Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Kurtuluş Kılçer'in Manifesto'daki yazısını Deniz Gezmiş'le ilgili başlığın altına almıştım, yazısının Deniz'le ilintili olmasından ötürü. Ve aynı zamanda ayrı bir başlık altında da buraya asılmasında da yarar var. Çünkü Kurtuluş Deniz'le ilgilendirirken SOL'un tanımı da yapıyor, ne olduğuyla ilgili yorumlarda bulunuyor. Bu başlıkta bu konu konuşulabilir.


Kurtuluş Kılçer yazdı: Deniz Gezmiş’in tırnağı olamazsınız!

Resim Ekleme

Sol vicdandır.

Sol, meşruiyettir!

Sol, referanstır.

Sol halkın umudu, doğrusu, namusu ve ahlakıdır.

Bugün düzen, Deniz Gezmiş’i referans alıyorsa, biliniz ki bu, solun gücüdür!

Erdoğan, Deniz Gezmiş’le karşılaştırılıyor! Yakınından bile geçemez: Dengi, benzeri, sıkleti, seviyesi, muhatabı, layıkı bile olamaz!

Nerede görülmüş gerici Amerikancılarla devrimcilerin eş tutulduğu?

Solculuk örnek gösterilir. Solculuk meşruiyet kaynağıdır! Bugün köküne kadar gericiliğe, sermaye severliğe, Amerikancılığa, faşizme batmış bir düzenin kendisini devrimciler üzerinden aklama girişimine izin vermeyeceğiz!

Deniz Gezmiş’in tırnağı bile olamazsınız!

Bugün Rıdvan’ı da, faşisti de, dincisi de, düzen solcusu da, liberali de Deniz’i ağızlarına alamazlar!

Önce kendilerine bakacaklar!

Amerikan Yahudi Komitesi’nden cesaret ödülü alanların, Amerikan emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlığını üstlenenlerin, İsrail için Suriye’nin yıkılması için cihatçı çeteleri besleyenlerin, CIA tarafından desteklenen yobazların dizinin dibinde fotoğraf çektirenlerin sırtlarında devrimcilerin parkası yoktur ama ceplerinde Amerikan doları olanlardır.

NATO Gladiosu’nun bir parçası olarak Türkiye’de kurulan faşist hareketin temsilcilerinin Deniz’e “terörist” yaftasını suratlarına vururuz! Sen önce Maraş ve Bahçelievler Katliamlarının hesabını ver! Otur oturduğun yerde! Bu ülkede terör aranacaksa bakılacak yer bellidir!

NATO’ya, Avrupa Birliği emperyalizmine tek laf etmeyeceksin, Parti programlarında bunları savunacaksın, çıkıp Deniz Gezmiş üzerinden solculuk yapacaksın! Devrimciler üzerinden prim yaparak yıllardır sol gösterip sağ vuran düzen solu, Deniz Gezmiş’i savunmak sana düşmez!

Suriye’nin kuzeyinde Amerikan emperyalizmi ile iş tutacaksın, Amerikan emperyalizminin topu, tüfeği için Amerikan üslerinin kurulmasına ses çıkarmayacaksın, çıkıp Amerikan emperyalizmine hayır diyen Deniz Gezmiş’i sahipleneceksin! Olmaz! Denizlerin bıraktığı mirasta, Dolmabahçe’de Amerikan 6. Filosu askerlerini denize dökmek vardır, Filistin yoldaşlığı vardır. İsrail’in desteklediği Barzani’yi, Yanki’nin desteklediği PYD’yi savunanlar Deniz Gezmiş’i ağızlarına almasınlar! Ya da duruşlarını değiştirsinler!

Deniz Gezmiş, ülkemizin en büyük halk kahramanlarındandır!

Deniz Gezmiş, ülkemizin en büyük yurtseverlerindedir!

Deniz Gezmiş, devrimcidir, solcudur, anti-emperyalisttir, komünisttir!

Ve bilinmelidir ki, Deniz’in yolundan yürüyenler bellidir! Bu yolu açanlara ve bugün örgütleyen yeni Denizlere selam olsun!

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
18.12.2017- 13:43

Devam ederiz ama, şimdilik küçük bir ekleme; Kurtuluş Kılçer yazısını Deniz Gezmiş üzerine kurduğu için yazıda SOL'un ne olup ne olmadığının derinlikli bir tanımı ikincil önemdedir. Bu yüzden değinmemiş olabilir. Başlıkta da söylediğim gibi SOL tepeden tırnağa bir sevdadır. SOLCU olmak da hem Nazım ve hem Deniz olabilmektir bu anlamda. Aralarında çok da büyük fark yoktur. Nazım olmak nasıl ki, DEniz olmak anlamına da geliyorsa, Deniz olmak da Nazım olmak anlamına gelir. Yani ve kısacası, SOL sevda demektir ve solcu olmak ta insan emeği başta olmak üzere her şeye sevdalanmaktır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
18.12.2017- 14:35

Facebook'ta bu konuda küçük bir tartışma vardı. Bir arkadaşımız orada şunları yazdı:


Sevda, sevdalanmak göreceli bir şey ... Dinci, gerici, yobaz, faşist, liberal de sevdalı... Nerde durduğunla, olduğunla değişmiyor. Biz SOL'u duygusallıkla tanımlamıyoruz. Ama sonuna kadar hissediyor ve yaşıyoruz. Sol'un akılla, bilimle, insanlık ve vicdanla,gerçeklikle olan bağının farkında olmakla ilişkisine "sevda" tanımı yetmiyor.

****

... sanırım sen solculuğun "gönüllülük esasını" kastediyorsun:) ki öyle devrimcilik, solculuk gönüllülük esasından geçiyor.

*****

Yanıtım da şuydu:

Sevda sözünü içi boş bir romantizm olarak almamak gerek. Sevda solun bir varoluş durumudur. Olmazsa olmazıdır. Sevda olmadan, sevdalı olunmadan SOLCU olabilmek te mümkün değil gibime geliyor. SOL dışardan kuru bir yorumlamaya indirgenemez, onu farklılaştıran şey içinde sevdayı barındırıyor olmasıdır. Yoksa Nazım'ın çilesi de, Denizlerin genç yaşta ölümü seçmesi de bence anlaşılamaz.

(Devam ederiz.)

melnur  |  Cvp:
Cevap: 3
18.12.2017- 15:40

Çocuk klasiklerinden sonra ilk okuduğum siyasi içerikli kitap Bülent Ecevit'in yazmış olduğu ''Demokratik Sol''du. Sanırım orta okul son veya lise1'deydim ve kitaba sahaflarda rastlamıştım. Siyasete evde, babamın içinde bulunduğu tartışmalarda biraz aşinalığım vardı. O kitabı diğerlerine göre daha fazla ilgi gösterişimin nedeni de buydu sanırım. Sarı kapaklı ve çok fazla kalın da değildi. Okumuştum ama kitapta neler yazdığını şimdi, tam olarak hatırlamıyorum. Ne var ki, kitabın ilk cümlesi mealen de olsa aklımdan hiç çıkmadı. Şöyle yazmıştı ''Karaoğlan'': ''Bir hamalın sırtındaki ağırlığın acısını içinizde hissediyorsanız siz solcusunuz demektir.'' Böyle bir şeydi, belki bir ajitasyon da içeriyordu ama, etkileyiciydi. Solcu olmak başkalarının acılarına kayıtsız kalmamak demekti, onu çıkarmıştım o ilk cümleden ve o zamandan beri de kendimi hep solcu-sosyalist-komünist olarak tanımlarım.

Kuşkusuz solcu-sosyalist-komünist olmak sadece ''başkalarının acılarına kayıtsız kalmamaya'' indirgenemez. Bir sağcı, bir gerici, bir liberal vb. da başkalarının acılarına kendince kayıtsız kalmıyordur. Örnekse, sokakta yatan bir çocuğa bir poğaça alıyordur, ıslanmış bir köpeğin başını okşuyordur, ya da parası varsa bir aş evi, bir huzur evi açıyordur. Solcu olmak daha farklı bir şeydi, bir köpeğin başını okşamaktan, bir kediye her sabah mama vermekten, bir insanın zor günlerinde empati kurabilmekten, huzur evi, aş evi açabilmekten çok daha farklı bir şeydi.

Kurtuluş'a bu noktada katılmamak mümkün değil. ''Sol vicdandır. / Sol, meşruiyettir! / Sol, referanstır. /Sol halkın umudu, doğrusu, namusu ve ahlakıdır. '' Evet, sol bunların hepsidir. Sol başkalarının acılarına kayıtsız kalmamanın ötesinde o acıların mutlak yok oluş koşullarını içselleştirmiş olmanın adıdır. Sol bir insanın, bir toplumun ( bir sınıfın) kurtuluş ideolojisi, yol göstericisidir. Ve belki de buna eklenmesi gereken ve solu, Lenin'in deyimiyle gevezelik olmaktan çıkartan şey Marks'ın 11.tezde söyledikleriyle birlikte bunların tamamının birbiriyle harmanlanmasıdır. Bütün bunlardan sonra solun ne olduğu konusunda bir tanımlama yapabilmek mümkün olabilir belki...Belki diyorum, çünkü bana göre hala bir eksiklik var. Evet, o eksiklik bana göre bu harmanın üstüne bir de aşkı ve sevdayı eklemektir. Çünkü insanların herhangi bir eyleminde aşk ve sevda bulunmuyorsa orada hep bir eksiklik söz konusu olacaktır. Sol bütün burada sıraladıklarımızın bir karışımıysa, bir harmanıysa, bir solcuyu solcu yapan şey de bütün bu harmanı aşk ve sevda ile de harmanlamasıdır, yani kopmaz bir bağlılıkla içselleştirmesidir. Solu sol, solcuyu solcu yapan şey de başka bir şey değildir. Bu aşk ve sevdadır ki, Nazım'ı çektiği onca çileye, Deniz'leri bile bile hayatını feda etmeye götürür. Bunun adı aşktır, sevdadır ve solculuk da -bence- böyle bir şeydir.

( Devam ederiz.)

melnur  |  Cvp:
Cevap: 4
23.12.2017- 05:07

Aşk ve sevdaydı sosyalizm. Sosyalist olmak aşık olmaktı, sevdalanmaktı.
Tepeden tırnağa aşk'tı...
Sevdaydı...

Kısaca, insan olmaktı!


http://www.solpaylasim.com/k7371-sosyalizme-adanmis-hayatlar.html

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]