Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Forum Arşivi

“TARAFLI” VE “TARAFSIZ” YOLDAŞLARA,
BİZİ İZLEYEN DOSTLARA AÇIK MEKTUP


Türkiye Komünist Partisi’ndeki bölünme çok sayıda partili yoldaşımız tarafından üzüntüyle karşılanmış, bu arada yaşanılan süreç partiye uzak ya da yakın önemli bir kesim tarafından da ilgiyle izlenmiş ve değerlendirilmiştir.

Tek başına bu durum bile, Türkiye Komünist Partisi’nin ülke solunda önemi inkâr edilemeyecek bir yeri ve değeri olduğunun göstergesidir.

Gerçekten de, Türkiye Komünist Partisi, gelişkin bir teorik zeminin, önemli bir siyasal-örgütsel pratiğin ve kadro birikiminin temsilcisidir. Bu, bölünme sonucu ortaya çıkan ayrı tarafların her ikisi için de geçerlilik taşıyan bir değer, bir kazanımdır.
TKP’nin teorik zeminini, Marksizm’den Paris Komünü deneyimine, oradan Leninizm’e, 1917 Ekim Devrimi’ne ve sosyalist kuruluş sürecine uzanan tarihsel birikimin bütünlüklü bir yorumu oluşturmaktadır.

Hemen belirtmek gerekirse, Halkın Türkiye Komünist Partisi, bu bütünlüklü yorumu sahiplenmekte, bundan sonraki pratiğine doğrudan ya da dolaylı yol gösterecek bir müktesebat saymaktadır. Dolayısıyla, Halkın Türkiye Komünist Partisi, yaşanılan süreçten kalkarak söz konusu yorumu en baştan gözden geçirme, bu bütünselliğin kimi bileşenleriyle oynama ya da köklü ağırlık kaydırmalarına gitme gereğini duymamaktadır.
Ne var ki Halkın Türkiye Komünist Partisi bu zemini günümüz dünyasının ve Türkiye’sinin gerçekleri, sınıf mücadelesinin ve sosyalist devrimin gerekleri açısından ek yorumlara, yeni deneyimlere, henüz denenmemiş hamlelere ve örgütlenme pratiklerine açık, bu anlamda zengin ve ön açıcı bir miras saymaktadır. Başka bir deyişle Halkın Türkiye Komünist Partisi, aynı yorumun örneğin öncülük ve örgüt gibi başlıklarda keyfi biçimde daraltılıp yoksullaştırılmasına, giderek karikatürleştirilmesine karşı çıkmaktadır.
Sonuçta Halkın Türkiye Komünist Partisi, kendi teorik mirasını ve öncüllerini baştan gözden geçirmesi yönündeki önerileri, bu öneriler hangi niyetle yapılmış olursa olsun, karşılama durumunda değildir. Ancak, bu miras ve öncüller temelinde geliştirilecek yeni ve/ya da farklı örgütlenme pratiklerine açıktır ve şu an kendi saflarında olmayan başka dostlarıyla birlikte bu yolda yürümeye hazırdır.

***
TKP’de yaşanan bölünmenin çok sayıda yoldaşımızı üzdüğünü, karamsarlığa ittiğini biliyoruz.

Ancak, bu yoldaşlarımızdan, önemli bir noktayı değerlendirmelerini isteme hakkımız olduğunu düşünüyoruz: Dışarıdan bakıldığında her ne kadar öyleymiş gibi görünürse görünsün, TKP’de yaşanan bölünme, yönetici konumunda olanlar arasındaki kişisel hesaplaşmalara indirgenemez. Belirli bir olgunun kendini ilk ortaya koyuş biçimi, her durumda o olgunun esası, özü değildir. TKP içindeki bölünmenin nedeni de, kişiler arası sürtüşme ve anlaşmazlıkların ötesinde, örgütlenme ve siyaset yapma tarzlarına ilişkin farklılaşmaların birbiriyle bağdaştırılamaz boyutlara ulaşmasıdır.

Birlik çağrısı sahibi yoldaşlarımızın iyi niyetinden en küçük bir kuşku duymuyoruz. Ne var ki, yaşanılan süreçte birlik konusundaki ısrarlarımız karşılık bulmamış, sonuçsuz kalmıştır. Bugün gelinen, kimi farklılıkların daha da belirginleştiği bir noktada “birlik” yönündeki çabaların yalnızca tek bir taraftan beklenmesi büyük bir haksızlık olacaktır. Bir an için gerçekleştiği düşünülse bile, böyle bir “birlik”, hareket etmesi mümkün olmayan bir trenin hareket ediyormuş gibi sallanmasından öte anlam taşımayacaktır.

Sonuçta, bugün kendilerini her iki tarafın da dışında konumlandıran yoldaşlarımız, kendi üyelik deneyimlerinde tanık oldukları aksaklık ve eksikliklerden hareketle nasıl bir parti istediklerine ilişkin görüşlerini şekillendirip bu yönde girişimlerde bulunduklarında, önümüzdeki süreçlere birlik çağrılarına göre çok daha değerli bir katkı yapmış olacaklardır.

Halkın Türkiye Komünist Partisi, yoldaşlarımızın bu çerçevedeki katkı, görüş ve önerilerini dikkate almaya, tartışarak hep birlikte yeni bir yapı oluşturmaya hazırdır.

***

Sözümüz, “diğer taraftaki” yoldaşlarımıza, kendilerini herhangi bir tarafta hissetmeyenlere, süreci izleyen dostlarımıza ve bu ülkenin solunda henüz tanıma fırsatı bulamadıklarımızadır:

1. İstikrara kavuşması mümkün görünmeyen, siyasette önemli kırılmaların her an gündeme gelebileceği bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız.
2. Bu gerçek, yaşanmakta olan ve yaşanacak süreçlere müdahaleye kararlı, bu anlamda dışa dönük ve aktif bir parti dayatmaktadır.
3. Bu parti, kendisi ile çevresindeki ilk halkalar arasındaki boşluğu mümkün olduğu ölçüde daraltan, etkileşimli süreçlere açık, kendini güncel ihtiyaçlara uyarlayabilecek bir parti olmalıdır.
4. Geçtiğimiz yılın Haziran Direnişi ve bunu izleyen süreç, otuz küsur yıllık 12 Eylül durgunluğunun ardından, toplumsal-siyasal duyarlılıkları ve tepkileri gelişmiş geniş bir halk kesiminin varlığına işaret etmektedir.
5. Bugün eksikliği hissedilen, toplumsal-siyasal duyarlılıkları gelişkin bu kesimin örgütlenmesidir; sorun, toplumsal-siyasal duyarlılıkların örgütlülük kertesine taşınmasında ortaya çıkan tereddütler ve tıkanmalardır.
6. Tıkanıklığı aşmanın yolu, insanların kendilerini salt “taşıyıcı” olarak değil aktif-yapıcı özneler olarak görecekleri, görüş ve eleştirilerini dile getirebilecekleri, çizilen genel siyasal çizgi doğrultusunda inisiyatif kullanabilecekleri, aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya bilgilenme mekanizmalarının pürüzsüz çalıştığı bir partili siyaset tarzının hep birlikte yeniden kurulmasıdır.

Sözümüz sizlere, hepinizedir:

Halkın Türkiye Komünist Partisi yukarıda kısaca özetlenen tarzı yaşama geçirme kararlılığını taşımakla birlikte, “böyle yapacağız, siz de gelin” dememektedir; “gelin hep birlikte yapalım” demektedir.

Gelin, sosyalist cumhuriyete giden yolun taşlarını hep birlikte döşemeye başlayalım.

Halkın Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]