İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yol haritasında öne çıkan senaryonun 'Özgür Özel Genel Başkan, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı' olduğu öne sürüldü.
CHP'de ağustos ayında ilçe kongreleri, eylül ayında ise il kongreleri başlayacak. İl kongrelerinin ekim ortasında biteceği öğrenilirken, Olağan Kurultay, il kongrelerinin bitiminin ardından, Parti Meclisi’nin belirleyeceği tarihte yapılacak.
Milliyet'ten Mehtap Gökdemir'in haberine göre, kurultay tarihi için kasım ayına işaret edilirken, parti kulislerinde bu kurultayda aday olmasına kesin gözle bakılan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına kimin çıkacağı konusunda il kongrelerine işaret ediliyor. Ancak Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra, değişimciler ve “üçüncü yolcular” gruplarının göstereceği isimlerle en fazla üç adaylı bir yarışın yaşanacağı iddia ediliyor.
Kulislerde, İmamoğlu odaklı dört olası senaryo dillendiriliyor. İmamoğlu’nun önündeki seçenekler, “İBB'ye aday olmayıp kurultayda aday olmak, İBB’ye yeniden aday olup genel başkanlık için başka bir ismi çıkartmak, İBB’ye aday olup seçildikten sonra olağanüstü kurultayda adaylık, yeniden İBB Başkanı seçilip beş yıl sonraki cumhurbaşkanı seçimine hazırlanmak” olarak sıralanıyor. Bu kurultayda adaylık seçeneği kulislerde “çok zayıf bir ihtimal” olarak değerlendiriliyor. İBB Başkanlığı’na yeniden aday olup genel başkanlık için başka bir aday çıkartma seçeneği için “olması en muhtemel seçenek” ifadesi kullanılıyor.
İmamoğlu’nun, her şekilde büyükşehre aday olacakmış gibi çalıştığını belirten kaynaklar, “Ekrem Bey önce büyükşehri kaptırmama planını yapar. Şu anda İstanbul’dan vazgeçmez. İstanbul’a aday olmaması kendisini zayıflatır. CHP’ye kaybettiren adam olmak istemez. Ekrem Bey’in zaten hedefi genel başkanlık değil, cumhurbaşkanlığı hedefi” değerlendirmesini yapıyor.
Yakın çevresi de İmamoğlu’nun yakın tarihte yapacağı açıklamanın bir adaylık açıklaması olmayacağını belirterek, şu yorumları yapıyor: “Adayımız Özgür Özel diyebilir. İBB’ye aday olduğunu söyleyebilir. Ekrem Başkan’ın nihai hedefini cumhurbaşkanlığı olarak görmek lazım. Özgür Bey’in ismini açıklarsa, emanetçi aday formülünü de yok eder. Herkes ‘Özgür Bey aday olur ama Ekrem Bey İBB’yi alır, gelir, genel başkan olur’ iddiasını dile getiriyor. Ekrem Bey der ki, ‘Ben belediye başkanıyım. Özel emanetçi falan değil, partinin genel başkan adayı’. Özgür Bey, seçilirse, Ekrem Bey öyle bir hareket yapmaz. Zaten genel başkan olmasına gerek yok ki. O cumhurbaşkanı adayı olacak. Ekrem Bey yerine, Özel’in ismi değişimi destekleyen ekip tarafından da açıklanabilir. Ekip, ‘Ekrem Bey cumhurbaşkanı adayı, Özgür Bey genel başkan adayı’ açıklamasında bulunabilir. Yapılacak kurultayda Özgür Bey kaybederse de, olağanüstü kurultay için gerekli değerlendirmeler yapılır.”
CHP'li Özel parti tabanına dikkati çekti: 'Öfke büyük, devrim şart'
CHP'li Özel, parti olarak seçimlerde 'her dört kişiden üçünün oyunu' alamadıklarını belirterek, 'Tepkiyi yok sayarsak onarılmaz sonuçlar doğurabilir. Reform ve devrimleri süratle yapmalıyız' dedi.
CHP Grup Başkanı Özgür Özel, seçimlerde alınan oy oranlarına ilişkin, “Bu sonucu yenilgi olarak görmeyenler tabanımızın ve örgütümüzün hissiyatını da anlamıyor demektir. Kendi hissiyatının anlaşılmadığını gören seçmenimiz ve tabanımızda yerel seçimleri de etkileyebilecek bir duygusal kopuş tetiklendi. Bugüne kadar partimizin almış olduğu en ağır yenilgilerde dahi, baraj altında kaldığımızda bile yaşanmamış bir öfke söz konusu” dedi.
Cumhuriyet gazetesinden İklim Öngel’e konuşan Özel, “Bu durumun yok sayılması partimizin geleceğine ve yaklaşan yerel seçimlere ilişkin kaygılarımızı artırıyor. Tabanımızın hissiyatını anladığımızı tabanımıza hissettirebilirsek, bu travmadan kurtulup ayağa kalkarak birlikte yeni bir mücadele başlatabiliriz” ifadesini kullandı.
Özel, “Her dört kişiden üçünün oyunu alamadığımızı görmeliyiz. Tepkiyi yok sayarsak bu durum onarılmaz sonuçlar doğurabilir. Birtakım reform ve devrimleri süratle yapmak zorundayız” görüşünü paylaştı.
Özgür Özel eğer parti genel başkanlığı için iddialı bir konuma gelmek istiyorsa öncelikle heyecanlarını dizginlemek zorunda. Heyecan güzel bir şey ama kitlenin karşısında sürekli heyecanlı konuşmalar yapmak ve handiyse ''imdat sesi''yle bir üslup tutturmak bir yerden sonra dinleyenleri yoruyor. Ama kitleye güven vermesi, Kemalist, demokrat ve hatta sol kimliği olumlu özellikleri...Bu çerçevede bir siyaset oluşturabilir, ve liderliğini bir kadro hareketine dönüştürmeyi becerebilirse bence olmaması-başarmaması için bir neden yok.
( İmamoğlu'nun bireysel becerileri çok daha etkileyici. Ama bir türlü ideolojik donanımı konusunda bilgi vermiyor. Geçenlerde bu türde sorulan soruya verdiği yanıtta ''kapsayıcı laiklik''ten söz etmiş. Laiklik vurgusu tamam da işin içine kapsayıcılık girdiğinde yine sağa verilecek bir ödün mü, sorusu akla gelmiyor değil.)
CHP'de 'kurultay' tartışmaları sürüyor: 'Adaylık öncesi istifa etik olur'
CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in “değişimcilerin adayı olacağı ve görevinden istifa edip Anadolu turuna başlayabileceği” iddiaları gündemdeki yerini korurken parti içi tartışmalar da arttı. CHP’li kurmaylar, “Eğer Özel aday olacaksa görevinden istifa edip yola çıkması daha uygun olur” değerlendirmesini yaparken “Özel’in il kurultaylarını bekliyor olabileceği” de konuşuluyor. Özel cephesi ise “istifanın gündemde olmadığını” belirtiyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “yerel seçimlere yönelmesinin” ardından “değişimcilerin” ekim sonu, kasım başı gibi yapılması beklenen olağan kurultayda Özel’in “değişimcilerin” adayı olacağı iddia edilmişti.
CHP kulislerinde “Özel istifa edecekse il kurultaylarının sonucuna göre hareket etmeye de karar verebileceği” konuşuluyor.
Kurmaylar, “Özel, Genel başkanlık makamının yetki paylaştığı grup başkanlığı görevini sürdürürken aday olması siyasi etiğe aykırı olur. İstifa edip delegelere vaatlerini açıklaması doğru olur” yorumunu yapıyor.
‘İLÇE KURULTAYI RENK VERMEZ’ CHP’de kurultay takvimi kapsamında ilçe kurultayları devam ediyor. İlçe kurultaylarında seçilecek delegelerin il kurultayında da oy kullanacağı ve birçok il örgütünde “kurultay delegerinin” isimlerinin ilçe başkanları tarafından belirlendiği için önem kazanıyor.
Söz konusu süreçte ise “değişimcilerin mi” yoksa “yenilenmecilerin mi” önde olduğu merak edilirken, ilçe kurultaylarında “yenilenmecilerin önde olduğu” öğrenildi. Kurmaylar, “İlçe kurultaylarında genel merkeze yakın eğilim çıkması normaldir. Taraflar rengini belli etmez” yorumu yapıyor.
Bir ay sonra Kurultay’a gidecek olan CHP’de Genel Başkan adaylarından Özgür Özel partiyi yeniden sosyal demokrat kimliğine büründüreceklerini belirterek şöyle dedi: ‘Oyuna gelmeyelim’ derken ‘oyuna gelen’ olmayacağız. İstanbul'u kazanırsak değişim kesin, kaybedersek yarış dengede geçer.
İbrahim Varlı
Değişim tartışmalarıyla 4-5 Kasım’da Olağan Kurultay’a gidecek olan CHP’de Genel Başkan adaylarından Özgür Özel, halkı siyasetin öznesi yaparak siyasetin ağırlık merkezini değiştireceklerini söyledi.
Adaylık açıklamasından 20 gün sonra İstanbul’da gazetecilerle bir araya gelen Özel, siyaset anlayışlarını, yapmak istediklerini ve Kurultay’a gidilirken partisindeki tartışmalara ilişkin soruları cevapladı.
Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
“MUTFAK VİDEOLARIYLA SİYASET OLMAZ”
“Değişim tartışmaları üç aydır sürüyor. Değişim ama neyin değişimi? Nasıl değişim? 'Bu değişimin altı nasıl dolacak? Parti politikalarını, siyasetini ve değişimi mutfak videolarından, salı toplantılarından öğrenen örgütün kendi varoluşuyla çeliştiğini düşünüyoruz. Örgütün kendi karar verdiği, siyasetin birlikte üretildiği bir anlayışa ihtiyacımız var. Adaylık açıklamamızla birlikte 15 Eylül’de 'Değişimin yüz yılı, yüz yılın değişimi' diye sloganlaştırdığımız ve tutum belgesini açıkladık. Orada nasıl bir değişim istediğimizi, değişimden ne kastettiğimizi açıkça deklare ettik. Türkiye’deki siyaseti, dünyayı nasıl gördüğümüzü vurguladık. CHP’nin nelerin değişmesi gerektiğini, genç, dinamik kadromuzla birlikte satır satır ele alarak hep birlikte belirttik.
“İDEOLOJİK DEĞİŞİMİ SAVUNUYORUZ”
Değişim sadece kadroların, isimlerin değiştirilmesi demek değil. İdeolojik bir değişimi savunuyoruz. Parti kendi kimliğine, evrensel sosyal demokrat ilkelere yeniden dönmeli. Partiyi solun, sosyal demokrasinin evrensel normları üzerine oturtmak amacımız. Soldan bir perspektifle siyaseti dikine değil, enine/yatay kesen toplumun tümüne uzanan bir siyaset üretmek istiyoruz. Partinin kendi tarihiyle uyuşmayan bir anlayışı, yaklaşımı kabul etmiyoruz.
“SOKAKLARDAN, MEYDANLARDAN KORMAYACAĞIZ”
Ülkede ağır toplumsal sorunlar yaşanırken ‘oyuna gelmeyelim’ diyerek ‘oyuna gelen’, tepkiyi sadece emek ve meslek örgütlerine, emekçilere, toplumsal gruplara bırakan bir anlayış olamaz. Sokaklardan ve meydanlardan korkmayan, demokratik tepkiyi örgütleyen, kendi siyasetini belirleyici yapan bir anlayışa ihtiyacımız var. Toplumun her kesimiyle; işçilerle, emekçilerle, geçinemeyenlerle, sendikalarla temas kuracağız. Onlara dokunacağız.
BirGün Yayın Koordinatörü İbrahim Varlı ile CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel.
“DİKİNE DEĞİL, YATAY SİYASET”
Erdoğan’ın dayattığı dili, siyaseti reddediyoruz. Onun dayattığı “dikine kesen” siyaset -“biz ve onlar, sağcılar ve solcular, Aleviler ve Sünniler, Kürtler ve Türkler- ülkeyi kutuplaştıran elli artı bir üzerine kurulu ittifak siyaseti. Onun siyasetine kapılarak savrulmak kendi kimliğinden uzaklaşmaktır. CHP’ye Tayyip Erdoğan'la polemiğe girecek, laf yarıştıracak, onun kadar sert konuşabilecek bir lider aramıyoruz. Erdoğan'ın bize dayattığı siyaseti reddederek yola çıkıyoruz. Bizle birlikte bugüne kadar direnen yüzde 25’lik kesime çok değerli. Ancak amacımız yüzde 75’lik kesimlere uzanmak olmalı. Bu da sağdan gelen isimlerle olmaz. CHP seçim kazanmak adına kendi değerlerinden uzaklaştı, sağa kaydı. Siyaseti yatak kesen bir anlayışı benimsiyoruz, işçiye, emekçiye, sendikacıya, geçinemeyenlere uzanan bir siyaset peşindeyiz.
“SAĞA AÇILMAKLA OLMAZ”
Sağa açılmakla, sağdan isimler, danışmanlar, kadrolar getirmekle başarılı olunmaz. CHP kendi kimliği yerine başka kimlik arayışlarına girdiği ve kendi içinde siyasetsizleşmeye, kendi siyasetiyle var olup kendisini çok daha geniş kitlelere anlatabilecekken dört kişiden birinin oyunu alan bir noktaya getirildi. Bu yüzde 25’lik kesim çok ama çok değerli bizim için ancak bunu büyütmek zorundayız. Yüzde 25’e sıkışan, “biz seçim kazanamayız”, onun için ittifak yapmaya, sağa açılmaya, sağdan birilerini bulmaya, sağdan akıl almaya, sağdan gelen danışmanlarla siyaset üretmeye mecburuz algısı bizi kendimiz olmaktan çıkardı. Karşı tarafı konsolide eden kimlik siyaseti yerine kendi siyasetimizi yapmanın inanç ve kararlılığı içindeyiz. Alınamayan yüzde 75 oyu hedefleyen bir yönetim anlayışı içerisinde olacağız.
“İSTANBUL’U KAZANIRSAK DEĞİŞİM KESİN”
Bugün 5 Ekim, bundan tam bir ay sonra CHP ikinci yüzyılında hangi genel başkanla yoluna yürüyeceğine, ikinci yüzyıla hangi genel başkanla geleceğine karar vermiş olacak. Pazar günkü İstanbul İl Kongresi çok önemli. İstanbul İl Kongresi’ni kazanmamız durumunda başkanlık yarışına önde gireceğiz. Kaybetmemiz halinde yarış dengede geçer. İstanbul kongresi sadece bundan sonra yapılacak il kongrelerini değil, bugüne kadar yapılmış olanları da etkileyecek. İstanbul seçimlerinin sonucunda delegenin Ankara’da vereceği karar açısından, değişime destek verecek delegenin İstanbul’dan seçilmesi değişimin önünü açacaktır. Biz İstanbul’dan, partiyi yeniden heyecanlandırıp, küskün seçmeni tekrardan partiye kazandırma yönünde bir sonuç çıkacağına inanıyoruz. Önce 5 Kasım’da partiyi sonra da Türkiye’yi değiştireceğiz.
“REFERANDUMLA İBB SONUÇLARINI KARŞILAŞTIRMAK DOĞRU DEĞİL”
İBB seçimleriyle referandum sonuçlarını karşılaştırmak çok doğru değil. Manisa’da referandumda biz 'hayır' çıkarmıştık ama burada birinci parti AKP ve belediyesini de MHP yönetiyor. İstanbul’daki başarı hepimizin. İstanbul’un Ekrem İmamoğlu tarafından yönetiliyor olması ve yıllarca Erdoğan ve onun atadıkları tarafından yönetilmiyor olması önemli. Bu başarıyı hepimizin başarısıyla karşılaştırıp değersizleştirmeyi doğru bulmam.
“LATİN AMERİKA DENEYİMİNİ ÖNEMSİYORUZ”
Dünyadaki ‘siyasi akrabalarımız” ne durumda, neyi, nasıl yapıyorlar gözlemliyoruz. Latin Amerika deneyimini bu nedenle önemsiyoruz. Oradaki itirazları, solun çekiciliğini yakından takip ediyoruz. Popülerleşme adına Avrupa’daki bazı partilerin nasıl savurulduklarını, kimliksizleştirildiklerini gördük. İngiliz İşçi Partisi bunun somut kanıtı. Üçüncü Yol çizgisinin İngiliz İşçi Partisi’nin nasıl savurduğuna tanık olduk, dersler almalıyız.
“100. YILDA SOSYALİST ENTERNASYONAL ÖNERİSİ KABUL EDİLMEDİ”
Bu yıl sadece Cumhuriyetin değil partinin de yüzüncü yılı. Sosyalist Enternasyonal’i Ankara’da toplamayı, dünya solunu üç günlük konferansta Ankara’da ağırlamayı önerdik. Ancak kabul edilmedi parti yönetimince. 100. yılda bu öneriler önemliydi aslında. Pul vs gibi hediyelik şeyler basmakla geçiştirildi bu öneriler.”
İstanbul il yönetimini Cemal Canpolat'ın değil de, Özgür Çelik'in kazanması parti içinde değişimden yana olanların 4-5 Kasım'da gerçekleştirilecek olan kurultayda kazanabilme ihtimali arttırdı gibi gözüküyor. Dahası böyle bir olasılığın ortaya çıkmış olması Kılıçdaroğlu'na geri adım attırır mı sorusunu da akla getiriyor. Küçük de olsa böyle bir ihtimalin Ankara'da dile getrildiği de söyleniyor. Neden olmasın?
Kılıçdaroğlu'nun 14 ve 28 Mayıs yenilgilerinden sonra parti içinde ve dışında büyük bir tepkinin ortaya çıkmış olmasına rağmen neden bu tepkilere kulak vermediği ve partinin başında kalma konusunda ısrarını anlayabilmek hiç kolay değil. ''Erdoğan'ı yenilginin tam kıyısına kadar getirdim, devamını getirmeden gitmem'' diye mi geçiriyor içimden? Oysa artık bitti.Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz. Kaybetmenin kazanmaktan güç olduğu bir seçimi kaybetti. Büyük bir başarısızlık bu ve bu başarısızlığın merkezinde de oyun kurucu olarak Kılıçdaroğlu duruyor. Israr eder, devam etme kararı alır ve kurultayda da aday olursa ve kurultay sonucundan Özgür Özel çıkarsa bu durum onun son yenilgisi olur. Yok aday olur ve kurultayda yeniden genel başkan seçilirse bu seçim zaferi onun bir sonraki yenilgiden önceki yenilgisi olacaktır. Parti artık yüzde 25'lerde de tutunamaz. Bir kısmı İYİP'e gider, bir kısmı da TİP'e.
İstanbul İl Başkanlığı seçiminden sonra Özgür Özel'in kurultayda kazanma şansının arttığı söylenebilir. CHP içinde değişim istemeyenlerin hemen hemen olmadığı göz önüne alındığında 24-25 günlük süre içinde bu değişmin genel başkanın değiştirilmesini kapsayabileceği söylenebilir. Özgür Özel'in CHP Genel Başkanlığına oturmasyla birlikte partinin bir dinamizm kazanacağı da açık. Özel'in Kılıçdaroğlu'nun hatalarını yapmayacağını ve partiyi sol-sosyal demokrat bir çizgiye çekme çabası içine gireceği de söylenebilir. Bu çaba başarılı olur mu, Özel bu konuda başarıya ulaşır mı, şimdiden öngörmek pek mümkün değil. Ama başaramazsa partinin taban kaybedeceği çok açık.
Kurultay bu yüzden önemli. Kurultayın sonucu bu yüzden önemli.
Karanlık bir tünelden geçerken ve tünelin sonunda da bir ışık görünmüyorken...
Her şeye rağmen ve hala...
Bu ülkede sola yönelmiş bir CHP'ye ihtiyaç var.
Sanıyorum bir zaman önce yazmıştım face'te: ''Erdoğan karşıtlığına neden oy vermek durumunda kalıyorsak, Kılıçdaroğlu'nun karşısına genel başkan adayı olarak kim çıkarsa çıksın, desteklenir.'' Böyle yazmıştım sanıyorum. Çünkü Kılıçdaroğlu'ndan da daha kötüsü olamaz. Mümkün değil. İktidar insanı-liderleri değiştiriyor. Kılıçdaroğlu ise hiç lider olamadı Partilerimizde genel başkan koltuğu çok büyük yetkilerle donatılmış, Kılıçdaroğlu da bu yetkileri kullanarak ve bu yetkilerle belirlenerek tam bir despot haline gelmiş. Tıtarsızlık ise almış başını yürümüş. En büyük yenilgisinden sonra istifa etmeyişi, kurultayda aday olmayacağını ama delegeler isterse görevden kaçmayacağını söylüyor ve bu konuda isteksizmiş gibi davranıyordu. Ama son açıklamasıyla bu konuda da durumun çok farklı olduğu anlamına geldiğini ağzından kaçırmış oldu: Seçimden sonra partiyi ve genel başkanı kamuoyunda tartışanları partiden atacakmış! Daha şimdiden, kurultayda seçileceği bile belli değilken böye bir açıklama, aynı zamanda onca zamandan sonra bile siyaseti öğrenemediğini kanıtlıyor.
***
İstanbul kurultayını değişimcilerin kazanması Özgür Özel'in şansını arttırdı gibi geliyor bana. Süreci yakından takip edenler 4-5 Kasım kurultayında genel başkanlık konusunun ortada olduğunu söylüyor. Açıklamalar hep bu yönde. Kılıçdaroğlu'nun parti içi iktidarı elinden tutmasıyla avantajlı görünse de girdiği her seçimi kaybetmesi, partinin kapılarını sağa açması ve partiyi bir adım bile ileri taşıyamamasının ve hatta kaybedilmesi kazanılmasından bile zor olan bir seçimi bile kaybetmesinin aleyhine işleyeceği söylenebilir. Kurultaydaki son konuşmalar bile seçim sonucunu etkileyecektir.
Özgür Özel hiç kuşkum yok, Kılıçdaroğlu'ndan çok daha tutarlı bir siyaset izleyecektir. Partiyi sola açması da beklenebilir. Erdoğan'ı yenilgiye uğratmak için sağa açılım yapmanın partiyi amorf bir hale getirdiği ve soldan kopardığı sanırım görülmüştür. Kazanırsa Özgür Özel'in bu konuda adımlar atması ve demokratik kitle örgütleri ve DİSK başta olmak üzere sendikal konfederasyonlarla bir ilişki içine girmesi beklenebilir. Bu yapılmazsa, böyle bir süreç işletilmezse CHP'de erime devam edecektir ve oyları yüzde yirmilerin de altına düşecektir. ( ASALın yaptığı son anket oy oranının yüzde 20'lere geldiği ve 5 puanlık bir kaybın söz konusu olduğunu gösteriyor.)
Özgür Özel iyi güzel de partide ikinci üçüncü adam olabilmek ve hatta bu konuda başarılı olabilmek birinci adam olmak için kesinlikle yeterli değildir. Özgür özel eminim zamanla diksiyonunu da düzeltecek, biraz heyecanlandığında ''imdat sesi'' ile konuşma alıkanlığını da bırakacaktır. Genel kültür ve sol siyaeti bilip içselleştirmek konusunda Kılıçdaroğlu'ndan çok ilerdedir ve hatta bu konunun bence tartışması bile yapılamaz.
Neyse, şunun şurasında ne kaldı ki, 15-20 gün sonra CHP'de kurultayı kimin ve hangi kadroların kazanacağını göreceğiz ve CHP'ye yönelik düşüncelerimizin daha da netleşmesi mümkün olacak.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
