2015 seçimlerinde baraj kalkıyor mu?

Anayasa Mahkemesi (AYM), en fazla üç hafta içinde Haziran'da yapılacak olan genel seçimde yüzde 10 seçim barajının uygulanıp uygulanmamasıyla ilgili karar verecek.

(İleri - Haber Merkezi) Anayasa Mahkemesi (AYM) üç partinin bir süre önce bireysel başvuru kapsamında yaptığı 'yüzde 10 seçim barajı yüksek, kaldırılmalı' başvurusu ile ilgili karar verecek. Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın bugün köşesinden aktardığı bilgilere göre; Anayasa Mahkemesi seçim barajıyla ilgili aldığı karar, 1 yıl beklemeye gerek duyulmadan aynen uygulanacak.

'2,3 HAFTAYA KARARA BAĞLAYACAĞIZ'

Anayasa Mahkemesi Haşim Kılıç, başvurularla ilgili soruya “Raportör arkadaşlar çalışmalarını tamamladı, raporda önemli tartışmalar var. Konu hassas olduğu için ‘bireysel’de değil de ‘genel kurul’da görüşüp 2-3 hafta içinde karara bağlayacağız” ifadeleriyle cevap verdi. “Anayasa Mahkemesi kararları, Anayasa’nın ‘Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklikler bir yıl içinde yapılacak seçimde uygulanmaz’ hükmüne tabi mi?” sorusun ise Kılıç “Hayır tabi değil, anında uygulanır. Hak ihlali kararı hemen ortadan kaldırılması içindir” diye cevap verdi.

Anayasa mahkemesi böyle bir karar alırsa AKP'nin iktidarı sona erer. Erdoğan Anayasa Mahkemesinin böyle bir karar almaması için herşeyi yapacak, bütün gücünü kullanacaktır. Böyle bir karar gerçekten de Türkiye'nin siyasi geleceğini değiştirir.

Baraj ilk etapta Kürt siyasetini meclise sokmamak için bulunan bir uygulamadır. Kürtlere ve diğer azınlıklara   ve küçük partilerere siyaset hakkı tanımak istemeyen her güç barajın devamı için çaba gösterecektir. Ben Türkiye'de   hiç bir siyasi partinin baraj konusunda samimi olduğuna inamıyorum, yakın zamanda barajın kalkacağınada inanmıyorum.
Baraj haksız yere milletvekili kazanmanın en iyi bir yöntemi. Bu fırsatı herhalde tek başına iktidar olmak isteyen partiler kaçırmak istemeyecek. Muhalefette karşı olan olsada ilk fırsatta onlarda karşı olduklarını göstereceklerdir.

12 Eylülcüler barajı getirildiği zaman ortada legal bir "Kürt siyaseti" filan yoktu. Esas amaç merkez sağ partiyi tek başına iktidar yapmak, koalisyonlardan kurtulmaktı. Bunun için de tabii bazı Avrupa ülkelerini örnek gösterdiler. Barajın % 5'te veya Almanya gibi % 7'de   tutulmamasının nedeni de, Erbakan'ın Meclis'e girmesini önlemek içindi. Ancak bu işler zorlama ile olmuyor. Merkez sağ partiyi tek başına iktidar yapayım derken, dincileri tek başına iktidar yaptılar. Bıraksınlar %1 bile Meclis'e girsin. Her düşünce temsil edilsin. Koalisyon gerekli ise koalisyon da olsun. Başka yolu yok.

Evet bencede barajı %1 e indirsinler ama zannetmiyorum. Böyle bir tercihe ne toplum nede siyasi partiler hazır.

bu konudaki son açıklamanın tesadüfî olmadığını ve barajın kalkacağını veya makul bir orana ineceğini düşünüyorum. amacın hdp'ye alan açmak olduğunu ve türkiye'deki siyasî arenanın yeniden "dizaynı" ile ilgili   olarak gündeme getirildiğini düşünüyorum.

mhp anayasa komisyonu sözcüsünü dinledim az önce. adam memnun görünmüyordu. bu konunun aceleye ve oldubittiye getirildiğini söyleyip şikayet etmeye başladı.

chp ise şimdiye kadar bu konuyu gündeme getiren partilerden olduğu için birden çark edemez. ayrıca çark etmesi için bir sebep de yok. hdp'nin geri alacağı oylar akp'nin oyları olacak, chp'nin değil.

barajın kalkması olumlu hiç şüphesiz. hdp'nin artık düzenli biçimde parti olarak parlamentoya gireceği ve orada politika üreteceği anlamına geliyor. eski devrin sonu, yeni devrin başlangıcı olabilir.

Anayasa mahkemesinin barajı kaldırması kendi başına bir şey ifade etmez. Parlamento bu konuda düzenleme yapmazsa seçim barajı yine kalır. AKP bu konuda ayak direyecektir. Yüzde on barajın kendi işine yaradığını biliyor çünkü.

Baraj konusu gerici sistem partilerinin ne kadar demokratik olduğunu gösteriyor. Barajın kalkması için anayasa mahkemesine neden ihtiyaç duyulsun? Demokratik olmadığı belli olan barajı değiştirmeyen AKP mi demokratik? Bu parti mi Türkiye daha ileri bir demokrasi, ve kürt sorununda barış getirecek? Türkiye'de yüzde dokuz buçuk oy alan bir parti mecliste temsil edilmiyorsa böyle bir ülkede demokrasi var denilemez. AKP bu haliyle 12 eylül askeri yönetiminin bir devamı olduğunu da gösteriyor. Aradan 35 sene geçti hala askeri yönetim anlayışı ile yönetiliyoruz.

Ayak diremeye başladılar. AKP'liler böyle bir karar çıkarsa ''yok hükmünde'' sayılacaktır diyorlar. Cemil Çiçek Anayasa mahkemesine veryansın etmeye başladı. Hem başbakan hem cumhurbaşkanı olan Erdoğan ise millet egemenliği dersi vermeye başladı. Sandıkta kazananın bürokrasi tarafından engellenemeyeceğini söylüyor. Anayasa mahkemesini bürokratlar olarak değerlendiriyor. Bu baskılarla karşılaşan Haşim Kılıç çark etmeye başladı. Böyle bir ülkede yaşıyoruz, maalesef. Erdoğan bir ara demokrasiyi tramvaya benzetmiş, gereken yerde ineriz demişti. O gereken yeri çoktan geçtiler, tramvaydan indiler şimdi kafalarındaki sistemi kuruyorlar. Biz de birbirimizi yemeye çalışıyoruz. Ülke elden gitmiş, hala birbirimizi yiyoruz.