Vicdansız olmaya çağırıyorum!-Kurtuluş Kılçer  

18 maden işçisi toprak altında…

Tıpkı diğer sınıf kardeşleri gibi ekmekleri için ölüme gittiler. Bu lanet düzende, kapitalizmde ekmek parası kazanmak için ölüme giden binlerce işçiye Karaman’ın Ermenek ilçesinde 18 işçi daha eklendi.

Hep yazdık. Bir savaşta ölecek kadar insanın öldüğü bir gerçek var karışmızda. Son 10 yılda 10 bine yakın işçinin iş kazalarında yaşamını yitirdiğini düşündüğümüzde büyük bir sınıf savaşı ile karşı karşıyayız.

Bu bir sınıf savaşıdır, bu savaşta işçiler ölmektedir.

Bu savaşın bir parçası sermaye düzeni ve AKP’dir. AKP’nin kurduğu emek karşıtı ve piyasacı bu düzenin özü budur. Gökdelenler bugün inşaat işçilerinin mezar taşı; madenler, toprağa gömülen işçilerin taşsız şehit mezarlığı gibi.

Soma’da, Mecidiyeköy’de yaşanan işçi katliamlarını daha unutmadan bugün Ermenek’te toprak altında kalan 18 işçinin acı gerçeği karşısında vicdanlarınıza sarılmayın!

Çünkü yetmiyor, vicdanlarınız bu ölümleri durduramıyor. Vicdanlı olmak iyi de acıları vicdanımızda yaşamak kötü!

Vicdandan daha ötesi lazım.

Bu kâr ve sömürü düzenini, bu ücretli kölelik düzenini ortadan kaldırmadıkça bu acılar son bulmayacak, vicdanlar yaralanmaya devam edecek çünkü.

Patronlar vicdansız. Onlar parasından başkasını düşünmez, ekonomik hayatın gerçekleri bunlar derler. Doğal afet derler, fıtrat derler, kader derler. Vicdanlarını paralarıyla temizlerler!

Haramilere, haramilerin saltanatına, AKP’ye ve düzenine karşı vicdansız olmaya çağırıyorum!

Vicdanlı olmak yetmiyor, bu düzeni değiştirmek için tek başına vicdanımız değil, aklımız, bilincimiz, öfkemiz ve örgütlülük gerekiyor!

‘Sırada 249 Ermenek daha var’

TMMOB Yürütme Kurulu üyesi Torun: Soma’dan sonra ‘250 Soma daha var sırada’ demiştik. Ermenek’ten sonra ‘Sırada 249 Ermenek var’ diyoruz



BirGün Ankara

Soma’da yaşanan ve 301 işçinin yaşamını yitirdiği katliamdan sonra diğer madenlerde yaşanabilecek yeni kazalara dikkat çekmek için “Sırada 250 Soma daha var” diyen TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi ve Maden Mühendisleri Odası Eski Başkanı Mehmet Torun, Ermenek’te yaşanan su baskınından sonra “Sırada 249 Ermenek var’’ dedi.
Torun, BirGün’e yaptığı açıklamada, Ermenek’te yaşanan olayın sadece teknik olarak ele alınmasının yanlışlığına dikkati çekerek, “Bu siyasi, insani bir olay; tartışılması, konuşulması gereken artık bu. İçerdeki su mu çamur mu, ne kadar çekilir, ne kadar sürede çekilir, artık bunların anlamı kalmadı. 301 kişi öldü Soma’da, sonra 35 madenciyi bir bir, iki iki kaybettik, şimdi 18 kişi toprağın altında. Bir tane siyasetçi, bürokrat koltuğundan kalkmadı, artık neyi konuşacağız. Sözün bittiği yer... Söylüyorum tesiri yok, sussam gönül razı değil diyor şair, susmamak lazım. Israrla anlatmak gerekiyor. Bu zihniyet, vahşi kapitalizm, ucuz emek, ucuz işgücü, sermaye birikimi modeli devam ettikçe madencileri kaybetmeye devam edeceğiz. Soma’dan sonra ‘250 tane Soma var’ demiştik, şimdi 249 Ermenek var demek lazım’’ diye konuştu.
Şırnak’taki madenlerin gözden çok uzak olduğunu, ne olup bittiğinin bilinmediğini vurgulayan Torun, “Bundan sonra Zonguldak’ta da, Kütahya’da da, diğer madenlerde de bunlar yaşanabilir” diye konuştu.

ŞİMDİ DE AHTAPOT HİKAYESİ
Ermenek’teki kurtarma çalışmalarında kamuoyundaki tepkiyi yatıştırmak için uydurma hikâyeler anlatıldığını, bunlardan birinin de ‘ahtapot’ olduğunu ifade eden Torun, “Ahtapot dedikleri su tulumbası. O da bir işi yaramadı, iki gün oyaladılar kamuoyunu. Madendeki çamurun temizlenmesi zaman alır’’ dedi. İşçilerin hayatından umudun kesildiğini de belirten Torun, “Afşin’de 2011’den beri 9 can hâlâ toprak altında. Umarım bu arkadaşlarımız bir an önce çıkartılır’’ şeklinde konuştu.

maden kazalarında pek çok insan ölüyor. bu kazalar kaza olmaktan çıktı, cinayete dönüştü. başka bir ülkede olsa bu kazalardan sonra hükümetler istifa ederdi. bizde hiç bir şey olmuyor. halk tepkisiz izlemekle yetiniyor. böyle bir devletin dünyada benzeri olamaz.

Hay ben senin “fıtrat”ına...
L. DOĞAN TILIÇ


Ermenek’te kara kömür sularında boğulan işçilerin acısına yanarken, umudun tükendiği madendeyken gözümüz, Yalvaç’tan elma toplamaya giderken ölen kadın tarım işçilerinin haberi geliyor dün sabah. Ve yazı günü, bir şey yazmak gerek köşeye... Ne yazılır ki? Yazılmadık ne kaldı?

“Ne yazayım, Necmi?” diyorum, siyaset bilimci arkadaşıma. Öyle ya, gazetecinin yazıp çizdiğinden iki satır fazlası varsa, sosyolog bilecek, siyaset bilimci bilecek onu.

“Küfret” diyor Necmi. Bütün söylediği 1, “küfür et” diye yazarsanız da 2 sözcük. İyi de kime? İşçiyi emekçiyi böyle kolay öldüren düzene mi, bu düzenin düzenlerine mi, yoksa bunca ölüme karşın hâlâ işçiden emekçiden yana bir umudu büyütemeyenlere mi?

Geçen gün “fıtrat” diye yazmıştım ya; tam da bakanların makanların “fıtrat”tan vazgeçtikleri, “doğal afet bu” diyen partidaş proflarına hafiften fırça attıkları dönemde ben “fıtrat”a sarıldım.

Bu “kabile devleti” anlayışıyla sürdürülen “ahbap çavuş kapitalizmi”nin; ahlaksız sömürü düzeninin; kimilerinin gözlerinin kâr hırsıyla kör olduğu, kimilerinin de gözünü karartıp bir lokma ekmek için ucunda ölüm olan işlere koştuğu aşağılık sistemin “fıtrat”ında var.

Bu öyle bir “fıtrat” ki, hep işçi için fazla mesai yapıyor Azrail’i. Soma’da gazla boğuyor işçiyi, Ermenek’te suyla... İnşaat işçisini asansörde yakalıyor, tarım işçisini yolda... Kah 45 kişiyi doldurup 30 kişilik midibüse, kah madenciyi indirip sondaj yapılmamış dehlize...

Allah’ın emri falan değil bu ölümler; yumurtaya can veren böyle basit, böyle sıradan, böyle ucuz mu gönderir ölümü?

“Şeyini şey ettiğimin şeyi” diyebiliyorsa birileri, memleketi yönettikleri yerlerden, bu köşeden “fıtratını şey ettiğim” demekte bir mahsur yoktur herhalde.

Bu “fıtratını şey ettiğim” düzende; ruhsatı devlet sırrı 1000 odalı saraylardan 1000 korumayla çıkıp, 18 işçinin gömüldüğü madene giderken yolu 30-40 km öncesinden “güvenliğe” boğunca, sahte umut ahtapot da zar zor ulaşıyor durmadan bozulduğu madene. Yer üstünde çalışsın diye yapılmış bir aleti, yer altına balçıkla karışık su çekmeye gönderince zırt pırt bozulması da işin “fıtrat”ından.

Elma toplamaya giden kadın tarım işçileri, neden en babayiğidi 31+1 kişi için dizayn edilmiş bir midibüse 45 kişi binerler? Daha dün yüzlerce arkadaşlarının öldüğü madenlere, aşağıda zeytin ekmek yiyip pet şişeye işeyerek, ayda bin küsür lira alabilmek için neden iner işçiler? Neden canlarını bir pamuk ipliğine bağlayıp gökleri delen binalara çıkar inşaat işçileri?

Suda boğulduysa madenciler; üç beş basit önlem alınmadığından... Bilmem kaçıncı kez yere çakıldıysa inşaatın bilmem kaçıncı katından işçi indirip çıkaran asansör; doğru dürüst bakılmadığından... Yük fazlalığından freni patlıyor midibüsün, yük fazlalığından! Eski model araba, kaza yerine 1 km kala rampa çıkıp da inişe geçince, şoförün yüklendiği fren 30 kişilik araçta 45 kişi olmasına isyan edip patlıyor işte.

Azrail’in de “fıtrat”ı mı var; ondan mı gidip gelip işçileri buluyor hep? En çok El salvador ve Cezayir’de, sonra da Türkiye’de...

Yılın ilk 9 ayında 1 bin 414 işçi öldü bu memlekette; kayıtlara geçmeyenler var bir de. Son 5 yılda bir ilçe nüfusu kadar işçi ölmüş; tam 6 bin 580 kişi. Her ay, her iş kolundan işçiler üçer beşer, onar yirmişer ölüyorlar. Her yıl ortalama bin, son 10 yılda 11 bin işçi...

Azrail’in “fıtrat”ından olamaz ama; Azrail her yerde aynı Azrail, ölümler bir bizde bir de bizimki gibi düzenlerde bu kadar çok!

İşçileri öldürmek düzenin “fıtrat”ında var! Yürütücülerine saraylar kuran düzen, bir lokma ekmek için ölüme gönderiyor işçileri. Yoksul hayatlarını sürdürebilmek, borç batağında boğulmayıp başı birazcık yukarıda tutabilmek için, bile bile ölüme gidiyor işçiler...

Hay ben senin “fıtrat”ına...

Ermenek'te 11 madencinin cansız bedenine ulaşıldı

Ermenek'te su baskını sonucu madende mahsur kalan 18 madenciden 11'inin cansız bedenlerine ulaşıldı. Eski sendikacı CHP Milletvekili: Tepkileri azaltmak için madenciler gece çıkarılacak.



SERBAY MANSUROĞLU

Ermenek'te su baskını sonucu madende mahsur kalan madencileri kurtarma çalışmalarını yürüten ekipler su ve balçık halini alan çamurlu toprağı çıkarırken 11 işçinin cansız bedenine ulaştı.

Eski DİSK Genel Sekreteri ve CHP Milletvekili Musa Çam'ın verdiği bilgilere göre akşamüstü saatlerde madencilerin cansız bedenine ulaşıldı. Ancak madencilerin çıkarılması gece saatlerini bulacak. Eski sendikacı Çam'a göre   bakanlar Lütfi Elvan ve Taner Yıldız'a tepkileri azaltmak için madencilerin yer altından çıkarılması gece saatlerine bırakıldı. Bölgede toplanan kalabalığın dağılmasının ardından   işçiler madenden çıkarılacak.

7 MADENCİYE HENÜZ ULAŞILAMADI
Madende ulaşılamayan 7 işçinin ise 70-80 metre daha derinde olduğu tahmin ediliyor.

birgün