Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Kürt Ulusal Sorunu
01.07.2021- 00:54

HDP'yi nasıl tanımlamak gerek? HDP nasıl bir parti sorusuna bir çırpıda yanıt verebilmek mümkün mü? Hiç de kolay bir soru değil. Yanıt verilmesi gerçekten zor bir soru. Kesin olan bir şey varsa etnik temelde bir siyaset yaptığı ve o düzlemin dışına bir türlü çıkamadığı gerçeğidir.

HDP öyle sosyalist-komünist bir parti değil. Sosyalizmi komünizmi bir hakaret ve hatta bir küfür gibi kullanan kimi sağcı, gerici, ırkçı, sol sosyalizm düşmanı unsurların nitelemesi böyle. Ama doğru değil. Bu ve benzer cümlelerin içinde tek bir doğruyu barındırmadığını söylemek mümkün. Çok da ciddiye alınmamalı ama, nedense, bu ülkede belli bir kesim üzerinde etkisi olduğu için değinmek istedim.

HDP solcu bir parti mi? CHP ne kadar solcuysa HDP de o kadar solcu. Bu kadar. Abartılı yorumlar yapmanın bir anlamı da yok. Demirtaş söylemişti; ''sol gelenekten geliyoruz'' demişti. Açıkça ''solcuyuz'' dememişti. Kısaca Kürt ulusal hareketinin ve HDP'nin Türkiye sol-sosyalist hareketinin içinde geliştiğini laik ve aydınlanmacı bir karakter taşıdığını söylemek mümkün. Dozu bir ölçüde düşse de, bu konuda epeydir sürekli mevzi kaybetse de, bence hala bir ayrılıktan yana unsurları da içerdiğini söylemek çok yanış değil. Ne var ki, kişisel görüşüm, Kürt hareketinin yasal partisinin bölünmekten, ayrı bir devlet kurmaktan yana olmadığıdır. En azından tıpkı Kürt kökenli yurttaşlarımız gibi, parti ileri gelenlerinin, partinin vitrininde bulunanların böyle bir amaçlarının bulunmadığı söylenebilir. Bu yüzden partinin şiddeti bir siyaset olarak benimsemiş PKK ile özdeş tutulmasının   bir haksızlık olduğu görüşündeyim.

Siyaseten eleştirilecekse, HDP'nin tam olarak neyi savunduğu, ne istediğini tam olarak ve inandırıcı bir biçimde ortaya koyamadığı ve özellikle, uzun zamandır ve zaman zaman yüksek sesle dillendirilen Türkiyelileşme konusunda net olmadığıdır. PKK ile ilişkiler konusunda da öyle. Kolay da değil, anlamaya çalışmak da gerek ama HDP bence bu konuda sürekli bir arafta kalma durumundan bir an önce sıyrılmalı ve bu konuda daha etkin bir çaba harcamalıdır. Ve sanırım, hemen her seçim döneminde vitrine koyduğu liberallerle ilişkilerini yeniden tanımlamalıdır.

HDP İstanbul milletvekili Erol Katırcıoğlu'na getirmek istiyorum sözü...Ne demişti; ''demokrasi yönünde adımlar atarsa AKP ile uzlaşabiliriz!''. Tipik bir liberal yaklaşım. İlkesizlik, tutarsızlık bu ideolojinin ve bu ideolojiyi savunanların en karakteristik özelliği. Ve HDP'nin sürekli arafta tutunma özelliği nedeniyle bu kişiler akıllarından geçen her şeyi sanki parti görüşüymüş gibi çekincesiz dile getirip savunabiliyorlar. İlginç olan bu liberal vekilimizin yönetimden gereken tepkiyi   görmemiş olmasıdır. Bildiğim kadarıyla sadece ski eş genel başkan Sezai Temelli itiraz etmiş. '' faşizmle uzlaşma olmaz. Nokta.'' demiş. Yeterli mi? Yönetimden güçlü bir itiraz gelmemesi bu liberal vekilin ''kulaklarının çekilmemesi'' ne anlama geliyor? AKP ne yaparsa yapsın, sonuçta ''masayı tekrar kuralım, çözüm sürecini tekrar başlatalım'' derse, HDP'nin tavrı Katırcıoğlu'nunki mi olacak, yoksa Sezai Temelli'ninki mi?

Hangisi HDP?

Şunu da ekleyelim: İlginç olan, HDP yönetimi sessiz kalarak konuyu geçiştirse, ya da iki farklı söylemden birini dile getirse de, özetle   nasıl bir siyasi tavır takınrsa takınsın içimizde hep ''gerçekten böyle mi düşünüyorlar?'' kuşkusundan bir türlü kurtulamayışımız.   Sanırım HDP'nin daha da netleşmeye ihtiyacı olduğu gibi, solcu, sosyalist, demokrat ve yurtsever kesimlerin de HDP'yi yalnız bırakmamasına ihtiyaç var.

Umarım süreç o yönde gelişir.






melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
04.07.2021- 01:21

HDP konusunda gerçekten de ''hangisi HDP'' sorusu sorulmalıdır. Örnekse, Şeyh Said gibi bir gericiyi   anmayı bir alışkanlık haline getiren HDP mi gerçek, yoksa Madımak konusunda duyarlık gösteren HDP mi?

Hangisi?

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]