Ahmet Kaya'sız geçen 23 yıl. Zaman ne kadar çabuk geçiyor. Bizim bir Ahmet Kayamız vardı. Deli doluydu. Ne söylenirse söylensin, bizdendi, bu coğrafyanın çocuğuydu. ''Bu ülkeyi Edrne'den Ardahan'a kadar seviyorum'' derdi. Ve O'nu çok sevdiği ülkesinden ayrılmak zorunda bıraktık. Tek başına, yalnızlıklar içinde ve hiç dinmeyecek bir özlemle, orada, Paris'te...-hatırlıyorum. o zamanki ATV'de Ali Kırca haberleri sunarken vermişti kara haberi...Ahmet Kaya öldü. Üç sözcük ve ne kadar kolaydı söylemesi, Ahmet Kaya öldü.


Askerliğimde Gaziantepli çömez asteğmen sayesinde ilk kez dinlemiş, gerçekten sevmiştim. Böyle de devam etti. Sonra aramıza ''türban olayı'' girdi. AKP türbanı bir özgürlük simgesi olarak kullanmaya başladığında Ahmet Kaya o günlerde düzenlenen ''türbana özgürlük'' gösterilerinde sahne almaya başlamıştı. Birinde '' anneannemin, bacılarımın başındaki türbana uzanacak elleri kırarım'' şeklinde bir konuşma da yapmıştı. Ve sözde özgürlük ve insan hakları adına gericiliğin alkışlarına gülücükler, sevgiler, saygılar yollamıştı. Uzunca bir zaman aramıza kara kedi girdi; dinlemekten kaçındım, çevremdekilerle de türban konusundaki tavrı ve söylemi yüzünden, aleyhinde tutum alarak tartışmıştım.   O zamanlarda daha AKP'nin gerçek yüzü ve gizli portföyü ortaya çıkmamıştı, ülkeye liberallerin öncülüğünde   bir demokrasi ve özgürlük havası üfürülüyordu...

Sonra o magazin gazetecileri derneğinin gecesindeki olay gelip çattı. Konuşmasını o koşullarda gereksiz görsem de, oradaki milliyetçi-şoven kalkışma epey rahatsız ediciydi. Ahmet Kaya masasına geçtiğinde masanın üzerine yağan çatal bıçaklar, O'nun oradaki sessiz çaresizliği de az yürek paralayıcı değildi.

Sonrası yurt dışı.
Sonrası ülkesine duyduğu özlem.

Ve sonra o acı haber:
Ahmet Kaya yurt dışında öldü!

Gencecikti, 43 yaşındaydı, bu ülkeye vereceği ve dinleteceği o kadar güzel şeyler vardı ki; O'nu da koruyamadık. O'nu da tutamadık bu ülkede, tıpkı Nazım gibi, tıpkı Yılmaz gibi, tıpkı niceleri gibi... İlk değildi, son da olmayacak. Daha güzel bir ülke ve daha güzel bir dünya kuruluncaya dek...