Kılıçdaroğlu, muhalifleri tasfiye mi edecek?

Köşk seçiminin ardından kurultay tartışmalarının başladığı CHP’de, Kılıçdaroğlu'nun ulusalcı muhalifleri tasfiyeye hazırlandığı öne sürüldü. İddialara göre, Kılıçdaroğlu sürpriz bir kurultay kararı alarak, yolları ayıracak.



CHP yönetimi, Köşk seçimlerinin ardından kamuoyu önünde yaptıkları açıklamalarla tartışma yaratan yedi muhalif vekili yakın takibe aldı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu istifaya ve kurultay toplamaya çağıran milletvekilleri için disiplin mekanizmasının işleyebileceği belirtildi.

Attığı tweetlerle seçim sonuçlarını “hezimet” olarak nitelendiren Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin yanı sıra Meclis’te düzenledikleri basın toplantısıyla parti yönetimini eleştiren milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, Birgül Ayman Güler, İsa Gök, Dilek Akagün Yılmaz, Süheyl Batum ve Nur Serter’e parti yönetimi öfkeli. Taraf'tan Dilek Gedik'in haberine göre, yedi milletvekili parti disiplin kuruluna verilebilir.

İNCE’YE İSTİFA ÇAĞRISI

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında dün toplanan Merkez Yönetim Kurulu toplantısında da disiplin işlemi yapılması gerektiği konusunda görüş bildirildi. CHP Sözcüsü Haluk Koç’un da MYK devam ederken yaptığı açıklamalar İnce ve diğer milletvekillerine yönelik sert ifadelerle doluydu. MYK toplantısına katılmayan ve bugün Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyen Muharrem İnce’ye “Genel Başkanı eleştirecekseniz bunu Grup Başkanvekilliği sıfatıyla yapamazsınız. Herhalde bu arkadaşımız da bunun gereğini yapacaktır” diyerek istifa çağrısında bulunan Koç, “AKP’de siyasi bulanıklık yaşanırken istirahatteki CHP’lilerin turfanda açıklamalarına şahit oluyoruz” diye bir tweet de attı. Haluk Koç, genel merkezdeki açıklamalarında kurultay isteyen vekillere şöyle seslendi: “Ortalık toz duman. Kimin eli kimin cebinde değil belli olmadığı dönemde, ‘hayır AKP gündemde olmamalı CHP gündemde olmalı’ diyen istirahatteki CHP’li arkadaşlarımız var. Zaten buna teşne olan bir medya var. Nasıl olur da AKP’deki sorunları gündemden uzak tutarız diyenlere bir can simidi atılmıştır. CHP yöneticileri hiçbir delegeye imza verin ya da vermeyin diye bir telkinde bulunmayacaktır. CHP mutlaka özeleştirisini yapacaktır.”

2015 genel seçimlerine   bir yıl kaldı, CHP yine karıştı. Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanlığını yürütecek çapta biri değil. Sosyal demokrat olduğu bile tartışılabilir. Bu süreci iyi yöneteceğini düşünmüyorum. 2015 seçimlerine de kaos ortamında gidilir ve AKP CHP karşısında 10. galibiyetini alır.

CHP oldum olası karmakarışık bir parti. Her tip adam var. Ancak bugün her türlü parti disiplinini çiğneyip ortalığa dökülenler kim? Kemal Kılıçdaroğlu sosyal demokrat mıdır, değil midir, orası ayrı konu da, bu ortaya çıkanlar mı sosyal demokrat? Mesela aşırı milliyetçi söylemleri olan bir Nur Serter mi sosyal demokrat? Süheyl Batum zaten merkez sağdan transfer. Emine Ülker Tarhan yalnızca çağdaş hukuku savunan bir hukukçu, onun sosyal demokratlığı nerede? Hukuk devletini, diktatörlüğün oyuncağı olmayan, sağ görüşlü bir hukuk adamı da pekala savunabilir. Hukukun üstünlüğünü savunmak için solcu olmak gerekmiyor.

Erdoğan'ın seçileceği baştan belliydi. Onu Kılıçdaroğlu mu seçtirdi? Ülkenin bugünkü siyasi ve sosyal tablosundan başka sonuç çıkmazdı. Üstelik her türlü seçim oyunu da yapıldı. Yalnız bu seçimde değil, tüm seçimlerde yapıyor bunu AKP zaten. Yeni bir olay da değil.

Cumhurbaşkanlığı seçimini behane edip ortalığa dökülen bu şahıslar, ülkenin son derece somut siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunları hakkında ne düşünüyor acaba? Şimdiye kadar bu konuda ne söylemişler, ne yapmışlar? Koskoca bir sıfır.

AKP'nin 2015 seçimini kaybetmesi, ancak ciddi bir ekonomik kriz veya savaş olursa söz konusu. Bugünkü siyasi, ekonomik ve toplumsal koşullar sürerse seçimi kolay kolay kaybetmez. Bunu da görmek lazım. CHP'nin -yalnızca CHP'nin de değil, tüm muhaliflerin- bu ortamda emekçi halkın sorunlarını ön plana çıkaran ciddi bir muhalefet yapması gerekiyor. Yoksa böyle kayıkçı kavgasıyla bir sonuç alınamaz.

Sağ bir aday göstermek yerine partinin genel siyasetinin içinden bir aday çıkarabilir ve sosyal demokrat, sol, kitleyi kendi etrafında bütünleştirebilirdi. CHP'nin bunu yapması gerekirdi. Mutlaka ortak bir aday göstermek gerekiyorsa yine CHP'ye yakın bir aydını aday gösterebilirdi. Kaybetse bile eleştiriye uğramaz, partisini daha güçlü bir hale getirebilirdi.

Bir partinin siyaseti bunu yapması gerekmez mi? AKP'yi AKP'ye benzemeye çalışarak yenmeye çalışmak, ideolojinden taviz vermek demektir. Kılıçdaroğlu duygusal davranıyor, Erdoğan'ı yenmenin Erdoğan'a benzemekle mümkün olacağını sanıyor. Üst üste yenilgi bir şey değil de, partinin giderek daha çok sağa kaydığını görmüyorlar mı?   Bunun adı sosyal demokrat siyaset mi?

Aday konusunda Kılıçdaroğlu hangi ideolojiden taviz vermiş? Marksizm-Leninizm'den mi? Yok böyle birşey. CHP zaten Batı ülkelerinde görülen anlamda sosyal demokrat bile değil. Kılıçdaroğlu'nun yaptığına "AKP'ye benzemeye çalışmak" demek de insafsızlıktır. Peki yapmak istediği neydi? CHP içinde laikliği son derece şekilsel olarak algılayan aşırı fanatik bir kesim var. Zamanında Orduevlerine, kamu kuruluşlarına, resmi törenlere başı örtülü kadınları sokmayan da bunlar, gereksiz çıkışlarla, şeriatçı olmayan, ancak dinsel inançları olanları ürküten de bunlar. Şimdi CHP bu imajı silmeye çalışıyor. Bu işin bir yönü. İkincisi de gösterilen aday Tabii ki tek başına CHP'nin adayı değildi. MHP seçmeninden ve AKP'li olmayan sağ kesimlerden de oy alabilecek ortak bir adaydı. Öncelikle bunu doğru teşhis etmek gerekiyor.

Peki başka bir aday gösterilemz miydi? Alternatifin sonu yok. CHP içinden de aday gösterilebilirdi. Tabii ki baştan seçilmeyeceğini bile bile sırf seçim sürecinde propaganda yapmak için aday gösterirlerdi. Bunun ne faydası olacaktı? Tayyip dışında hiç kimsenin sesi duyulmadı bile. Herşey ona endekslenmiş durumda. Belki seçimleri boykot daha bile iyi olurdu. Peki bu başkaldıranlar bunu mu söylüyor? Hayır, neden bizi aday göstermedin diyorlar. Adı geçen adaylar içinde Baykal vardı ve başkaldıranlardan Muharrem İnce ve Emine Tarhan vardı. Bir kere Baykal denilen şahıs hem sağcının sağcısıdır, hem siyasi ölüdür. Genel başkanlığı bırakmak zorunda kaldı ama, hala başkanlıktan vazgeçmiş değil, daha hala aktif siyaet yapıyor ve partiyi karıştırıyor. İnce ve Tarhan da doğru düzgün muhalefet yapmıyorlar. İnce, çok konuşan birisi ve sol ile bir ilgisi olmayan boş laflar üretme şampiyonu. Tarhan da klasik bujuva hukukçusu. Bunların aday olması sola ne kazandıracaktı?

Son olarak, CHP içindeki bu kavgaların topluma hiçbir yararı yok. CHP'nin daha da bölünerek iyice etkisiz hale gelmesinin de topluma hiçbir yararı yok. Daha önemlisi sosyalistlerin bu kayıkçı kavgasında taraf olması doğru değildir.

CHP sağcı adaylar göstererek kendi seçmenini kendisinden uzaklaştırıyor. Solun çok önemli bir kesiminin CHP'ye oy verdiğini unutmamak gerekiyor. Demirtaş'ın aldığı fazladan oyların büyük bir kısmı da CHP'ye oy veren sol kesimin oyları. CHP sol oylar çantada keklik görme alışkanlığından vazgeçmeli. Cumhurbaşkanlığı seçimi CHP için uyarı olmalıdır. Kürt oylarını kaybetti, sol ve alevi oylarını da kaybederse, CHP bir daha toparlanamaz.

Seçim sonuçlarını Demirtaş'a verilen oylar değil, sandığa gitmeyenler belirledi. AKP'nin oylarında artış olmadı, oylar aynı, ancak az katılım nedeniyle % 46 oy, % 51 oldu. Belirledi dediğimiz şey, seçimin ikinci tura kalmaması. Bunun dışında sağda ciddi oy kaymaları da oldu. Bazı sağ oylar -BBP ve MHP oyları- Tayyip'e kaydı. Ancak Tayyip'in oyları artmış değil, Bu durumda katılımın düşüklüğü, katılmayanların içinde yalnız bazı sol seçmenlerin değil, sağ seçmenlerin de, hatta AKP seçmenlerinin de olduğunu gösteriyor.

CHP'nin etnikçi Kürtlerin oyunu alma olanağı yoktur. Diğerleri de dinci Kürtler ve sisteme entegre olmuş sağcı Kürtler, bunlar zaten öteden beri sağ partilere oy atıyordu, şimdi de AKP'ye atıyor. Sol oyların şu anda CHP'den başka adresi yok. Ya sandığa gitmeyeceksiniz, ya CHP'ye atacaksınız. Aynı şey kapitalist sisteme entegre olmamış Aleviler için de geçerli. Ne yapacaklar, Sünni fanatizmine mi oy atacaklar?

Demirtaş'ın aldığı bir milyondan fazla oy, CHP'nin Ekmeleddin adayı yüzündendi. CHP yüzü sola dönük bir aday gösterseydi, Demirtaş bu oyu alamazdı. Ayrıca sandığa gitmeyen 14 milyon oy olduğunu da unutmamak gerek. CHP bu kafayla giderse Alevi oylarını da kaybedecektir. Eylül ayındaki kongrede   Kılıçdaroğlu parti yönetimini sola açarsa bu gidişatı durdurabilir, yoksa yüzde 10'u aşabilecek sinyali veren HDP alevi oylarını da bünyesinde toplayabilir. Birileri de CHP'yi terden toplamaya başlar.