Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Ustalardan ve yazarlardan
27.02.2014- 22:28

Dublaj, montaj, şantaj...
 
  L. Doğan Tılıç


Daha Baba-Oğul muhabbeti çıkmadan, “AKP en çok yüzde 38” dediğimde, “Nesine, nesine? Yüzde 40’ın altı olmaz” diye iddialaşan arkadaşlarım bile yan çizmeye başladılar. “Eeeeee, şimdi işler değişti ama...” diyerek. Oysa, benimle iddiaya girenin çekinmesine hiç gerek yok; öngörülerim hep yanlış çıkar!

Ne olacağını göreceğiz, ama şimdiden olan bir şey de var işte. “AKP yüzde 40’ın altına inmez” diye iddialaşanların yelkenleri inerken, düne kadar iktidarı destekleyen Batı merkezleriyle sıkı fıkı analistler de “gitti gidiyor” havasında; yerine neyin geleceğini söyleyemeseler de.

“Her seçimin kendine has bazı özellikleri oluyor. Bu seçiminki de tapeler” diye yazmıştım. Baba-Oğul arasında geçtiği iddia edilen ve artık milyonların duyduğu muhabbet bu saptamayı iyice pekiştirdi. 30 Mart’a kadar daha çok tape okuyup, çok kayıt dinleyeceğiz!
Bu kayıtların bir “paralel yapı”, “devlet içindeki bir çete”, “bir gizli kulak” tarafından yapılıp servis edildiği kesin. Bunu şimdi keşfediyormuş gibi göğsünü iktidara siper eden laf ve kalem mücahitleri pek komik oluyor. Benzer şeylerin ayyuka çıktığı ve KCK’de, OdaTV’de, Ergenekon’da onca insana hayatı zindan ettiği günlerde alkış tuttukları anımsatılınca, hafiften “özeleştiri” falan demekteler ama, sırf iktidar savunularını pekiştirmek için.
Evet, bu işlerde Cemaat’in parmağı vardır. Onlar birbirini tanıdığından rahat konuşuyorlar, ama bizim için derin yapılarda kim Cemaat, kim AKP ayırmak zor.

Açıkta olup biteni görebiliyoruz biz. Başbakan, “Şurada 1 hafta, 10 gün içersinde onların karşıtlarını, aynı şekilde biz de bu teknolojiden hareketle sizlere izleteceğiz. Kılıçdaroğlu Meclis’te izletiyor ya, aynısı. Farklı bir şekilde sizlere izleteceğiz. Teknolojinin nereye geldiğini görmeniz bakımından bunlar çok önemli. Senaryo yazmak zor bir şey değil” diyo ve daha bir gün geçmeden Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin montajları servis ediliyor. Acemice, çocukça, komik montajlar...

Ama şunu anlıyoruz, Başbakan’ın bir işaretiyle harekete geçen, bu işleri yapan bir yapı var!

Baba-Oğul muhabbetini reddederken “dublaj, montaj” demekten öte bir kanıt sunamıyor Başbakan. Aynı teknolojiyle komik montajlar yapmak da kurtarmıyor.

Anımsayın, OdaTV sanıkları kendilerini Silivri’ye tıkan disklerin, dokümanların sahteliğini kanıtlamak için nasıl da çırpındılar. Yurtiçinden ve yurtdışından kaç üniversite ve laboratuvardan raporlar aldılar.

Öyle teknoloji kullanıp benzer şeyler üretmeye gerek yok, Başbakan herkesin güveneceği üniversite ve merkezlerden bu kayıtların niteliğine dair raporları kolayca alabilir. Sümeyye’nin, babasıyla telefondayken abisi ona seslendiğinde nerede olduğu telefon sinyallerinden kolayca bulunabilir. Öyle, Başbakan canlı yayındaydı, Sümeyye Konya’daydı diye üç dakikada çürüyen üfürmelere gerek kalmaz. Burhan Kuzu “Halkın arasındayım, inanın bu uydurma kaset ve ses kayıtları doğru olsa bile inanan yok” diye cıvıldamak zorunda kalmaz.

Kılıçdaroğlu ses kayıtlarını dinletirken nereye saklanacağını bilemeyen haber kanalları da, koç gibi çıkar “Flaş, flaş, flaş... İşte Başbakan’ın falanca üniversiteden aldığı rapor. Kayıtlar ahlaksız montaj” diye sabaha kadar yayın yaparlar.

Erdoğan konuşurken alkışlayacak dermanları kalmadığından genç amigoların gürültüsü arkasına saklanan AKP milletvekilleri de moral bulur! “Kabataş’ta, camide olmayana oldu dedin, ya şimdi de olana olmadı diyorsan” diye içlerini kemiren kurdu sustururlar!
Belli ki Başbakan, elindeki onca imkân ve iktidara karşın, dört duvar arasından belgelerin sahteliğini ispatlamak için çırpınanlar gibi yapmayacak. Dublaj, montaj, şantaj diye bağıracak. Bir de, yeni internet, HSYK, MİT yasalarını imdada çağıracak!

Tamam, sandık var tabii. Ama başka memleketlerde olunca Başbakan’ın selam çaktığı sokaklar, meydanlar da var...

Dur bakalım ne olacak!

Birgün

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]