SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Cumhuriyet'teki yönetim değişikliği...           (gösterim sayısı: 3.161)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 09.09.2018- 21:27


İlhan Selçuk'un ölümüyle birlikte gazete ne yapacağını şaşırmış bir durumdaydı. Sonunda Murat Sabuncu ve Can Dündar yönetimiyle birlikte Cumhuriyet gazetesine hiç yakışmayan bir yazar kadrosuylusu yazar kadrosunun da tasfia doldurulmuştu. Kemalist, sol Kemalist bilinen bir gazete Kemalizm karşıtı-düşmanı bir yazar kadrosunun eline geçmişti. Cumhuriyet başka bir Cumhuriyet olmuştu ve o zamanlardan beri pek de almaz olmuştum. Şimdilerde ise yeniden bir   yönetim değişikliğiyle birlikte bu sözünü ettiğimiz yazar kadrosunun tasfiyesi gündemde. Aslı Aydıntaşbaş'tan Aydın Engin'e pek çok liberal ve dahi yetmez ama evet'çi kadro gazetede son yazılarını yazmışlar.   Gazetede kan değişikliği gerçekleşiyor.

İlk gelen bilgi gazetenin eski haline döneceği şeklinde.   Gazetenin liberal etki ve basınçtan kurtulması güzel. Demokrasi goygoyculuğu altında AKP gericiliğine yol veren ve cumhuriyetin kazanımları iğdiş edilirken bu gericiliğe destek veren ve ülkenin bugünkü karanlıklara yuvarlanmasına yol açan sürecte sorumluluğu bulunanların Kemalist kimlikli bir gazetede yazıyor olması ve baskın hale gelmesi yaşanan sürecin bir çelişkisi ve ironisinden başka bir şey değildi. Bu yönetim değişikliği ile bu çelişkinin ortadan kaldırılması cumhuriyet adına sevindirici bir gelişmedir. Cumhuriyet devriminin kazanımlarına, aydınlanmaya, laikliğe sahip çıkan ve her türlü gericiğe karşı dik durabilen bir gazeteye gerçekten ihtiyacımız var. Cumhuriyet gazetesinin bu yönetim değişikliği umarım en kısa zamanda bu tarihsel yapılanmasını tamamlar.

Cumhuriyet'e ihtiyacımız var çünkü!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 13.09.2018- 00:38


“Cumhuriyet olayı”: Liberaller, Atatürkçüler, sosyalistler - Fatih Yaşlı


Cumhuriyet gazetesinde yaşananların hararetli bir şekilde konuşulduğu şu günlerde henüz geçen yıl Nuray Mert üzerinden yapılan tartışmayı kaç kişi hatırlıyordur acaba? Ne olmuştu hemen hatırlayalım. Mert önce evrim teorisine karşı, ayetle başlayan bir yazı yazmış, ardından da başka bir yazısında müftü nikâhı uygulamasını savunmuştu. Mert’e verilen tepki yoğun oldu ve gazeteye veda etmek zorunda kaldı. Peki bu sert tepkinin nedeni neydi, Mert bu yazıları örneğin Yeni Şafak’ta yazsa, “bizim mahalle” buna bu kadar sert tepki verir miydi?
Elbette ki hayır. Mert’e verilen tepkinin esas nedeni yazıyı Cumhuriyet’te yazmış olmasıydı. Çünkü Cumhuriyet (o fikri beğenelim ya da beğenmeyelim) bir “fikir gazetesi”ydi, bir geleneği, geçmişten gelen bir yayın çizgisi vardı ve bu yazılar esas olarak o geleneğin, çizginin dışındaydı. Bir yazar, bir fikir gazetesinde, belli bir dünya görüşünün taşıyıcılığını üstlenen bir gazetede yazıyorsa, daha baştan o görüşün anti-tezi olan fikirleri savunmamaya dair sessiz bir söz vermiş demekti. Cumhuriyet de Kemalizm’in ve ondan feyz alan bir laiklik ve aydınlanmacılık anlayışının temsilcisiydi. Dolayısıyla Mert’in Cumhuriyet’te yazmaması gerekiyordu. Nitekim öyle de oldu, gazeteye veda etti.

•••

Bir süredir Cumhuriyet’te yazan ve Türkiye’de sol liberalizmin merkez mecrası Birikim dergisiyle ismi özdeşleşen yazarlardan biri olan Ahmet İnsel, yönetim değişikliğinden “Cumhuriyet’in fethedilmesi” diye bahsediyor. Şimdi şöyle bir akıl yürütmede bulunalım. Bir grup “Atatürkçü” ya da Birikim’in kırk yıllık yayın çizgisinden uzak birileri Birikim’i birtakım yöntemlerle ele geçirmiş ve dergiyi de başka bir şeye çevirmiş olsun. Bir süre sonra da İnsel ve arkadaşları yine birtakım yöntemlere başvurarak dergilerini bu operasyondan kurtarsınlar ve diğer elemanları dergiden göndersinler. Böylesi bir durumda kim Birikim’i içeriden fethetmiş olurdu? Derginin yayın çizgisini değiştirmek isteyenler mi, yoksa İnsel ve arkadaşları mı?

Elbette ki birinciler ve tam da bu nedenle Cumhuriyet’in ele geçirilmesi ya da fethedilmesinden söz edilecekse, bunu yapanlar yönetimi tekrar alan eski ekip değil –ki birazdan onlar üzerine de bir şeyler söyleyeceğiz- tam da Can Dündar’la birlikte gazeteye gelen ve çoğunluğunu T 24 adlı haber sitesi yazarlarının oluşturduğu liberal ekiptir. Çünkü Cumhuriyet de tıpkı Birikim gibi belli bir geleneğin, dünya görüşünün, adını koyalım Kemalizm’in gazetesidir ve tam da bu nedenle nasıl ki İnsel ve arkadaşları geleneksel olarak Birikim’in “asli sahipleri” ise tekrar yönetimi alan ekip de tarihsel olarak Cumhuriyet’in “asli sahipleri”dir. Dolayısıyla Cumhuriyet’te nasıl ki Mert’in yazması abesse, örneğin İnsel’in ya da Aslı Aydıntaşbaş’ın ve diğer liberallerin yazması o kadar abestir.

•••

Cumhuriyet’teki kavga, basit bir gazete sahipliği kavgasının ötesinde ideolojik bir kavgadır. Tek tek kişiler ya da onların davranışları, ahlakdışı birtakım yöntemlere başvurulması vs. bunlar ancak bu ideolojik kavganın yansımaları ve daha az önemli parçaları olarak görülebilir. Tarafların kimler oldukları ise nettir. Bir tarafta açıkça liberaller/liberal solcular vardır, öte yanda ise Atatürkçüler/Kemalistler/sol-Kemalistler bulunmaktadır. Taraflarla geçici ittifaklar kurmuş ya da yan yana gelmiş tek tek isimlerden söz etmek mümkünse de, saflaşma böyledir. Bunun sonucunda çok değerli gazeteci arkadaşlarımızın işine son verilmiş olması ya da istifa etmeleri ise saflaşmanın ne üzerinden yaşandığı gerçeğini değiştirmez, o arkadaşlarımız maalesef bu saflaşmanın mağdurları olmuşlardır ve eminim ki işlerinin haklarını vermeye devam edecekleri yeni mecralar bulacaklardır.

•••

Gazeteye geleneksel çizginin sahip olması iktidar partisini sevindirmiş midir? Liberallere kıyasla bu isimleri ehven-i şer olarak görüyor ve “antiemperyalizm masalı”nı Atatürkçü kitlelere benimsetmekte bu ekibin daha işe yarar olduğunu düşünüyor olabilirler. Yönetimi tekrar alan ekipteki kimi isimlerin, benim “ikinci yetmez ama evetçilik” diye adlandırdığım şekilde buna teşne olduğu da söylenebilir. Öte yandan tüm bunlar iktidarın gazeteye yönelik doğrudan bir operasyonu mudur? Hiç sanmıyorum. Tarihsel çizginin ve geleneğin mekanizmalarının ağır bastığını söylemek daha mümkün görünmektedir. Peki gazete iktidar çizgisinde mi yayın yapacaktır? Bu sorunun yanıtı için de henüz erkendir. Az önce söylediğim üzere “antiemperyalizm masalı” üzerinden tıpkı Aydınlıkçılar gibi bir tutum alabilirler, ancak öte yandan gazeteyi Kemalist bir muhalif çizgiye oturtmaları ihtimali de vardır ve bunu zaman gösterecektir.

•••

Türkiye’de sosyalist sol güçlenmediği sürece, dönem dönem iktidarla iş tutmakla sabıkalı bu iki çizgi, muhalifler arasındaki tartışma ve saflaşmalara damgasını vurmaya devam edecektir. Sosyalistlerin Cumhuriyet’teki yönetim değişikliğine sevinmesini gerektiren bir durum yoktur, öte yandan liberallerin arkasından ağıt yakmayı gerektiren bir durum da söz konusu değildir. Sosyalistler kendi işlerine bakmalı, güçlü bir özne, güçlü bir aktör olma çabasında yoğunlaşmalıdır.


https://www.birgun.net/haber-detay/cumhuriyet-olayi-liberaller-ataturkculer-sosyalistler-230140.html



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.10.2018- 03:10


Cumhuriyet gazetesinde yaşananların hararetli bir şekilde konuşulduğu şu günlerde henüz geçen yıl Nuray Mert üzerinden yapılan tartışmayı kaç kişi hatırlıyordur acaba? Ne olmuştu hemen hatırlayalım. Mert önce evrim teorisine karşı, ayetle başlayan bir yazı yazmış, ardından da başka bir yazısında müftü nikâhı uygulamasını savunmuştu. Mert’e verilen tepki yoğun oldu ve gazeteye veda etmek zorunda kaldı. Peki bu sert tepkinin nedeni neydi, Mert bu yazıları örneğin Yeni Şafak’ta yazsa, “bizim mahalle” buna bu kadar sert tepki verir miydi?

Bu Nuray Mert'in evrim konusundaki eleştirel yazısını Cumhuriyet'te okumuştum. Öncesinde tv.'lerde bu akademisyen arkadaşı da dinler, onun kendini bir sosyalist olarak nitelemesine de gerçekten şaşırırdım. Bir AKP yanlısı kişinin, AKP'ye demokrat, liberal tanımı yapıştırıp onun ülkeye demokrasi getireceğini savunmanın solcu-sosyalist olduğunu söyleyen kişilerin düşebilecekleri bir hata olamazdı. Mümkün değildi böyle bir şey! Bu kendini solcu-sosyalist olarak tanımlayan liberal güruha gerçekten şaşırıyordum, bu nedenle ama, Nuray Mert'in evrim konusundaki görüşleri hepsinin üzerine tuz biber ekmişti. Siyaseten ne olup ne olmadıklarından bağımsız, bir akademisyenin bilim karşıtı, evrim karşıtı bir tutum takınması nasıl olabiliyordu? Hem laik bir eğitim almak ve hem de laikliğin kökünü kazıyacak bir doğrultuda yürümek nasıl gerçekleşiyordu?

Ve hatırlayın o dönemleri; bu kendini solcu-sosyalist sanan veya öyle gösteren liberal tayfa sadece Cumhuriyet gazetesini mi teslim almıştı? Evet, hatırlayın ve hiç unutmayın. O dönemde bu liberal tayfayı baştacı eden enternasyonalcilerimiz türememiş miydi? Kürt hareketinin kuyruğunda solculuk, sosyalistlik taslayanlar bu liberal tayfayla aynı safta yer almamışlar mıydı? Hemen her karşıtlığı ulusalcılık, sosyal şovenlik, neo-faşizm olarak niteleyip hep birlikte AKP'nin ekmeğine yağ sürmemişler miydi? Gericiliğin bu kadar muktedir olmasına yol açmamışlar mıydı?

O kadar pişkinler ki!

Cumhuriyet gazetesinde yazabilen bir Aydın Engin hala ve yüzü de kızarmadan ''ben yetmez ama evet demedim, babalar gibi evet dedim'' diyebiliyorsa bu zihniyeti gerçekten hiç unutmamak gerek.

Sosyalizme ve bu ülkeye düşmanlık en çok bu sosyalistler (!) ve bu kuyrukçu enternasyonalistler(!) tarafından yapıldığını gerçekten hiç unutmayalım.

İçimizde yaşamaya devam ediyorlar!





Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Kaç Tür Yönetim Şekli Vardır? tiktaalik 0 1305 10.06.2020- 17:53
Konu Klasör HDP'den 29 Ekim açıklaması: İttihatçı aklın tekçi yönetim anlayışı... melnur 0 2170 29.10.2019- 22:35
Etiketler   Cumhuriyetteki,   yönetim,   değişikliği.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS