Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, bu dönemde en çok atılan sloganlardan biri de ''Mustafa Kemal'in Askerleriyiz'' sloganı. Bu sloganı atanların ortak özelliğinin AKP karşıtlığı içinde olmaları olduğunu söyleyebilmek mümkün. Peki bu muhalifliğin ötesinde bu sloganı hemen her yerde atanların başka ne gibi özellikleri var? Ne istiyorlar ve neyi savunuyorlar? İbrahim Kaya'nın bu yazısı üzerinden bu konuları anlamaya çalışmak önemlidir sanırım. Ayrıca Mustafa Kemal düşmanlığının bir kısım sözde sol-sosyalist forumlarda savunulması, Mustafa Kemal'in askerleri için de geçerli. ''Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk düşmanlığını sosyalist anlayışları için bir zorunlulukmuş gibi görenlere de yararlı olabilir'' diyeceğim de, bunun olmayacağını ve çünkü bu kesimlerin okuma ve anlama yetilerini çoktan yitirdiklerini bunun yerine sarsılmaz bir ön yargı ve ezberlere sahip olduklarını da biliyorum.

Önce yazıyı bir okuyalım, sonra yorumlamaya çalışırız.

Mustafa Kemal’in Askerleriyiz! - İbrahim Kaya

Resim Ekleme

İslamcı hegemonyaya, hukuksuz kapitalizme, modern-dışılaşmaya kısacası “gerilemeye” karşı koymanın yani gericiliğe muhalefet etmenin en önemli ifadesi, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ifadesidir. Bu ifadedeki “askerleriyiz” sözcüğü bazı kafaların karışmasına yol açmış gibi görünüyor. Bu ifadenin militarizm koktuğu ya da militarizmi çağrıştırdığı kanaatinde olanlar var. Bu sloganın elinde silah tutanlara, yani, askerlik yapanlara işaret ettiği sanısı bazılarında oldukça güçlü. Halbuki “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye stadyumlarda veya mitinglerde haykıranlar tüm baskılara rağmen susmayan muhaliflerdir ve insanların özgürlüğünü ve demokrasiyi savunmaktadırlar. Laik cumhuriyete yönelik tehditleri ilk sezenler ve sezdikleri andan itibaren muhalifliğini her koşul ve durumda ortaya koyanlar elbette “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenlerdir. “Tehlikenin farkında mısınız?” diye kamuoyuna sorarak cumhuriyetin kaybedilebileceğini yani gerilemenin potansiyel ve fiili olarak burada olduğunu aşikar biçimde dillendiren insanlar kuşkusuz “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyenlerdi. Mustafa Kemal’in askerleri laikliğin, demokrasinin, özgürlüğün savunusu için yollara düştüğünde, mitingler düzenlediğinde, “soldan” ve sağdan bir sürü “entelektüel” Türkiye’nin “demokratikleştiğini” yazıyor ve konuşuyordu.

KİM BU MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİ?
Mustafa Kemal’in askerleri laiklik, liyakat, ulus-devlet, cumhuriyet, fırsat eşitliği, hukuk devleti, memleket sevgisi, yurtseverlik gibi konularda çok hassas insanlardır ve bu hassas oldukları konularda gerektiğinde canlarını ortaya koyarlar. Bu yüzden cumhuriyete yönelik tehlikeyi sezdiklerinde hiç korkmadan adım attılar, Cumhuriyeti korumak için örgütlendiler, büyük mitingler gerçekleştirdiler. Bu muhalif insanlar yani Mustafa Kemal’in askerleri memleketi, cumhuriyeti, ulus-devleti, laikliği, yurtseverliği, liyakati savunuyor diye “darbeci”, “elitist”, “ulusalcı” olarak etiketlendiler. Liberaller, İslamcılar ve “gerici solcular” tarafından aşağılanan Mustafa Kemal’in askerleri, esasında, toplumun en eğitimli, yetenekli, başarılı ve eleştirel kesitini oluşturmaktadırlar. Bu toplumsal grubun dışında muhalefet edebilen ve örgütleyici, öncü olabilecek başka bir grup yoktur. Gezi Direnişi de bu toplumsal grubun ortaya koyduğu bir örgütlülük ve mücadele timsaliydi. Yapılan sosyolojik araştırmaların gösterdiği gibi, Gezi’ye katılan insanların %80’i kendilerini Cumhuriyetçi, Atatürkçü   yani Mustafa Kemal’in askerleri olarak tanımladılar.

Demek ki, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı esaslı olarak bir anlayışı, bir perspektifi savunanlardan olduklarını haykırmak isteyen bir insan grubunun sloganıdır. Bu anlayış, bu perspektif Mustafa Kemal’in Uygar Türkiye olarak ortaya koyduğu ilkelerin savunusunu yapan anlayış ve perspektiftir. Cumhuriyetin temellerinin, ilkelerinin ve kurumlarının savunusu bu insan grubu için “devasa” bir sevdadır ve “onurlu” bir duruştur. Mustafa Kemal’i ve eserlerini korumak, kişi onurunu, özgürlüğü, kamusal hayatı, toplumsal dayanışmayı ve ortak değerleri korumak anlamına gelmektedir. Kaba bir lider kültü değil fakat bir laiklik ve demokrasi savunusu buradaki temelleri atmaktadır. Herhangi bir grubun değil fakat herkesin birlikte yaşama ilkesi olarak laik cumhuriyet siyasasını yaşatmak veya yenisini kurmak için mücadele etmek son derece “sivil” bir eylemliliktir. Mustafa Kemal’in “modernlik projesinin” sahipsiz kalmadığını; ilkelerinin günün sorunlarının çözülmesinde anahtar olduğunu; muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefinin geçerliliğini ilan ve beyan eden Mustafa Kemal’in askerleri esasında ülkenin bugün içinde yaşadığı karanlığı yırtmanın, yani, Aydınlığa ulaşmanın temel aktörleri olacaktır.

KURTULUŞUN ÖZNESİ
Uzun bir zamandır “darbeci”, “elitist”, “ulusalcı” gibi kavramlarla etiketlenen ve aşağılanan bu toplumsal kesit, esasında toplumdaki yaklaşık her dört kişiden birine tekabül etmektedir. Kurtuluş Savaşını örgütleyen, öncülük eden grup bildiğimiz gibi asker-sivil bürokrasi ve aydınlardı. Kurtuluş mücadelesini başka bir katmandan veya sınıftan beklemek o dönemin koşullarında ancak bir hayal olurdu. Bugün ise değişimin öncülüğünü üstlenecek, dönüşüm hareketini örgütleyebilecek kesit   işte bu “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen kesittir. Ancak, burada atılması gereken çok önemli adım; mevcut muhalefet partilerinde ve örgütlenmelerinde değişimin öncüsü olduğu iddiasındaki “yanlış” grupların bir şekilde tasfiye edilmesi ve “Mustafa Kemal’in askerlerinin” bu pozisyonlara gelmesidir. Mustafa Kemal’in askerleri halka gitmek, halkla buluşmak ve halk için Aydınlanmayı savunmak zorunluluğunda olduklarının bilincindedir. Mustafa Kemal’in askerleri “kurtuluş” için memleketin her yerinde cumhuriyetin konuşulduğu bir iklim yaratılması gerektiğinin de bilincindedir. Her köyde, her mahallede, her iş yerinde, her üniversitede, kısacası, her yerde ve hem gündüz hem gece yükseldikçe yükselen bir cumhuriyet heyecanının ülkeye yeni bir can vereceğinin de bilincidedir Mustafa Kemal’in askerleri.

Bu ülkeyi batmaktan kurtaracak, yeniden cumhuriyeti inşa edecek olan kuvvet ve kudret elbette Mustafa Kemal’in askerlerindedir. İçinden geçtiğimiz süreçte Türkiye’nin esas meselesinin   toplumun temel kurumsal yapılanmalar üzerindeki uzlaşısının yokluğu olduğunun da farkındadır Mustafa Kemal’in askerleri. Ekonomik, siyasal ve kültürel sahalar üzerinde toplumsal uzlaşının yeniden inşasının kaçınılmazlığı elbette bir toplum anlayışını gerektirmektedir. Mustafa Kemal’in askerlerinin benimsediği dayanışmacı toplum modeli, bu hususta çözüm olarak mevcuttaki neoliberal, kural tanımaz kapitalizmi kamucu, karma ekonomik modelle, çoğunlukçu ve araçsalcı siyasal yapıyı cumhuriyetçilikle ve gittikçe yozlaşan kültürel sahayı Aydınlanma ile ikame etmeyi önermektedir. Bu nedenle de Mustafa Kemal’in askerleri dayanışmacıdır ve hatta dayanışma onların ruhunda vardır.

Bugün Türkiye’nin temel ihtiyacı mevcut karanlıktan çıkmaktır; yani, kurtulmaktır. Bunun için dönüşüm ve inşa zorunlu olarak devrimci tutumu gerekli kılmaktadır ama aynı zamanda toplumun önemli bir bölümünün uzlaşısını da gerektirmektedir. Nasıl ki Erzurum, Sivas Kongrelerinin arkasındaki esas gaye toplanmak, birleşmek ve başarmak gayesi idiyse, bugün de gaye yeni bir uzlaşı için toplanmak, birleşmek ve başarmaktır. Mustafa Kemal’in askerlerinin dışında mevcut karanlığı yırtacak ve Aydınlığa çıkmamızı sağlayacak başka, daha politik bir özne yoktur. Eğer varsa ya da ortaya çıkarsa, onu da değerlendirmeye, konuşmaya muhakkak hazırız.

http://www.abcgazetesi.com/mustafa-kemalin-askerleriyiz-8448yy.htm

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
23.04.2018- 21:45

Mustafa Kemal’in askerleri memleketi, cumhuriyeti, ulus-devleti, laikliği, yurtseverliği, liyakati savunuyor diye “darbeci”, “elitist”, “ulusalcı” olarak etiketlendiler.

Prof.İbrahim Kaya'nın yazısı gerçekten ilginç ve hemen her paragrafı üzerinde etraflıca durmayı da gerektiriyor. Üsteki alıntı da ilginç! ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'' diyenlerin darbeci ve ulusalcı olarak etiketlendiğini söylüyor. Bence eklemek gerek; ulusalcı olduğunu söyleyenlerin hemen hepsi de cumhuriyeti, ulus devleti, laikliği ve yurtseverliği savunuyor. Bu bağlamda kullanılan bir ulusalcı ifadesinin   sorun olarak görüleceğini düşünmüyorum. Problem ulusalcılığın bir hakaret ve küfür olarak kullanılmasında ve AKP devleti ele geçirirken bir kısım zevatın üstelik solculuk ve enternasyonalizm adına AKP'nin saldırdığı kazanımlara saldırmasında yatıyor.

( Devam ederiz.)

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
27.04.2018- 22:53

Sözde solcuların bir kısmında bulunan M.Kemal düşmanlığını bir kenara bırakalım ve M.Kemal düşmanı olan bir kişinin de solcu olamayacağını söylemekle yetinelim. Bu zırvalığı tartışmaya bile gerek yok. Asıl anlaşılması gereken ulusalcılık, Kemalizm, ulusal sol gibi kavramlarla neyin anlatılmak istendiğidir. Ve kendilerini bu şekilde tanımlayanların neden sözde sol-sosyalist forumlarda sanki sol-sosyalizm düşmanıymış gibi değerlendirildiğidir.

Bunun yanıtını hemen her başlıkta verdik aslında. Bir daha yineleyeceksek, Kürt hareketinin yükselişte olduğu bir dönemde AKP ile olan birlikteliğe sağlı sollu liberallerin yön vermesi sonucudur bu zırvalıkların zihinlere yerleşmesi. Bu sürece dahil olan kuyrukçu kesimin bu liberal zırvalığa soldan(!) katkı vermesi de liberal saçmalıkların sanki sol olduğu yönünde bir algının bu sözde sol-sosyalist forumlara yerleşmesine yol açmıştı. Yani ulusallıkla ve cumhuriyet karşıtlığıyla ilgili her türlü reddiye öncelikle bu sağlı sollu liberal kesimden gelmiştir. İdeolojileri bunu gerektiriyordu. Aynı zamanda konunun sürekli gündemde kalmasının yolu da AKP ile hatta Kürt hareketi ile aynı zemin ve aynı karşıtlık içinde olmalarının sürekli köpürtülmesiyle mümkün hale geliyordu. Başta TKP olmak üzere CHP, ÖDP ve hatta Halk Cephe düşmanlığının nedeni buydu. Ulusalcılığın, sosyal şoven ve neo-faşizmle eş anlamlı hale gelmesinin nedeni de buydu.

Keskin komünist veya enternasyonal komünist algısı yaratmaya çalışanların söylemlerindeki bu gevezeliklerin kaynağı işte bu sağlı sollu liberallerin sola ve ilerici kesime yönelik saldırgan üsluplarıydı.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]