Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Ustalardan Seçkiler
selma56  |  Cvp:
Cevap: 9
20.09.2013- 13:37

TUT Kİ GECEDİR


tut ki gecedir
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları

tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor

tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar

ihanet bir bilmecedir

Aydın  |  Cvp:
Cevap: 10
20.12.2013- 00:52

maria missakian

yüksekkaldırım’da bir akşam
maria missakian’ı düşündüm
eğer kendimi bıraksam
yağmur olabilirdim yağardım
kasım’da bir çınar olurdum
yaprak yaprak dökülürdüm
kalbimi sıkı tutmasam

döküp saçıp boşaltsam
içimde yükselen şiiri
kaldırımlara döküp harcasam
gözleri balıkçıl gözleri
dudaklarında tutup rüzgârı
mara missakian adında biri
gelse göğsüne kapansam

gece gölgesine sokulsam
gökyüzünde bulutlar büyüseler
yağmuru dinlesem anlatsam
şimşekler kırılıp dökülseler
bizi sokaklara bıraksalar
leylekler üşüyüp gitseler
dönüp arkalarına bakmadan

yine akşam oldu atilla ilhan
üstelik yalnızsın sonbaharın yabancısı
belki paris’te maria missakian
avuçlarında bir çarmıh acısı
gizlice bir sefalet gecesi
çocuğunu boğarmış gibi boğup paris’i
sana kaçmayı tasarlar her akşam.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 11
11.10.2018- 16:28

Ölüm yıl dönümü Attila İlhan'ın. Ve Yaşar Kemal'in sözleriyle ''o güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler.''

Attila İlhan nice cumhuriyet aydını gibi kemalistti, sosyalistti. Halkına güvenirdi, 12 eylül faşizminden sonra gericiliğin adım adım yükselişe geçmesinden rahatsızlık duyardı; ''dipten gelen dalga'' betimlemesiyle gelecek günlerin güzel olacağının inancını taşır, kötüye gidişin eninde sonunda aşılacağının umudunu vermeye çalışırdı.

On üç yıl geçti aradan.

Attila İlhan'sız, İlhan Selçuk'suz, Uğur Mumcu'suz, Kışlalı'sız ve daha nice cumhuriyet aydınından yoksun bir şekilde ömür tüketiyoruz. Tarih bize karanlıkların hiçbir zaman sürekli olamayacağını söylüyor ama onlarsız da, insan bir yalnızlık duygusuna kapılmıyor değil. Ne kadar güçlüydük onlarla ve ne kadar kalabalık!

****

Sabah Cumhuriyet'te Zeynep Oral'ın yazısını okumuştum.

''Doğumu 1925, Menemen... Ortaya o minik çizgiyi - tireyi koyalım - Ölümü 11 Ekim 2005, İstanbul... Kapayalım parantezi...

Gelin görün ki, kapanmıyor parantez. Kapamak istemiyorum parantezi. Çünkü Attilâ İlhan’a fena halde ihtiyacımız var!

“Memleket bir kurtlar sofrasına döndü mü, isyan haktır” diyen direnişçi Attilâ İlhan’a...''


http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1108090/Simdi__fena_halde_ATTiL__iLHAN....html

''Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır / Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım / Bu gece dağ başları kadar yalnızım'' diyen ve sonra da ''Ben sana mecburum''   diye ekleyen büyük usta, yıldızlar yağsın üzerine...

melnur  |  Cvp:
Cevap: 12
14.02.2019- 23:16

AŞK İKİ KİŞİLİKTİR

(...)
Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 13
27.02.2019- 19:51

Yalnızlığı Denemek

(...)

sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın


insan insanı kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın

melnur  |  Cvp:
Cevap: 14
09.06.2019- 13:29

Birkaç gündür internette, haber sitelerinde pek dolaşmıyordum; tatildeydim. Tatilde olmanın böyle bir farkı oluyor, ülkede olup biteni netteki haber sitelerinden değil de, özellikle muhalif gazetelerden öğrenmeye çalışmak durumunda kalıyorsun. Bugünse, yine eski rutine döndüm. Sol ve muhalif haber sitelerini dolaşıyorum. Dolaşırken de kulağım, televizyonda; Halk Tv.'de Nebil Özgentürk'ün anlattıklarına kulak kabartıyorum. Yaşar Kemal ve Yılmaz Güney derken, söz dönüp dolaşıp Attila İlhan'a geliyor, hani şu ''ulusalcı/Kemalist'' Attila İlhan'a ve onun ''o mahur beste'' şiirine.

O Mahur Beste

Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız


Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız


Şiire Ahmet Kaya'nın bestesinden aşinaydık. Öyküsünü de daha önce dinlemiştim. 6 Mayıs'ta İzmir'de vapura binerken duyuyor haberi A.İlhan.: Denizler asılmış. ''Kederli bir yalnızlık'' duygusu akıyor içine. Ve ağlıyor. Bu şiiri de o duygu seli içinde orada yazıyor. Nebil Yılmaz anlatırken duygulanıyor, ben onu dinlerken duygulanıyorum. ( Bu programı nette izlemek mümkündür sanıyorum; izlemekte yarar var. Yılmaz Güney'in ölümünü yaşlı annesine duyurmak istemeyen dostlarının çabasını, Yılmaz'ın sesini taklit eden bir dostu devreye sokarak telefonla   Yılmaz'ın annesini aratmalarını ve hal hatır sormalarını...Yıllarca sürmüş bu ''düzen''...Yaşlı kadın telefonla da olsa oğluyla hasret gidermiş, onun yaşadığını bilmesi ömrüne ömür katmış...)

Şiiri buraya asmak   için nete girdiğimde karşıma çıkan bir sitede buldum bu bilgileri. Doğru bilgiler veriyor, güzel bilgiler; beynimizin bir kıvrımına işlememiz gereken bilgiler:

''Attila İlhan’ın bu güzel şiiri daha sonra bestelendi. Şiiri okurken ya da şarkı olarak dinlediğinizde adı geçen Müjgan hakkında ne biliyorsunuz? Büyük bir olasılıkla güzel bir kadın ismi olabilir mi? Olsa olsa unutulmaz bir aşkın yitirilen güzeli mi ? Bilemediniz. İşte “Müjgan’la Ben Ağlarız” ve hüzünlü öyküsü… Attila İlhan anlatıyor:

“12 Mart sonrasının kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Deniz’lere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı… Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra… Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm”.

“Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı ”

Bir kadın ismi sanılan ‘’Müjgan’’eski dilde “kirpik” anlamına geliyor ve Şair’in “müjganla ağlaşmak”tan ne söylemek istediği orada çözülüyor; Attila İlhan, 6 Mayıs 1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’a ağlıyordu…


https://www.mazeretimsiirdir.com/2013/03/attila-ilhanin-o-mahur-beste-siiri-ve.html

Hepsi güzel insanlardı; ve Yaşar Kemal'in sözleriyle ''...güzel atlara binip gittiler.''

Gittiler ve hatırladığımızda bize de   kederli bir yalnızlık duygusu bırakarak...


Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]