Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

14.08.2013- 21:11

"Bana göre sosyalizm"

Özellikle SSCB'nin çözülüşüyle birlikte başlamıştı, bu tür bir söylem.Çoğumuz kafamıza göre birtakım eleştirilerde bulunuyor ve sonuçta yine kafamıza göre bir sosyalizm tanımlaması getiriyordu. Zaman değişmiş, koşullar farklılaşmış ve bir SSCB çözülmüşse, ortada yanlış olan bir şeyler var demekti ve dolayısıyla sosyalizmi de yeniden tanımlamamız gerektiği dillenir olmuştu. Hala çoğumuzda devam ediyor bu kafa karışıklığı. Bir de ülkemizin özgün koşullarında liberal ve sol döneklerin medya üzerinden yaptıkları basınç düşünüldüğünde sosyalizm iyiden iyiye bulanıklaşmıştı. Soyut bir kemalizm algısından yola çıkıp, kemalizm, ulusalcılık ve devlet karşıtlığı söylemine bir de kürt önderiliğinin her türlü siyasetine olur vermeyi eklediğinizde sosyalist olmak için yeterli bir duruş elde edilebiliyordu. Daha da sosyalist olabilmek için bu duruşa biraz anarşist biraz troçkist görüşler eklerseniz her şey süt limana dönebiliyor. Arada bir demokrasi ve özgürlük de deyince her şey tamam! Artık karşınızdaki her düşünceyi ulusalcı, sosyal emperyalist, şovenist olarak nitelemek de mümkün hale gelebilir.

Uluslarası sol(!) camiada da sosyalizmin "zamanın koşullarına" göre yeniden tanımlanması gerektiği de uzunca bir zamandır söyleniyor. Ama aradan gerçekten uzunca bir zaman geçmesine karşın, hala söyleniyor. Ortada somut hiç bir şey yok.

( Metin Çulhaoğlu'nun solHaber'deki yazısını okuyunca aklıma bunlar geldi. Aslında böyle bir başlığımız da vardı. Bulamadım. Herhalde eski forumdaydı. Bu konuları tartışmıştık orda. Çulhaoğlu'nu okuyunca yazının bir bölümünü buraya aktarmak istedim. Bu konularda görüşünü belirtmiş. Yazının tamamı ilgili linkten okunduğunda yararlı olacaktır.)

Böyle Bir Sola Var mısınız?

(...)
Birincisi: Devrimin (yerine göre) iyi, iktidarın ise her zaman kötü olduğunu unutmayacaksınız. İcabında devrimci olabilirsiniz, devrim isteyebilirsiniz; ama sakın ola bu devrimciliğinizi siyasal iktidar vizyonuyla kirletmeyin. Her iktidar kendi muktediriyle vardır ve her muktedir başkası üzerinde tahakküm kuran demektir. Biz her tür tahakküme karşı değil miyiz? O zaman devrim deyin, ama iktidarı düşünmeyin; " devrimden sonra kim iktidar olacak?" gibi soruları da kafaya takmayın. Devrim hele bir olsun, bu sorunun yanıtı zaten kendiliğinden gelecektir.

İkincisi,
ilkiyle bağlantılıdır: Devrim diyorsanız, ölçek mutlaka ulus-devlet sınırlarının dışına taşmalıdır. Çünkü devrimi ulus devlet ölçeğinde düşünmek, birinci gerekliliğe ters olarak, otomatikman siyasal iktidar konusunu gündeme getirir. Sonra, ulus-devlet özgül bir tümlük oluşturduğundan, devrimin bu ölçekte kurgulanması çok sayıda parametrenin hesaba katılmasını gerektirir. Böyle olunca da devrim ince siyasetin labirentlerinde kaybolur gider. O zaman bunlara boş verin, ölçeği hep geniş tutun. Böylece, hem siyasal iktidar kurgusu büsbütün temelsizleşsin, hem de geniş bir coğrafyadaki halk hareketlerinin süpürücü dinamizmi ince politikaları silip süpürsün.

Üçüncüsü: Yatıp kalkıp "demokrasi" diyeceksiniz. Sosyalizmin, bugün tanımlandığı haliyle demokrasinin de aşılması olduğu yolundaki sözde Marksist tezlere itibar etmeyeceksiniz. Sosyalizm istiyorsanız, sosyalizmin demokraside ilerleye ilerleye, demokrasinin sınırlarını genişlete genişlete, demokrasiye yeni tanımlar getire getire geleceğini unutmayacaksınız. Klasik demokrasi ile sosyalizmin getireceği demokrasi arasında bir kopuş uğrağı olduğunu hiç mi hiç düşünmeyeceksiniz. Şunu belleyeceksiniz: Sosyalist demokrasi, klasik geleneksel demokrasinin doğrusal, kırılmasız ve kopuşsuz uzantısıdır.

Dördüncüsü:
Devrim ve sosyalizm diyorsanız, mücadelenizi, demokratikleşmenin yanı sıra bir de haklar mücadelesi temelinde kuracaksınız. Demokrasideki ilerlemeler toplumu nasıl doğrudan sosyalizme taşıyacaksa, haklar mücadelesinde elde edilen başarılar da zamanla birike birike sosyalizmi getirecektir. Başka bir deyişle, sosyalizm, bugün insan haklarına, ekonomik ve sosyal haklara, kişisel ve siyasal haklara ilişkin olarak uluslararası kabul görmüş, Türkiye'nin de taraf olduğu sözleşme ve anlaşmalara mündemiçtir (bunlarda içerilmiştir). Dolayısıyla, bu belgelerin gerçek karşılıklarıyla ve eksiksiz yaşama geçirilmesi, sosyalizm demektir.

Beşincisi: Dördüncüsü ile bağlantılı olarak, hiçbir sorun için "ancak sosyalizmle ve sosyalizmde çözülür" demeyeceksiniz; derseniz ertelemeci olursunuz ve kimse yüzünüze bakmaz. Bunun yerine, istisnasız her sorunun sosyalizmi beklemeden, bugünden çözülebileceğini söyleyeceksiniz. "Sosyalizme ne oldu, her sorunun bugünden çözümü olabiliyorsa sosyalizme ne gerek var?" diye sorarlarsa da, yanıtınız hazırdır: İstisnasız her sorun çözüldüğünde, zaten sosyalizm gelmiş demektir!

Altıncısı: Yaşanmış sosyalizm deneyimlerini tümüyle reddedeceksiniz. Öyle "şu tarihe kadar iyiydi de sonra bozuldu"türü apolojilere yer olmadığı gibi, "en azından kimi alanlarda olumlu değişiklikler getirdi" gibi hak teslim edici zayıflıklar da olmamalı. Öncülük, siyasal iktidar, diktatörlük, zorla kolektifleştirme vb kavram ve pratiklerle kirlenmiş bir deneyimin sahiplenilecek nesi olabilir ki? Enternasyonal "başka bir âlem" ister, siz de başka bir sosyalizm isteyin.

Yedincisi: Aslında siyaset pek hoş bir şey değildir, ama diyelim gerekli oldu, yapmak zorundasınızdır. O zaman, siyaseti mutlaka iki damardan türeteceksiniz. Birincisi, ülkede var olan, istisnasız her sorun ve elbette duyarlılıktır; siyaset bu sorunların ve duyarlılıkların bir türevi olarak görülmelidir. Öncelik sıralaması, kimi sorunların ve duyarlılıkların başa alınması, diğerlerinin "tabi" veya "tali" sayılması, olacak şey değildir. İkinci damarsa, insanların kişisel durumları, sorunları, bunalımlarıdır. Eski sosyalizm anlayışı, bunlara aşkın, bu anlamda "insansız" bir siyaset öngörür. Oysa insani ve kişisel olan ne varsa hepsi siyasette yansıma bulmalıdır. Peki, kişisel olan her şeyi siyasete taşıdık da, ya bu arada siyasal olan her şey kişiselleşirse ne olacak?

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/metin-culhaoglu/boyle-bir-sola-var-misiniz-40725

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 1
14.08.2013- 21:54

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


Böyle Bir Sola Var mısınız?

(...)
Birincisi: Devrimin (yerine göre) iyi, iktidarın ise her zaman kötü olduğunu unutmayacaksınız. İcabında devrimci olabilirsiniz, devrim isteyebilirsiniz; ama sakın ola bu devrimciliğinizi siyasal iktidar vizyonuyla kirletmeyin. Her iktidar kendi muktediriyle vardır ve her muktedir başkası üzerinde tahakküm kuran demektir. Biz her tür tahakküme karşı değil miyiz? O zaman devrim deyin, ama iktidarı düşünmeyin; " devrimden sonra kim iktidar olacak?" gibi soruları da kafaya takmayın. Devrim hele bir olsun, bu sorunun yanıtı zaten kendiliğinden gelecektir.




Soru:
Iktidar devrim ile beraber gelecekse "Devrimi" günümüz Türkiye'sinde iktidara gelmeden nasil yapacaksiniz? Yani illegal bir örgütlenme ilemi gelecek?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
20.08.2013- 13:17

Sosyalist devrim yani siyasi iktidarın alınması sadece Türkiye'de değil, hemen hemen tüm ülkelerde halkın artık "eskisi gibi yönetilmemek" iradesini ortaya koyduğu yoğun eylemsellikler sonucu, o kitleyle birliktelik sağlamış bir öncü partinin varlığı sonucu gerçekleşecektir. Leninist kuramın öngörüsü budur. Ve çok büyük olasılıkla da devrimler böyle bir süreçle gerçekleşecektir. Bugün için Türkiye'de bunun karşılığı halkla, işçi sınıfıyla doğrudan ilişki kurabilmekten geçmektedir. Bunun yolu da "yeraltın"nda değil, olabildiğince "yerüstü"nde konumlanmaktan geçmektedir. "İllegal" örgütlenme halkla ilişki kurmada "legal" örgütlenmeler kadar başarılı olamaz. Hatta hiç olamaz. Bu yüzden sosyalizme giden yol, bugünün ülke koşullarında legal örgütlenmelerden geçmektedir.

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 3
20.08.2013- 13:52

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Sosyalist devrim yani siyasi iktidarın alınması sadece Türkiye'de değil, hemen hemen tüm ülkelerde halkın artık "eskisi gibi yönetilmemek" iradesini ortaya koyduğu yoğun eylemsellikler sonucu, o kitleyle birliktelik sağlamış bir öncü partinin varlığı sonucu gerçekleşecektir. Leninist kuramın öngörüsü budur. Ve çok büyük olasılıkla da devrimler böyle bir süreçle gerçekleşecektir. Bugün için Türkiye'de bunun karşılığı halkla, işçi sınıfıyla doğrudan ilişki kurabilmekten geçmektedir. Bunun yolu da "yeraltın"nda değil, olabildiğince "yerüstü"nde konumlanmaktan geçmektedir. "İllegal" örgütlenme halkla ilişki kurmada "legal" örgütlenmeler kadar başarılı olamaz. Hatta hiç olamaz. Bu yüzden sosyalizme giden yol, bugünün ülke koşullarında legal örgütlenmelerden geçmektedir.

Okey, siz günümüz Türkiye'sinde Sosyalizmin "legal" bir örgütlenmekle olabilecegini iddia ediyorsunuz. Ama nasil getirilecegine dair bir aciklama yapmiyorsunuz.
1. Soru
Legal cercevede calisip iktidari ele gecirerek ve sonunda "Sosyalist" bir anayasa yaparakmi Sosyalizim gerceklecek?
Veya
2. Soru
Legal cercevede kalinilacak ama Sosyalizim ülkeye secim sonucuyla degilde halkin ayaklanmasiylami gelecek?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 4
20.08.2013- 17:27

Yanıt: Okudukların içinde bu soruların yanıtlarını bulamıyor musun?

Soru -Bu konularla neden bu kadar ilgileniyorsun?

Solcu olmadığını yazıyaz forumda kendin söylemiştin. Ayrıca "Sandık", "darbe","demokrasi"   ve ilaveten   "Kahrolsun İP"den öteye giden görüşlerini de bir türlü öğrenemedik. BU durumda sosyalizm, komünist partiler, legallik, illgallik neden ilgini çekiyor?

Ne öğrenmek istiyorsun? Ya da kendince bir "açık" arayışı içinde misin?

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 5
20.08.2013- 21:55

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Yanıt: Okudukların içinde bu soruların yanıtlarını bulamıyor musun?

Soru -Bu konularla neden bu kadar ilgileniyorsun?

Solcu olmadığını yazıyaz forumda kendin söylemiştin. Ayrıca "Sandık", "darbe","demokrasi"   ve ilaveten   "Kahrolsun İP"den öteye giden görüşlerini de bir türlü öğrenemedik. BU durumda sosyalizm, komünist partiler, legallik, illgallik neden ilgini çekiyor?

Ne öğrenmek istiyorsun? Ya da kendince bir "açık" arayışı içinde misin?



1. Evet okuduklarimin icerisinde sorularimin cevabini bulamiyorum cünkü yok.
2. Hangi konularla neden ilgilendigimi size aciklama gibi bir zorunlulugummu var? Benim hangi konularla ilgilendigimi sorgulamak yerine varsa sorulara cevap veriniz.
3. Ben hic bir zaman solcu degilim diye bir cümle kullanmadim, bu kadar eminseniz buyurun gösterin. Bilakis, ben kendimi solcu olarak gördügümü ama Sosyalistlere yakin olmama ragmen Sosyalist olmadigimi söyledim. IP'yi elestirmek size göre "solcu" olunamaz, ama bana göre hicte öyle degil.
4. Siz artik kendinizi dev aynasinda görmekten, her seyi tek basiniza biliyor oldugunuzu zannetmekten vazgecip, karsinizdakine saygi ve deger vermeyi ögrenmelisiniz.
5. Bu yazdiklarim cercevesinde beni alakadar eden her konuyla ilgilenmem, görüs bildirmem, soru sormam,.... gayet dogal.
6. Sosyalistlere, solculara sadece "Sosyalistler, solcular" soru sorabilir mantigi sizin dar anlayisinizin bir göstergesi.
7. Madem cevap vermeye niyetiniz yok, karsiliksiz birakirsiniz ama konuyu böyle rayindan cikartmaya   ve kisisellestirmeye hic gerek yok. Bunu forum yöneticisi olarak sizin daha iyi bilmeniz ve daha fazla ciddiye almaniz gerekli.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 6
20.08.2013- 23:51

Alıntı Çizelgesi: sorgulayan yazmış

4. Siz artik kendinizi dev aynasinda görmekten, her seyi tek basiniza biliyor oldugunuzu zannetmekten vazgecip, karsinizdakine saygi ve deger vermeyi ögrenmelisiniz.
5. Bu yazdiklarim cercevesinde beni alakadar eden her konuyla ilgilenmem, görüs bildirmem, soru sormam,.... gayet dogal.
6. Sosyalistlere, solculara sadece "Sosyalistler, solcular" soru sorabilir mantigi sizin dar anlayisinizin bir göstergesi.
7. Madem cevap vermeye niyetiniz yok, karsiliksiz birakirsiniz ama konuyu böyle rayindan cikartmaya   ve kisisellestirmeye hic gerek yok. Bunu forum yöneticisi olarak sizin daha iyi bilmeniz ve daha fazla ciddiye almaniz gerekli.




İki üç gün önce açılan bu foruma bir iki gün önce gelseniz ve bu yazdıklarınızı yazıp bu tür sorular sorsaydınız, bunu anlamak mümkün olabilirdi; ama yıllardır burdasınız"! Yıllardır savunduklarınız "sandık" "demokrasi", darbe"'den öteye geçmedi ve burada yazdıklarınız da tipik bir sol-sosyalizm düşmanlığından öteye geçmedi. 11 yıldır bu ülkede dinci bir faşizm örülürken savunageldiklerin hep "gizli bir AKP'cilikten öteye geçmedi. Burada da durmadın, her fırsatta sosyalizme, reel sosyalizme saldırıp durdun. Böyle bir konumlanışın solla, sosyalizmle ya da "sosyalizme yakınlık" ile bir ilgisi yoktur. Tekrar olacak, eğer dün bu foruma girmiş olsaydın soru sormak neden bir sorun haline gelsin. Ama yıllardır buradaysan ve yıllardır o ne olduğunu kendinin bile bilmediği o konumlanıştan milim sapma olmadıysa, ortada garip bir durum var demektir.

"Sosyalist değilim ama, sosyalizme yakınım."
"Hiç bir zaman solcu olmadığımı söylemedim"

Yazıyaz'a aslancimbom olarak girdiğinde yazdığın onca sosyalizm karşıtı yoruma, " avatarındaki DEniz Gezmiş'i kaldır şeklinde yorumlar geldiğinde, kendini savunman, avatarındaki Deniz Gezmiş'in bir galatasaray derneğinin amblemi şeklinde olduğuydu. Yani düşüncelerini ortaya koyamamış, şimdi solcu olduğunu söylerken, o zaman bunu savunamamıştın. O günden bu yana değişen hiç bir şey olmadı. Solcu olduğunu söylüyorsan, solcusundur da, nasıl bir solculuktur ki, yıllardır anlayamadık?!

ASlında bu uzun süreçte bu konularda da çok yorum yaptık. Türkiye'de özellikle AKP'nin 11 yıllık iktidarında   liberaller, sol dönekler, dinci aydınlar(!) hep birlikte bir algı yarattılar. Bu algının ortaya çıkarılmasının ideolojik altyapısını da TARAF oluşturdu. Buna göre Kemalizm'e söversen, M.Kemal'i faşist olarak görürsen, CHP'ye darbeci dersen, askeri vesayete karşı olmak için AKP'yi (doğrudan veya dolaylı olarak)   demokrat ilan edersen ve tartışılmaz bir biçimde kürt ulusal hareketine sempati duyarsan böyle bir duruş, yerine göre sol ve sosyalist bir duruş olarak nitelendi ve böyle bir algı yaratıldı. Buna birde doğrudan sosyalizm düşmanlığı eklendiğinde işlem tamamlandı. Buralardan beslendiniz.
Sizlerin solculuğu ve "sosyalizme yakınlığı" da bu çerçevenin dışına çıkmıyor. Oysa böyle bir konumlanışın sol ve sosyalizmle de bir ilgisi yok.

Bir solcu, bir sosyalist, ya da kendini "sosyalizme yakın" olarak gören bir kişi siyasi iktidarın dinci faşizmini gözardı edebilir mi? "Ben ona da karşıyım, buna da karşıyım" gibi bir tutum takınabilir mi? Böylesine yalın, acı ve tehlikeli bir gerçeğe gözlerini kapayıp, "dersim"le, İP'le, CHP'yle uğraşabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi?

Olamaz! OLmamalı!

Kemalizm de, İP de, CHP de ideolojik olarak eleştirilebilir, bu ayrı bir şey ( Kaldı ki, bunun için de belli bir birikime ihtiyaç var) ama "iktidarda dinci faşizm var" ifadesi laf olsun diye söylenen bir cümle değil ki! Ortada Kemalizm diye bir şey kalmamış, hala AKP ve yandaşlarının söylemiyle dinci faşizme karşı doğru yanlış bir muhalif çizgi tutturan CHP'ye ve İP'e saldırmak solculuğunuzun bir gereği olacak!

melnur  |  Cvp:
Cevap: 7
21.08.2013- 00:11

Alıntı Çizelgesi: sorgulayan yazmış

1. Evet okuduklarimin icerisinde sorularimin cevabini bulamiyorum cünkü yok.



Sol ve sosyalizm konularında yanlış bir konumlanış içinde olman, anlatılanları da anlamanda zorluk oluşturuyor sanıyorum. İnsan neden soru sorar? Ya anlamak, öğrenmek için, ya da verilecek yanıta göre konuyu derinleştirmek için. Yukarda yazdıklarım ışığında sizin yazılarınıza pek girmemeye çalışıyorum. "Kendimi dev aynasında gördüğüm için değil" artık, kanserin aspirinle tedavi olamayacağını çok iyi bildiğim için. Çünkü yıllardır buradasınız ve yıllardır sizde en küçük bir "iyileşme" de yok!

"Okuduklarınızın yanıtı" var. "Yok" deyişinizin nedeni bu konulara yabancı oluşunuz. Bu konulara karşı önyargılı oluşunuz.   Eğer amacınız gerçekten "öğrenmek-anlamak" olsa, hiç sorun değil. Ama öyle olmadığını artık biliyorum. Yıllardır, yazdıklarınız ortada ve garipseyişim, ve garipseyişimin size garip gelmesi bu nedenledir, Sn.sorgulayan!

"Okey, siz günümüz Türkiye'sinde Sosyalizmin "legal" bir örgütlenmekle olabilecegini iddia ediyorsunuz. Ama nasil getirilecegine dair bir aciklama yapmiyorsunuz.
1. Soru
Legal cercevede calisip iktidari ele gecirerek ve sonunda "Sosyalist" bir anayasa yaparakmi Sosyalizim gerceklecek?
Veya
2. Soru
Legal cercevede kalinilacak ama Sosyalizim ülkeye secim sonucuyla degilde halkin ayaklanmasiylami gelecek?"


Bunları sormuşsunuz; yanıtını da vermişim. Ama anlayamamışsınız. Anlayamadığınızda, anlamak isteyen bir kişi, sorusunu yineler ve yanıtın daha da açık olmasını ister. Oysa (yıllardır) sizde böyle olmuyor. Nedenini yukarda yazdım. Böyle olduğu için de "yeni bir açıklama" çabası insanı bıktırıyor. Bu yüzden bu tür konulara neden girdiğinizi soruyorum. Sosyalist değilsiniz; öğrenmek gibi bir amacınız-derdiniz hiç yok! O zaman neden?

Bakın yukarda ne demişim:

"Sosyalist devrim yani siyasi iktidarın alınması sadece Türkiye'de değil, hemen hemen tüm ülkelerde halkın artık "eskisi gibi yönetilmemek" iradesini ortaya koyduğu yoğun eylemsellikler sonucu, o kitleyle birliktelik sağlamış bir öncü partinin varlığı sonucu gerçekleşecektir. Leninist kuramın öngörüsü budur. Ve çok büyük olasılıkla da devrimler böyle bir süreçle gerçekleşecektir. Bugün için Türkiye'de bunun karşılığı halkla, işçi sınıfıyla doğrudan ilişki kurabilmekten geçmektedir. Bunun yolu da "yeraltın"nda değil, olabildiğince "yerüstü"nde konumlanmaktan geçmektedir. "İllegal" örgütlenme halkla ilişki kurmada "legal" örgütlenmeler kadar başarılı olamaz. Hatta hiç olamaz. Bu yüzden sosyalizme giden yol, bugünün ülke koşullarında legal örgütlenmelerden geçmektedir. "

Burada legal bir konumlanışın illegal bir konumlanışa göre neden daha katkı sağlayacağı çok net olarak ortaya konulmuş. Doğrudur yanlıştır ayrı bir şey. Ama önce bu ifadeyi bir anlamak gerek. Ama bu ifadeye rağmen hala yukardaki soruları sorabiliyorsan, "el insaf" artık. Sonra da "sorularıma yanıt vermedin" diye söyleniyorsun!

Haklı değil miyim; " amacın ne bu sorularla?" diye sormakta?

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 8
21.08.2013- 00:30

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: sorgulayan yazmış

1. Evet okuduklarimin icerisinde sorularimin cevabini bulamiyorum cünkü yok.



Sol ve sosyalizm konularında yanlış bir konumlanış içinde olman, anlatılanları da anlamanda zorluk oluşturuyor sanıyorum. İnsan neden soru sorar? Ya anlamak, öğrenmek için, ya da verilecek yanıta göre konuyu derinleştirmek için. Yukarda yazdıklarım ışığında sizin yazılarınıza pek girmemeye çalışıyorum. "Kendimi dev aynasında gördüğüm için değil" artık, kanserin aspirinle tedavi olamayacağını çok iyi bildiğim için. Çünkü yıllardır buradasınız ve yıllardır sizde en küçük bir "iyileşme" de yok!

"Okuduklarınızın yanıtı" var. "Yok" deyişinizin nedeni bu konulara yabancı oluşunuz. Bu konulara karşı önyargılı oluşunuz.   Eğer amacınız gerçekten "öğrenmek-anlamak" olsa, hiç sorun değil. Ama öyle olmadığını artık biliyorum. Yıllardır, yazdıklarınız ortada ve garipseyişim, ve garipseyişimin size garip gelmesi bu nedenledir, Sn.sorgulayan!

"Okey, siz günümüz Türkiye'sinde Sosyalizmin "legal" bir örgütlenmekle olabilecegini iddia ediyorsunuz. Ama nasil getirilecegine dair bir aciklama yapmiyorsunuz.
1. Soru
Legal cercevede calisip iktidari ele gecirerek ve sonunda "Sosyalist" bir anayasa yaparakmi Sosyalizim gerceklecek?
Veya
2. Soru
Legal cercevede kalinilacak ama Sosyalizim ülkeye secim sonucuyla degilde halkin ayaklanmasiylami gelecek?"


Bunları sormuşsunuz; yanıtını da vermişim. Ama anlayamamışsınız. Anlayamadığınızda, anlamak isteyen bir kişi, sorusunu yineler ve yanıtın daha da açık olmasını ister. Oysa (yıllardır) sizde böyle olmuyor. Nedenini yukarda yazdım. Böyle olduğu için de "yeni bir açıklama" çabası insanı bıktırıyor. Bu yüzden bu tür konulara neden girdiğinizi soruyorum. Sosyalist değilsiniz; öğrenmek gibi bir amacınız-derdiniz hiç yok! O zaman neden?

Bakın yukarda ne demişim:

"Sosyalist devrim yani siyasi iktidarın alınması sadece Türkiye'de değil, hemen hemen tüm ülkelerde halkın artık "eskisi gibi yönetilmemek" iradesini ortaya koyduğu yoğun eylemsellikler sonucu, o kitleyle birliktelik sağlamış bir öncü partinin varlığı sonucu gerçekleşecektir. Leninist kuramın öngörüsü budur. Ve çok büyük olasılıkla da devrimler böyle bir süreçle gerçekleşecektir. Bugün için Türkiye'de bunun karşılığı halkla, işçi sınıfıyla doğrudan ilişki kurabilmekten geçmektedir. Bunun yolu da "yeraltın"nda değil, olabildiğince "yerüstü"nde konumlanmaktan geçmektedir. "İllegal" örgütlenme halkla ilişki kurmada "legal" örgütlenmeler kadar başarılı olamaz. Hatta hiç olamaz. Bu yüzden sosyalizme giden yol, bugünün ülke koşullarında legal örgütlenmelerden geçmektedir. "

Burada legal bir konumlanışın illegal bir konumlanışa göre neden daha katkı sağlayacağı çok net olarak ortaya konulmuş. Doğrudur yanlıştır ayrı bir şey. Ama önce bu ifadeyi bir anlamak gerek. Ama bu ifadeye rağmen hala yukardaki soruları sorabiliyorsan, "el insaf" artık. Sonra da "sorularıma yanıt vermedin" diye söyleniyorsun!

Haklı değil miyim; " amacın ne bu sorularla?" diye sormakta?



Sayin melnur, nedense siz genelde anlasilmamaktan sikayetci oluyorsunuz, bu sikayeti sadece burada degil, kendinizin sözünü ettiginiz "sözde-sosyalist forumlarda" da yapiyorsunuz. Bunun nedeni acaba sizi anlamayanlarin "iyilesmedigindenmi" yoksa sizden kaynaklanan etkenlerde varmi? Bu konuda ancak kendinizi sorgularsaniz dogru bir karar veririsiniz.

Benim "illagelite" veya "legalite" ile bir takintim yok. "sosyalizme giden yol, bugünün ülke koşullarında legal örgütlenmelerden geçmektedir." demeklede ülkeye Sosyalizmin nasil getirilecegini aciklamis olmuyorsunuz. "legalite" denilince tabiiki akla örnegin parlementer sistemden yararlanarak bir yerlere varmak akla gelir. Benim yadirgadigim, sizin üc cümle ile iki sayfalik bir aciklamayi "cevap" olarak sunmaniz. Aynen bir bilmece misali, biraz ip ucu vereceksiniz ve gerisinide bu ip uclariyla kendiniz cözeceksiniz misali.

Siz cevap verdiginizi ve benim ve digerlerinin anlamadigini zannediyorsunuz ama bu sadece sizin bakis aciniza göre. Birde uslubunuz sizin konumunuzu ve tartisma yönteminizi cok net gösteriyor.

 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]