Murat Karayılan: Süreç bitmiştir



PKK'nin silahlı kanadı HPG'nin başındaki isim olan Murat Karayılan, Kobane saldırısıyla birlikte "süreç"in anlamsızlaştığını, hatta bittiğini açıklarken, son sözü Abdullah Öcalan'ın söyleyeceğini vurguladı.

Halk Savunma Merkezi (HPG) komutanı Murat Karayılan, Kobanê saldırısının IŞİD ve Türkiye'nin ortak saldırısı olduğunu belirterek, "Türk devletinin çözümde samimi olmadığı netleşmiştir. Bu süreç artık anlamsızlaşmıştır. Doğrusu bitmiştir. Ama son sözü Önder Apo söyleyecektir. Bu yapılan bir savaş ilanıdır" dedi.

ANF'nin haberine göre, Sterk TV'ye konuşan Karayılan, YPG’nin Rojava’nın tamamında savaşı yayan bir politikayı uyguladığını ifade ederek bu planla IŞİD ve AKP’nin ortaklaşa bir şekilde Kobanê’yi düşürmesini engellemeyi değil tersine Til Ebyad’ı almayı amaçladığını söyledi.

"Türkiye ve IŞİD’in tüm çabaları Kobanê’yi düşürmeye dönüktür. Ardından ise Türkiye uluslararası güçlere tampon bölge önerisi yapacak ve böylece Suriye topraklarında bir tampon bölge oluşturacak" diyen Karayılan, Türkiye ile IŞİD'in bu konuda anlaştığını, rehinelerin serbest bırakılmasının da bu planla bağlantılı olduğunu iddia etti:

"Ne zaman ki IŞİD Kobanê’ye 8 km. yaklaştı, o zaman Til Ebyad’da rehineleri Türk devletine teslim ettiler. Yani esasen Kobanê’nin düşürülmesinin karşılığında IŞİD, bu 49 konsolosluk rehinesinin bırakılmasını kabul etmiştir. Bu ayaküstü bir pazarlık değildir. Bir takas da değildir. 'Takas yapmadık' diyorlar. Doğrudur, takas yapmadılar. Ama ne yaptılar; Kürtlere ihanet ettiler. Bu 49 kişi, Kobanê’nin düşürülmesi ve Kürt halkının katledilmesi karşılığında IŞİD tarafından bırakılmıştır."

'Süreç anlamsızlaştı'
Türkiye'de devam eden "çözüm süreci" hakkında da konuşan Karayılan, Kobane'de yaşananların AKP'nin aynası olduğunu söyleyerek, devletin "çözüm" konusunda samimi olmadığının ortaya çıktığını kaydetti.

Karayılan, Türkiye'nin esas niyetinin Rojava'daki özerk yönetimi yok etmek olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

"Bunlarla çözüme nasıl gideceğiz! Yani bunun için bizim açımızdan bu süreç artık anlamsızlaşmıştır ve artık hiç bir anlamı yoktur. Doğrusu, bitmiştir. Ama sürecin devam etmesi hususunda son sözü Önder Apo söyleyecektir. Biz şimdi Önder Apo’nun son sözünü beklemekteyiz. Türk devleti, Kobanê ve Suruç halkına dönük yaptığı saldırılarla bu süreci bozmuştur. Bu yapılan bir savaş ilanıdır."

sol

Kobane saldırısı IŞİD ile Türk devletinin ortak saldırısıysa önder apo da süreç AKP ile gayet iyi gidiyor diyecektir. Başka ne diyecek! Nasıl olsa Kobane'ye IŞİD saldırısının AKP ile hiç bir ilgisi yok!

belki kendilerine yakın görüyorlardır

Murat Karayılan ve Cemil Bayık'tan zaman zaman farklı açıklamalar gelse de,abdullah öcalan akp ile yaptığı işbirliğinden hiç vazgeçmedi,bundan sonra da vazgeçeceğini sanmıyorum.

Cemil Bayık: Eylül sonunda ateşkesi bitirebiliriz



KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, AKP hükümetinin adım atmaması halinde, Eylül ayı sonunda ateşkesi bitirebileceklerini söyledi.

Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) ile PKK'ye yakınlığı ile bilinen Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) Kobane'deki savaşı sürerken, Kürt siyasetinden art arda sert açıklamalar geliyor.

KCK'nin 24 Eylül tarihinde yaptığı "süreç bitmiştir" açıklamasının ardından, Al Monitor'den Amberin Zaman'ın, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık ile yaptığı röportaj yayımlandı. Bu mülakatı 21 Eylül'de veren Bayık, AKP'nin IŞİD'i desteklediğini ve PKK olarak Eylül ayı sonunda ateşkesi bitirebileceklerini söyledi.

Bayık, Kobane saldırısı ile birlikte hem AKP'nin IŞİD'e destek verdiğinin, hem de Kürt sorunun çözmek istemediğinin kendileri için açık hale geldiğini söylerken, Türkiye'nin IŞİD ile ilişkilerini kesmeye kalkması halinde, örgütün, elindeki Türkiye ait "kirli çamaşırları" ortaya sereceğini iddia etti.

Türk yetkililerin, IŞİD'in Kobane saldırısından iki gün önce YPG'ye ulaşarak, Süleyman Şah Türbesi'ne herhangi bir saldırı yapmaları halinde YPG'yi vurmakla tehdit ettiklerini öne süren Bayık, IŞİD'e Kobane'yi insandan arındırarak, AKP'nin bölgede tampon bölge kurmayı hedeflediğini vurguladı.

'Türkiye KDP ile ortak'
Amberin Zaman'ın, Hakan Fidan'ın KDP ile PKK'yi barıştırmak için arabuluculuk teklifinde bulunduğu iddiaları hakkında soru sorması üzerine, "Türkiye ile KDP ortak" diyen Bayık, PYD'yi PKK'den uzaklaştırmak için çeşitli denemeler yapıldığını da sözlerine ekledi.

'Öcalan'ı gözden düşürmeye çalışıyorlar'
"Çzüm süreci"nin bittiğinin kendileri dışında başkaları açısından da açık hale geldiğini savunan Cemil Bayık, PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik prikolojik bir savaş olduğunu ve Öcalan'ı toplumun gözünden düşürmek için propaganda yapıldığını belirtti:


"Detayların tümünü vermek istemiyorum. Şimdi uygun düşmeyebilir. Ama önderimizin tutukluluk koşullarında en ufak bir değişiklik yok. Hatta son zamanlarda hasta kız kardeşi ziyaretine gidiyor, yeğeniyle birlikte öyle bir odaya konuyor ki nefes alınamıyor. Yeğeni itiraz ediyor, diyor ki 'buranın havalandırma sorunu var' önderin de nefes alma sorunu var. Verilen cevap ‘Burada görüşülecek, o kadar’. Üstelik görüşme saati bitmeden görüşme zorla sonlandırılıyor. Yani yeni hükümet önderimizi baskılayarak geri adım atmaya zorluyor. Özellikle müzakere konularında. Ama geri adım atmayacağını bildikleri için bunu savaş zemini yapmak istiyorlar."

'Eylül sonuna kadar süre verdik'
"Bit ateşkese uyduk ama onlar uymadı" diyen Cemil Bayık, Eylül sonuna kadar adım atılmadığı takdirde savaşı yeniden başlatabileceklerini söyledi.

Ateşkese ve savaşa karar verme yetkisinin kendilerinde olduğuna dikkat çeken Bayık, "Barışa, sürecin devamına Önder Apo karar verir. Onun rolü farklı bizimki farklı" dedi:


"Öcalan bizim önderimiz. Biz bir önderlik hareketiyiz. Önderimize bağlıyız. Ama Türkiye adım atmadan önderlik “hayır savaşmayın” nasıl diyecek ki? Diyemez. Dese bile savaşçılar bunu kabul etmezler. Biz savaşçıları zor tutuyoruz."

KCK'nin talepleri
Cemil Bayık, ateşkesin devam etmesi için üç şart sıraladı:


"1. Önderliğimizin şartlarının değişmesi gerekiyor. Bu koşullarda müzakere olmaz, süreç daha fazla ilerleyemez. 2. Üçüncü bir tarafın gözlemci olarak kabul edilmesi gerekiyor. Sivil toplumdan olabilir, parlamentodan olabilir bir uluslararası güç veya kurum da olabilir. 3. Rojava’da DAİŞ’e (IŞİD) verilen destek derhal kesilmelidir. Rojava barış sürecinin bir ayağı. Net."

Bu kürt önderleri AKP'nin gerici örgütlere her türlü desteği verdiğini ve silah mühimmat yardımında bulunduklarını yeni mi öğreniyorlar? Sözde çözüm süreci başladığında AKP, emperyalizmin kendine verdiği görevi sürdürmüyor muydu? O zaman bir sorun yoktu da, şimdi bu gerici terör kendilerini vurmaya başladıklarında mı AKP hatalı oldu?