Emre Kongar
PKK kime hizmet ediyor?

Cinayetlerin ve terörün 7 Haziran seçimlerinden sonra tırmanması ne anlama geliyor?

AKP’nin iktidardan gitmemek için, seçmene şantaj yaptığını, “Biz gidersek terör tırmanır, ekonomide kaos olur” dediğini biliyoruz...

Peki, nasıl oluyor da PKK terörü, AKP’den emir almışçasına, seçim sonuçlarının AKP’ye tek parti iktidarı vermemesi üzerine tırmanıyor?

***

Önce 7 Haziran seçimlerinden önceki duruma doğru teşhis koymak gerekir:
AKP iktidarının çelişkili ve güvenilmez politikaları çerçevesinde sık sık adı değiştirilen bu süreç kamuoyunda en son “Çözüm süreci” diye anılıyordu.

Neydi bu “Çözüm süreci”, var mı bilen?

PKK ne istiyordu?

AKP ne veriyordu?

Dün Ali Sirmen harika bir çözümleme yayımladı...

Onun can alıcı bölümlerinden birinde şöyle diyordu:

“Çözüm süreci, barış değil, olsa olsa, ‘çatışmasızlık hali’ deyişinden de anlaşılabileceği gibi, bir savaşmama halidir.

Savaşmama hallerinde ise kalıcı barışın öğeleri bulunmaz.

Onlar savaş ve barış kıyıları arasında köprü gibidirler. Sizi iki kıyıdan birine bağlarlar.

Köprü çözümün mekânı değil, çözüm mekânına ulaştıran bir vasıtadır. Köprünün üzerinde ilanihaye sürtmek mümkün değildir. Kıyılardan ya birine ya öbürüne geçeceksiniz.

Barış kıyısına geçmek için ise kalıcı barışın zorunluluklarını göze almak gerekir.
Çözüm sürecinde ise taraflardan hiçbiri oraya kadar varmayı göze almış değildi.”

***

Evet konu bu denli basittir:

AKP de PKK de, hem ulusal ve uluslararası kamuoylarına, hem de birbirlerine karşı, “Oyalama” taktiği çerçevesinde top çeviriyorlardı...

Her iki tarafın da amaçları farklıydı:

AKP, siyasal iktidarını pekiştirerek sürdürmeyi, PKK ise, askeri ve siyasi gücünü koruyarak arttırmayı hedefliyordu!

***

Sonuç ne oldu?

AKP siyasal iktidardaki gücünü yitirdi...

PKK ise askerlerin devre dışı bırakılmasından ve Türkiye’nin Ortadoğu’daki yanlış politikasından dolayı hem askeri hem de siyasal gücünü arttırdı!

Yani bu “Barış süreci” maskaralığından AKP zararlı, PKK kârlı çıktı!

Şimdi kâğıtlar yeniden dağıtıldı ve oyun yeniden başladı...

Üstelik bu kez oyuncular arasına Demirtaş, yani HDP de katıldı.

7 Haziran’dan bugüne kadar olanlara bakınca öyle anlaşılıyor ki, bu yeni oyunda PKK, HDP’yi ve Demirtaş’ı rakip, AKP’yi ise ortak görüyor!

PKK ile HDP arasında düşük yoğunluklu da olsa bir çekişme ve deyim yerindeyse bir ayrışma yaşanıyor. HDP'nin seçimlerde aldığı oy ve çıkardığı vekil sayısı her ne kadar göz kamaştırıcı da olsa, bunun PKK için hiç bir önemi bulunmuyor. ''Dava''yı bugünlere taşıyan PKK HDP'nin önüne geçmesine izin vermez. İplerin hep elinde olmasını ister. Öcalan tarafından açık bir çağrı yapılmadığı sürece de böyle gidecektir. PKK insiyatifi kapırmak isteyecektir. AKP ve Erdoğan'ın seçim öncesinde başlayan değişimi PKK'yi birşeyler yapmaya zorlamıştır. O da en iyi bildiği şeyi yapmaya çalışıyor. Sürecin etkili ve tek aktörü olarak kendisinin olduğunu sadece AKP ve Erdoğan'a değil, HDP'ye de göstermek istiyor. Bu şiddet durumunu ben böyle yorumluyorum. Sonucunun ne olacağı PKK için önemli değil. Önemli olan kürt sorununda en önemli aktörün kendisi olduğunu hatırlatmak. Bunu yaparken bir taraftan da çözümün olabileceğini mesajını da vermeyi ihmal etmiyor. Erdoğan bu katı tutumundan vazgeçerse PKK de de vazgeçecektir. Şiddetin sürdürülebilir olmadığını kendisi de bilmekte. Olan Türkü ve Kürdü ile insanlarımıza oluyor.

PKK yine ateşkes durumunun olmasını istiyor, başka hiç bir amacı yok. Ateşkes durumu ile dağlardan kentlere inmiş ve yapılanmasına orada devam etmiştir. 7 Haziran sonrasının şiddet ortamı ile öncekiler arasında hiç bir benzerlik yok. PKK artık kentlerde de örgütlenmiş kentleri silah deposu haline getirebilmiştir. Yoğun terör uygularken bile ateşkese açık kapı bırakmasının nedeni bu, tekrar eski durumuna geçmek istiyor, AKP sayesinde kazandıklarını daha ileriye taşımak arzusunda. AKP bu sefer buna yanaşmayacaktır. 1 Kasım seçimlerinin AKP için nasıl seyredeceği de belli oldu. PKK ile dişe diş mücadele, seçim sathında da milliyetçiliğe ve dinciliğe oynama. Tuğrul Türkeş ve CHP'li Özkes hamlelerini bu yüzden yaptı. PKK'nin yapacağı da çok şey kalmadı, AKP çatışmaya devam derken, PKK'nin kendiliğinden susmayı seçmesi taraftarlarınca yenilgi olarak değerlendirilecektir. Bu nedenle seçime kadar terörü tırmandırmayı isteyecektir. Sonucunda ne olacağını düşündüğünü sanmıyorum.