Bu kaçıncı oldu,   ya da hep bana mı rastlıyor, bilemiyorum. İki gün önce yine karşılaştım; önce UKOME'den giriyorum, şoför arkadaş İstanbul'da taksiye ihtiyaç olduğunu söylüyor, sonra bu toplantılarda İBB'nin engellenme kararlarına nasıl baktığını sorduğumda önce duraklıyor, suskunkunluğunu bir müddet koruyor ve sonra bilmediğini söylüyor, sorunun AKP'ye uzandığını anlıyor Ama ben de yılmıyorum, daha ilei gidiyorum bu kez, ''AKP zamların sorumlusu CHP'dir, demiş'' diyorum, ''olabilir'' diye yanıt veriyor bu kez. Yüzüne bakıyorum, gayet ciddi ve kararlı. ''Öyle diyorlarsa bir bildikleri vardır.''

Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesiyle birlikte Avrupa'da hortlayan gericiliğin hiç de yabancısı değiliz. Benzerleri bizde de var. Olan biteni sorgulama becerisinden yoksun milyonların varlığını kapitalizmden soyutlayarak açıklayabilmek mümkün değil. Kapitalizm var oldukça bu alıklığı yaratan iklim de hep var olacak.

Bir iki gündür sosyalist aydınlarımızın gündeminde bu konu, Rusya'nın müdahalesini protesto kararları Dostoyevski, Tolstoy, Çaykovski düşmanlığına uzanmış. Rus kedilerini bile kapsamış. SOLportal yazarı ''foseptik patlaması'' koymuştu adını, Aydemir Güler bugünkü yazısında   ''gericilik tsunamisi'' diyor. Bir kaç saat önce İLERİ'deki yazısında Metin Çulhaoğlu ''Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin ardından hepimizin tanık olduğu ortamın gelip geçici olduğu kanısında değiliz. Bugün gördüğümüz ve ancak “histeri” sözcüğüyle ifade edebileceğimiz kimi aşırılıklar zamanla durulsa bile, yeni dönemi tanımlayan başat özelliğin yeni/yeniden/yenilenmiş “soğuk savaş” olacağını şimdiden söyleyebiliriz.'' açıklamasında bulunuyor.

Evet, bizim şoför arkadaşın durumu da pek farkl değil. Tekil bir örnek de değil aslında.   O kadar çoklar ki...Ülkemizde yaşananlar, ekonominin gidişatı, her gün yapılan zamlar, sürekli bir yoksullaşma durumunun handiyse kaçınlmaz hale gelmesi... Sanki hiç etkilenmiyorlar, umursamazlıkları, saçma sapan tepkileri ve tepkisizkleri bir akıl almazlıktan başka bir şey değil gibi geliyor. Oysa uç örnekler değil bunlar. Bir şekilde toplumda varlar, için için yaşıyorlar, yeri geldiğinde çıkıyorlar ortalığa.

Kapitalizm üretiyor bu iklimi,   bu iklim biçimliyor insanları ve bu insanlar   üretiyorlar yeniden bu insanlık dışı düzeni...

Faşizmi, gericiliği yenmek, iktidardan etmek yetmez bu yüzden.
Bu düzen de yıkılmalı, kapitalizm tarihin çöp sepetine gönderilmeli.

Ama işte faşizme ve gericiliğe karşı mücadele etmeden de kapitalizmin yıkılmasını beklemek boş bir hayalden başka bir şey değildir
Ve aynı zamanda rahatsız edici, bıktırıcı bir lafazanlık...