Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

melnur  |  Cvp:
Cevap: 137
22.11.2016- 14:36

''Sosyalist devrimin ve işçi sınıfının diktatörlüğünü gerçekleştirmenin örgütleyicisi ve önderi olarak partimizin tarihsel misyonu, onun örgütsel yapısının temel ilkelerini belirlemiştir: Parti örgütlerinin faaliyetlerinde katı merkeziyetçilik, bilinçli bir iç disiplin, amaç ve eylem birliği, hizip ve gruplaşmaların yasaklanması, partinin yeni üyelerinin dikkatli seçimi; partiyi, oportünist ve küçük burjuva unsurların saflarına sızmasından koruma; parti üyelerinin faaliyetlerini arttırmaya ve parti içi demokrasinin gelişmesine sürekli özen gösterme. Parti tüzüğünde cisimleşmiş bu ilkeler, partinin sarsılmaz temelini oluşturur.''

Evrensel Basım Yayın / SBKP(B) 18. Kongresinde tüzük değişiklikleri / Sah. 25

melnur  |  Cvp:
Cevap: 138
17.04.2017- 08:03

ÖRGÜTLENMELİYİZ!

Tartışmasız doğru ve gerekli bir çağrı bu. Türkiye zor bir süreçten geçmekte ve bu süreçte toplumsal alanda da güçlü bir sosyalist partiye ihtiyaç var. Bu yüzden TKP'den gelen ÖRGÜTLENMELİYİZ çağrılarını çok anlamlı buluyorum. Ne var ki, bu konuda ortada bir sorun olduğu da açık. TKP bu çağrıyı yaparken örgütlenme-partileşme ölçütlerinde ''normal'' koşullara nazaran daha farklı bir yapıya geçebilme esnekliğini gösterebilmelidir. Böyle bir esneklik gösterilemediğinde örgütlenme çağrılarının karşılık bulabilmesi mümkün değildir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 139
17.04.2017- 08:13

Dinci faşizm koşullarından söz edip, bu koşullara uygun bir örgütlenme anlayışı pratiğe dökülemiyorsa yapılan çağrıların güçlü bir biçimde karşılık bulabilmesi mümkün değildir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 140
19.04.2017- 09:49

M.Çulhaoğlu'nun referandumdan sonra söylediği gibi ''yapılacak iş, bu yüzde 40’lık havuzu pekiştirmek, orada örgütlenmek, orayı diri tutacak örgütlenme formlarını bulmak ve bütün bunların için hemen çalışmaya başlamaktır. ''

( Metin Çulhaoğlu'nun söz konusu yazısı için: http://www.solpaylasim.com/k7105--yuzde-40-uzerine-metin-culhaoglu.html

melnur  |  Cvp:
Cevap: 141
02.05.2017- 17:31

''Komintern’le birlikte yola koyulan komünist partilerde hiziplere, eğilimleri, parti içi gruplara tolerans yoktu. Çoğu kez kurulların aşağıdan yukarıya seçimi ve alınan kararların herkes için bağlayıcılığı basitliğiyle tarif edilen “demokratik merkeziyetçilik” ilkesinin altı çizilirken, parti merkezinin otoritesine özel olarak vurgu yapılmaktaydı. İşçi sınıfının, çoğulcu yapısının tezahürü olarak, siyasi platformda da birden fazla partiyle temsil edilebileceği düşüncesi tamamen terk edilmişti.

Bunları beğenmeyebilirsiniz… O zaman “komünist parti” iddiasından vazgeçeceksiniz.''


Kemal Okuyan; GELENEK sayı 125.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 142
03.05.2017- 16:55

Leninist parti merkeziyetçidir.

Aynı zamanda demokratik değil midir?

Buradan başlayalım. Komünist partilerin işleyişi çoklukla, hatta neredeyse bir kural olarak “demokratik merkeziyetçilik”le tanımlanır. Çift yönlü bir akış söz konusudur burada. Yukarıdan bastıran merkeziyetçiliği, aşağıdan gelen demokratiklik karşılar son tahlilde. Azınlığın çoğunluk kararına uyması, kurulların aşağıdan yukarıya seçimle belirlenmesi, üst organların kararının bağlayıcı olması gibi temel unsurları var demokratik merkeziyetçiliğin.

Bu bir işleyiş tarifidir ve bu haliyle komünist partiler için demokratik merkeziyetçilik vazgeçilmez ve ancak belli zorunluluklar nedeniyle delinebilecek bir ilkedir.


Kemal Okuyan; GELENEK, sayı 126

melnur  |  Cvp:
Cevap: 143
19.06.2017- 23:24

Lenin'in dediği gibi, partinin örgütlenmesi devrimin örgütlenmesidir. Bu yüzden Leninistler için örgütlenme temel bir konudur. Parti bu yüzden sadece işçi sınıfın aklı olmasının yanısıra devrimin de mekanizması, aracıdır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 144
04.12.2017- 16:33

Örgütlenme önemli, tartışmasız bir doğru bu. Örgütlü bir ''kalabalık'' olabilmeliyiz. Siyasi ve ideolojik yönden aynı olanlar mutlaka bir çatı altında biraraya gelebilmeliler ve bu çatı da sadece ve mutlaka TKP olmalıdır. Buraya kadar bir problem yok. Sorun toplumumuzda örgütlenme ve parti üyesi olma konusunda bir çekingenliğin yaşanmasıdır.   Özellikle 12 Eylül faşizmiyle birlikte böyle bir korku topluma yayıldı. Zaten ÖRGÜT sözü başlı başına bir ürküntü nedeniyken üstüne üstlük sol bir partide örgütlenme daha da zor geliyor.

Bu konunun üzerinde de yoğunlaşmak gerekiyor, diye düşünüyorum. Leninist partilerde örgütlenme konusunda ''katı bir disiplin ve hiyerarşi'' olduğu açık ama, katı bir disiplin ve hiyerarşinin de örgütlenme konusunda ayrı bir soruna yol açtığı da açık. Haklı olarak, kalabalık olmadan kalabalıkların dönüp bakmadığından yakınıyorsak, kalabalık olmanın da bu örgütlenme anlayışı ile pek de aşılamayacağını görebilmek gerekiyor. RSDİP'nin Birleşme Kongresi'nde Lenin ve Martov'un savunageldiklerini aradan yüz yıldan fazla bir zaman geçmişken yeniden değerlendirebilmeliyiz.

Ve bence ilk olarak TKP ve TKH yöneticilerinin bu konuyu tekrar gündeme taşımaları, biraraya gelmeleri ve bu konuda bir çözüme varmaları gerekiyor. Ve mümkünse açık seçik olarak...

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]