Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Kültür-Sanat haberleri
16.01.2014- 10:11

İyi ki doğdun Nâzım

Resim Ekleme


112'nci yaşında, 51 sanatçının Nâzım Hikmet'e armağan etmek için hazırladıkları eserlerden oluşan ''Nâzım' Armağan'' sergisi dün açıldı. Serginin açılışına sanatçılar ve Nâzım'ı sevenler yoğun ilgi gösterdi. Sergi 19 Ocak’a kadar Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde görülebilir.

(soL - Kültür) Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nin (NHKM) her yıl ocak ayında gerçekleştirdiği Nâzım Anması etkinlikleri, bu yıl da ''Nâzım'a Armağan'' sergisi ile hayat buldu. Serginin açılışı, dün NHKM'de yapıldı. Açılış konuşmasını, sergiyi hazırlayanlar adına Ekin Onat, NHKM adına ise Asaf Güven Aksel yaptı.

51 sanatçının Nâzım'a 112'nci kez ''iyi ki doğdun'' demek için hazırladıkları eserlerin sergilendiği etkinlik, 19 Ocak'a kadar gezilebilecek.

Resim Ekleme

Ekin Onat ve Olgu Ülken-ciler'in hazırladığı sergiye, özel olarak hazırladıkları eserleriyle katılan ve Nâzım sevgisini halkla buluşturan sanatçılarla görüştük; sergi ve Nâzım'a dair duygularını konuştuk; bu ayrıcalıklı etkinlik hakkındaki görüşlerini aldık.

BENİM İÇİN ÖZGÜRLÜK

Temür Köran: Benim için bu sergi özgürlük anlamına geliyor. Bu topraklardan çıkmış evrensel bir sanatçıya yüreğinizi açmak, tecrübelerinizi paylaşmak, günü geldiğinde onu anarak hatırlamak, hatta pratiğe dökmek erdemdir. Bu özgürlüğün bir parçası olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Doğum Günün Kutlu olsun Nâzım Hikmet. Hazırladığım çalışma; tuval üzerine yağlıboya, 30x30 cm. bir Nâzım Hikmet portresi.

EMPATİ KURMAYA ÇALIŞTIM

Sinan Demirtaş: Yoğun pek çok hareketin yaşandığı, değer yargılarının alt-üst edildiği, hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığı bu dönemde sosyal bütünün parçası olarak saf değerleri korumak ve onlara sahip çıkmak gerekir. Böylesi bir bilinç içinde bir araya gelmek bu sergiyi anlamlı kılıyor. Çalışmamda değer verdiğim Nâzım Hikmet ile empati kurmaya çalıştım. Kendi bedenimle onun kişiliğini bir araya getirirken aramızdaki mesafeyi (uzaklığı-yakınlığı), sınırlandırılmış yaşamdan soyutlayışını, özlemlerini, aşklarını, o romantik saf kişiliğini, bilgeliğini görmeye çalıştım.

Resim Ekleme

ÖYLE ETKİLİ BİR YÜZ Kİ...
İsmet Değirmenci: Bu sergide yer almak her şeyden öte onurlu bir şey benim için. Gençlik yıllarımız boyunca hep yanımızda, başucumuzdaydı; onun şiirlerine tutunur, umutlanır ve çoğalırdık. Onun adına bu sergiye katılmak heyecan verici, aynı zamanda da usta şairle sanat yoluyla buluşup bir araya gelmek güzel bir duygu. Onun portresini kendi çizgimle yorumlamaya çalıştım; öylesine etkili bir yüz ki... Ama çok tanıdık, yıllar öncesinden... Keyifle ve sevgiyle çalıştım. Onun için hazırladığım armağan, bize bıraktığı eserlerinin yanında küçük bir şey.....

SOYADINI KURGULADIM
Mustafa Horasan: Daha önce de Nâzım'la ilgili başka bir sergiye yapıt hazırlamıştım. Nâzım'la ilgili samimi her projenin içinde yer almak onurdur benim için. Bir sergi kataloğumun metninde Nâzım'ın bir şiirini kullanmıştım. Yazılan onca metinden sonra derdimi o kadar iyi anlatmıştı ki... İçinden geçtiğimiz şu zaman diliminde Nâzım'ı tekrar ele almak, onu yeni kuşaklara daha iyi ve sahici anlatmak bize düşen önemli görevler içerisinde. İnsana dair yazdığı her şiir, her metin bugün tekrar içselleştirilip gözden geçirilmeli diye düşünüyorum. Bu yapıtta Nâzım'ın kelimelerle bizi çıkarttığı derin yolculuklar gibi ben de ete kemiğe bürünmüş RAN kelimesini kurgulamak istedim. Hem onun soyadına hem de güneş tanrısına vurgu yaparak insan teninin en derinine bakmak istedim.

Resim Ekleme

BAHTİYAR VE DİRENÇLİ
Turan Aksoy: Benim için Nâzım her türlü koşulda ve zamanda yeni hayatlar kurmuş, şiirler yazmış, düşünceler üretmiş ve aşklar yaşamış bir hayatı temsil eder. Bugün toplumsal hayatı ve değerleri para ve ahlak ilişkisine sıkıştırmaya çalışanların yarattığı kuşatılmışlık duygusuna karşı, ki bunu düşünsel ufkumuzun da sınırlandırılmasıyla ilgili bir şey diye algılıyorum, temel bir strateji gibi görülebilecek bir örnek oluşturuyor. Paranın ve ahlakçılığın uyanıklıklarından oluşan karışıklıklara takılmadan basit ve düz bir yaşam, zorlukları ve acıları olsa da bizleri, ilk defa güneşe çıkıp toprağa oturmuş Nâzım gibi ''bahtiyar'' ve dirençli yapmaya yetebilir.

http://haber.sol.org.tr/kultur-sanat/iyi-ki-dogdun-nazim-haberi-85992

che21  |  Cvp:
Cevap: 1
17.01.2014- 21:10

Nazım Hikmet iyi ki doğdun, iyi ki varsın.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
19.01.2014- 03:04

Nazım’la gece yürüyüşü/Ömer Turan

Böyle geçiyoruz, omuzumuzda rüzgâr belki somurtkan bir çocuk. Tarihin bilmediğini yazıyoruz, defterlerde bir gecelik yerimiz. Bir ağrı, bir liman, boydan boya Varna’dan İstanbul’a yas suları. Kederin öğrettiği sırdaşlıktan anlıyorum, sürgünler senin için kalp atlası. Bana göre bir mermerin belleği. Demişken bir martı sokağı süpürüyor, ondan öğreniyoruz: aşk ve devrim deniz gören bir yerdir, denizden yedi tepeyi…

Böyle geçiyoruz, çinko damlarda yağmur ve rüya gürültüsü. Girdiğimiz her ev yüzümüze ağlayan kara parçası. Boynumuzda nar taneleri ve büyük insanlık. Küstü bize akşam vapurundan inen dalgınlar. Ah! İçimizi yadırgayan zaman, nehirleri üzerimize akıtan mahcubiyet. Bu gece lodosla aynı hüznü giyiyorum. Sonra söz söz sökülüyor yakamızdaki simsiyah gül: beni ağrılı bir kalbin çilesi çürüttü, ölüyorum…

Böyle geçiyoruz, kuşların tekrarı ve gövdemizden ayrılan avaz. Bir boşluk yükünü boşaltıyor, garlarda tahta bavullar. Susmak için upuzun bir yer açıyorum aramıza. Son sigaramız, son tren ve isimsiz ölüler. Bir ülkeden son öyküye, huzursuz ve anısız mektuplar yolluyoruz. Henüz erken diyor, henüz vakit varken söylüyor bunu. Hangimiz iki satır, hangimiz iki vatan arası. Oturduk, bir bankın ömrü birden bire yaşlandı…

Böyle geçiyoruz, boynumuzda Hiroşima atkısı ve bir uyku. Ne değişir ki, bir kırgınlık duvarı işte hayat. Ve yoldan geçenler ve aramıza karışanlar görmüyor, biz bu kentin gecesini seviyoruz. El ayak çekilmişken. Dedikoducular ve yalanları uykudayken. Tarihin bilmediğini konuşuyoruz, bu coğrafyanın kışı uzun. Sesimi sönmüş külün içine çekiyorum: şimdi yenilgilerin ilk sabahı, uyanmamızı bekliyor bir uçurum…

Böyle geçiyoruz, her kıtadan bir türkü dilimizde. Çarparak dünya telâşına. Yanımızdan bir çocuk koşuyor, gülüşü ağaçlardan. Gelinler pencereye çıkıyor, saçları birer çiçek iskeleti. Ve anneler, göğün defterine kadar ağıt gülleri. Güne yaklaştıkça yolun sonu ve dünya kalabalığı, bitiyor bendeki rüya sendeki sıkıntı. Demişken bir kum saati ters dönüyor, ondan öğreniyoruz: o, bir müthiş bahtiyarlık, anlamak gideni ve gelmekte olanı…

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/omer-turan/nazimla-gece-yuruyusu-86131

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]