Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Türkiye Devrim Tarihi

Taş kafalar cennetindeyiz: 1 Mayıs ve Türk sağı

AKP 2013’te aslına geri döndü. 12 Eylül paşalarının yerlerde sürünen eski püskü korku bayraklarına sarıldı:

‐Taksim’de 1 Mayıs kutlanamaz! ‐Neden?
Akla fikre uygun hiçbir açıklamaları yok. Ama biz biliyoruz ki, Türk sağının demokrasiyle olan bağları geçmişten beri kopuktur.

Resim Ekleme

NAZIM ALPMAN


Uzun yıllar önce, Türkiye’de yaşayanlar 1 Mayıs’ı ‘Bahar Bayramı’ olarak bilirler, resmi tatil olan bu günde elde yiyecek içeceklerle pikniğe giderlerdi.

Oysa dünyanın başka ülkelerinde 1 Mayıs’la ilgili daha farklı kutlamalar yapılırdı. Ama bunu Türkiye kamuoyu bilmezdi. Çünkü hiçbir haber organı bunları yansıtmazdı.

Sadece 29-30 Nisan günleri adı komüniste çıkmış olan solcu aydınlar, yazarlar gece yarısı gözaltına alınıp tutuklanır, cezaevlerine konulurlardı. Bir hafta 10 gün sonra da tahliye edilirlerdi.

1976 yılında Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK, aldığı bir kararla “1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik Dayanışma ve Mücadele Günüdür” dedi:

-1 Mayıs 1976 Cumartesi günü Taksim’de bir mitingle bu günü kutlayacağız!

İşte bu tarihten itibaren yer yerinden oynadı.

Sağ basın ve politikacılar var güçleriyle bastılar yaygarayı:
-1 Mayıs Komünistlerin günüdür!

Onlara göre işçilerle ve emekçilerle katiyen bir ilgisi yoktu. Dünyada sadece komünist ülkeler bu günü kutluyorlardı.

O zamanlar sağın en önemli gazetesi Tercüman bu ‘sahtekârlığın’ başını çekiyordu. Patron eşi kontenjanından çok parlak bir yere sahip olan Nazlı Ilıcak, Rauf Tamer, işçi sendika haberleri şefi Refik Sönmezsoy, 1 Mayıs’la ilgili gerçeklerle alakasız yazılar yazarlardı. Bu görüşlerini desteklemek için üniversite hocalarından görüşler alırlar, 1 Mayıs’ın ‘baharsal’ özü üzerine destanlar yayınlarlardı.
Bu kadarla kalırsa yine iyi… Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Türk-İş de bu koroya katılırdı. İşçilerin esas bayramı olarak da 24 Temmuz’u kabul ettiklerini izah ederlerdi. 1963 yılında kabul edilen Toplu Sözleşme Grev Lokavt Kanunu ile Sendikalar Kanunu için bayram yapılmasını isterlerdi. (O kanunların da DİSK/Maden-İş’in Kavel Fabrikası’nda yaptığı ‘yasa-dışı’ grev sonrasında kabul edildiğini bilmezden gelirlerdi.)

Cumhuriyet gazetesinin usta çizeri Ali Ulvi bir 1 Mayıs 1976 günü Türk-İş’li yöneticilerin kırlara doğru koşarken çizmişti.

Türk-İş yöneticileri gerçekten de ‘eğlenceli seyahatlere’ giderlerdi 1 Mayıslarda… Yönetim kurulu üyeleri toplu olarak “1 Mayıs ile Türk işçilerinin bir ilgisi yoktur, tamamen komünizm propagandası amaçlı olarak DİSK tarafından düzenlenmektedir, hür dünyada 1 Mayıs diye bir şey yoktur” şeklinde bir bildiri yayınlandıktan sonra doğru havaalanına yönelirlerdi.

Nereye mi?

Bir bölümü Avrupa ülkelerinde işçi sendikaları tarafından düzenlenen görkemli 1 Mayıs kutlamaları için davetli olarak Berlin, Paris, Roma, Londra gibi merkezlere giderlerdi. Bazıları ise en büyük tören olarak kabul edilen Moskova’ya iki gün önceden uçup protokol tribünlerinde yerlerini alırlardı.

Bu kadar mı sahtekârlık olur? demeyin.

Evet, bu kadar oluyordu. Sadece bu sahtekârlıklar haber olmuyordu, o kadar…

1976’daki ‘İlk 1 Mayıs’ kutlamasından sonra Türkiye

öğrendi ki, bu topraklarda kutlanan ilk 1 Mayıs bu değil!

1925’e kadar Türkiye İşçi Sınıfı İşçi Bayramı’nı kutlamış.

Hatta 1921’de işgal altındaki İstanbul’da tersane işçileri, reji tütün işçileri Haliç’ten Hürriyet-i Ebediye Tepesine (Şişli) kadar kızıl bayrakla yürümüşler, emperyalist işgali protesto etmişlerdi.

Tarihin eski sayfalarıyla birlikte gözler açılmaya başlamıştı.

İşçilerin birliği, burjuva olamamış burjuvaları korkutmuştu. En modern (!) patron kuruluşu TÜSİAD falan, alayı büyük bir gerici koru oluşturup, DİSK’e karşı kampanyalar örgütlediler.

1 Mayıs 1977 için DİSK’le birlikte bu sağcı güruh da hazırlıklara başlamışlardı. Aynı sahtekârlıklarla yaygara kopartıyorlardı:
-1 Mayıs komünistlerin bayramıdır!..

O gün neşeyle başlayan bayram büyük bir kanlı operasyonla sona erdi. Devlet elindeki tüm gücünü kullanmıştı. Devlet ses bombaları, panzerlerle alandaki mahşeri kalabalığın üzerine yürüdü.

Ertesi gün sağcı gazetelerin tamamına yakını insanlıktan çıkmış manşetlerle yayınlandılar. Kimi 36 kişi, kimi 40 kişinin öldüğünü belirterek şöyle diyorlardı:
-Kızıllar kudurdu!

İnsanlıkla tüm bağlarını kopardıklarını bir kez daha gösterdiler.

Bütün dünya ile birlikte Türkiye de 2015 yılına girdi. Teknoloji, iletişim olanakları gelişti. Başka bir çağ başladı.
Ama Türk sağı hâlâ eski yerinde duruyor.

Bu cenahın ‘en modern’ partisi kabul edilen AKP, ne kadar ‘ağızdan dolma tek atımlık’ demokrat (!) olduğunu gösterdi. 2010’da 1 Mayıs’ı Emek Bayramı olarak ilan etti:
-“Taksim Meydanı’nı da açıyoruz!” dedi.

Demokrasi barutu üç yılda bitti, 2013’te Türk sağı aslına geri döndü. 12 Eylül paşalarının yerlerde sürünen eski püskü korku bayraklarına sarıldı:
-Taksim’de 1 Mayıs kutlanamaz!
-Neden?
Akla-fikre uygun hiçbir açıklamaları yok. Ama biz biliyoruz ki Türk sağının demokrasiyle olan bağları geçmişten beri kopuktur.
Sağın aortunu oluşturan güçlü gerici damar asla iflah olmaz!

Bu memleketin sağı, taş kafalar cennetidir!

Birgün

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]