Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

umut  |  Cvp:
Cevap: 17
27.06.2014- 09:14

Bir fabrikada emeği ile geçinen bir işçiyle o fabrika sahibi arasında eşit ilişkiler olabilir mi? Bir toprak ağası ile işsiz bir insan ya da topraksız bir köylü arasında eşit ilişkiler kurulabilir mi?

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 18
27.06.2014- 09:55

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Bir fabrikada emeği ile geçinen bir işçiyle o fabrika sahibi arasında eşit ilişkiler olabilir mi? Bir toprak ağası ile işsiz bir insan ya da topraksız bir köylü arasında eşit ilişkiler kurulabilir mi?

Tabiiki fabrika sahibiyle fabrikada çalışan arasında eşitlik olmaz. Öyle olmasa fabrikayı kim açacakki? Fabrika olmayıncada iş sahibi olunmuyor, geçim sıkıntısı olacak,.........

yorum2006  |  Cvp:
Cevap: 19
28.06.2014- 15:28

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: Gökkağan yazmış

Sosyalist devletler kapitalizm yolunda hızlı bir şekilde ilerlerken komünizmde devlet olma fikri fazlasıyla ütopiktir. Bugün Çin ekonomik olarak kapitalist sistemle büyük pazarlar oluşturmuş ve dünya pazarından büyük pay alırken sosyalist devlet sistemi ile nereye kadar gidecektir?



Sosyalist devletler derken sanırım tekil olarak Çin'den söz ediyorsunuz. Çin kapitalizm yolunda adımlar atıyor. Kısmi özelleştirmeler yaparak kaynak yaratmaya ve üretimi arttırmaya çalışıyor. Bunu geçiş döneminin bir gereği olarak mı yapıyor, yoksa gerçekten kapitalizme mi yönelmiştir, bunu bilmiyoruz. Burada tartışılan konuyla da doğrudan ilişkili bir şey değil.



Çin'in "geçiş toplumu" olduğu nereden çıktı? Çin'de daha önce sanayide, uluslararası ticarette, bankacılıkta özel mülkiyet diye birşey yoktu ki. Şimdi ise tam gaz kapitalizm yolunda ilerliyorlar. Ben mesleğim gereği Çin firmalarıyla da görüşüyorum. Bunlar geçmişi   çok eskiye gitmeyen yeni kurulmuş özel şirketler veya eski kamu şirketleri. Ancak çok ilginç bir durum var, kamu bürokratları kendi hesaplarına iş kotarıyor. İthalat ve ihracat ilişkileri, kredi alımları, herşey tamamen kapitalist ekonominin kurallarına göre işliyor. Hay ABD veya F. Alman firmalarıyla iş yapıyorsunuz, hay Çin firmalarıyla. Birşey farketmiyor, sistem aynı. Çok kısa sürede kapitalizme adapte olmuş durumdalar. İlginç bir durum daha var, ABD ve AB tekellerinin çoğu Çin'de kendi fabrikalarını kurmuş durumdalar. Dünyanın ünlü makina, elektrik, elektronik tekellerinin pek çoğu Çin'de üretim yapıyor. Çin emekçilerini ölesiye sömürüyorlar. Bir makina alacağınız zaman soruyorlar, Almanya, İsviçre, Fransa v.b. imalatı istersniz, bu kadar EURO, Bizim Çin'deki fabrikamızdan gelmesini isterseniz, şu kadar EURO diye. Yani Çin'de sosyalizm diye birşey kalmamıştır. Satışa gelen Çin'li teknik ve finans elemanları ise, hepsi iki dirhem bir çekirdek, Batılı burjuvalar gibi giyiniyor, konuşuyor, içlerinde mükemmel İngilizce konuşanlar var. Kredi talebiniz olursa da, aynı Batı bankalarının kıstasları ve standartları geçerli. Yani kapitalizm tüm kurum ve kurallarıyla Çin'e hakim olmuş durumda.

yura  |  Cvp:
Cevap: 20
28.06.2014- 21:37

Çin kapitalist bir ülke olmuştur diyebilirmiyiz, anlattıklarınızdan çıkan sonuç bu.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 21
29.06.2014- 09:50

Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: Gökkağan yazmış

Sosyalist devletler kapitalizm yolunda hızlı bir şekilde ilerlerken komünizmde devlet olma fikri fazlasıyla ütopiktir. Bugün Çin ekonomik olarak kapitalist sistemle büyük pazarlar oluşturmuş ve dünya pazarından büyük pay alırken sosyalist devlet sistemi ile nereye kadar gidecektir?



Sosyalist devletler derken sanırım tekil olarak Çin'den söz ediyorsunuz. Çin kapitalizm yolunda adımlar atıyor. Kısmi özelleştirmeler yaparak kaynak yaratmaya ve üretimi arttırmaya çalışıyor. Bunu geçiş döneminin bir gereği olarak mı yapıyor, yoksa gerçekten kapitalizme mi yönelmiştir, bunu bilmiyoruz. Burada tartışılan konuyla da doğrudan ilişkili bir şey değil.



Çin'in "geçiş toplumu" olduğu nereden çıktı? Çin'de daha önce sanayide, uluslararası ticarette, bankacılıkta özel mülkiyet diye birşey yoktu ki. Şimdi ise tam gaz kapitalizm yolunda ilerliyorlar. Ben mesleğim gereği Çin firmalarıyla da görüşüyorum. Bunlar geçmişi   çok eskiye gitmeyen yeni kurulmuş özel şirketler veya eski kamu şirketleri. Ancak çok ilginç bir durum var, kamu bürokratları kendi hesaplarına iş kotarıyor. İthalat ve ihracat ilişkileri, kredi alımları, herşey tamamen kapitalist ekonominin kurallarına göre işliyor. Hay ABD veya F. Alman firmalarıyla iş yapıyorsunuz, hay Çin firmalarıyla. Birşey farketmiyor, sistem aynı. Çok kısa sürede kapitalizme adapte olmuş durumdalar. İlginç bir durum daha var, ABD ve AB tekellerinin çoğu Çin'de kendi fabrikalarını kurmuş durumdalar. Dünyanın ünlü makina, elektrik, elektronik tekellerinin pek çoğu Çin'de üretim yapıyor. Çin emekçilerini ölesiye sömürüyorlar. Bir makina alacağınız zaman soruyorlar, Almanya, İsviçre, Fransa v.b. imalatı istersniz, bu kadar EURO, Bizim Çin'deki fabrikamızdan gelmesini isterseniz, şu kadar EURO diye. Yani Çin'de sosyalizm diye birşey kalmamıştır. Satışa gelen Çin'li teknik ve finans elemanları ise, hepsi iki dirhem bir çekirdek, Batılı burjuvalar gibi giyiniyor, konuşuyor, içlerinde mükemmel İngilizce konuşanlar var. Kredi talebiniz olursa da, aynı Batı bankalarının kıstasları ve standartları geçerli. Yani kapitalizm tüm kurum ve kurallarıyla Çin'e hakim olmuş durumda.



Bunu bir ara tartışmak gerek. Geçiş süreci, sosyalist toplum nedir, tam olarak ne anlama gelir, Çin bu konuda nereye oturuyor, yaşanan süreci nasıl yorumlamak gerekiyor...Uygun bir zamanda bu konuyu konuşmaya çalışırız. Ben de 85-87 yılları arasında Çin'in çeşitli bölgelerine beş-altı kez gitmiştim. Gözlemlerimi de aktarmaya çalışırım.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 22
29.06.2014- 10:03

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Çin kapitalist bir ülke olmuştur diyebilirmiyiz, anlattıklarınızdan çıkan sonuç bu.



İktidarında komünist bir partinin bulunduğu ülkeye kolaylıkla kapitalist bir devlet denilemez. Çin'in toplumsal yapısının karmaşık özellikler gösterdiğini söyleyebiliriz. melnur'a katılıyorum, şu anda kapitalizm ve sosyalizm Çin'de hayat bulmuş bir durumda. Buna bakılarak geçiş süreci özellikleri taşıyor da denilebilir. Burada önemli olan siyasi iktidarın neyi neden yapmaya çalıştığıdır.

ayhan  |  Cvp:
Cevap: 23
30.06.2014- 17:59

Alıntı Çizelgesi: yabanadamı yazmış

bence devletin ne olduğunu sormamız gerekiyor. tarih boyunca devlet dediğimiz mekanizmadan insan evladının aldığı ürün nedir? bana kalırsa devletlerin her biçimi ölüm, sefalet ve zorbalıktan daha bol başka bir şey getirmedi. toplumu bir tohum gibi düşünüyorum, büyüyüp gelişmesi için, kendi içindeki ilişkileri sağlıklı ve düzenli bir şekilde yürütmesi için dışarıdan hiçbir müdahaleye ihtiyacı yok. insan toplum içinde yaşama, ötekilerle eşit ilişkiler kurma potansiyeline sahip bir varlıktır. bu potansiyelin özgürce kendine yaşama alanları açmasına en büyük engel devlettir kanımca. devlet anti sosyal bir olgudur. eğer zora dayalı her türlü yönetim biçimini ortadan kaldırsaydık özgürlük ve eşitlik kendiliğinden toplumun her köşesine yayılırdı diye düşünüyorum. yani özetle, devletsiz toplum çok da güzel olur, tadından yenmez gibi geliyor bana.



Çevreleri yoksul varoş insanlarıyla çevrili olan zengin kentlileri yaşamlarını devlet olmadan sürdürebilirler mi? Zengin ve fakir çok uzun bir tarihsel dönemde var ise, birlikte yaşıyorlarsa devletin varlığı olmadan bu ilişki sürdürülebilir miydi?

solcu  |  Cvp:
Cevap: 24
30.06.2014- 21:03

Alıntı Çizelgesi: ayhan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yabanadamı yazmış

bence devletin ne olduğunu sormamız gerekiyor. tarih boyunca devlet dediğimiz mekanizmadan insan evladının aldığı ürün nedir? bana kalırsa devletlerin her biçimi ölüm, sefalet ve zorbalıktan daha bol başka bir şey getirmedi. toplumu bir tohum gibi düşünüyorum, büyüyüp gelişmesi için, kendi içindeki ilişkileri sağlıklı ve düzenli bir şekilde yürütmesi için dışarıdan hiçbir müdahaleye ihtiyacı yok. insan toplum içinde yaşama, ötekilerle eşit ilişkiler kurma potansiyeline sahip bir varlıktır. bu potansiyelin özgürce kendine yaşama alanları açmasına en büyük engel devlettir kanımca. devlet anti sosyal bir olgudur. eğer zora dayalı her türlü yönetim biçimini ortadan kaldırsaydık özgürlük ve eşitlik kendiliğinden toplumun her köşesine yayılırdı diye düşünüyorum. yani özetle, devletsiz toplum çok da güzel olur, tadından yenmez gibi geliyor bana.



Çevreleri yoksul varoş insanlarıyla çevrili olan zengin kentlileri yaşamlarını devlet olmadan sürdürebilirler mi? Zengin ve fakir çok uzun bir tarihsel dönemde var ise, birlikte yaşıyorlarsa devletin varlığı olmadan bu ilişki sürdürülebilir miydi?



ayhan arkadaş, ne o, zengini yoksuldan koruyan devlet aygıtını mı savunmaya başladın:)

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]