Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Diktatörün 1 Mayıs korkusu
Aziz Çelik
 
Diktatörlerin, otokratların ve darbecilerin Taksim ve 1 Mayıs korkusu kadim bir korku. Menderes-DP döneminde işçilerin Taksim Meydanı'nda miting yapma istekleri büyük korkuya yol açmıştı. Nisan 1952'de işçilerin Taksim'de yapmak istedikleri mitinge karşı DP iktidarı komplo teorilerine sarılmaktan geri durmamıştı.
 

Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu bu mitingle ilgili Meclis'te yaptığı konuşmada memlekette bir sınıf mücadelesinin başlamasına hiçbir zaman meydan verilmeyeceğini, hükümetin muayyen bir merkezden idare edilmekte olan bir plan karşısında bulunduğu zehabının uyanmış olduğunu ve bir 31 Mart vakası yaratılmak istendiğini ileri sürmüştü (Cumhuriyet, 8.5.1952). Bu gerekçelerle 1950'li yıllarda Taksim'de yapılmak istenen işçi mitingleri engellenmişti.
 

DP'nin Taksim korkusu 12 Eylül generalleri tarafından da benimsenmişti. Tarih 4 Kasım 2012, yer Taksim Meydanı. Diktatör Evren ''Anayasaya evet'' için sürdürdüğü kampanya kapsamında Taksim Meydanı'nda konuşuyor. Taksim 12 Eylül sonrasında ilk kez bir mitinge tanıklık ediyor. Çoğu öğrencilerden oluşan büyük bir kalabalığa Atatürk Kültür Merkezi önünde kurulan kürsüden sesleniyor diktatör.


Sağında solunda dönemin diğer darbeci generalleri ve dönemin İstanbul Valisi var. ''Atamızın-Paşamızın izindeyiz'', ''Cumhuriyet için evet'', ''milletin ikinci banisi'' yazılı pankartları taşıyan dinleyiciler ''Ya ya ya şa şa şa Kenan Paşa çok yaşa'' haykırışları ile yeri göğü inletiyor. Ve diktatör sözlerine Taksim Meydanı korkusuyla başlıyor. Tahrifatla dolu konuşmasında 1 Mayıs'a saldırıyor. Şöyle diyor diktatör:
 
''12 Eylül'den evvel bu meydan çok mitinglere, toplantılara sahne oldu. Bugünkü gibi her taraf Türk bayraklarıyla donatılacağına kızıl bayraklarla donatıldı. Yalnız bizim değil, Türk milletinin değil bütün dünyanın hayran kaldığı, yalnız Türk milletine değil mazlum ve esir milletlere de kurtuluş meşalesi olan eşsiz Atatürk'ün resim ve portreleri yerine başka ülkelerin liderlerinin resimleri ellerde taşındı, duvarlara asıldı bu meydanda.
 
Ve bu meydanın tarihe mal olmuş adını bile değiştirmek için, 1 Mayıs Meydanı dedirtmek için az mı çaba sarf edildi. Milletin reaksiyonundan çekinmeseler idi onu da yapacaklardı. Eğer 12 Eylül harekatı yapılmasa ve onlar bu harekatı yapıp da muvaffak olsalardı bu meydanın ismi ne olacaktı biliyor musunuz sevgili vatandaşlarım? Kızıl Meydan olacaktı. Bu meydanda az mı vatandaş kanı akıtıldı. Bir tarihte 1 Mayısı kutlayalım derlerken 36 vatandaşımızın kanları bu meydana aktı. Artık o günler geride kaldı.'' (http://www.youtube.com/watch?v=9DomiJXHRrY)
 

Diktatörün çarpıtmaları bir yana, konuşmasının özü Taksim'in 1 Mayıs meydanı olması korkusu. ''Biz olmasak Taksim 1 Mayıs meydanı olacaktı'' diyor. Diktatör şimdi ölüm döşeğinde. Güya onun yargılanmasına imkân veren Anayasa değişikliği ile övünenler diktatörün izinde Taksim'de 1 Mayıs'ı yasaklıyor, 12 Eylül dönemini aratmayacak yöntemler kullanarak Taksim'i kapatıyor.
 

Bugün Taksim'i 1 Mayıs'a kapatanlar Kenan Evrenlerin izinden gidiyor. Ancak tarihten ders çıkartmak şart. Çünkü Kenan Evrenlerin akıbeti 1 Mayıs marşının dizelerindeki gibi oldu: Gün gelir, zorbalar kalmaz gider!
 

İşte bu inançla insanlar bugün Evrenvari bir zulme karşı direniyor ve 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamakta ısrar ediyor.
 

Gün gelir, zorbalar kalmaz gider ama 1 Mayıs yaşamaya devam eder!

umut  |  Cvp:
Cevap: 1
01.05.2014- 19:36

Menderes, Evren ve Tayyip'in ortak özelliği 1 Mayıs'ı yasaklamaları. Taksim korkuları. Kenan Evren'in diktatörlüğünü ve faşistliği bilinen bir şey. Ya Tayyip? Tayyip demokrat mı? Aralarındaki fark Tayyip'in 12 Eylül'ü yargılıyor olması mı:)

solcu  |  Cvp:
Cevap: 2
01.05.2014- 20:47

Tayyip Erdoğan demokrat değil, o öncedendi, onu aştı artık. O şimdi ileri demokrat!

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]