Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Sözde sol-sosyalist forumlar...

Bandiera rossa sosyalist foruma komünist gençlikin bir bildirisini asmış.

Resim Ekleme

İki kişi de eleştirmiş, biri bizim kaçak, diğeri akseymen isimli bir yönetici. akseymen,

Kendisine komünist diyen bir parti daha sınıfsal bir bakış açısı geliştirmeli..Hatta tamamen sınıfsal bakmalı..Bu bildiride bunun esamesi bile yok..CHP nin yayınladığı bildiriden ne farkı var..?Yayınlayan örgütün adı dışında..

Akademisyenlerin yayınladığı bildiririnin odak noktası Kürdistandaki devlet terörü dür.Kürt halkının onurlu direnişine selam dır..KP bu konuyu bu bildiride unutmuş galiba...Sadece Erdoğan karşıtı olmak yetmiyor ismin içini doldurmaya....Kürt halkının açık açık,amasız,fakatsız yanında değilseniz bizlerede sizin enternasyonalliğinizi sorgulamak düşer..Bu işler sadece Yunanistana dayanışmakla olmuyor malesef...


demiş.

kaçak,

Bu partiyle ilgili olarak daha önce ne demiştim? Kasıtlı olarak devletle hükumeti ve Erdoğan'ı ayırıyorlar ve hedef daraltması ile oklarını sadece hükümete, AKP'ye ve Erdoğan'a yöneltiyorlar.

Şimdi de "Erdoğan'ın askeri" demişler. Demirtaş'ın tuhaf "Saray gladyosu" lafından mülhem bu lafı üretmişler. Sanki sarayda ayrı bir askere alma dairesi var!

Bu üslup çok sırıtıyor. İnsan zekasına hakarettir bu üslup, bu dil.


demiş.

borga efendi de ikisi de eleştiriyor, birbirlerinin aynısı demişti.

Bu iki yazı sizce de aynı mı?

kaçak bir yorum daha yapmış.

Erdoğan'la AKP'yi demedim, Erdoğan'la devleti dedim.

Demirtaş da böyle yapıyor, kp de. Kp sınıfsallığa ara sıra değiniyor ama pratikte katı bir anıt Erdoğan söylemi tutturmuş gidiyor. Saray, sultan, diktatör söylemleri sınıfsallığa hizmet etmiyor. Eski muktedirlerin safında yer almışlığı gösteriyor.

Akademisyenlere çullanma AKP içinden bile bazılarının itirazıyla karşılaşıyor. Yekpare bir durum yok.


Bu iki eleştirinin! aynı olduğunu sadece sosyalist forumun yöneticisi iddia edebilir. onun siyasetten anladığı bu kadar.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 1
17.01.2016- 13:31

Akseymen ile kaçakın yazdıkları aynı değil. İkisi de eleştiri yapıyormuş gözükse de akseymen bildirinin sınıfsallığa değinmedini söylüyor. Onun eleştirisi bildirinin olması gerektiğinden daha geri bir yorum olduğuna dair. Eleştirinin dozunun artmasını ve sınıfsallığın eksikliğini eleştiri konusu haline getiriyor. Kaçak bunu yapmıyor, kaçak bildirinin yanlışlığını ve erdoğan devletinin yanlışlığını savunuyor. Bu mu şimdi benzer eleştiri? Kaçak sanki siyasi bir eleştiride bulunuyormuş havasında yazıyor ancak söylediğinden çıkan sonuç Erdoğan'ın savunmasına dönük. Adamın bütün yazıları böyle. Bir de kalkmış ben AKP'ci değilim, böyle bir yazımı gösteremezsiniz'' diyor.

Erdoğan'ın askeri olur muymuş, asker devletin askeriymiş. Savcılar, emniyet müdürleri için de söylemişti. 6 ay önce PKK'yla çatışmaya girmeyen askerle, bugün tankları güneydoğuya süren asker bunları kafasından mı yapıyor? Dündar ile Gül'ü içeri tıkan savcılar hakimler kafasına göre mi takılıyor? 17-25 aralık soruşturmasında savcıların emirlerine karşı gelen emniyet amirleri ve polisler bunu kendiliğinden mi yapmıştı? O zaman meclis başkanı bile anayasa şu askıda dememiş miydi ? Kaçakın işi gücü Erdoğan ve AKP'yi koruma altına almak. Bu adam solcu değil. Bu adamın sol düşmanlığı Halk cepheli arkadaşların sola yönelik eleştirileri ile benzer tutulamaz. Sosyalist forum daha önceki durumundan daha da geriye düşüyor, haberleri yok.

Cevap: 2
17.01.2016- 18:49

''Bu partiyle ilgili olarak daha önce ne demiştim? Kasıtlı olarak devletle hükumeti ve Erdoğan'ı ayırıyorlar ve hedef daraltması ile oklarını sadece hükümete, AKP'ye ve Erdoğan'a yöneltiyorlar.''

Şu sözlerine bakan Kaçak'ı çok devrimci biri, KP'ye eleştirisinin de KP'nin yeteri kadar devrimci olmaması, düşmanı AKP ile sınırlayıp bunun üzerinden sistem içi ittifaklara kapı aralıyorsunuz, reformistsiniz eleştirisi yapıyor falan zanneder. Ama üstte bu sözüyle devrimci kesilen Kaçak hemen altında bu söyledikleriyle aslında yukarıdaki edebiyatı neden yaptığını ortaya koyuyor;''Şimdi de "Erdoğan'ın askeri" demişler. Demirtaş'ın tuhaf "Saray gladyosu" lafından mülhem bu lafı üretmişler. Sanki sarayda ayrı bir askere alma dairesi var!
pratikte katı bir anti Erdoğan söylemi tutturmuş gidiyor. Saray, sultan, diktatör söylemleri sınıfsallığa hizmet etmiyor. Eski muktedirlerin safında yer almışlığı gösteriyor.''


Ağzındaki baklayı çıkarıyor. ''Kardeşim ne Erdoğan karşıtlığı yapıyorsunuz, Erdoğan çok demokrat diktatör demek de neymiş, oraya saray falan da demeyin'' diyor. İlk cümlesinde AKP ile sınırlanmayın devleti tümden düşman ilan edin demeye getiren Kaçak şimdi çıkmış AKP'yi koruyor!

Kaçak'ın samimiyetsizliğini ortaya koyduktan sonra bazı sosyalistlerin samimi bir şekilde yaptığı ''AKP devleti, AKP polisi'' laflarına eleştirel bakışına cevap getireceğim. Bu gibi eleştirileri yapanlar AKP yerine devletteki sürekliliğin vurgulanması, burjuvazi, oligarşi, emperyalizm kavramlarının asıl olarak eleştirilmesi gerektiğini savunuyorlar.

Bu konuda şöyle düşünüyorum; asıl hesaplaşma tabiki de emperyalizmle, oligarşiyle ve daha genelinde devlet kavramıyla ilgili olmalı buna bir itirazım yok. Ama soyut bir emperyalizm veya devlet edebiyatı tutturursak bunun pratik siyasette bir geçerliliği olmaz. Ortaya attığımız kavramları bazı noktalarda somutlayıp, kitleleri siyasete katacak kanalları açmalıyız. Mesela emperyalizmi göklerde aramaya gerek yok. Katil oligarşi kavramını soyut bir lafız olarak bırakmaya gerek yok. Akp, emperyalizmin ve oligarşinin sömürücü ve katil özünün en net yansımalarından biridir. Akp aynı zamanda burjuvazinin bugün ne kadar gericileştiğinin, kapitalizmi ayakta tutabilmek için toplumsal yaşamı nasıl geriye götürmek zorunda olduğunun da bir yansımasıdır. İşte sosyalistlerin yapması gerekende soyut kavramlar içinde sıkışıp kalmak değil o kavramların pratik hayattaki Akp gibi yansımaları ve bu yansımalara biriken öfkeyi değerlendirip uygun bir propaganda ve siyaset diliyle kendi iktidar hedeflerine doğru kazanmaktır. Mesela üstten bir şekilde bakarsan 'Berkin'in katili Akp'nin polisi' sloganı sistem içi bir slogandır ama sen bu slogan üzerinden kitleleri kendi bayrağın altında toplayabiliyor ve devamında kendi iktidar mücadelene katabiliyorsan aslında 'Berkin'in katili Akp'nin polisi' sloganı sistem dışılaşır. Zaten dünyadada bugüne kadar yapılan devrimlerde soyut bir sistem eleştirisi üzerinden değil sistemin pratikteki yansımasına biriken öfke ve bu öfkenin sistem içi şiarlarla sistem dışı öznelere kanalize edilmesi üzerinden gerçekleştirilmiştir. En basitinden Ekim Devriminin şiarları sistem içi şiarlardı. Kimse üretim araçlarının özel mülkiyeti ile üretimin toplumsallığı arasındaki çelişkiyi sonlandıracağız, yabancılaşmayı, sivil toplum-devlet ikiliğini kaldıracağız gibi düşünceler üzerinden devrime yürümedi. Ekmek gibi barış gibi çok basit ve sistem içi şiarlar ve talepler üzerinden Bolşevikler halkı iktidar yürüyüşüne kattı ve devrim yaptı.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 3
18.01.2016- 15:04

Kaçak bildiğimiz kaçak, sola düşman, akp ve erdoğan'a dost. Akseymen'in eleştirisinde de haklılık payı yok. Bu tür bildiriler böyle yazılır, daha fazla sınıfsallık vurgusu olduğunda okuyanlar hemen sosyalist olacak değil. Gereksiz eleştiriler bunlar. Eğer sınıfsallık görmek istiyorsa Boyun Eğme'yi, Gelenek'i okusun.

Kendisine komünist diyen bir parti daha sınıfsal bir bakış açısı geliştirmeli..Hatta tamamen sınıfsal bakmalı..Bu bildiride bunun esamesi bile yok..CHP nin yayınladığı bildiriden ne farkı var..?Yayınlayan örgütün adı dışında..

Akademisyenlerin yayınladığı bildiririnin odak noktası Kürdistandaki devlet terörü dür.Kürt halkının onurlu direnişine selam dır..KP bu konuyu bu bildiride unutmuş galiba...Sadece Erdoğan karşıtı olmak yetmiyor ismin içini doldurmaya....Kürt halkının açık açık,amasız,fakatsız yanında değilseniz bizlerede sizin enternasyonalliğinizi sorgulamak düşer..Bu işler sadece Yunanistana dayanışmakla olmuyor malesef...

melnur  |  Cvp:
Cevap: 4
19.01.2016- 18:53

Şu konununanlaşılması gerek: Parti sınıfın aklıdır. Sürekli yineleniyor, işçi sınıfı ve emekçi halk kapitalizm içinde ve burjuvazinin ideolojik basıncı altında hiçbir zaman ve kitlesel olarak tarihsel çıkarlarının ayırdına varamaz. Bu nedenle parti ile sınıf arasında her zaman bir açı olacaktır. Bu açı koşullara bağlı olarak bazen daralır ve çoğu zaman ise açılır. Partinin sınıfa ve kitleye ulaşabilmesi ancak güncel sorunları olabildiğince netleştirmesi ve sadeleştirmesiyle mümkün olur. Böyle yapılarak açının bir ölçüde de olsa kapanması amaçlanır. Parti bunu yaparken kitleye öğretici olduğu kadar, kitleden de öğrenir. Bu ikili durum da siyaset yapma tarzı dahil, bildirilere, sloganlara yansır. Her bildiriden, her slogandan Marksizm Leninizm'in en temel niteliklerinin açıklanması beklenmemelidir. Halkın anlayamayacağı metinlerle halka gidilmez. Bu bildiri de bu anlayışla kaleme alınmıştır; doğrudur, doğrusu da budur.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]