Eylemciler BirGün’e konuştu: İlk talebimiz kabul edildi




ZEYNEP KURAY

Berkin Elvan’ın katillerinin açıklanması için Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı Çağlayan Adliyesi’nde rehin alan DHKC üyeleri BirGün’e konuşarak, Berkin’i öldüren polislerin suçlarını adliye önüne gelerek itiraf etmeleri yönündeki taleplerinin kabul edildiğini söyledi. Buna karşın eylemciler katillerin halk mahkemelerinde yargılanması ve Berkin Elvan eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatılan kişilerin soruşturmalarının düşmesi yönündeki taleplerde hala ısrarcı olduklarını bildirerek, eylemi ancak tüm taleplerin kabul edilmesiyle sonlandıracaklarını dile getirdi. Eylemciler ilk talepleri kabul edilmeden hemen önce “Son 5 dakika” demişti.

Avukat Ebru Timtik ise savcının rehin tutulduğu 6’ncı katın tamamen boşaltıldığını ve operasyon hazırlıklarının sürdüğünü ifade etti

Birgün

Talepler konuşulurken eylemcilerin savcıyı öldürmesi mantıklı değil. Polisin açıklaması içerden silah sesleri geldikten sonra müdahale başladı şeklinde. Eylemciler savcıya ateş ettikten sonra operasyonu başlattık demeye getiriyorlar. Yalan söylüyorlar. Savcıyı gözden çıkartarak operasyon yaptılar ve içerde bulunan herkesi kurşun yağmuruna tuttular. Arada bilgi veren avukat ve gazeteciler önce bomba sesinin duyulduğunu sonra silah seslerinin geldiğini söylüyor. Böyle olmuştur. AKP devleti yalanlarla halkı kandırmaya o kadar alıştı ki, bu olayda bile yalan söylüyorlar.

Bir odaya girip kapıyı da kilitleyen devrimciler eğer gerçekten savcıya ateş etmiş olsalar bile, kesinlikle buna inanmıyorum, yalan söylüyorlar, kapıyı kırıp içeri girmek ve iki devrimci genci yaylım ateşine tutmak faşist zihniyetin alışılmış uygulamasıdır. Bu zihniyeti Berkin Elvan'dan, Ali İsmail Korkmaz'dan, Roboski katliamından biliyoruz. Yabancısı değiliz. Bu faşist zihniyet de, bu faşist zihniyetin yancılığını yapanlar da tarih önünde hesap vereceklerdir. Zulüm yaptıkları bu halk bir gün bu zulümlerin hesabını soracaktır.

Bu devleti iyi tanimak gerekli. Tarihinde uzlasma diye bir kültür yok. Kendi savcisinin dahi hayatini önemsemeden operasyonu düzenleyebiliyor. Bu devlet her daim kendi adamlarini kurban etmistir. Yeterki isyan edenler, adalet arayanlar,..... yok edilsin, baslari ezilsin. Zaten dvletinn tarihi hep benzeri katliamlarla dolu, saymakla bitiremeyiz.
Dünkü rehin alma olayi sabirla, azimle kimsenin kani akmadan, cani yanmadan sonlandirilabilinirdi. Bu konuda muhakkak uzmanlar olacak.

Bakiniz hic unutmuyorum 80'li yillarin ortalarinda yanilmiyorsam TKP-ML militanlari havadan helikopterle takip ediliyorlar, yani militanlar arabayla hareket halindeler ve polis bunlari havadan takip ediyor. Bu genclerde herhangi bir sekilde canli olarak yakalanabilirlerdi ama havadan kursunlanarak öldürüldüler. Yine ayni yillarda Istanbul'da yüksek bir binanin son katinda ya gene TKP-ML veya DHKP-C militanlarinin etrafi polis tarafindan sariliyor. Ve gene bu gencler operasyon zamana birakilsaydi herhangi bir sekilde ya teslim olacaklardi veya yakalanacaklardi ama bu genclerde öldürüldüler,........ Örnekleri cogaltabiliriz.
Yani bu devlet asla uzlasma tarafi olmadi ve halada öyle. Hayata dönüs operasyonlarinida hatirlayin lütfen, hatirlayinki bu devleti iyi taniyin, iktidarda ha AKP olmus ha Ecevit'in DSP'si olmus ha Özal'in ANAP'i olmus,.... hic farketmiyor.

Türkiye böyle faşist bir iktidar görmemiştir. Savcının kafasına silah dayalı fotoğrafı basan gazeteler hakkında soruşturma açıldı. Başbakan izin alınmadan sokağa çıkılmayacağını söyledi. Olaydan sonra cumhurbaşkanı yine polisine kahramanlığından dolayı teşekkür etti. Böyle bir zihniyet Türkiye'ye gelmedi. AKP'yi kimse aklamaya çalışmasın. Bir odada bulunan üç kişiyi makineliyle taramak nedir ya. Cumhurbaşkanı veya başbakandan emir gelmedikten sonra kim buna cesaret edebilir? Kahraman polis diye diye, öldürme emri de vererek bir cinayet şebekesi yarattılar. En baştakilerin zihniyeti neyse, o odaya makineliyle bombayla saldıranların zihniyeti yde odur.