Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 İşçi sınıfı, sonuncu kavga

Direnen Darphane işçileri soL'a konuştu: Mücadele emekçileri birleştiriyor

Resim Ekleme

Darphane grevini kırmak isteyen hükümet, yarı mamul üretimini İzmir'deki bir fabrikaya yönlendirmeye yeltendi. İzmir'deki işçiler, darphane işçisine dayanışma mesajı göndererek üretimi reddetti.

Neslihan Koçaslan - soL

Darphane ve Damga Matbaası işçileri, 65 gün önce başlattıkları grevi, hükümetin tüm grev kırıcı uygulamalarına karşın inat ve kararlılıkla sürdürüyor. Başta sigara ve alkol bandrolleri olmak üzere, altın ve pasaport gibi başlıklarda sıkışan hükümet ise işçilerin taleplerini dikkate almak yerine, grevi kırmak için yasadışı hamleler yapıyor. Grevci işçilerin işini başka yerde yaptırmak için Maliye Bakanlığı imzalı tebliğ yayınlamaya kadar varan grev kırıcı uygulamalara karşı direnen Darphane işçileri, "Bizi yıldıracaklarını sanıyorlar ama yılmayacağız" diyor.

soL'un edindiği bilgilere göre, yarı mamuller, son olarak İzmir'de bir fabrikada üretilmek istendi. Ancak fabrikanın işçileri "Darphane işçilerine selamımızı gönderin" diyerek, üretmeyi reddetti. Darphane grevinin çözümüne ilişkin bu hafta yeniden görüşme yapılacağı da soL'a gelen bilgiler arasında.

Damga Matbaası'nın bulunduğu Cevizli'de, çoluk çocuk direndikleri grev alanında görüştüğümüz işçiler, grev sürecini, yaşadıkları sıkıntıları ve kararlılıklarını soL'a anlattı. Ortalama bin 562 lira ücret alan işçiler, yalnız ücretlerde iyileştirme değil, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin önlemlerin alınmasını, fabrika yönetiminin işçilere karşı tutumunun değişmesini, keyfi uygulamaların sona ermesini istiyor.

Darphane'de 18 yıldır çalışan ve son bir yılı Cevizli'de bulunan Damga Matbaası'nda geçiren Ayşe Can, çalışma koşulları nedeniyle yakalandığı meslek hastalığını, şu sözlerle anlattı: "Bir ay boyunca hastanede yattım, kanımda mandalik asit ve yüksek oranda solvent çıktı. Meslek hastalığı. Heyet raporu verdi doktor, "kimyasal ortamda çalışma" diye. Ama işe geri döndüm, yapacak bir şey yok." Çok kötü koşullarda ve düşük ücretlerle çalıştıklarını vurgulayan Can, "Biz çok fazla bir şey istemiyoruz. Ancak sürekli grev kırıcılığı yapıyorlar, bizleri yıldıracaklarını sanıyorlar, yılmayacağız" dedi.

Darphane'nin sanat atölyesinde beş yıldır çalışan heykeltıraş Nalan Yerlibucak da ücretlerin düşüklüğüne vurgu yaptı: "Yüksek lisans mezunuyum, aldığım ücret bin 600 lira. Aynı mesleği yaptığım arkadaşlarım, 3 bin-5 bin lira arasında ücret alıyor."

"NASIL BU KADAR VİCDANSIZLIK OLUR?"
2010 yılında 78 gün süren TEKEL Direnişi'ne katılan işçilerin bir bölümü de Damga Matbaası'nda çalışmaya devam ediyor. Zaten Damga Matbaası'nın buluduğu Cevizli Kampüsü de, TEKEL'e aitti. Basket sahasından havuza, çocuklar için kreşe kadar pek çok imkanı barındıran devasa tesis, şimdi tellerle çevrilmiş durumda. Damga Matbaası işçileri, artık tesisin tamamını kullanamıyor. İki yıla yakın süre önce TEKEL'den Damga'ya geçen işçilerden Fatma Bayraktar yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle anlattı: "Çok zorluklar yaşadık ancak gördük ki savaş verilmedikçe hak kazanılmıyor. Bu engellerin önünde durduk ve mücadele ediyoruz. Ben 15 yıldır çalışıyorum, bin 400 lira para alıyorum. İstanbul gibi bir yerde, bu kadar önemli bir iş için çok az. Okullar açılıyor, kış geliyor, nasıl bu kadar vicdansızlık olur?"

"MEĞER STOK YAPMIŞLAR"
12 yıl çalıştığı TEKEL'den Damga Matbaası'na geçen işçilerden biri olan Nazmiye Gültekin de iki ay boyunca TEKEL için mücadele ettiklerini, son 1,5 yıldır ise Damga'da çalıştığını belirterek, "Bunca süre, müdür bir kere gelip, "Nasılsınız" demedi, "Bir ihtiyacınız var mı" diye sormadı" dedi. Taşeron firmanın da içeride işçileri sürekli azarladığını söyleyen Gültekin, "Ben içeriden nasıl bu kadar mamul çıktığını da anlayamadım. Sürekli "yetiştiremiyoruz" diyorlardı ve fazla iş yaptırıyorlardı. Meğer dört beş aylık stok yapmışlar" dedi. Fabrikadaki sağlıksız koşullara da vurgu yapan Gültekin, şunları söyledi: "Ben giyotin makinelerinde çalışıyorum. Bu nedenle kulağımda işitme kaybı var. Tedavi görüyorum. Biz burada yasal hakkımızı kullanıyoruz ve hak ettiğimizi alacağız."

"Poğaçayı bile X-Ray'den geçiriyoruz"
Damga Matbaası işçilerinden Ramazan Sarıkaya, Harun Soysal ve Kemal Uzun da hükümetin grev kırıcı uygulamalarına tepki gösterdi: "Bizim grevimizi kırmak için yönetmeliği değiştirdiler. Maliye Bakanlığı, çalışanı sırtından vurdu. Üretim gerçekleşemiyor, dışarıdan yapmaya çalışıyorlar. Yarı mamulleri de dışarı çıkarıp tamamlamaya çalışıyorlar" diyen işçiler, bu yapılanların direnci kırmaya dönük olduğunun altını çizdi. Grev kırıcı uygulamaların bunlarla kalmadığını söyleyen işçiler, yaşananları şu sözlerle anlattı: "Arayıp işçileri tehdit ediyorlar, "yanlış yoldasınız, yaptıklarınız doğru değil" diye. Biz yasal hakkımızı kullanıyoruz. Çalışma ortamı hapishane gibi, askeriye gibi. Hiçbir sosyalleşme alanı yok. Etrafı telle sarılı. Bu değişiklik genel müdür'ün değişmesiyle birlikte son 1,5 yıl içinde oldu."

İşçilerin potansiyel hırsız gibi görüldüğüne de dikkat çeken grevciler, şunları söyledi: "Darphane tarihinde kayıtlara geçmiş hırsızlık olayı yok. Ama sen işçinin poğaçasını bile X-Ray'den geçiriyorsun. Her zaman güvenlik vardı ama şimdi yapılan başka bir şey. Aldığımız ücretler çok düşük. Çocukları nasıl okula yollayacağız? Çocukların geleceği ne olacak? En ucuz forma 101 lira. Dağa mı çıksın bizim çocuklar?"

"25 yıl önce burada grevdeydim"
Darphane ve Damga Matbaası'nda 1988 yılında yapılan greve katılan işçilerden Niyazi Arslan, da greve desteğe gelenler arasındaydı. Arslan 25 yıl önceki grevi ve yeni grevin ona hissettirdiklerini, soL'a anlattı: "Onarım atölyesinde ustabaşıydım, 25 yıl Darphane'de çalıştım, 1996 yılında emekli oldum. 1988 yılında greve çıktık, dört ay sürdü. Bu grev başlayınca, o günleri tekrar yaşadım. Onun için Gebze'den desteğe geldim. Biz grevimizde istediklerimizi aldık. Tansu Çiller dönemiydi o zaman. 25 yıl geçti, çalışma koşulları daha da zorlaştı, işçinin sırtındaki yük arttı. Devletin tutumu hiç iyi değil, işçinin emeğinin karşılığı verilmiyor. Bu grevde eski yaşadıklarımız aklıma geldi, çok heyecanlandım. Yardımlaşma vardı, bir arada hareket etme vardı. Grevde aile gibi olmuştuk. Bu grevi yürekten destekliyorum. İşçiler istediklerini alacaklar."

http://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/direnen-darphane-iscileri-sola-konustu-mucadele-emekcileri-birlestiriyor-haberi-79410

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]