Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Laik demokratik bir blok yaratmalı-Necdet Saraç  

Son kamuoyu araştırmalarına ve sonuçlara göre yapılan yorumlara bakıldığında parlamentodaki partilerin sandalye dağılımında kayda değer bir değişiklik yok. Yolsuzluklarla ilgili 4 bakanın AKP oylarıyla göz göre göre “aklanmalarının” AKP’nin oylarında kayda değer bir “erime” yaratması da en azından mevcut koşullarda mümkün gözükmüyor!

Bu gerçek, kabul etsek de, etmesek de, seçimlere 5-6 ay kala sokakta ve sandıkta AKP karşısında ibresi sürekli yükselen sol bir alternatif olmadığı anlamına da geliyor. Eğer “reel politikaya” göre tavır alacak ve siyasetin de esas itibariyle bir sonuç alma, iktidarı ele geçirme sanatı olduğunu kabul edersek, 2015 seçimlerinde AKP karşısında sandıkta alternatif olabilecek yalnızca 2 önemli siyasi güç odağı var. Bütün dezavantajlı özelliklerine rağmen CHP ve HDP. Birleşik Haziran Hareketi’nin oluşum biçimi ve söylemleri güven verici olsa da, seçimlere kısa bir süre kalmışken sandıkta alternatif olma olasılığı mümkün gözükmüyor! Belki seçimlere daha uzun bir süre olsaydı ve en önemlisi Gezi’den Yunanistan’daki SYRİZA ya da Almanya’daki SOL PARTİ gibi bir hareket çıksaydı BHH’nın sandıkta da alternatif olacağını bugün çok daha rahat konuşmak mümkün olurdu! Kaldı ki o zaman böyle bir oluşum, Yunanistan, Almanya hatta Lefkoşe’de olduğu siyasi alanının yeniden düzenlenmesine de fiili olarak müdahil olurdu. Hatta, 1980 öncesi Türkiye devrimci hareketinin sosyal demokrasiye etkilediği gibi, bir kez daha sosyal demokrat hareketi soldan olumlu olarak etkiler ve daha da somut söylersek CHP’yi de HDP’yi şimdiki bulundukları pozisyona göre daha sola doğru çekerdi!

Toparlarsak; CHP ve HDP dışında kalan, BHH da dahil, çeşitli sosyal-demokrat, sol, sosyalist partilerin ve çevrelerin “teorik olarak alternatif olma” dışında AKP karşısında fiili bir alternatif olmaları en azından şu aşamada mümkün gözükmüyor! İşin doğrusu Anayasa Mahkemesi’nin seçim barajı ile ilgili olarak dün aldığı karar bu gerçeği daha da güçlendiriyor…

Bir yanda bu gerçek, diğer yanda ise, siyasal İslamcı AKP tarafından ele geçirilen Cumhuriyet Türkiye’si var. Yolsuzlukların aklandığı, onbeşinde çocukların öldürülüp davalarının savsaklandığı, iş cinayetlerinin fıtratla izah edildiği, dindar ve kindar gençlik yetiştirme yaklaşımına uygun olarak laik ve bilimsel eğitim ortadan kaldıran, dini eğitimi öne çıkaran bir Türkiye var! AKP eliyle oluşturulmuş ve adına “yeni” denen bu gerici sistemi yıkmadan, Türkiye ne laik ve demokratik, ne de özgür ve eşitlikçi olur! Çok açık ki; Ülkemizi laik ve demokratik bir ülke haline dönüştürmek, kutuplaştırıcı, mezhepçi ve bölücü politikalardan uzaklaştırmak, bunun yolunu açmak için 2015 seçimlerinde AKP’yi sandıkta yenmek gerekiyor!

Mevcut verilere dönüp baktığımızda, AKP’yi sandıkta yenebilmenin yolu açık ki, “sandıkta sol bir ittifak” yaratmaktan geçiyor! Bunun ilk adımı olarak, “mağduriyet” ve “yenilgi“ söylemleriyle donatılmış “olmazlar” üzerine kurgulanmış “muhalefet söyleminin” dışına çıkarak Mehmet Emin örneğindeki gibi “başarı öykülerini” öne çıkarmak gerekiyor! Cumhurbaşkanı’na hakaretten dolayı okulundan alınarak tutuklanan Mehmet Emin’in tutuklanmasına karşı iyi örgütlenen tepki istenirse ve kararlı durulursa başarının yanı başımızda olduğunu herkese gösterdi! Benzer adımları, dayanışmaları her alan alana yaymak gerekir. BHH’nın gericileştirilen eğitime karşı sokağa çıkacağı 11 Ocak ya da 9 Şubat’ta Alevi kuruluşlarının planladığı “dinci eğitime karşı laik ve bilimsel eğitim boykotu” bu konuda buluşmaların yeni adresleri olabilir…

İKTİDAR ALTERNATİFİ BLOK YARATILABİLİR!

Çok açık ki, en azından Türkiye’nin yarısı, hatta seçime katılma oranları dikkate alındığında yarıdan da çok daha fazlası AKP’den de uygulamalarından da rahatsız ve mutsuz! Rahatsızlık ve mutsuzluk, futbol takımı taraftarlarından basın emekçilerine, maden işçisinden inşaat işçisine, eşitliği “fıtrata” göre mümkün görülmeyen kadınlardan potansiyel suçlu ilan edilen gençlere, Alevilerden Kürtlere kadar çok geniş bir yelpazede kendisini gösteriyor… Bu ülkede biber gazı yiyen, üzerine tazyikli su sıkılan güçlerin tümü seçim sürecinde AKP karşısında doğal müttefiktir! Bu doğal “müttefik güçleri”   bir biçimde sandıkta buluşturmak için şimdiden ortak laik ve demokratik bir blok hareketi yaratmak gerekiyor! Ne konuşursak konuşalım, solun, sosyal demokrasinin becerisi başarı ve iktidar için tam da burada devreye girmesi gerekiyor…

Türkiye’de şu anda sanıldığından daha fazla sayıda kişi, kurum, örgüt, parti, çevre ciddi bir siyasi arayış içinde. Örneğin, CHP yönetim mekanizmaları, seçim ittifakına “soğuk ve mesafeli” duruyor olsa da, CHP’nin üyeleri, 12 yılda 10 kez yenilmiş 12 milyona ulaşan seçmeni “artık yeter” diyor, sandıkta zafer istiyor, iktidar istiyor! Son iki ayda katıldığım 7-8 panelde, konferansta bunun zeminin olduğunu açıkça gördüm. Kaldı ki CHP içinde, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere “CHP Sol Kanat gibi, Sol Birlik gibi,Parti içi Demokrasi, Ülke için İktidar” gibi onlarca irili-ufaklı grup CHP’nin yüzünü sola dönmesini, temel konularda “köşeli konuşmasını” ve seçimlerde ittifak yapmasını açıkça istiyorlar…

CHP ile HDP’nin BHH’yı da içlerine alarak bir seçim ittifakı yapmaları tereddütsüz bu ülkenin kaderini değiştirir. Ülke AKP’den kurtulur. Devleti demokratikleştirmenin, laikliği yeniden ve gerçek anlamda ayakları üzerinde dikmenin önü açılır. Bunun için yüzü sola dönük, temel konularda çözüm önerileri olan, sokağa çıkmayı ve iktidarı almak istediğini kararlıca söyleyecek bir çekim merkezi, bir güç odağı oluşturmak gerekiyor!

Bunun zemini var. Bu zemini kararlıca savunacak kişi ve kurumlara ihtiyaç var! Bütün bu çevrelerden bunu savunacak, dillendirecek   “akil adamlar” ihtiyaç var! Mevcut koşullarda CHP ile HDP’nin karşı karşıya gelme lüksü olmadığı gibi, kimsenin, bu ülkenin onlarca nitelikli kadrosunu bir araya getiren BHH ile CHP’yi ya da HDP’yi de karşı karşıya getirme lüksü olmamalı! Kimse kimseyi “AKP’ye veya karşıya doğru” da itmemeli!

Geçmiş deneyler dikkate alındığında laik-demokratik eksenli bir seçim ittifakı yaratmak kuşkusuz kolay değil, ama kötü örnekler her zaman örnek olmak zorunda da değil. CHP, HDP ve BHH kadroları olmazı değil olabileceği kurgulayarak bu konuyu “vitrine oynamadan” çok rahat tartışmaya açabilirler… Bu konuda “tabanda” forumlar düzenlenebilir. Forumlardan kimseye zarar gelmeyeceği gibi, tersine bu forumlar yeni bir siyasal kültürün oluşmasının da önünü açabilir…

solcu  |  Cvp:
Cevap: 1
09.01.2015- 19:50

Türkiye'de laik demokratik bir bloğun yaratılması için, seçim arefesinde bir seçim işbirliği ya da ittifakı kurmak lazım. Kimler katılabilir dediğimizde irili ufaklı parti ve örgütleri bir kenara bıraktığımızda CHP, HDP ve BHH akla geliyor. Bu üçlü özenenin bir seçim ittifakı yapabilmesi hiç kolay değil. Bana göre mümkün değil. Çünkü bu üç öznenin bugüne gelişinde izlediği siyaset de savundukları da birbirlerinden çok farklı. Seçime 5, 6 ay değil de, çok daha uzun bir zaman olsaydı belki denilebilirdi, bana göre yine mümkün olmazdı ancak, seçime bu kadar az bir zaman kalmışken böyle bir blok yaratmaya çalışmak sonuç vermeyecektir.

Cevap: 2
09.01.2015- 23:14

''Mevcut verilere dönüp baktığımızda, AKP'yi sandıkta yenebilmenin yolu açık ki, sandıkta sol bir ittifak yaratmaktan geçiyor! Bunun ilk adımı olarak, mağduriyet ve yenilgi söylemleriyle donatılmış, olmazlar üzerine kurgulanmış muhalefet söyleminin dışına çıkarak Mehmet Emin örneğindeki gibi başarı öykülerini öne çıkarmak gerekiyor! Cumhurbaşkanı'na hakaretten dolayı okulundan alınarak tutuklanan Mehmet Emin'in tutuklanmasına karşı iyi örgütlenen tepki istenirse ve kararlı durulursa başarının yanı başımızda olduğunu herkese gösterdi!''

''Mevcut koşullarda CHP ile HDP'nin karşı karşıya gelme lüksü olmadığı gibi, kimsenin, bu ülkenin onlarca nitelikli kadrosunu bir araya getiren BHH ile CHP'yi ya da HDP'yi de karşı karşıya getirme lüksü olmamalı! Kimse kimseyi AKP'ye veya karşıya doğru da itmemeli!''


Mücadele hattının temel noktalarından biri AKP karşıtlığı olan BHH, AKP karşıtlığını en etkin bir biçimde sağlayacak böyle bir Cephe'nin oluşması için en fazla gayreti gösteren yapı olmalı. Böyle bir Cephe'nin oluşumuna başından itibaren olumsuz bakan, birilerini AKP kucağına atacak yaklaşım terk edilmeli.

Cevap: 3
09.01.2015- 23:37

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Türkiye'de laik demokratik bir bloğun yaratılması için, seçim arefesinde bir seçim işbirliği ya da ittifakı kurmak lazım. Kimler katılabilir dediğimizde irili ufaklı parti ve örgütleri bir kenara bıraktığımızda CHP, HDP ve BHH akla geliyor. Bu üçlü özenenin bir seçim ittifakı yapabilmesi hiç kolay değil. Bana göre mümkün değil. Çünkü bu üç öznenin bugüne gelişinde izlediği siyaset de savundukları da birbirlerinden çok farklı. Seçime 5, 6 ay değil de, çok daha uzun bir zaman olsaydı belki denilebilirdi, bana göre yine mümkün olmazdı ancak, seçime bu kadar az bir zaman kalmışken böyle bir blok yaratmaya çalışmak sonuç vermeyecektir.


Farklılıklar tabi ki olacak bu yüzden bu tarz girişimlere Cephe veya Blok deniyor. Aynıların ittifakı olsa bu partileşme yolunda atılan bir adım olurdu. Cephelerin özelliği içinde her ne kadar farklı taktikleri, politik okumaları savunan yapılar olsa da, ideolojik açıdan farklı yada uzun erimli hedeflerde farklı bir çizgiyi savunan yapılar olsa da mevcut şartlarda belli ortak noktalarda uzlaşılması ve kısa erimli hedefler için ortak bir şekilde mücadele edilmesi. Bunun da Türkiye de şu an nesnel bir zemini var. AKP'nin İslami despotizminden, piyasacı politikalarından, polis devleti oluşturmasından, en ufak bir yürüyüşü sert bir şekilde bastıracak kadar bile aşırı otoriterliğinden rahatsız çok sayıda kesim var. Bu saydığım kesimlerin en önemli üç halkası Kemalistler, Sosyalistler ve Kürt Hareketi. Bu üç özne ve bu üç öznenin kitlesi AKP'nin bu yapısına karşı laiklik, aydınlanmacılık ve demokrasi temelinde birleştirilmeli. Tabi ki farklılıkları yada AKP karşıtlığındaki tutarsızlıkları sorgularsak çok fazla ayrım noktası bulabiliriz. Kemalist biri Kürt Hareketini çözüm süreci ve buna bağlı olarak yaşanan gelişmelerden dolayı karşı tarafı AKP'ci ilan edebilir, Kürt Hareketinden biri ise Kemalistlerin Kobane'de ki İşid saldırıları ve   Kobane eylemlerindeki duyarsızlıklarını hatta AKP'ci tutumlarını öne sürerek karşı tarafı suçlayabilir. Ancak bu kayıkçı dövüşü bir yana bırakılmalı ve AKP bir seçim zaferi daha kazanırsa faşizmin iyice derinleşeceği ve bundan herkesin zararlı çıkacağı hatırlanarak belli ilkeler üzerinde işbirliği sağlanmalı. Eğer bu yapılamazsa Türkiye karanlığa ilerlemeye devam eder.

Bence böyle bir işe kalkışılması için geç de kalınmış değil. 5-6 ay içinde AKP'ye karşı temel bir strateji belirlenip bu strateji çerçevesinde politikalar oluşturulabilir. Yazarın da söylediği gibi tabanda forumlar düzenlenerek kitleleri de bu sayede işin içine katıp kitlelerin hem bu ittifakı daha fazla içselleştirmesi hem de zenginleştirmesi sağlanabilir.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 4
10.01.2015- 01:24

Sn.proletersosyalist;

Sizin savunduklarınız iyi temenniler olmanın ötesine geçmiyor. CHP, HDP, BHH ve BHH dışındaki sol-sosyalist kesimlerin biraradalığı ile AKP'ye karşı bir blok oluşturmak, bu bloğun aydınlanma ve laiklik temelinde oluşturulması sadece iyi bir temenidir. Ama bunun nesnel karşılığı bulunmuyor. Kaldı ki, böyle bir arayış istenilen amaca seçime beş altı ay varken de gerçekleştirilemez. Varsayalım ki, yukarda böyle bir irade ortaya çıkmış bulunsun. Şunu rahatlıkla iddia edebilirim. HDP kitlesi bugün sanalda gördüğümüz örneklerine rağmen böyle bir ittifaka-bloğa oy verebilir. Bu anlamda bu kitleyi partiye bağlılık açısından homojen bir kitle görebiliriz. Ama aynı saptamayı CHP kitlesi için yapamayız. Böyle bir birliktelik çalışması bile CHP kitlesinden önemli bir parçayı CHP'den kopartıp, MHP'ye AKP'ye yönlendirir. Yani bu birliktelik seçim sathında istenilen sonucu vermez. Sokakta verir ama, sandıkta vermez. Dolayısıyla böyle bir ittifakla sandıkta AKP'nin yenilgisi amaçlanırsa, sandıktan çıkan sonuç AKP'nin yenilgisi olmaz. Bu en iyi ihtimal. Çünkü kürt hareketinin kürt hareketi dışındaki algısı çok farklı. ''Onlar bölücü'', '' ayrı devlet kurmak istiyorlar'', ''vatanı parçalamak istiyorlar'' algısı doğu illeri dışında çok yaygın. Kürt hareketi seçime beş altı ay kala bu algıyı değiştiremez. Bu yüzden bu seçimde, en iyi dileklarle konuya yaklaşmaya çalışsak bile sonuç vermez.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 5
10.01.2015- 01:51

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Sn.proletersosyalist;

Sizin savunduklarınız iyi temenniler olmanın ötesine geçmiyor. CHP, HDP, BHH ve BHH dışındaki sol-sosyalist kesimlerin biraradalığı ile AKP'ye karşı bir blok oluşturmak, bu bloğun aydınlanma ve laiklik temelinde oluşturulması sadece iyi bir temenidir. Ama bunun nesnel karşılığı bulunmuyor. Kaldı ki, böyle bir arayış istenilen amaca seçime beş altı ay varken de gerçekleştirilemez. Varsayalım ki, yukarda böyle bir irade ortaya çıkmış bulunsun. Şunu rahatlıkla iddia edebilirim. HDP kitlesi bugün sanalda gördüğümüz örneklerine rağmen böyle bir ittifaka-bloğa oy verebilir. Bu anlamda bu kitleyi partiye bağlılık açısından homojen bir kitle görebiliriz. Ama aynı saptamayı CHP kitlesi için yapamayız. Böyle bir birliktelik çalışması bile CHP kitlesinden önemli bir parçayı CHP'den kopartıp, MHP'ye AKP'ye yönlendirir. Yani bu birliktelik seçim sathında istenilen sonucu vermez. Sokakta verir ama, sandıkta vermez. Dolayısıyla böyle bir ittifakla sandıkta AKP'nin yenilgisi amaçlanırsa, sandıktan çıkan sonuç AKP'nin yenilgisi olmaz. Bu en iyi ihtimal. Çünkü kürt hareketinin kürt hareketi dışındaki algısı çok farklı. ''Onlar bölücü'', '' ayrı devlet kurmak istiyorlar'', ''vatanı parçalamak istiyorlar'' algısı doğu illeri dışında çok yaygın. Kürt hareketi seçime beş altı ay kala bu algıyı değiştiremez. Bu yüzden bu seçimde, en iyi dileklarle konuya yaklaşmaya çalışsak bile sonuç vermez.


Ayni algı sizde de var, burada yazanlarda da. BHH bileşenlerinin çoğunda söylediğiniz algı var. Topu başka yere atmanıza gerek yok.

Cevap: 6
10.01.2015- 04:02

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Sn.proletersosyalist;

Sizin savunduklarınız iyi temenniler olmanın ötesine geçmiyor. CHP, HDP, BHH ve BHH dışındaki sol-sosyalist kesimlerin biraradalığı ile AKP'ye karşı bir blok oluşturmak, bu bloğun aydınlanma ve laiklik temelinde oluşturulması sadece iyi bir temenidir. Ama bunun nesnel karşılığı bulunmuyor. Kaldı ki, böyle bir arayış istenilen amaca seçime beş altı ay varken de gerçekleştirilemez. Varsayalım ki, yukarda böyle bir irade ortaya çıkmış bulunsun. Şunu rahatlıkla iddia edebilirim. HDP kitlesi bugün sanalda gördüğümüz örneklerine rağmen böyle bir ittifaka-bloğa oy verebilir. Bu anlamda bu kitleyi partiye bağlılık açısından homojen bir kitle görebiliriz. Ama aynı saptamayı CHP kitlesi için yapamayız. Böyle bir birliktelik çalışması bile CHP kitlesinden önemli bir parçayı CHP'den kopartıp, MHP'ye AKP'ye yönlendirir. Yani bu birliktelik seçim sathında istenilen sonucu vermez. Sokakta verir ama, sandıkta vermez. Dolayısıyla böyle bir ittifakla sandıkta AKP'nin yenilgisi amaçlanırsa, sandıktan çıkan sonuç AKP'nin yenilgisi olmaz. Bu en iyi ihtimal. Çünkü kürt hareketinin kürt hareketi dışındaki algısı çok farklı. ''Onlar bölücü'', '' ayrı devlet kurmak istiyorlar'', ''vatanı parçalamak istiyorlar'' algısı doğu illeri dışında çok yaygın. Kürt hareketi seçime beş altı ay kala bu algıyı değiştiremez. Bu yüzden bu seçimde, en iyi dileklarle konuya yaklaşmaya çalışsak bile sonuç vermez.



Bu birlikteliğin CHP kitlesinde önemli bir kopuşa yol açacağını düşünmüyorum. Tam aksine CHP kitlesi CHP'nin dinci-milliyetçi sağa açılma politikalarını eleştiriyor, CHP'nin aydınlanmacılık, laiklik ve kamuculuk konusunda daha keskin bir tutum takınmasını istiyor. AKP'ye karşı aydınlanmacılık, laiklik ve kamuculuk konusunda daha keskin bir tutum takınan ve arkasına bütün bir sol muhalefeti toplamayı başarabilen, Kürt sorununda inisiyatifi AKP'nin elinden alıp başka bir perspektif geliştirebilen bir CHP bir takım aşırı ulusalcı, Perinçek etkisinde ki üyelerin ve sempatizanların tepkisi hariç (onlar çok fazla değil) geniş bir birliktelik yaratacaktır. Bu birlikteliğin seçimlerde de, sokakta da etkin bir dinamik yaratacağını düşünüyorum. Hem seçimlerde yüzde kırkları bulan bir oy oranı olabilir, hem de sokakta çok daha etkin bir muhalefet yapılabilir. Olayı illa kazanma kaybetme meselesine indirgerseniz tabi ki seçim kazanılmayabilir. Çünkü bir bütün olarak sağ yüzde 60 civarı bir oy oranına sahip. Ancak AKP diktasını zayıflatma yolunda önemli bir adım atılmış olunur, solun bu birlikteliği sistem de onarılamayacak gediklere yol açabilir. Seçimler de yaşanacak başarı, birliktelik, AKP diktasına karşı ortak hareket etme eylemliliği belki de sokaktan yaşanacak devrimin önünü açar. Gerçek bir cahiliye-aydınlanma hesaplaşması olabilir.

CHP tabanının fazla önyargılı olduğu bu önyargılardan dolayı Kürt Hareketiyle ittifaka karşı çıkacağı fikrine de katılmıyorum. Evet önyargılar olabilir ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gördük ki Ekmeleddin İhsanoğlu gibi İslamcı birinden rahatsız olan CHP tabanı seçim döneminde daha Türkiyeli ve ezilenlerden yana bir söylem geliştiren Selahattin Demirtaş'a oy verdi. Kürt Hareketi klasik oylarından bir milyon fazlasını aldı. Kaldı ki bu çok kısa bir süreç içinde gerçekleşmişti. Şimdi uzun bir döneme yayılan, tutarlı bir strateji ve taktiklerin belirlendiği bir ittifakta bu önyargılar çok daha rahat bir şekilde kırılır.

tarihselmaddeci  |  Cvp:
Cevap: 7
13.01.2015- 13:03

Türkiye'nin AKP iktidarını alaşağı etmesi için sağlam bir şekilde, kararlıca çalışan, iş üreten (bu parlak gözüken sözün altını doldurursak, tıpkı Taksim-Gezi parkı eylemlerinde insanların televizyon başında vakit geçirmeyi bırakarak park içinde bir işin ucundan tutması, üretimde bulunması ve bunun benzerinin endüstriyel, sanayi üretime yansıyabilmesinden bahsediyorum) bir yapıya ihtiyacı vardır. Bu yapı, hiç kuşkusuz proleterya partisidir. Asgari olarak bu hedef belirlenmedikçe, tüm hareketler kendilerinin birer ilkel grup olduğunu kabul etmedikçe, sözü edilen çalışmaları yapacak bir örgüt doğmaz. Doğar diyen de kendini kandırır.

Dolayısıyla AKP'yi devirmek için x ya da y burjuva partisinin birbiri ile ittifak kurup, sosyalistlerin onlarla ortak iş yapması gerçek çözüm değildir (kısa vadede dahil). Çünkü halkı örgütlemek açısından bahsi geçen yapının kurulmasına karar verilirse, herkes strateji ve taktikte uzlaşma çabalarına girerse, o güç yeni bir isyanı asıl örgütleyecek olan güçtür. Mesele sandıktaki kafa sayısı değildir. Parlemento siyasetinden bıkanların rahatsızlığı kendi bünyesinde cisimleştirip dile getirmektir asıl yapılacak iş.

Daha önce de belirttim, tekrar aktarayım. BHH'nin iki temel eksiği:

1- AKP'nin politikalarına rağmen yıllardır yan yana gelmeye direnmiş, ancak son saldırılara karşı mecburen yan yana gelmiş olan hareketlerin, bunu aşmaya çalışmamaları (bu bir birleşme hareketi değildir demek tam da bu anlama gelir. Politik birleşme yoksa, politik ortak yöntem de geliştirilemez. Hatta daha da kötüsü, buralarda rekabet de yaratılmaya çalışılıyor).

2- Ortak iş yapmanın getireceği olağanüstü olanakları es geçip, burjuva partilerinin üst yönetimleri ile ittifak arayışları ve tabanın rahatsızlıklarını bu ittifak arayışı için dillendirmeme.

Halbuki bu hareket işçi sınıfı hareketi olarak davransa, eleştiri-özeleştiri mekanizmalarını tekrardan kurarak mücadeleye girişir, politik birleşmeye yönelir ve Parlemento siyasetinin alternatifini yaratma iddiası da samimi davranır. Ancak BHH, kitleyi yormaktan başka bir işleve sahip olmayacak.

BHH'nin bu konuda olanağı yok mu deniyor? Kusura bakmayın ama Türkiye'nin en çok okunan (ve içerikçe beğenmediğim) medya araçları ellerinde (sol, birgün, ileri). Maddi olanakları görece daha iyi. Pasta yapmak için eksik olan önemli bir şeyler eksik, devrimci bakış açısı ve teori de bunların başında geliyor.

Kısacası laik-demokratik blok ya da diğer türlü yapılarla AKP sandıkta yenilmez. Hele ki mevcut önderlikler varken bunun olmasını ummak, gökten taş yağmasını ummakla birdir.

Acı, ama gerçek.

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 8
13.01.2015- 14:25

Bu seçimde CHP, BHH, HDP ittifakı olmayacaktır. Böyle bir ittifak için masaya oturmayı bile başaramayacaklardır. CHP şemsiyesi kabul edilir mi, HDP kaç milletvekiliği isteyecek, BHH sağcı adaylara karşı çıkacaktır. Böyle bir beraberlik AKP ve MHP'nin ''CHP bölücülerle beraber'' propagandasına yol açacağı için, bu propaganda sayesinde kendi tabanından kaçacak milliyetçileri düşünüp yanaşmayacaktır. CHP bu ittifakın kendisine ne kazandıracağını sorduğunda doyurucu cevap da bulamaz. Seçime ayrı olarak girdiğinde solun çaresizlikten dolayı kendisine yöneleceğini de biliyor. Bu yüzden böyle bir ittifak olmayacaktır.

CHP HDP ile de ittifak yapmaz. BHH de HDP ile ittifak yapmaz. Koşullara uygun ittifak belki CHP ile BHH arasında olabilir, önemli konularda anlaşma sağlanırsa BHH CHP beraberliğini daha mantıklı görüyorum. Bu bile zor.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]