Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Forum Arşivi

2014'ün son saatleri, 2015'in yaklaşan ayak sesleri. Bir yıl daha acısıyla tatlısıyla geçti. Hepinize sağlık ve mutluluk dilerim. Benim sevgili ülkem için de üzerinde kıpkızıl bir güneş açsın dileğinde bulunuyorum.

Kaçak  |  Cvp:
Cevap: 1
31.12.2014- 11:42

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

2014'ün son saatleri, 2015'in yaklaşan ayak sesleri. Bir yıl daha acısıyla tatlısıyla geçti. Hepinize sağlık ve mutluluk dilerim. Benim sevgili ülkem için de üzerinde kıpkızıl bir güneş açsın dileğinde bulunuyorum.




yeni yıl dileklerine ben de katılayım ama bu dileklerin gerçekleşmesine hizmet niyetine bir iki hususa değineyim.

birincisi, güneş açmaz, doğar. çiçek, açar.

ikincisi, "kıpkızıl güneş" doğarken değil, batarken görülür. güneşi biz doğarken ışığın etkisiyle sapsarı, batarkense kıpkızıl algılarız. giderek güneşin kızıllığı da solar.

"kıpkızıl" veya "kızıl güneş" imajı solumuza pek hoş gelen bir söylemdir. ama aslında anlamsızdır. enternasyonal marşına bile avrupa'nın en kanlı sözlerini bulan sol, bizim ülkemiz soludur. "bu kan denizinin ufkundan kızıl bir güneş doğacak!" :)

çok mu önemli? durum ufak bir algı hatasından ibaret olsaydı önemli olmazdı tabii. ama bu bir gösterge.

imajlarla idare etmek bizde eski bir alışkanlık. "kızıl güneş" imajı da bu anlamda işlevsel. sembollere fazla önem veren bir alışkanlık. kızıl rengi sosyalizmi simgeliyor ve güneş de gelecek aydınlık ve güzel günleri. böylece "kızıl güneşe" varılıyor.

bu sırada güneşin ancak batarken kızıl renge bürünebileceği gibi teknik bir hususa dikkat edilmiyor. aman canım, ne önemi var ki!


yeni yılda doğacak ve batacak bütün güneşleri hep beraber ve doyasıya hissederek yaşayabilmemiz ve yaşatabilmemiz dileğiyle...


dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 2
31.12.2014- 16:18

2014 yılı AKP gericiliğinin yoğu saldırısı ve solun halkı örgütlemeye çalışmasıyla geçti. 2015 yılında da bu devam edecektir. 2015 yılında bu örgütleme çalışmasının başarıya ulaşmasını diliyorum. Buna ihtiyacımız var. Yeni yıldaki dileğim bu.

yura  |  Cvp:
Cevap: 3
31.12.2014- 16:45

AKP'den kurtulmuş bir Türkiye'de sosyalizmin yolunun açılmasını diliyorum.

yura  |  Cvp:
Cevap: 4
31.12.2014- 16:46

AKP'den kurtulmuş bir Türkiye'de sosyalizmin yolunun açılmasını diliyorum.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 5
31.12.2014- 16:50

Tüm insanlığın yeni yılını kutluyorum, barış ve özgürlüklerin bol olmasını diliyorum. Herksin gönlünce olsun, sağlıklı ve mutlu nice yıllara.

umut  |  Cvp:
Cevap: 6
31.12.2014- 17:10

Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

2014'ün son saatleri, 2015'in yaklaşan ayak sesleri. Bir yıl daha acısıyla tatlısıyla geçti. Hepinize sağlık ve mutluluk dilerim. Benim sevgili ülkem için de üzerinde kıpkızıl bir güneş açsın dileğinde bulunuyorum.




yeni yıl dileklerine ben de katılayım ama bu dileklerin gerçekleşmesine hizmet niyetine bir iki hususa değineyim.

birincisi, güneş açmaz, doğar. çiçek, açar.

ikincisi, "kıpkızıl güneş" doğarken değil, batarken görülür. güneşi biz doğarken ışığın etkisiyle sapsarı, batarkense kıpkızıl algılarız. giderek güneşin kızıllığı da solar.

"kıpkızıl" veya "kızıl güneş" imajı solumuza pek hoş gelen bir söylemdir. ama aslında anlamsızdır. enternasyonal marşına bile avrupa'nın en kanlı sözlerini bulan sol, bizim ülkemiz soludur. "bu kan denizinin ufkundan kızıl bir güneş doğacak!" :)

çok mu önemli? durum ufak bir algı hatasından ibaret olsaydı önemli olmazdı tabii. ama bu bir gösterge.

imajlarla idare etmek bizde eski bir alışkanlık. "kızıl güneş" imajı da bu anlamda işlevsel. sembollere fazla önem veren bir alışkanlık. kızıl rengi sosyalizmi simgeliyor ve güneş de gelecek aydınlık ve güzel günleri. böylece "kızıl güneşe" varılıyor.

bu sırada güneşin ancak batarken kızıl renge bürünebileceği gibi teknik bir hususa dikkat edilmiyor. aman canım, ne önemi var ki!


yeni yılda doğacak ve batacak bütün güneşleri hep beraber ve doyasıya hissederek yaşayabilmemiz ve yaşatabilmemiz dileğiyle...






O kadar kusuru fazla abartmamak gerek. Gönlün olacaksa 2015'te benim güzel ve sevgili ülkemin üzerinde kızıl çiçekler açsın diyeyim. Bence hiç fark yok da, öyle diyorsan, öyle olsun.

dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 7
01.01.2015- 13:04

Redaksiyon: Che'nin Gülümsemesi Eksik Olmasın

Resim Ekleme


Redaksiyon Dergi'si 2015 için yayınladığı mesajla, 'birlikte üretmeye...birlikte şarkılar söylemeye...birlikte yürümeye' devam dedi.

***

2015’te
CHE’nin gülümsemesi kalbimizden eksik olmasın

Bir arkadaşımız, Redaksiyon bir dergiden başka bir şey, diye yazmıştı.

Yola çıkarken tam da böyle başlamıştık. Redaksiyon bizim için bir yazı değildi ki zaten. Biz ona yeni ve kuşatıcı bir hayat ütopyamızın parçası demiştik.

Nasıl kara kara bulutlarla kuşatılmış günlerden geçtiğimizin farkındayız. Yalnızca bizim gökyüzümüz değil artık dünyanın her köşesinde milyonlar nefes alamıyoruz diye çığlık atıyor.

Birbirimize, birbirimizin soluğuna, gözlerine o kadar ihtiyacımız var ki... Ancak birbirimizin gözlerine bakarak yeni hayatlar hayal edebiliriz artık.

O yüzden Redaksiyon yürüyüşü direnmenin olduğu kadar arkadaşlığın, neşenin, birlikte olmanın, dayanışmanın da yürüyüşüdür.

Biz, hayallerimize giden yol Soma’daki çocuklara bisikletler ulaştırdığında mutluyduk... Biz, hayallerimize giden yol Haziran’dan geçer pankartı, sokaklarda açıldığında mutluyduk...Biz, Haziran Hareketi logo önerilerine itiraz edenler kağıdın köşesine ‘Redaksiyon Güneşi’ diye yazdıklarında mutluyuz...

Ne güzel ki hayata karışıyoruz...Kalabalıklarla haşır neşir bir yürüyüş içerisindeyiz.

2015’te de böyle yürüyeceğiz.

Birlikte üreteceğiz... Gün gelecek yollara düşeceğiz... Yine ve yeni şarkılar söyleyeceğiz...

Che’nin gülümsemesi kalbinizden eksik olmasın.

Mutlu Yıllar.

umut  |  Cvp:
Cevap: 8
01.01.2015- 22:47

Nasıl girdiysek öyle geçsin
Nevzat Evrim Önal


İyi yıllar! Umarım bu yazıyı çalışarak değil eğlenerek yorulduğunuz güzel bir gecenin ardından okuyorsunuzdur. Bizim için çok zor bir yıl geride kaldı, günlerdir sosyal medya Facebook’un “harika bir yıldı” sloganlı uygulamasıyla geçilen dalgayla dolup taşıyor dolayısıyla herhalde pek çoğumuz saatler gece yarısını vururken 2015’in 2014’e benzememesini dilemiştir.

Boğucu olsa da bir o kadar ilginç zamanlarda yaşıyoruz. Türkiye öylesine ikiye ayrılmış durumda ki yılbaşında eğlenmek bile politik bir tavıra dönüştü. Bu ülkede yılbaşı kutlamalarına küfreden meczuplar hep vardı ama gericiliğin şahane kısaltmalı gençlik derneğinin, altmış yıl önce 6-7 Eylül olaylarında papazları zorla sünnet edenlere özenip Beyazıt Meydanı’nda şişme Noel Baba bıçaklama ritüelleri düzenlemeye başlaması basbayağı AKP karanlığının ürünü. Üstelik bu saçmalıklar yellenen bir imamdan feyzalan cemaat mensuplarının ortalık yere halt etmesinden ibaret görülemeyecek bir bütünlüğe işaret ediyor. Taksim’deki yılbaşı kutlamalarına lümpen kitlelerin akması ve kameralar önünde insanlığın her türlü alçalma halinin sergilenmesi AKP döneminde gelenekselleşti. Bu rezillikler İslamcı örgütlerin yılbaşı düşmanlığına malzeme sağladı. Ve bütün bu süreç gerici-rantçı zihniyetin Taksim ve Beyoğlu’nu işgal edip başta sanat olmak üzere bize ait, insanlığa ait, bu ülkenin modernleşmesine ait ne kadar değer varsa buradan söküp atmaya girişmesinin yalnızca bir kısmıydı.

Birkaç hafta önce bu köşede kentsel bellekte ortaklaşılan yerlerin, tek tek bireylerin insanlıkla bağ kurabilmesi ve kendisini anlamlandırabilmesi açısından çok önemli olduğunu; AKP gericiliğinin tam olarak bu bağı kopartma amacıyla kente saldırdığını vurgulamıştık. Yılbaşına yönelen gerici saldırı da aynı şeyi amaçlamaktadır zira yılbaşı kutlamaları kemalist batılılaşma/modernleşme projesinin seküler bir ritüelinden, Milli Piyango çekilişi ve Nesrin Topkapı’dan çok daha fazlasıdır. Yılbaşı kutlamaları, sadece Türkiye modernleşmesinden değil insanlığın tüm evrensel değerlerinden beslenen ve AKP gericiliğini bu evrensel değerlere aykırı olduğu için reddeden toplumsallığın ortak belleğidir. Bu ülkenin eğitimli, nitelikli insanlarının hemen hepsinin en güzel çocukluk anıları yılbaşı gecelerindeki neşe dolu ev eğlencelerine, bu günlerde aldıkları hediyeleri açarkenki heyecana dairdir. Bu yüzden işi ilkokullara “çocukların birbirine hediye almasını engelleyin” genelgesi yollamaya kadar vardırdılar. Gerici karanlık bu güzel anılara dayalı belleğin sürekliliğini kopartmaya ve böylelikle sönümlenip yok olmasını sağlamaya çalışıyor.

Evet, bu kadar kötü insanlar bunlar. Şairin dediği gibi “hiç çocukla çocuk olmamış gibi” kötüler.

Bu yüzden hiç titrek olmamak lazım. Gericinin en sinsisi 364 gün susar, iş yılbaşına gelince sevdiklerimize aldığımız hediyeleri, eğlencemizde yediklerimize içtiklerimizi diline dolayıp “kapitalizmin tüketim kültürü”nden dem vurmaya başlar. Böylesiyle açıktan dalga geçip “bunu milyarlık sarayda oturan padişahına söylesene delikanlı” diyecek kadar rahat olmalıyız. İşyerinde ayrı, gericiliğin baskıladığı toplumsal yaşamda ayrı stres biriktiriyoruz ve bunca stresi topraklamak için ara sıra biraz dağıtmazsak kahvaltımızı antidepresanlarla yapmaya başlarız.

Dolayısıyla bu yazıyı baş ağrısı eşliğinde okuyorsanız dert etmeyin. Dün gece kaldırdığımız kadehlerde hayatımızı, değerlerimizi, sevgilerimizi, hatta basbayağı insanlığımızı diktatörün karanlığına teslim etmeme inadı vardı. Artık tek derdimiz 2015’i nasıl girdiysek öyle geçirmek olsun. Bu yıl, 2013 Haziran’ındaki depremde bütün kolonları ve kirişleri çatlamış diktatörlüğü elbirliğiyle yıkalım, her günü dostlarla geçirilen bir yılbaşı gecesi gibi severek yaşayacağımız bir ülke kuralım.

İyi yıllar!

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]