Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 25
21.11.2014- 16:45

Yüzde 27 ile yüzde 7'yi düşündüğümüzde SYRİZA'nın daha kitleselliştiği ortaya çıkıyor. Sokağa hakim olmak derken ne söylemek istediğinizi anlamadım. SYRİZA istediğinde bu yüzde 27'yi de sokağa döker. Türkiye'de sokak mücadelesi sönümlenmemiştir. Haziran'la karıştırmamak lazım. Madenciler, çeşitli işkollarında işçiler, HES'lerle mücadele eden köylüler sokaklarda. Bunları yok sayamayız. Komünist olma iddiasında bulunan bir parti bütün bu eylemlere kayıtsız kalmamalı ve bu hareketlerle ilişkiye geçip kapsamaya çalışmalıdır.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 26
23.11.2014- 00:48

SYRİZA bence iyi bir örnek değil. Kitleselleşmeden yanayım ancak kitleselleşmek için komünist   parti olma özelliği kaybedilmemeli. HTKP kitleselleşmek için SYRİZA'yı örnek alırsa yanlış yapar.

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 27
23.11.2014- 02:22

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

SYRİZA bence iyi bir örnek değil. Kitleselleşmeden yanayım ancak kitleselleşmek için komünist   parti olma özelliği kaybedilmemeli. HTKP kitleselleşmek için SYRİZA'yı örnek alırsa yanlış yapar.



Syriza'yı örnek verirken SYRİZA gibi olalım demedim, dikkatli okumamışsınız. KKE'nin sokağı SYRİZA'Ya teslim ettiği anlamına gelecek cümleler kurdum orada. Yapılması gerekenin SYRİZA gibi kitlelere ulaşmak gerektiğidir. Bunu yaparken de komünist ilkelerden vazgeçilmemesi gerektiğidir.

Cevap: 28
23.11.2014- 08:26

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

SYRİZA bence iyi bir örnek değil. Kitleselleşmeden yanayım ancak kitleselleşmek için komünist   parti olma özelliği kaybedilmemeli. HTKP kitleselleşmek için SYRİZA'yı örnek alırsa yanlış yapar.



Syriza'yı örnek verirken SYRİZA gibi olalım demedim, dikkatli okumamışsınız. KKE'nin sokağı SYRİZA'Ya teslim ettiği anlamına gelecek cümleler kurdum orada. Yapılması gerekenin SYRİZA gibi kitlelere ulaşmak gerektiğidir. Bunu yaparken de komünist ilkelerden vazgeçilmemesi gerektiğidir.


Şu KKE sokağı Syriza'ya teslim etti muhabbetini gerçekten anlamıyorum.KKE etkin olduğu sendikalar aracılığıyla geçen yıl 16 grev düzenletti.Bu ay 1 kasımda yine etkin olduğu pame aracılığıyla 1 kasım da 100 bin kişi civarında insanın katıldığı bir miting düzenlendi.27 kasım da ise çok daha geniş çaplı,genel grevin örgütlendiği bir miting hazırlığı var.Peki kim kime sokağa teslim etmiş bu tabloya baktığımız da? Şu an için syriza'nın aldığı oy oranı daha fazla olabilir ama syriza bunu komünist partilikten çıkarak başardı,şu anda ne hale geldiği ise ortada.KKE ise komünist parti çizgisini   korumayı başardı ve komünist parti çizgisini koruyarak kitlesellik sağlayıp,kitlesel mitingler,grevler düzenliyor.Bu grevler,mitingler yükselen işçi sınıfı hareketi aracılığıyla syriza'nın,sistemin meşruiyetini yavaş yavaş kırıyor.Yani mesele kitlelere ulaşmaksa KKE bunu başarıyor ve bunu komünist parti çizgisini koruyarak başarıyor.Syriza'nın meşruiyetinin de dediğim gibi bir anda kırılmasını bekleyemeyiz.Yükselen sınıf hareketiyle,krizin artık bir takım destek fonlarıyla aşılamayacak hale gelmesinden sonra tam anlamıyla kırılacaktır syriza'nın meşruiyeti.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 29
24.11.2014- 00:27

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

'' Kemal Okuyan, Kongre konuşmasında, "Haziran'ın bir devrim olmadığını defalarca söyledik. Aynı zamanda kendi içinde 'devrimci dinamikleri' de barındırmıyordu.Haziran'ı farklı vektörlerdeki toplumsal dinamiklerin toplamı olarak değerlendirirsek ve partinin bunları içselleştirmesi gerektiğini söylersek, parti komünist karakterini yitirir!" diyordu.''

Haziran radikal bir iradeyi yansıtsaydı bu hareketi içselleştirmek gerekli olurdu, böyle bir iradeyi yansıtmadığı için Haziran'ı içselleştirmek komünist parti karakterimizi kaybetmemize neden olur.   Kemal Okuyan bunu söylüyor. Komünist parti karakterinin yitirileceği kaygısıyla bu tür eylemler içselleştirilmeyecekse bu tür eylemlerin yarattığı sinerjinin komünist partilere yararı olabilir mi? Bence olamaz. Bu konuda HTKP'nin daha doğru bir siyasi doğrultu aldığını düşünüyorum.




Olabilir, neden olmasın? Üye kaydı konusu biraz daha gevşetilir, üye alımında farklılık yaratılabilir. İçselleştirmenin başkada bir yanı olmaması gerekir. İçselleştirmeyle bütün farklılıklarına rağmen partiye girmek isteyen hemen herkesi partiye almaktan söz ediliyorsa böyle bir durum partide pek çok sıkıntıya yol açar. Bence sadece genel bir ayaklanma durumunda böyle bir yol izlenmelidir. Haziran ayaklanması gibi koşullarda parti yapılanmasının esnekliği ancak bir yere kadar olabilir. Partiye zarar verecek ve partinin leninist yapılanmasında zaaflara yol açabilecek ''içselleştirmelerin'' benimsenmemesi gerektiğini düşünüyorum. HTKP umarım bu konuda gereken özeni gösterir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 30
24.11.2014- 00:42

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

SYRİZA'yı örnek verişimin nedeni ideolojik değil. KKE dar bir anlayışla kitlelere müdahale etmeyince sokak SYRİZA'ya kalıyor. Bana göre yapılması gereken ideolojik duruşumuzu bozmadan her kesimin sokak eylemlerine katılmaktır. Daha açık konuşacaksak, bugün Türkiye'de Cumhuriyetçiler ve kürt hareketi gibi iki muhalif kesim var. Bu iki muhalif kesimle de sokakta birlikte olmaktan kaçınılmamalı ve buralarla temas noktaları kurarak bu kitle içinden partiye ve sosyalist mücadeleye aktif katılım sağlanmalıdır.



Sn.bedrettin;

İçselleştirme adı altında hemen her kesimi parti içine aldıktan sonra ''ideolojik duruş''un bozulmaması kolay değil. Kolay değil diyorum ama bence pek de mümkün değil. Örnek vereceksek, siz sadece ''sıradan'' üye alımıyla tartışmayı sürdürmeye çalışıyorsunuz; oysa konu bununla sınırlı değil ki! Sosyalist devrim, partinin demokratik merkeziyetçiliği, ideolojik ve siyasi doğrultusu konusunda pek çok farklılık içinde olan aydın kesimin de bu ''içselleştirme'' nedeniyle partiye geleceğini hesap dışı bırakamazsınız. Örnek olsun, kürt siyasetinin başatlığını kabullenmiş veya ulusalcıların da partiye girmesi konusunda düşünceleri olan bir aydının komünist parti ideolojinde sapmaya yol açmayacağının garantisi var mıdır? Üstelik bu tür kişiler sıradan üye olmanın dışında ( HTKP için) PM'ye veya MK'ya talip olmaması düşünülebilir mi? Ve böyle bir oluşum sizce parti içinde kakafoniye yol açıp, partinin merkeziyetçiliğinde sorunlar oluşmasına yol açmaz mı?


bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 31
24.11.2014- 14:07

Parti bu konuda gerekli açıklamaları yapıyor. İlk sayısını çıkarak Komünist dergisinde bu konuda açıklamalar var. Partinin deneyimi bu kaygılarınızı giderecek şekilde önlemleri almaya muktedir olacaktır.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 32
24.11.2014- 14:19

"Öncü parti" veya "tek partili anlayış" partiye komünist ve sosyalist olmayanlarında zamanla üye olmasını ve hatta üst düzey görevler almasını engelleyemiyor. Geçmiş reel sosyalizm dönemindeki parti üyelerinin ve bakanlarının bazılarının milliyetçi ve hatta faşist oldukları buna bir isbattır. Çöküşten sonra siyasi arenada faşizan ve milliyetçi siyaset üretenlerin çoğunun siyasi geçmişi sosyalizm dönemindeki partilerin içerisinde olmuştur. Ve ülkemiz açısından baktığımızda tek partili dönemde CHP içerisinde sayısız gerici ve faşistlerin olduğudur. Dersim katliamini dahi konuşurken CHP içerisindeki faşist bakanların rolünden bahsetmiyormuyuz?

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]