Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

İki aydan az bir zaman kaldı. İstanbul genelinde yine bir referandumla karşı karşıyayız. Çok açık, ya AKP-MHP- Hüda Par-BBP ortaklığından yana bir tavır takınacağız ya da İmamoğlu CHP'si ve ona büyük şehirde destek verebilecek sosyalist örgüt ve partilerden. yana. 2023 genel seçimlerinde de böyleydi. Sosyalistlerin büyük çoğunluğu yine cumhuriyet tarihinin en gerici ortaklaşmasının karşısında somut bir tavır takınmıştı.   Kaybettik. Bir beş yıl daha aynı gerici ittifak merkezi yönetimin idaresini ele almıştı. Değişen bir şey yok. Bu kez yerel iktidarın bu gerici çoğunluk tarafından ele geçirilmemesi gerektiği gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Yapılması gereken şey o kadar açık ki. 2023 genel seçimlerinde ne yapıldıysa bu kez de onu yapacağız. Yine AKP-MHP-Hüda par ve BBP ortaklığının karşısına dikileceğiz. Pek çok nedeni var. Ve nedenlerden biri de Türkiye'de yüzü sola dönük kesimlerin hiç olmazsa İstanbul yerelinde iktidarı kaybetmemek düşüncesi. Haklılar. Yerden göğe kadar haklılar. Türkiye siyasetinin nereye doğru gittiğini bir kısım (SOL) siyasetçilerden çok daha iyi görüyorlar ve çok daha ikirciksiz ve farklı çıkar beklentileri olmadan güncel olanı okuyabiliyor ve gereğini yapabiliyorlar.

Ne güzel, bir umudumuz onlarda...

Aydemir Güler'e getireceğim konuyu, daha doğrusu, SOLportal'daki cumartesi yazısına. Bu arkadaşların yazılarını okusam bir sorun, okumasam da öyle. Bu kez ''oyları bölmenin farklı renkleri'' başlığı altında ''bazı yerleşimler için “oyları bölmeyin” sözünü telaffuz edenler, bir de halkı aptal yerine koymuş olurlar.'' diyerek yazısını bitirivermiş.

Gün ışımamış daha, dışarısı epey karanlık. Emin olun çok uzun zamandır bu arkadaşların yazılarını sonuna kadar okuyamıyor, okuduğum bölümleriyse dışarıdaki karanlığa karışarak içimi daha da karartıyor. Ne bir umut ışığı var yazılanlarda ve ne de yapmaya çalıştıklarının, savundukları siyasetin toplumsal alanda bir etkisi olabiliyor.   Siyaset sahnesinde binde bilmem kaçlara saplanıp kalmışlar ama hala aynı şeyleri savunarak farklı sonuç alabilecekleri yanılgısından bir türlü kurtulamıyorlar.

Umut burada oysa, umut o yaşamın tam ortasında bulunup ortalığa egemen olan o yoğun karanlıktan bir an önce kurtulmak isteyenlerin çabalarında saklı. Ve bu çabalar ve bu yöndeki heyecan, coşku ve korkular bizi ilgilendirmeyecek ve bize yön vermeyecekse ne sanıyoruz, neyin beklentisi içine giriyoruz? Sadece dışarıdan, çok daha ötedeki bir ıssızlıktan ve kalabalıkların, yığınların, devrimci kitlelerin çok çok uzağından yapılmış birtakım ''analizlerle'' toplumu değiştirip dönüştürebileceğimizi mi sanıyoruz? Böyle mi düşünüyoruz gerçekten? Dışarıdan bilinç denilen o çok çok önemli sosyalist yöntemin böyle bir kerameti olduğunu mu varsayıyoruz?

Solda, sosyalist kesimlerde kurumsal birleşme olabileceği duygusunu epey önceden kaybetmiştim. Ama birleşme olacak, eninde sonunda olacak, bu karanlık süreçten bir şekilde mutlaka çıkacağız.

Yüzü sola dönük kesimlerle ve onlarla arada var olan mesafeyi bir şekilde daraltmaya çalışarak sosyalizmde ısrar edenlerle...

Karanlıktan başka türkü kurtulma olanağımız yok.
Sosyalizmin önündeki engelleri başkaca bir yöntem ve siyasetle aşabilme olanağımız da yok.
Ama kurtulacağız...
Mutlaka aşacağız.
Mutlaka...

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]