SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
9 Mayıs: Boyun eğmeyenlerin zafer günü           (gösterim sayısı: 2.955)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 09.05.2018- 09:52


9 Mayıs: Boyun eğmeyenlerin zafer günü

Modern tarihin insanlığın karşısına çıkardığı en azılı düşman, Nazi faşizmi, 9 Mayıs 1945'te boyun eğmeyen halklar tarafından yenilgiye uğratıldı.


Resim Ekleme

Bugün farklı uluslardan milyonlarca insanın kanıyla Nazi faşizmine karşı kazanılan büyük zaferin 73. yıl dönümü.

Dünya'nın dört bir yanında Zafer Günü olarak kutlanan 9 Mayıs, Berlin'deki Reichtag'a yani Alman parlamento binasına orak-çekiçli kızıl bayrağın dikildiği gün.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin ve Avrupa'daki komünist partilerin öncülüğünde kurulan direniş örgütlerinin eşi görülmemiş fedakarlığını, canı pahasına karanlığa boyun eğmeyen milyonları saygıyla anıyoruz.

Resim Ekleme

İŞÇİ SINIFINA KARŞI DESTEKLENDİ
Faşist hareket ilk olarak İtalya'da, Benito Musollini'nin Ulusal Faşist Partisiyle iktidara geldi.

İtalyanca "demet" anlamına gelen "fasci"den türeyen faşizm, Birinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından İtalya'da yükselen işçi sınıfı hareketine karşı toprak ağalarının ve büyük sanayicilerin kurduğu "fasci di combattimento"nun ideolojisi olarak ortaya çıktı.

"Fasci di combattimento" yani "savaş birlikleri" patronların ve toprak ağalarının desteğiyle 1910'lu yıllarda örgütlendi, silahlandı ve daha iktidara gelmeden işçi önderlerine ve komünistlere karşı pek çok katlima ve siyasi cinayete imza attı.

İlk olarak farklı bölgelerde birbirinden bağımsız bir şekilde kurulan bu çeteler, daha sonra Musollini'nin önderliğinde bir federasyona ve ardından Ulusal Faşist Parti'ye dönüştü. 1922 yılında iktidara gelen Faşist Parti, İtalya'yı 1943 yılına kadar terörle yönetti.

ALMANYA'DA FAŞİZME GÖZ YUMULDU
Faşistlerin İtalya'da iktidarı ele geçirmesinden 10 yıl sonra, 1933 yılında Nazi Partisi Almanya'da iktidara geldi. Devleti ele geçirmeye giden yolda her türlü entrikayı çeviren Nazi Partisi, Alman sermayesinden büyük destek gördü.

Birinci Dünya Savaşı'ndaki yenilgisinin ardından imzaladığı ağır anlaşmalarla silahlanmasına sınır getirilen Almanya'nın, uluslararası işçi sınıfı hareketine ve SSCB'ye karşı Avrupa'da kapitalizmi korumak için bu anlaşmaları ihlal etmesine ve hızla militaristleşmesine göz yumuldu. Naziler iktidardayken dahi ABD'li şirketler Almanya'ya büyük yatırımlar yapmaya devam ettiler.

Resim Ekleme
ABD Nazi Partisi'nin yaklaşık 22 bin kişinin katıldığı salon etkinliği - Madison Square Garden, New York, 1939
(ABD Nazi Partisi'nin düzenlediği 22 bin kişilik salon etkinliği - Madison Square Garden, New York, 1939)

NAZİLERE YOLU SOSYAL DEMOKRASİ AÇTI

Nazilere iktidar yolunu açansa, daha sonra bunun bedelini ağır ödemekle birlikte, Sosyal Demokratlar oldu.

Ekim Devrimi'nin ardından devrim Almanya'ya sıçramış, Almanya'nın dört bir yanında sovyetler kurulmaya başlamıştı.

1918 Kasım Devrimi ya da Alman Devrimi olarak anılan gelişmeler Kayzer II. Wilhelm'i ülkeden kaçmaya zorladı ve Birinci Dünya Savaşı'na son verdi. Devrimin ardından kurulan Weimar Cumhuriyeti'nin ilk hükümeti Sosyal Demokratlar, ilk devlet başkanı ise bu partinin lideri Friedrich Ebert'ti.

Kasım Devrimi'nin ardından kurulan Ebert hükümetinin ilk işi ise, Devrimi ilerletme çağrısı yapan komünist Spartakistler Birliği'nin önderleri Rosa Luxemburg ve Karl Liebnecht'i vahşice katlettirmek ve işçi sınıfı hareketini kanla bastırmak oldu.

Bu kirli savaş için Ebert, sosyal demokrat Savunma Bakanı Gustav Noske'ye, daha sonra Adolf Hitler'in ve Nazi Partisi'nin de içerisinden çıkacağı, karşı devrimci milis gücü Freikorps'u (Özgür Birlikler) kurdurdu.

EHVENİ ŞER FAŞİZME GÖTÜRDÜ
Sosyal Demokrat Parti, 1933'e giden süreçte de her zaman komünistlerden daha fazla korktu. Nazi partisi büyük bir tehdit olarak hissedilir hale geldiğinde bile, faşizme karşı komünistlerin "işçilerin birleşik cephesi" önerisini desteklemek yerine, bugün de emperyalistlerin çok sevdiği "iki aşırı kutup" söylemini kullanmayı yeğleyerek faşizmle komünizmi eşit gören bir yaklaşım tercih etti.

Sosyal demokrasinin faşizme kapıları ardına kadar açtığı uğrak ise Nisan 1932'de yapılan seçimlerde aldığı tutum oldu.

ABD Komünist Partisi'nin önderlerinden William Z Foster, Üç Enternasyonal'in Tarihi kitabında Nisan 1932 seçimlerini şöyle anlatıyor:

"Sosyal demokrasinin son ihanetiyse, Hitler’e nazaran 'ehveni şer' olduğu ve Nazi faşizminin önünde bir set olacağı gibi aptalca bir varsayımla Von Hindenburg’un devlet başkanlığına yeniden seçilmesiydi. Nisan 1932’deki tayin edici seçimin sonucunda Hindenburg, 18 milyon 657 bin 497 oyla, 11 milyon 339 bin 446 oy alan Hitler’i geride bırakarak seçimi kazandı; Komünist aday Thalmann ise 4 milyon 983 bin 341 oy kazandı.

Hindenburg, elbette Hitler’e göre 'ehveni şer' değildi; aksine tam da Hitler’i iktidara taşımak için en uygun araçtı. Bu gerçeği eksiksiz bir şekilde ortaya koyan komünistler, 'Hindenburg’a verilen oy Hitler’e verilmiştir' diyerek, Hindenburg ile Hitler arasında yapılacak tercihin faşizme giden iki yoldan birini seçmek olacağı konusunda işçileri uyardı. Ne var ki sosyal demokrasi, burjuvaziyle trajik ittifakını sonuna kadar götürmekten vazgeçmedi.

(...)

30 Ocak 1933’te Hindenburg, Nazilere tamamen teslim olarak Hitler'i şansölye yaptı. Nazilerin terör saldırıları birden katlanarak arttı. Komünist Parti tamamen yasadışı ilan edildi, yüzlerce komünist öldürüldü ya da tutuklandı."











Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.05.2018- 09:57


İLK BÜYÜK SAVAŞ: İSPANYA
İspanya'da Komünist Parti'nin de içerisinde yer aldığı Halk Cephesi'nin 1936 Şubatı'nda seçimleri kazanması ve aynı yılın Temmuz ayında başlayan General Franco önderliğindeki Falanjistlerin ayaklanması ülkeyi hızla iç savaşa sürükledi. Alman ve İtalyan faşistler de, ülkelerindeki işçileri kölece çalıştırarak arttırdıkları savunma sanayii üretimlerini İspanya'daki faşist isyancılarla paylaşmaktan geri durmadılar.

Cumhuriyetçilerin, Alman destekli Falanjist isyancılara karşı yürüttüğü mücadele 1939 yılında yenilgiyle sonuçlandı. İspanya İç Savaşı insanlıkla faşizm arasındaki ilk büyük savaştı. Farklı uluslardan komünistlerin İspanya'yı savunmak için oluşturduğu Uluslararası Tugaylar ve yine komünist komutan Enrique Lister'in Madrid'i savunmakla görevli 5. Alay'ı boyun eğmeyen insanlığın direnişinin sembolü haline geldi.

Resim Ekleme

Sadece Sovyetler Birliği'nin anlamlı ölçüde destek yolladığı İspanya Cumhuriyeti'ne, yine Halk Cephesi'nin iktidarda olduğu Fransa, demokratik kabul edilen İngiltere ve ABD ihanet ettiler. Aynı yılın Mart ayında Çekoslovakya'nın işgali de Batı'nın süper güçleri tarafından sessizlikle karşılandı.

İŞÇİ DÜŞMANLIĞI VATANA İHANETE GEBE
Nazi Almanyası ve Mihver güçleri olarak anılan faşist ordular, adeta herhangi bir direnişle karşılaşmadan Polonya'yı, Paris dahil olmak üzere Fransa'nın yarısını, Yunanistan'ı, kısacası Avrupa'nın büyük bir kısmını ele geçirdi.

Nazi Almanyası'nın ilerleyişine herhangi bir direniş gösterilememesinin altındaysa Alman savaş makinesinin gücünden çok, Avrupa hükümetlerinin baş düşman olarak işçi sınıfı hareketini ve Sovyetler Birliği'ni görmesiydi.

İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Fransa'da muhabir olan İlya Ehranburg, Paris Düşerken adlı romanında Fransa'daki burjuva siyasetçilerinin içerisinde bulundukları çürüme ve ihaneti çok etkileyici bir şekilde anlatıyor.

Resim Ekleme

"Akşam olmuştu, Alfred'in yanına çöktü Lucien. Ateş yanıyordu ama üşüyorlardı. Bir süre sustular. Sonra Alfred:

'Milletler Topluluğu tarafından alınan karardan sonra...' diye başladı.

Patlar gibi gürledi Lucien:

'Laf! Boş laf bütün bunlar! İhanetleri, kişisel çıkarları, kindar hesapları gizleyip örtbas etmeye yarayan laflar. Breuteuil'i gördün işte. Cennete gitmekten başka tasası bulunmayan saygıdeğer bir adam dersin değil mi? Büyük bir 'yurtsever'. Lorraine dediğinde ağlayacak sanırsın. Duy bak: Adı gibi biliyor Breuteuil, Grandel'in Almanya hesabına çalışan bir casus olduğunu. Biliyor ve saklıyor. Sanıyor musun ki Picard savaşa hazırlanmıştır? Ne münasebet! Faşist hükümet darbesini hazırlıyordu. Nereden aldılar makinelileri? Düsseldorf'tan. Parayı kim verdi kendilerine? Kielmann isimli bir Alman. Bu çamurun ortasında sen de tutmuş, Milletler Cemiyeti'nden söz ediyorsun!'"(Paris Düşerken, Ehrenburg)

DÖNÜM NOKTASI: STALİNGRAD
Elbette ihanetin yanında direniş de vardı. Nazi işgalinden sonra Fransa'da, Yunanistan'da, Çekoslovakya'da, Arnavutluk'ta ve Yugoslavya'da büyük direniş örgütleri kuruldu.

Ancak savaşın seyrini değiştiren gelişme ABD ve İngiltere gibi emperyalist güçleri de Nazi Almanyasına karşı geniş kapsamlı bir çıkarma operasyonu düzenlemek zorunda bırakan Stalingrad zaferi oldu.

Yaklaşık 1 milyon 100 bin Sovyet askeri çarpışmalarda hayatını kaybetti. Çarpışmalarda ölen sivil halkın sayısı da inanılmaz boyuttaydı. Kuşatmadan önce 500 bin olan Stalingrad nüfusu, savaş bitiğinde bine inmişti.

CANAVARA SAPLANAN STALİNGRAD KILICI
Almanlar 900 uçak, 500 tank, 5 bin top ve daha büyük miktarlarda daha pek çok teçhizat kaybettikleri Stalingrad Savaşı'nda büyük bir darbe aldılar ve moral üstünlüğü de kaybettiler.

Stalingrad'ın ardından Kızıl Ordu'nun savaşın seyrini değiştirdiğini ve Nazileri önüne katarak Berlin'e doğru ilerlediğini gören "Müttefikler", savaş sonrasını düşünerek Nazi Almanyasına karşı askeri çabalarını yoğunlaştırdılar.

1933'ten itibaren gerçekleştirdiği diplomatik temasları ve faşizme karşı ortak mücadele çağrıları sonuçsuz kalan SSCB, Stalingrad Zaferi'nin ardından Tahran Konferansı'nda ABD ve İngiltere'yi masaya oturmaya zorladı.

Tahran Konferansı'nın ilginç olaylarından biri, Britanya halkının Stalingrad'ı savunan savaşçılara saygısını ifade etmek üzere Kral tarafından dövdürülen Stalingrad Kılıcı'nın takdim edilmesi sırasında yaşandı. Churchill'in sunduğu, üzerinde "Stalingrad'ın çelik yürekli yurttaşlarına" yazan kılıcı alan Stalin, bir jest yaparak kılıcı öptü.

SONUNDA BOYUN EĞMEYENLER KAZANDI
Stalingrad Zaferi'nden iki yıl sonra hiç bitmeyecekmiş gibi hissedilen Nazi kabusu son buldu. İtalya'daki Ulusal Faşist Parti'nin iktidara geldiği 1922 yılından, Reichstag'a kızıl bayrağın dikildiği 9 Mayıs 1945 tarihine kadar geçen 23 karanlık yılın ardından, eğrisiyle doğrusuyla, tarihte yeni bir sayfa açıldı.

Resim Ekleme

Öte yandan 1922'de ve 1933'te faşizmi iktidara taşıyan ve insanlığın başına musallat eden sermaye sınıfı, en sevdiği hizmetkarlarına mal olan ağır bir darbe almış olsa da, yenilmedi. Pek çok Nazi işkencecisi, İkinci Savaş'tan sonra ABD ve İngiltere tarafından Sovyetler'in ve Nürnberg Mahkemesi'nin elinden kurtarılarak CIA operasyonlarında ve savaş sanayisinde kullanılmak üzere işe alındı.

ANILARI ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUZ
Bitirirken, bize aydınlık bir dünya bırakmak için faşizme karşı mücadele eden isimli ve isimsiz kahramanları bir kez daha anıyoruz:

İtalya'nın kuzey bölgelerini faşistlerden kurtaran, Musollini'yi ve yandaşlarını yakalayarak kurşuna dizen asiler, İtalyan Komünist Partisi'nin kurduğu Garibaldi Tugayları...

Resim Ekleme

Müttefik kuvvetlerin desteği olmaksızın Yunanistan'ı Alman faşizminin elinden alan, işgal süresince Almanlara ağır kayıplar verdiren partizanlar, Yunanistan Komünist Partisi'nin öncülüğünü ve komutasını üslendiği EAM-ELAS...

Resim Ekleme

Fransa'da dağları mesken tutan ve kentlerde yeraltı çalışması yürüten Maquis'ler, komünistlerin ve sosyalistlerin girişimiyle oluşturulan çetelerin temsil edildiği Ulusal Direniş Konseyi...

Resim Ekleme

Yugoslavya'da Tito, Arnavutluk'ta Enver Hoca ve partizan birlikleri...

Resim Ekleme

ve dünyanın dört bir yanında işgale ve faşizme direnen insanlık.

Resim Ekleme

http://haber.sol.org.tr/emek-sermaye/9-mayis-boyun-egmeyenlerin-zafer-gunu-237046



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.05.2018- 11:42


Stalin’in Zafer Konuşması
(9 Mayıs 1945)


Resim Ekleme

Yoldaşlar! Kadın ve erkek vatandaşlar!

Almanya üzerinde büyük zafer günü geldi. Faşist Almanya Kızıl Ordu ve müttefiklerimizin birlikleri tarafından dize getirilmiş olarak, yenildiğini kabul etti ve kayıtsız şartsız teslim oldu.

7 Mayıs’ta Reims’da geçici bir teslimiyet tutanağı imzalandı.8 Mayıs’ta, Berlin’de, Alman Başkomutanlığı’nın temsilcileri, müttefik birliklerinin başkomutanlık ve Sovyet birliklerinin başkomutanlık temsilcilerinin huzurunda; uygulanmasına 8 Mayıs saat 24.00’te başlanan kesin teslimiyet belgesini imzaladılar.

Anlaşmaları ve sözleşmeleri yalnızca bir kağıt parçası olarak değerlendiren Alman iktidar sahiplerinin kurt karakterini tanıdığımızdan, sözlerine inanmak için hiçbir nedenimiz yok. Fakat bu sabahtan itibaren Alman birlikleri, teslimiyet belgesine uyarak, yığınlar halinde silahları bırakmaya ve birliklerimize teslim olmaya başladılar. Bu artık bir kağıt parçası değildir. Bu, Alman ordusunun gerçek teslimiyetidir. Gerçi Alman ordusunun bir grubu, Çekoslovakya topraklarında hâlâ teslimiyetten kaçınmaya çalışıyor. Fakat, Kızıl Ordu’nun, onların aklını başına getirmeyi başaracağını umuyorum.

Şimdi, Almanya’nın kesin olarak yenildiği tarihsel günün, halkımızın Alman emperyalizmi üzerinde büyük zafer gününün geldiğini açıklamak için her türlü nedene sahibiz.

Anavatanımızın özgürlüğü ve bağımsızlığı için gösterdiğimiz büyük fedakarlık, savaş sırasında halkımızın katlanmak zorunda olduğu ölçüsüz yoksunluklar ve ıstıraplar, cephe gerisinde ve cephede anavatan sunağına kurban edilen zorlu çalışma, boşa gitmedi, bilakis düşman üzerinde tam zaferle taçlandı. Slav halklarının varlıkları ve bağımsızlıkları için yüzyıllar süren mücadeleleri, Alman işgalcileri ve Alman despotluğu üzerinde zaferle sonuçlandı.Artık Avrupa üzerinde, halkların özgürlüğü ve barışının yüce bayrağı dalgalanacaktır.

Üç yıl önce Hitler tüm dünyanın önünde, Sovyetler Birliği’nin parçalanmasının, Kafkasya’nın, Ukrayna’nın, Belarus’un, Baltık ülkelerinin ve diğer Sovyet bölgelerinin zorla koparılıp alınmasının görevleri arasında bulunduğunu ilan etti. Açıktan açığa şunu ilan etti: “Rusya’yı, bir daha asla ayağa kalkamayacağı şekilde yok edeceğiz.” Bu üç yıl önceydi. Ancak Hitler’in çılgınca düşünceleri gerçekleşmeyecekti. Savaş sürecinde bu düşünceler rüzgarın önündeki saman çöpü gibi uçup gitti. Gerçekte ortaya çıkan, Hitlercilerin zırvaladıklarının tam tersiydi. Almanya yenilgiye uğradı. Alman birlikleri teslim oluyor. Sovyetler Birliği, Almanya’yı parçalamaya veya mahvetmeye kalkışmasa da, zaferi kutluyor.

Yoldaşlar! Anavatan uğruna büyük savaş, bizim tam zaferimizle sonuçlandı. Avrupa’da savaş dönemi bitti. Barışçıl gelişme dönemi başladı.

Sizleri zaferden dolayı kutluyorum, sevgili kadın ve erkek yurttaşlarım!

Yurdumuzun bağımsızlığını koruyan ve düşman üzerinde zafer kazanmış olan kahraman Kızıl Ordu’muza şan olsun!

Büyük halkımıza, muzaffer halka şan olsun!

Halkımızın özgürlüğü ve mutluluğu için yaşamlarını feda eden, düşmana karşı çarpışmalarda şehit düşmüş kahramanlara sonsuza dek şan olsun!

http://gazetemanifesto.com/2018/05/09/bugun-zafer-gunu/



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Boyun eğmeyenlerin sesi çıktı: Boyun Eğme! solcu 47 24860 11.03.2017- 19:07
Konu Klasör 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü... melnur 3 4341 08.03.2022- 02:34
Konu Klasör Dünya Tiyatro Günü: Bir replikle değişir dünya... melnur 3 2420 27.03.2022- 09:52
Konu Klasör Büyük Zafer'in fotoğrafı 69 yaşında melnur 3 3785 12.05.2021- 06:09
Konu Klasör Çankaya Belediyesinde zafer Nakliyat-İş'in tarihselmaddeci 0 2546 19.08.2015- 08:34
Etiketler   Mayıs:,   Boyun,   eğmeyenlerin,   zafer,   günü
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS