Tarafımdan silindi yanlış gönderilmiş.
Hakkı Arkadaş;
Ben seni biraz akıllı biri sanırdım ama bende hayal kırıklığı yarattın!
El insaf arkadaş,İşçi Sınıfı İktidarı Burjuvaziden alırken zora başvurması,kendi istemi ile değil,karşıt sınıfın iktidarı vermemek için ,kendi sınıf egemenlik aracı olan Devleti kullanarak uyguladığı baskı ve zordan kaynaklanır.
Sen İşçi Sınıfının ve Burjuvazinin örgütlenme ve yığınlarla bir araya gelme koşullarını eşitmi görüyorsun.
Unutma Üretim araçlarını elinde tutan sınıf aynı zamanda Zihinsel Üretim Araçlarınıda elinde bulundurur.
Hoş bunu senin anlayabilmen çok zor.
Burjuvazi sana iktidarı gümüş tepsi içersinde sunmaz.
İktidarı vermemek için Devletin tüm kolluk güçlerini sana karşı kullanır.
Sana iktidarı almak için karşı şiddetin dışında başka bir seçenek tanımaz.
Sen iktidarı alış biçimi ile işçi sınıfının mücadele biçimlerini biribirine karıştırıyorsun.
İşçi Sınıfı siyasi erk mücadelesinde hiçbir mücadele biçimini mutlaklaştırmaz,koşullara göre her biçimi kullanır.
Sandıktan HÜKÜMET çıkar,İKTİDAR çıkmaz.
Sen önce bunu bir öğren.
Forumlarda çok olağan(dı). Başlık bir başka, yazılanlar bir başka. Bunun önüne geçmek de pek mümkün olmuyordu. Burada da böyle olmuş; konu bir şekilde ''hükümet başka, iktidar başka''ya gelmiş.
Soru şu; seçimle devletin sınıfsal niteliğini değiştirebilmek mümkün mü?
Evet, soru çok basit ve aslında bunun yanıtı da öyle karmaşık değil.
Böyle bir örnek hiç yaşanmadı. Seçimle iktidara gelmek ve devletin sınıfsal niteliğini değiştirerek komünizme yürüyüşün adımlarını atmak konusunda hiçbir örnek yok. Kabaca yaklaşıldığında bu konuya uygun bir teori de ortada yok. Bu yüzden olabilirliği ve olamazlığı konusunda yüzeysel yaklaşımlardan kaçınmak ve konuyu derinleştirmek önemli.
Soruyu şu şekilde ortaya koysak ve desek ki, kitlelerin ML bir partiyi çoğunluğu sağlayacak şekilde iktidara getirmesi mümkün mü? Tarihte örnek olarak Şili'de ALLENDE örneğinden söz edilebilir ve iktidarını Amerikan menşeli bir darbeyle yitirdiğini de ekleyelim. Allende'nin devletin sınıfsal yapısını değiştirmek gibi bir amacı var mıydı ve olsaydı bunu gerçekleştirebilir miydi, bilmiyoruz.
Bence en az bu konu kadar önemli başka bir konu var: Bir komünist partisi seçimle iktidara gelebilir mi? Kitleler tarihsel ve güncel çıkarlarının farkına vararak böyle bir partiyi ( kitlesel olarak) sahiplenip iktidara taşıyabilir mi? Zaman zaman Lenin'in altını çizdiği gibi, geniş kitlelerin eskisi gibi yönetilmek istemediği koşullarda tercihleri komünist partiler mi olur? Neden dinci veya faşist bir parti tercih edilmesin? Hitler örneği yaşandı bu dünyada. Sosyalizmin en güçlü olduğu bir ülkede koşullar devrime de uygunluk gösteriyorken Hitler faşizmine engel olunamadı ve kitleler büyük bir coşkuyla faşizmin iktidara gelmesinde etkin bir rol oynadılar.
Söylemek istediğim, seçimle iktidar olmak arasında bir korelasyon kurulmak isteniyorsa daha fazla sorgulayıcı olmak gerekiyor. Kestirme yanıtların konuların anlaşılmasında pek de yararı olmuyor.
Bu sayfadaki bir iki yazıyı tekrar okudum. Demokrasiyi öne çıkartıyorlar, övüyorlar, Stalin dahil hemen hemen tüm solculuğu demokrasi karşıtlığı olarak niteleyip, sorunun da teşhisini koyuyorlar. Demokrasisizlik. ( Liberaller bu konuda sanal bir gerçeklik ve sorun çözücülük algısı yaratmış, ve bu da bazı arkadaşların zihinlerine kazınmış.) Sol demokrat olmadığı için halkın güvenini kazanamıyormuş. Teşhis bu. Ama hiç akıllarına gelmeyen bir şey var: Solcu, sosyalist ve hatta marksist olduğunu iddia eden bir yığın solcunun (gerçekte sol liberalin) savundukları tam da bu arkadaşların savunduklarının aynısı. Demokrasi. Partileri de var. Örnek Ufuk Uras. Partisi de var. Bir dönem demokrasi adına Kürt hareketinden parlamentoya da girdi. Belki bu yüzden iyi kötü tanınırlığı da var. Eee, peki neden sizin savunduğunuz şekilde ''halk ile barışıklık'' sağlanmıyor? Neden halkın güvenini kazanamıyor? Neden iktidara gelemiyor, neden sosyalizmi kuramıyorlar?
Hiç aklınıza gelmedi mi?
Hemen her koşulda bilimsel sosyalizme Stalin, ve demokrasi üzerinden saldırıyorsunuz, bilimsel sosyalizme olan düşmanlığınızı ortaya koyuyor ve liberal tezlerinizi solculuk adına savunuyorsunuz da, savunduklarınızı savunan partiler bile toplumsal alanda bir güç olamıyorlarsa söylediklerinizin bir problem olduğunu neden aklınıza getirmiyorsunuz?
Hiç düşünmediniz mi?
Ya da kerameti kendinden menkul solculuğun bu toplumda bir karşılığı olduğunu mu sanıyorsunuz??
Bilimsel sosyalizme düşmanlık yaparken az biraz da olsa bu tür soruların aklınıza gelmemesi tuhaf değil mi?