SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kriz Derinleşirken - Haluk Yurtsever           (gösterim sayısı: 2.225)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 17.08.2018- 12:24


Kriz Derinleşirken - Haluk Yurtsever


Biriken enerjinin, 2019’u, seçim takvimini beklemeyeceği belliydi. Erken seçim de, kendini dolardaki yükselişle dışa vuran kriz de beklenmedik gelişmeler değildi.

Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu krizi, dünya ölçeğindeki iki temel gelişmenin, özel ekonomik-siyasal konjonktürdeki yansıması olarak okumak doğru olur: Dünya kapitalist sisteminin yapısal bunalımı ve ona eşlik eden yeni türden hegemonya ve emperyalist paylaşım kavgası.

2008, sanıldığı ve gösterilmek istendiği gibi finansal bir türbülans, yol kazası değil,   küresel sermaye birikimindeki yapısal tıkanıklığın dışa vurumuydu.   Krizin birinci aşaması, finans merkezlerinden “yükselmekte olan” ekonomilere sermaye ihracı olarak yaşandı. Türkiye benzeri ülkelere sermaye aktı. Şimdi, sermayeyi çekip kriz ihraç ediyorlar. Türkiye ve benzeri ekonomiler kapitalizmin yapısal krizinin türev sonucu olarak büyüdüler. Şimdi, aynı krizin ikinci evresindeki yöneliş nedeniyle küçülmek durumundalar. Bu, yalnızcaTürkiye’ye özgü bir durum değil.

Hegemonyası gerileyen, doların dünya parası olarak devamı tehlikeye düşen, dünyanın en borçlu,   dış ticaret açığı en yüksek ülkesi olan ABD küreselleşme” ve “serbest ticaret” söylemlerini çöpe attı.   Sermayeyi kendisine çekerek, ticaret savaşlarını kızıştırarak ekonomisini güçlendirmeye, bir yandan da Ortadoğu savaşlarıyla hegemonyasını rehabilite etmeye çalışıyor.

ABD’nin baş düşmanı Çin, Ortadoğu’daki hedefi İran’dır. Türkiye-ABD ilişkilerinde ortaya çıkan çatışmanın siyasal nedeni rahibin iadesi vb. değil, ABD’nin Türkiye’yi İran; Suriye ve Kürt başlıklarında kendi önceliklerine uyumlu hale getirme çabasıdır. Erdoğan Türkiye’sinin ekonomik düzlemdeki sorunu, ABD’ye ve dünya kapitalizminin, finans kapitalin neoliberal programlarına teslim olmuşken, şimdi oyunun kurallarına uymamasıdır. Neoliberal programlara sadakatle uyduğu, Türkiye’ye akan sermayeyi betona çimentoya, yandaşlara ranta gömdüğü için düzen açısından da krizin sorumlusu Erdoğan ve AKP hükümetleridir.

***

Soru şudur: Erdoğan oyunun kurallarını tanımama, ABD’ye ve dünya finans kapitaline meydan okuma gücünü, cesaretini nereden alıyor? Bu sorunun tam ve doyurucu yanıtı olacağı iddiası taşımadan şu iki nedenin önemli olduğunu kaydedebiliriz.

Bir: Erdoğan, çok kısaca özetlemeye çalıştığım paylaşım ve hegemonya savaşlarından kaynaklanan manevra olanaklarını değerlendiriyor. ABD-Çin çatışmasının (ticaret ve hegemonya savaşları) ana ekseni oluşturduğu kaotik ve belirsizliklerle dolu yeni dünya düzensizliğinde Türkiye, ABD’ye eskiden (1991’den önce) olduğu gibi mecbur ve mahkum değil. Almanya Avrupası da artık dünya siyasetinde ABD’den özerk üçüncü bir kuvvet olarak pozisyon alıyor. Ekonomik ilişkiler bakımından, Avrupa’nın ABD’den daha kritik bir önem taşıdığı düşünüldüğünde ABD’nin Avrupa’nın katılmadığı “yaptırım”lardan sonuç almasının o kadar da kolay olmadığı ortada. Sonuç olarak, Erdoğan’ın “yeni dost ve müttefikler buluruz”, “birileri kapıları kapatır, Mevlam başka kapı açar” sözleri tümüyle temelsiz değil. Örneğin, önümüzdeki günlerde, Çin’den ve   Almanya’dan mali ve siyasal destek gelirse şaşırmamak gerek. Bunlar, verili krizden kolay bir çıkış yolu olduğunu değil, Erdoğan’ın tutumunun dayandığı etkenleri gösteriyor.

İki: Ekonomik kriz, hatta Türkiye’nin iflası, verili siyasal ortamda, ilk bakışta sanıldığının tersine tek adam rejiminin zayıflamasına değil güçlenmesine de yol açabilir. Doların tavan yaptığı, damadın Türkiye’nin oligarklarıyla oynaştığı saatlerde, Erdoğan, Bayburt, Gümüşhane ve Ordu’da moral tazeliyor, tabanını krize hazırlıyordu. Reel, halkçı bir seçeneğin olmadığı koşullarda, çaresiz milyonların İslamcı, Türkçü, yerlici ve millici, eli sopalı “baba”ya sığınmaları bu ülkede “hayatın akışına” uygundur. Ağır kriz, yoksulluk koşullarında, öfkeyi dış güçlere, “terör”e, ya da başka hayali düşmanlara yöneltmenin eski ve işe yarayan bir yöntem olduğunu biliyoruz. Erdoğan, kriz koşullarında kitle desteğini korumak ve aktif hale getirmek için elinden geleni yapacaktır.

***

Sermayenin kriz programı her koşulda halk sınıflarına ekonomik-siyasal şiddet ve saldırıdır. Bir sınıftan alınmadan ötekine verilemez. Daha şimdiden görüldüğü üzere, dolar kurundaki yükseliş, halk sınıflarına temel yaşam geçim maddelerinde yüksek enflasyon, işsizlik, yoksullaşma olarak dönüyor. Bu fatura daha da ağırlaşacaktır.

Bu kriz, büyük borçlunun devlet değil, özel sektör olması yönüyle öncekilerden farklıdır.   Dolayısıyla krizin yıkıcı sonuçları daha açık biçimde sınıfsal içerik taşıyacaktır. Krizin ağır bedelini ödememenin koşulu işçi sınıfının, halk sınıflarının örgütlü mücadelesidir.

Tek yol, işçi sınıfının, emekçilerin kendi mücadele ve iktidar hedefleriyle örgütlenip mücadele etmesidir. Sosyalist sola, komünistlere düşen bu hedeflere uygun ideolojik ve siyasal araçlar yaratmaktır.

Seçim sonrası dönem, komünistler ve Kürt hareketi açısından durgunluk ve atalet görünümü veriyor. Demirtaş’ın HDP’ye yönelttiği eleştiriler doğrudur ve ne yazık ki, aynıyla sosyalist sol ve komünistler için de geçerlidir.

Öncelikle, ideolojik-siyasal bir silkinişle bu atalet durumundan çıkmak gerekiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.09.2018- 19:30


Ekonomik kriz, hatta Türkiye’nin iflası, verili siyasal ortamda, ilk bakışta sanıldığının tersine tek adam rejiminin zayıflamasına değil güçlenmesine de yol açabilir.

Doğru bir saptama bu. Gerçekleşebilme olasılığı bir hayli de büyük bir öngörü. Üzerimize bir karabasan gibi çöken karanlığın gitgide daha da ağırlaşmasına rağmen girilen her seçimin açık ara kazanılması da böyle bir sonucun gerçekleşebilmesini daha   akla yakın olduğunu gösteriyor. Yaygın bir tahmin; AKP'nin iktidardan düşme koşulunu ya yaşanacak bir ekonomik krize veya bir savaş olasılığına bağlıyordu, ama olmadı, hem bir ekonomik kriz içindeyiz ve hem de sürekli bir savaş durumu yaşanıyor, ama Erdoğan ve AKP'nin zayıflaması söz konusu bile olmuyor. Bu yüzden krizin daha da ağırlaşmasından bile Erdoğan ve AKP'nin iktidardan olacağı anlamı çıkmaz. Daha fazla manipülasyon, daha fazla baskı ve daha fazla faşizm bu gidişin tepe noktası haline de gelebilir. Üstelik düzen muhalefetinin bu şaşılacak biçimde muhalefetsizliği karşısında...

Evet, düzen muhalefeti bu gidişi önleyecek bir muhalefet becerisi gösteremiyor. Onlardan böyle bir beklenti içine girmek doğru mu, o da ayrı bir soru.

.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Ne değişir?-Haluk Yurtsever melnur 0 3258 28.03.2017- 21:08
Konu Klasör Özne sorunumuz…/ Haluk Yurtsever melnur 1 2509 15.03.2019- 05:33
Konu Klasör İpuçları…-Haluk Yurtsever denizcan 1 3301 02.06.2015- 13:48
Konu Klasör Haluk Yurtsever'le Marksizm sohbetleri... melnur 1 1171 03.05.2021- 10:54
Konu Klasör Komünistler ne yapacak?-Haluk Yurtsever melnur 0 2487 16.05.2017- 09:31
Etiketler   Kriz,   Derinleşirken,   Haluk,   Yurtsever
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS