücadelesinin yitirilmesinin mutlaka burjuva ve anti-sosyalist unsurların silahlı bir kalkışması sonucu gerçekleşeceği anlamına gelmiyordu. Reel sosyalizm bize şunu gösterdi ki, kuruluş döneminde başta devlet proleter diktatörlük konusunda gereken işlevlerle donatılmadıkça ve gereken denetim mekanizmaları oluşturulmadıkça   sınıf mücadelesinin o süreçte gerçekleşmesi kaçınılmaz oluyor. Yapılması gereken şey gerçek bir denetim oluşturabilmek, devletin sınıftan kopuk bir biçim almasının önüne geçmek ve partide de demokratik merkeziyetçiliğin demokratik tarzının olabildiğince geniş bir biçimde işlerlik kazanabilmesini sağlamaktır. Öyle düşünüyorum. Kuşkusuz bu kadar basit de değil. Açılması derinleştirilmesi gerekir. Kısaca kuruculuk dönemine olabildiğince sınıfın kendisini katmak ve geniş yığınlarca sahiplenilmesini sağlamak geriye dönüşün önünde büyük bir engel olacaktır. Kuşkusuz komünist partinin öncülüğünü devrimden önce olduğu gibi devrim sonrasında da gerekli ve zorunlu olduğunu hiç yadsımadan...



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Meral Danış Beştaş: Birinci parti, üçüncü partiyi siyaset dışına itmeye çalışıyor melnur 1 1729 05.10.2020- 10:12
Konu Klasör Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Ünal Çeviköz: Demirtaş ve Kavala'yı serbest bırakacağız.. melnur 0 304 17.03.2023- 00:24
Konu Klasör Daha az yemek daha mı sağlıklı? melnur 2 4646 10.12.2014- 22:19
Konu Klasör Dünyanın en güzel insanlarından dünyanın en güzel marşlarından biri: Çav Bella. melnur 0 1650 11.07.2019- 23:47
Konu Klasör DAHA FAZLA SİYASET, DAHA FAZLA PARTİ melnur 6 4455 06.02.2018- 12:56
Etiketler   SFnin,   danışmanından,   bir,   safsata,   daha.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS