Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Güncel Tartışma Konuları

Bir de şu sol ittifak konusu var. Hemen her seçimde gündeme gelir, bazen bir iki parti ve örgüt bir güç birliğine karar verir. Seçime girilir, yine binde bilmem kaç oy alınır ve seçim sonuçlandıktan sonra   her parti ve örgüt seçim öncesindeki gibi kendi dünyasına kapanır.

Peki bu her seçim öncesindeki sol-sosyalist ittifak önerileri neden yapılır? Seçim kazanmak için değil herhalde. Çünkü seçim kazanabilmenin yolu bu değil. Türkiye'de sol-sosyalist partiler CHP ve/veya DEM ( kimi bölgelerde belki SMF olmadan) seçim kazanabilecek bir potansiyelleri yok. Ne acıdır ki, tamamı bir araya gelebilse toplumsal alandaki karşılığı yüzde 1 bile olamıyor. (TİP'i dışta tutuyorum) Yine aynı soru, peki o zaman neden her seçim öncesinde böyle bir birliktelik gündeme geliyor? Üstelik hemen hemen her seçimde iyi kötü kurulan ittifakların seçim sonucu başarısızlığına rağmen, neden bu ittifak konusunda ısrar edilir?

Bizim sosyalist partilerimizin dışa yönelik bir siyasi mücadele verdiklerine uzun zamandır inanmıyorum. ( TİP'i yine dışta tuttuğumu söylemeliyim.) Her parti diğerlerinden daha öne çıkma çabası içinde.   Çıkamayacağı, geride kalacağı açık seçik ortaya çıktığında ise kendisini ittifak görüşmelerine açıyor. Sonuç vermiyor, samimi gelmiyor.

Anlaşılması gereken bir gerçek var; sosyalistler için seçim, parlamentarizm hiç kuşkusuz her şey değildir. Ama çok şeydir. Bir sosyalist parti on yıllar boyu binde birlere, on binde birlere çakılı kalıyorsa bunun anlamı siyasetinin halk'a dokunmadığı, halkın ilgisini çekmediği, halkta hiçbir heyecan ve coşku yaratmadığı ve dolayısıyla siyasetinin yanlışlığıdır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
29.02.2024- 01:59

Hep benzer cümleler kurup duruyoruz. Türkiye'de AKP-MHP ittifakı tek adam rejimini devam ettirdiği ve ülkeyi giderek daha da otoriterleştirdiği bir ortamda sosyalistler için de geçerli, her seçim bir referandumdur.   Bu gerçek güncel siyasetimizin en başına yazılmadıkça ne yaparsak yapalım, nasıl bir söylem geliştirirsek geliştirelim içinden geçtiğimiz karanlık süreçten bunalan kitlelerin dönüp bakması mümkün değildir. Dönüp bakmıyor bu yüzden. Böyle bir siyasetle toplumsal alanda bir güç haline gelmeyi ummak da gerçekleşmesi mümkün olmayacak bir hayalden başka bir şey değildir. Sonuçta AKP-MHP bloğunun karşısına geçmeyerek onların değirmenine su taşımış oluyoruz ve aynı zamanda emekçi kitlelerle, yüzü sola dönük kesimlerle aramızda var olan mesafeyi daha da büyüterek kendimizi yapa yalnızlığa mahkum etmiş oluyoruz.

Böyle olduğunda seçim ittfakı kurmanın veya adına güç birliği dediğimiz birlikteliklere girmemizin mantığı ne ola?

Sosyalist partilerimiz seçim kazanabilecek bir olasılık görülmüyorsa adına ittifak ya da güç birliği dedikleri birliktelikleri denemeden seçime kendi başlarına girmeliler ve böylelikle topumda ne kadar karşılık gördükleri   ne kadar inandırıcı olabildiklerini ve siyasetlerinin halkta bir karşılık yaratıp yaratmadığını test etmeliler. Yanlışlığın nerede olduğunu, nerede yanlış yaptıklarını anlayıp sorgulamalılar. Sonra...-bir iki üç, karar verilmelidir. Olmuyorsa direnilmemeli. Gereği yapılmalı. Çok daha önemlisi üyesi, sempatizanı, taraftarı, neyse artık onlar gereğinin yapılmasından yana tavır geliştirmeli. Bir zamanlar ''türban neyi örtüyor'' diye sorup dururduk haklı olarak, şimdi ''bu ittifak görüşmeleri, bu güç birliği çağrıları neyi örtecek'' diye bir sorgulama süreci geçirmeliyiz.

Değiştirmeyi amaçlıyorsak, önce biz değişmeliyiz.
Bu kantarın bu yükü çekemediği bir momente vardık.
Çekmemeli de zaten.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]