Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Doğa Bilimleri
denizcan  |  Cvp:
Cevap: 9
02.02.2015- 21:04

Başka dünyalarda başka türlü evrim çıkabileceği gibi başka türlü   teknoloji de ortaya çıkabilir. Böyle bir teknolojinin dünyadaki gibi olması gerekmez.

sirius  |  Cvp:
Cevap: 10
05.02.2015- 21:52

Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Başka dünyalarda başka türlü evrim çıkabileceği gibi başka türlü   teknoloji de ortaya çıkabilir. Böyle bir teknolojinin dünyadaki gibi olması gerekmez.



tabi çıkabilir, ama sürüngenlerden çıkmaz .sürünen bir canlının aklı teknoloji yaratacak kadar gelişmez.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 11
06.02.2015- 11:06

neden gelişmesin, tanrı istemediği için mi, sürüngenler tanrı tarafından lanetlendiği için mi? Evrim dünyada böyle gelişmiştir, bir başka gezegende başka türlü gelişir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 12
06.02.2015- 17:14

Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

neden gelişmesin, tanrı istemediği için mi, sürüngenler tanrı tarafından lanetlendiği için mi? Evrim dünyada böyle gelişmiştir, bir başka gezegende başka türlü gelişir.



Konunun tanrı ile ilgisi yok:)

Evrim başka bir gezegende başka biçimler altında oluşmuş ve gelişmiş olabilir. Bu doğrudur ve muhtemelen de öyledir. Ama şu da var; evrimin dünyada oluşum ve gelişim biçimi bize bazı genellemeler de vermiştir. Örnekse suyun olmadığı bir yerde hayatın başlamayacağı gibi. Suyu burada sıvı nir ortam olarak alabiliriz. Kimyasal bileşimi farklı bir sıvı ortam da evrime yol açabilir. Ama mutlaka suya( sıvıya) ihtiyaç var. ( Çünkü kimyasal bileşiklerin ve moleküllerin çözülüp biraraya gelmesi ancak sıvıya ihtiyaç gösteriyor. Kuru bir ortamda böyle bir dönüşüm sözkonusu olmuyor.

Canlılığın oluşması ve gelimesini atlayarak konuşulacaksa akıl-zeka hem beynin fonksiyonu ile hem decanlının iş yapma yetisiyle mümkün hale gelebiliyor. İnsanın ortaya çıkması ve dünyada uygarlık yaratan tek canlı olması da ayaklarının üzerinde dikilebilmesiyle mümkün hale gelmiştir. Nedenleri de ayrı bir konu. Bu yüzden uygarlık yaratan bir zekanın oluşabilmesi ayağa kalkmayla ve ellerin boşa çıkmasıyla ilintili. İş yapabilmek, daha fazla iş yapabilmek ve doğayı dönüştürebilmek bu yüzden gerçekleşebiliyor. Bu yüzden, tıpkı suyun varlığı nasıl ki, inorganiğin organiğe dönüşmesi için zorunluluksa, uygarlık yaratacak bir canlılığın oluşumu da ayağa dikilmek ve ellerin boşa çıkması ile mümkün. Sanırım evrim konusunda böyle bir genelleme yapılabilir.

Dolayısıyla, bir gün başka uygarlıklardan gelenlerle karşılaşacak olursak, onların sürüngen değil, iki ayaklı ve ellerini rahatlıkla kullanabilen canlılar olacağını şimdiden söyleyebiliriz.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 13
06.02.2015- 22:54

Konunun tanrı ile ilgisi yok:)

Şaka yapmıştım:)


Cevap: 14
07.02.2015- 03:24

Günlerdir bu konuda siteye girişimde problem olduğu için cevap veremiyorum ama artık telefondanda olsa yazmaya karar verdim. Sürüngenler yerde sürünüyor nasıl evrimleşip zeka sahibi olsunlar düşüncesi doğru değil. Sürüngenlerin yüzebilen yada karada ayakları üzerinde hareket edebilen örnekleride var evrim tarihinde. En bilineni dinozorlar. Dinozorlar sürüngen olmasına rağmen devasa boyutta, ayakları üzerinde hareket edebilen canlılardı. Diğer bir örnek dinozorların kuzeni timsahlar. Timsahlar bugün ayakları üzerinde hareket etmiyor olabilir ama geçmişte bugünden çok daha büyük ve yürüyen, koşabilen varlıklardı. Dolayısıyla evrimin dünyadaki koşullarında spn derece büyümüş, ayağa kalkabilmiş sürüngen türü başka bir gezegen koşullarında bunu bir adım ileri de götürebilir. Buna bir engel yok.

Diğer taraftan sürüngen türü sadece ayakları üzerinde hareket etmekle kalmadı, uçmayada başladı. Dinozorların yada dinozorları kapsayan daha geniş familyanın uçan örnekleri var. Kaldıki kuş türü de bu nokta üzerinden evrildi görüşü var. Dahası memeliler bile sürüngenlerden evrilmiştir. Mesela Therapsida adlı canlı sürüngenden memeliye geçişi temsil eder. Yani aslında daha yüksek bilinç düzeyine kavuşan biz memelilerinde içinde sürüngenlik var.

Birde bir kaç belgesel izlemiştim bu konularla ilgili. Mesela birinde insan türünün gelecekte yer altına çekilebileceğinden ve yer altına çekildikten sonra geçireceği evrimle yarı sürüngen özellikleri elde edebileceğinden bahsediyordu. Başka birinde ise görüldüğü iddia edilen uzaylılardan, onları görenlerin iddia ettikleri tip ve yüzlerce yıldır çizilen uzaylı resimlerden yola çıkarak onların bir böcek türü olabileceği iddia ediliyor yanlış hatırlamıyorsam peygamber böceği ve başka bir gezegede peygamber böceğinin evrimleşmiş olabileceğinden bahsediliyordu. Bilim adamları böyle bir duruma olanak veriyorlardı.

Evrimin tarihine bakınca bence hiçbir şeye olmaz dememek lazım.   Bu dünyada bile ileride gerçekleşecekler tam bilinemiyor. Başka bir gezegende evrim oranın koşullarında kim bilir nasıl ilerlemiştir?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 15
07.02.2015- 15:07

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Sürüngenler yerde sürünüyor nasıl evrimleşip zeka sahibi olsunlar düşüncesi doğru değil.  



Sürüngenlerin evrimleşmeyeceği, sürüngenliğin evrimde son nokta olduğu söylenmiyor, yanlış anlaşılmasın. Sürüngenlerin sürüngen olarak uygarlık yaratan bir zekaya sahip olamayacağı söyleniyor. İkisini birbirine karıştırmamak gerek. Sonuçta insan da 65 milyon yıl önce dinozorların ortadan kalkmasıyla gelişen bir süreç sonunda insan oldu. En eski ataları dinozorlar devrinde ağaç diplerinde yaşayan ve tarla faresini andıran sıradan bir memeliydi. 65-100 milyon yıllık evrimsel süreçle insan haline gelmiştir. Bu süreçte 65 milyon yıl öncesinde dinozorların yok olmasıyla başlayıp, 7-10 milyon yıl öncesinde Afrika'da Rift vadisinin oluşmaya başlamıyla süregelen pek çok etken işin içine girdi. Bunların hepsi önemliydi. 65 milyon yıl önce Yucatan yarımadasına bir meteor çarpmasaydı, belki hala dinozorların egemenliğinde bir dünya varolacak, memeliler egemenlik kuramayacak ve evrim insana doğru bir seyir izlemeyecekti. İnsanı insan yapan bu yolculukta pek çok ''tesadüf'' var. Aynı şekilde Levha tektoniği etkisiyle Afrika'da Rift vadisi oluşmasaydı ve sonuçta iklimsel değişimler yaşanmasaydı insana doğru evrimsel bir çizgi yine oluşmayabilirdi. Ne var ki, bu sürecin en belirleyici yanı, 5-7 milyon yıl öncesine dayanan insanımsının ayağa kalkmasıydı. Ayağa kalkmayla insanımsının elleri boşa çıkmış ve farklı bir işlev kazanmıştır. İnsana doğru yürüyüşün evrimsel çizgisinde pek çok kritik an yaşanmıştır ama en önemlisi, sonuçta uygarlık yaratan bir zekaya sahip olmasını sağlayan elleriydi. Ayağa kalkma ve ellerin belli bir işlev kazanması insana doğayı dönüştürme yetisi kazandırmıştır. Canlılığın 4 milyar yıllık tarihinde tek bir tür bunu başarabilmiştir.

Buradan çıkan sonuç zeka yaratabilen canlının mutlaka dönüştürücü işleve sahip olabilecek biyolojik yetkinliğe ulaşması yatmaktadır. Sürüngenler bu yüzden uygarlık yaratan bir zekaya sahip olamazlar. Kuşlar da. Bu genelleme sürüngen türü canlılığın evrim yoluyla başka bit türe dönüşmeyeceği, ve uygarlık yaratacak bir niteliğe ulaşamayacağı anlamı çıkmaz.

Konu buraya gelmişken bir konunun altını çizmekte yarar var: İlk canlılık izlerine 3.8 milyar yıl öncesinde rastlıyoruz. Çok hücreli canlılık yaklaşık 2 milyar yıl öncesinde ortaya çıkıyor. Kambriyen dönemi tamamen denizel bir özellik taşır. Canlılığın denizlerden karalara taşınması yaklaşık 450 milyon yıl öncesine rastlıyor. Yani canlılık   yaklaşık 3.5 milyar yıl denizlerde gelişmiş, bu dönem boyunca karalarda tek bir ot bile ortaya çıkmamıştır. İnsanımsının ortaya çıkışı 5-7 milyon yıl, insanın ortaya çıkışı ise 2 milyon yılönce gerçekleşmiştir. Yani basit tek hücrelilerden uygarlık yaratan zekaya gelişim süreci 3.5 milyar yıllık bir süreç almıştır. Bu sürece yakından bakıldığında sadece gelişim görülmemiş, çok büyük yıkımlar da olmuştur. Şuraya gelmek istiyorum: Evrim inorganik maddenin organik maddeye dönüşüyle başlamış ve 3.8 mlyar yıllık süreçte insana ( uygarlık yaratan zeka diyelim; insan bunun dünyadaki formunun adıdır.) dönüşmüşse, bu süreçte doğrusal bir çizgi hemen hemen hiç yoktur. Çok büyük tesadüfler, çok büyük kırılmalar, geriye dönüşler ve daha pek çok   koşul birlikte uygarlığın oluşumuna izin vermiştir. Koşullar ne kadar uygun olursa olsun evrimsel sürecin uygarlık yaratan bir zekaya dönüşme zorunluluğu da yoktur. Suyun olduğu ve bazı temel özelliklerin bulunduğu bir gök cisminde hayatın oluşma olasılığı ne kadar yüksekse, o hayatın zeka oluşturabilecek bir aşamaya gelmesi daha başka etkenlerin ve ''tesadüflerin'' biraraya gelmesine bağlıdır. Bu saptama biraz umut kırıcı gibi gözükse de, bir bilim insanının söylediği gibi ''evrim bir yolunu bulur.''

Cevap: 16
07.02.2015- 16:21

''Buradan çıkan sonuç zeka yaratabilen canlının mutlaka dönüştürücü işleve sahip olabilecek biyolojik yetkinliğe ulaşması yatmaktadır. Sürüngenler bu yüzden uygarlık yaratan bir zekaya sahip olamazlar. Kuşlar da. Bu genelleme sürüngen türü canlılığın evrim yoluyla başka bit türe dönüşmeyeceği, ve uygarlık yaratacak bir niteliğe ulaşamayacağı anlamına gelmez.''

Sayın Melnur uygarlık yaratabilmenin en önemli koşullarından biri olarak ayağa kalkabilmeyi bu sayede elleri boşa çıkartabilmeyi gösteriyorsunuz. Sürüngenlerinde süründükleri için mevcut halleriyle uygarlık yaratamayacağını ancak başka bir türe dönüşürlerse uygarlık yaratabileceklerini iddia ediyorsunuz. Sürüngenlerin sadece süründükleri tespitinin yanlış olduğunu size evrim tarihinden örneklerle kanıtladım. Yani sürüngenler sürüngen halleriyle ayağa kalkıp ellerini boşa çıkartabiliyorlar. Peki bu kadar önemli bir koşulu başarmış bir tür başka bir gezegende, farklı evrim koşullarında neden medeniyet yaratmasın? Engel ne?

Sürüngenlerin başka bir türe dönüşmesi ise dünyadada gözlemlediğimiz bir olgu. Memelilerde, kuşlarda sürüngenlerden türeme zaten.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]