Devrimden sonra bile aklından burjuvaziye serbestlik getirecek önerilerde bulunanların demokrasi ve özgürlük anlayışı ile bir sosyalistin özgürlük anlayışı arasında hiç bir benzerlik olmaz.
Proletarya diktatörlüğünün ne olduğu konusunda Stalin'in söyledikleri:
1-Sömürücülüğe son vermek için, ülkeyi savunmak için, başka ülkelerin proleterleri ile bağları güçlendirmek için devrimi geliştirmek ve bütün ülkelerde zafere ulaştırmak için proletarya iktidarının kullanılması.
2- Çalışan ve sömürülen kitleleri burjuvaziden kesinlikle korumak için, bu kitlelerle proletaryanın ittifakını güçlendirmek için, bunları sosyalizmin kurulması yönünde harekete geçirmek için, bu kitlelerin proletarya tarafından devlet içinde yönetimini güvence altına almak için, proletarya diktatörlüğünün kurulması.
3- Sosyalizmi örgütlemek için, sınıfları ortadan kaldırmak için, sınıfsız ve devletsiz topluma geçmek için proletarya diktatörlüğünün kurulması.
Stalin'e göre proletarya diktatörlüğünün üç karakteristik özelliği bunlardır. Proletarya diktatörlüğü olmadan sınıfsız ve devletsiz topluma geçiş yapabilmek olanak dışıdır.
Devrim sonrasında sınıfsal mücadele bitmeyecektir. Burjuvaziyi fiziksel olarak ortadan kaldırsak ( özel mülkiyeti bütünüyle ortadan kaldırsak) bile burjuva ideolojisinin toplumdaki etkisi ortadan kalmadığı gibi, burjuvaziyi yaratan koşullar da hemen ortadan kalkmaz. Bu yüzden de proleter diktatörlüğe ihtiyaç vardır. Dış etkenleri bir kenara bıraksak bile, ulusal ölçek içinde proleter diktatörlük bu nedenle bile sürdürülmek zorunluluğu vardır.
Proleter diktatörlüğe neden karşı çıkılıyor anlamıyorum. Üstelik bu karşı çıkış solcu olduğunu söyleyenlerden geliyor. Proleter diktatörlük ile burjuva diktatörlüğü arasındaki fark birinin işçi sınıfı diğerinin burjuva sınıfının devleti olmasıdır. Fark sınıfsallıkta yatıyor.
uygulamada parti ile proleterya örgütlerinin rolleri çok karmaşıklaşmış, sonunda da görevler partinin elinde toplanmıştır. bu pratiğin eleştirilmesi şart, eğer silahlı işçilerin denetiminden bahsediyorsak, bu her kurum için geçerli olmalı. ancak sscb'de roller tersine oynandı. halbuki parti, küçük burjuva özelliğine yakın kişilerin önderlik ettiği bir savaş kurmay örgütüydü. onun içindeki küçük burjuva özellikler mevcut oldukça, o da denetlenmeli, itiraz edilebilir olmalıydı (tabii ki anarşist ve tasfiyeci akımların yöntemi ile değil). yönettiği silahlı işçiler tarafından denetlenmedikçe, silahlı işçi ile parti arasındaki volan kayışları köreldikçe, durum kötüleşti.