Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Ustalardan ve yazarlardan
12.09.2013- 23:23

Odtü, efrat ve akademisyen

Metin Çulhaoğlu


ODTÜ'deki gençlerin okula gelen Cemaatçilerin yurtları hedef alan çıkarmasına karşı protestosunu izlemişsinizdir.

Herhalde sağcılar, AKP yandaşları, Cemaatçiler falan da izlemiştir.

Aklına ve diline biraz hakim bir sağcıdan en fazla şuna benzer şeyler söylemesi beklenirdi: "Resmen taciz etmişler", "Çoğulculuktan nasiplerini almamışlar", "Türbanlıları ötekileştirmişler", "Olmaması gerekirdi"

Bunlar, aklına ve diline az çok hakim sağcılardan beklenebileceklerdir. Peki, türbanlıları protesto eden gençlere açıkça "faşist" damgası vurulması kimden beklenebilir?

Hemen söyleyelim: Kendisi de ODTÜ mezunu, belirli bir "sol" çevrenin ve yayınlarının gözdesi olmuş, akademisyen ve bugün profesör unvanı taşıyan bir sağcıdan...

Evet, Prof. Yasin Aktay Yeni Şafak'taki yazısında, ODTÜ'lü protestocuları "faşist" olarak tanımlamış, sütununda bu olayla ilgili olarak "faşizm" ve "faşizan" sözcüklerini 14 kez kullanmıştır.

Kendisi de ODTÜ mezunu olduğuna göre, öğrencilik yıllarında devrimcilerden çok çekmiş olabilir mi?

1990 mezunu olduğuna göre pek mümkün ve muhtemel görünmüyor.

* * *

Doğrusunu söylemek gerekirse ODTÜ'deki devrimcilerden çok çekenler vardır.

Örneğin, İlhan Kesici 1960'ların sonlarında ODTÜ'de mühendislik okuyordu, MHP'liydi. Özellikle 1969-70 yıllarında ODTÜ'de öyle bir hava esiyordu ki Kesici ve az sayıdaki ülkücü arkadaşının okulda fazla soluk alabilmeleri pek mümkün değildi.

Ancak Kesici'nin daha sonra DPT Müsteşarı iken "Tamam solcuları attık, iyi ettik ama doğru dürüst rapor yazabilecek insan da kalmadı" dediği söylenir. Bir de 12 Mart döneminde aranan ODTÜ'lü devrimcilere "Saklanıyorsanız yardım ederim" dediği...

Demek ki en azından delikanlı adammış...

Ama 1960'larda ODTÜ'de solculardan en çok çekenlerin başında İskender Odabaşıoğlu ve arkadaşları gelir. Odabaşıoğlu, yıllardır sosyalistlerin kazandığı Öğrenci Birliği seçimlerinde bu tekele son verip Öğrenci Birliği Başkanı olan ilk sosyal demokrat-CHP'li idi. Bu yüzden, okulun devrimci öğrencilerinden çekmediği kalmamıştır.

Elbette eleştirmiş, kızmış, öfkelenmiştir. Ama bir kez bile ağzını açıp "faşist" dememiştir.

Demek ki aklına ve diline hakim adammış...

ODTÜ'lü devrimci öğrenciler, daha sonraki yıllarda sadece farklı görüşlerdeki diğer öğrencilere değil, başkalarına da çok çektirmiştir. Bunlardan biri, güvenlik güçlerinden Mustafa Başçavuş'tur. Görevi sırasında sabah akşam devrimci öğrencilerle cebelleşen Mustafa Başçavuş'un "yahu bunlar resmen faşist" dediğine ilişkin herhangi bir bilgi ve duyum yoktur.

Kim bilir, belki kendisi de erbaş kademesinde "darbeci" olduğundan...

* * *

Buraya kadar sanki öyleymiş gibi anlattık ancak mesele basitçe Kesici'nin, Odabaşıoğlu'nun ve Mustafa Başçavuş'un "kalitesi" ile Profesör'ün "kalitesizliğini" aşan bir boyuta sahiptir.

Bir siyasal çizginin efradı (rütbesiz üyeleri ve destekçileri), hatta yöneticileri ile aynı çizginin akademik-teorik düzlemdeki temsilcileri arasında her zaman bir açı olabilir. Ne var ki ilk kesimin aklına hiç gelmeyecek, bu kesimin referans çerçevelerinde hiç yer almayan tanımlar, adlandırmalar ve yerleştirmeler, ikinci kesimin diline dolanmaya başlamışsa ortada gerçekten tehlikeli bir gidiş var demektir.

İsterseniz, anlatılmak isteneni şöyle muhayyel bir diyalogla kafamızda canlandırmaya çalışalım:

Efrat (E): Bunlar hep "anarşik" tipler, çapulcular...

Akademisyen (A): Aman böyle demeyin, bunlar resmen ve alenen faşist...

E: Baskı uygulayarak benim türbanlı bacımı ötekileştirmek istiyorlar...

A: Doğru ama uyguladıkları baskının faşizan olduğunu da unutmamak gerekiyor...

E: Amaçları, Türkiye'yi bizi çekemeyenlerin istedikleri bir kargaşa ortamına sürüklemek...

A: Tam da böyle değil, asıl amaçları önce darbe ortamı yaratmak, sonra da darbeyle Türkiye'ye faşizmi getirmek...

* * *

Profesör, ODTÜ'deki "faşizan", "tekdüze", "çeşitlilikten yoksun" vb. havanın kırılıp okulun diğer hangi üniversitelere benzemesi gerektiğini de söylemiş: Selçuk, Erciyes, Muş, 100. Yıl...

Meram açık değil mi?

O zaman, "Diren ODTÜ!"

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/metin-culhaoglu/odtu-efrat-ve-akademisyen-79491

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]