Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

mağripli  |  Cvp:
Cevap: 17
09.10.2015- 15:01

Sayın dayanışma; tamam düzeltelim devrimlerin doğuya kaydığını varsayalım...

Ama sovyetler devriminin yalnız kalması ve sürekli top çevirmeye çalışması sonucunda gelinen sonuç ortaya çıktı. Örneklemek gerekirse en basitinden, ücret meselesi. Kalifiye bir işçi düzeyinde olması gereken yönetici ücretlerinin 6 katına kadar çıkması.   Şunuda gözden kaşırmamak lazım, marx devlet üzerine yazılarını hepparis komününden sonra yazmıştı. Sebebi ortada, el yordamıyla gidilen bir yolda her deneyimden bir tecrübe çıkarmak. Biz de tek tek ülkelerde gerçekleşen iktidar değişiklikleri sonucu gelinene noktalardan bir tecrübe çıkarmalıyız. Körü körüne bağlanırsak hatalar denizinde yok oluruz.

Bu sebeple ben geçmiş süreçten aldığım dersler ışığında böyle düşünüyorum. Hayatın ne getireceğini göreceğiz.

umut  |  Cvp:
Cevap: 18
09.10.2015- 17:03

Alıntı Çizelgesi: mağripli yazmış

Sayın dayanışma; tamam düzeltelim devrimlerin doğuya kaydığını varsayalım...

Ama sovyetler devriminin yalnız kalması ve sürekli top çevirmeye çalışması sonucunda gelinen sonuç ortaya çıktı. Örneklemek gerekirse en basitinden, ücret meselesi. Kalifiye bir işçi düzeyinde olması gereken yönetici ücretlerinin 6 katına kadar çıkması.   Şunuda gözden kaşırmamak lazım, marx devlet üzerine yazılarını hepparis komününden sonra yazmıştı. Sebebi ortada, el yordamıyla gidilen bir yolda her deneyimden bir tecrübe çıkarmak. Biz de tek tek ülkelerde gerçekleşen iktidar değişiklikleri sonucu gelinene noktalardan bir tecrübe çıkarmalıyız. Körü körüne bağlanırsak hatalar denizinde yok oluruz.

Bu sebeple ben geçmiş süreçten aldığım dersler ışığında böyle düşünüyorum. Hayatın ne getireceğini göreceğiz.





Marks proleterya diktatörlüğünü paris komününden sonra bulmuştu diyorsun, nedeni devlet gibi bir aygıt olmadan sınıf mücadelesinin kazanılamayacağıydı. Bunu neden terkedelim. Marks'ın nedenini yanlış kılan bir şey mi var.

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 19
10.10.2015- 10:57

tek ülkede sosyalizm dünde olmadı bundan sonra hiç olmaz.

SB tek ülkede kurulan sosyalizm değildi SB den sonra kurulanlarda öyle
Anti Emperyalist mücadele verip sosyal kurtuluş yolunda ilerleyenlerde öyle.
Zaten tek ülkede sosyalizm olur diyende yok Ne marx ne Lenin bunu söylemiştir Sovyetler Birliği tek ülkeden oluşmuyor bir çok rusyaya bağımılı ülke bu kuruluşa katıldı.
Çin bile Sovyet desteği ile sonuca vardı.

Eğer tek ülkede sosyalizm olur diyenler başını KUBA ya çevirsin baksın ne sıkıntılar yaşadığını dinlesin Kubalıları yıllardan beri en önemli politikaları ABD ambargosunun kırılması olduğunu.

Tek ülkede sosyalizm diyenler ancak ya K.Kore olur ya Venezuella gibi içinde bol kapitalisti olan ülke. Veya güçlü bir kapitalist ülkenin türist gelsin diye oluşturduğu korunaklı ülkesi.

Tek ülkede devrim olur ama sosyaliz olmaz.
Zaten Çulhaoğluda bunu anlatmak istemiş.

Sosyalistlerin bu ülkede görevleri ne demiş sosyalizm için uğraş vermekmi yoksa Kürt siyasetine destekmi demiş.
Bence dikkate alınacak yazı.
Ama şu bir gerçek o gerçekten kimse kaçamaz.Bir ülkede temel çelişki yeterli şekilde siyaseti meşgul etmiyorsa baş çelişki siyaseti meşgul eden olur.İşte Kürt siyaseti ülkenin en önemli biçimi olmuştur.
Bizde demokrasiyi en önemli yaparak bu işe katılımcı olacağız.

solcu  |  Cvp:
Cevap: 20
10.10.2015- 21:19

Mücadelede ölçek konusu
Metin Çulhaoğlu
 


“Yukarıdan aşağıya doğru” sıralarsak şöyle: Uluslararası (küresel), ulusal, bölgesel ve yerel…

Yukarıda sıralananlar, ölçeklerdir.

İlki konusunda bir açıklamaya herhalde gerek yoktur. İkinci sırada yer alan “ulusal”, ulus devlet ölçeğidir. Bölgeselden kastedilen, belirli ülkeleri içine alan bir coğrafi birim değil (ki böyle de olabilir), bir ülkenin kendi içindeki bölgelerdir. Son sıradaki “yerel” ise günümüz Türkiye’si düşünüldüğünde idari birimler olarak illerle ilişkilendirilebilir.

Şimdi, soru şu: Var olanı değiştirmek üzere yola koyulan sosyalist öznenin esas alacağı ölçek ne olabilir ya da olmalıdır?

Kuşkusuz, bu öyle “benim canım şu ölçeği çekiyor” türü basit bir tercih meselesi değildir. Sonra, soru çeşitli boyutlarıyla yanıtlanmalıdır. O zaman, şöyle soralım: Analiz, örgütlenme, siyasal eylem/müdahale ve siyasal iktidar başlıkları hangi ölçeklerde ele alınabilir/alınmalıdır?

Peşinen bir yanıt vermek gerekirse, az önce sıralanan başlıklar dört ölçeğe vurulduğunda oklar ulusal ya da aynı anlama gelmek üzere ülke ölçeğine işaret etmektedir.


Metin Çulhaoğlu'nun sorduğu sorunun cevabı kırmızılı cümledir. Ülkemize özgü bir cevap da değildir. Bütün dünya komünistlerin mücadele ölçeği ulus devlet ölçeğidir ve evrensel bir gerçektir. Bunun dışındaki her yorum konuyu sulandırma amaçlıdır.

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 21
11.10.2015- 08:43

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış


Peşinen bir yanıt vermek gerekirse, az önce sıralanan başlıklar dört ölçeğe vurulduğunda oklar ulusal ya da aynı anlama gelmek üzere ülke ölçeğine işaret etmektedir. [/size]

Metin Çulhaoğlu'nun sorduğu sorunun cevabı kırmızılı cümledir. Ülkemize özgü bir cevap da değildir. Bütün dünya komünistlerin mücadele ölçeği ulus devlet ölçeğidir ve evrensel bir gerçektir. Bunun dışındaki her yorum konuyu sulandırma amaçlıdır.



madem soru bu cevapta bu.

Tek ülkede sosyalizm diyenler ancak ya K.Kore olur ya Venezuella gibi içinde bol kapitalisti olan ülke. Veya güçlü bir kapitalist ülkenin türist gelsin diye oluşturduğu korunaklı ülkesi.

Buda Çulhaoğlunun türkiye özelinde sorduğu soru.

2) Bizim işimiz, bu ülkenin (Türkiye’nin) kapitalizmi nasıl daha iyi yönetilebilir sorusuna yanıt aramak mıdır yoksa kapitalizmin nasıl aşılabileceğine ilişkin düşünsel, pratik ve örgütsel çabalara yoğunlaşmak mı?

mağripli  |  Cvp:
Cevap: 22
13.10.2015- 09:55




Marks proleterya diktatörlüğünü paris komününden sonra bulmuştu diyorsun, nedeni devlet gibi bir aygıt olmadan sınıf mücadelesinin kazanılamayacağıydı. Bunu neden terkedelim. Marks'ın nedenini yanlış kılan bir şey mi var.




Sayın umut ben terk edelim demedim. Sadece tecrübenin bu şekilde edinildiğini kabul ediyorsak tek ülkede kurulup yapa yalnız kalan iktidarların sosyalizm değil bürokratik ara bir sistem olduğunu kabul etmek lazım demek istiyorum.

Ayrıca marks ve engelste bahsedilen devletin sizin de bildiğiniz üzere ne sovyetlerdeki ne kübadaki nede çindeki gibi bir devlet olmadığını sizde çok iyi biliyorsunuz tahminim......

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 23
13.10.2015- 11:09

Alıntı Çizelgesi: mağripli yazmış




Marks proleterya diktatörlüğünü paris komününden sonra bulmuştu diyorsun, nedeni devlet gibi bir aygıt olmadan sınıf mücadelesinin kazanılamayacağıydı. Bunu neden terkedelim. Marks'ın nedenini yanlış kılan bir şey mi var.




Sayın umut ben terk edelim demedim. Sadece tecrübenin bu şekilde edinildiğini kabul ediyorsak tek ülkede kurulup yapa yalnız kalan iktidarların sosyalizm değil bürokratik ara bir sistem olduğunu kabul etmek lazım demek istiyorum.

Ayrıca marks ve engelste bahsedilen devletin sizin de bildiğiniz üzere ne sovyetlerdeki ne kübadaki nede çindeki gibi bir devlet olmadığını sizde çok iyi biliyorsunuz tahminim......




Proleterya diktatörlüğünü kabul ediyorsan bürokratik diktatörlük demek bir çelişki olmuyor mu? Devlet varsa o devletin memurları da olacak, tek ülkede veya üç beş ülkede sosyalizm olması bu konuda hiç bir şeyi değiştirmez.

Sosyalistlerin mücadele ölçeği ulusal sınırlardır. Ulusal sınırlar içinde iktidar alınmadan, burjuvazinin iktidarı sonlanmadan ve sosyalist devlet kurulmadan hiç bir şey olmaz. Tek ülkedeki sosyalizm yapayalnız kalacak mazereti ile tek ülkede iktidarın   fethinden vazgeçilemez. Bütün ülke sosyalistlerinin gerçeğidir bu. Bu hedeften geriye düşülmemesi lazım. Bu konuyu sulandıracak yorumlardan da kaçınmak lazım. Tarihin sınıflar mücadelesi tarihi olduğunu savunuyorsak bu mücadelenin ölçeği ulusal sınırlar olmak zorundadır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 24
13.10.2015- 15:17

Alıntı Çizelgesi: mağripli yazmış

Kazanırsak sosyalizmi kurmaya başlayacağız, başka ne olabilir?



Sayın denizcan tek ülkede sosyalizmi nasıl kurmaya başlayacaksınız bunu açmanız mümkün mü?

Küba 65 yıldır neden kuramadı ve kapitalist restarasyona( planlı denetim yapılabilir özel sektör) geri dönme ihtiyacı duydu. Yani tek ülkede kazandığımız kavgada kuracak olduğumuz sistemin sosyalizm mi yoksa sosyalizmi amaçlayan ılımlı demokratik bir yapı mı olacak.



Sn.mağripli;

Bana öyle geliyor ki, sosyalizm, demokrasi, proletarya diktatörlüğü konularında daha fazla bilgilenmeye ihtiyacımız var. Bu bilgiler kafamızın içinde belli bir netliğe kavuşmuyorsa, yapmaya çalıştığımız yorumlarda tutarsızlık, çelişki ortaya çıkıyor, konu üzerinden soru sormaya çalışsak bile net olmayan bilgilerimiz bize çok da tutarlı olmayan sorular sordurmaya yol açıyor. Önceliğimizin bu kavramlar üzerine eğilmek, bu kavramları zihnimizde tam olarak bir netliğe kavuşturmak olmalıdır. Böyle yazdığımda, bu ifadeleri bizim önceki forumumuz olan yazıyaz'dan beri kullanıyorum ve hep ''biliyorum, onları eskiden öğrenmiştim'' gibi yanıtlarla veya tepkilerle de karşılaşıyorum.

Acaba; acaba gerçekten biliyor muyuz? Acaba, içselleştirebildik mi? Acaba bıçak sırtı bir konumlanış içinde miyiz ki, bu tür yorumlarda bulunuyoruz? Bir adım ötesi gerçekten sosyalizmi savunmak veya bir adım gerisi sosyalizmi reddetmek olabilir mi? Zihnimizde böyle bıçak sırtı bir durum oluşmuş olabilir mi?

Bilmiyorum.

Sosyalizm basitçe siyasal iktidarın proletarya tarafından alındığı, proleter diktatörlüğün kurulduğu ve devrimci dönüşümlerin başladığı süreçtir. Komünizmi amaçlar vb.

Demokrasi ise bir yönetim biçimidir, özü diktatörlük olan biçimsel bir devlet yönetimidir.

Proletarya diktatörlüğü ise sosyalizmin ( kuruculuğun) devlet biçimidir.

Bu kavramlar daha da açıklanabilir ve genişletilebilir; ama şimdilik bu kadarı da yeterli.

Şimdi sizin sorunuz şu:

Küba 65 yıldır neden kuramadı ve kapitalist restarasyona( planlı denetim yapılabilir özel sektör) geri dönme ihtiyacı duydu. Yani tek ülkede kazandığımız kavgada kuracak olduğumuz sistemin sosyalizm mi yoksa sosyalizmi amaçlayan ılımlı demokratik bir yapı mı olacak.

Küba sosyalist bir ülkedir. Tek ülkede sosyalizm nasıl yol alabilecekse, o doğrultuda yol almaya çalışıyor. Ülkenin olanakları çok kısıtlı olmasına ve çok uzun zamandır Amerika'nın ambargo ve ablukası altındayken bir ada devletinde sosyalistler ancak bu kadar ''ileri'' adım atabilirler. Denetlenebilir ''özel sektör'' de olabilir. Ülke koşulları sosyalizmin pratiğe uygulanmasına na kadar uygunluk gösteriyorsa o kadar uygulanabilir. Bunda yadırganacak bir özellik olmaması gerek. Sosyalizm bu koşullarda Küba'da öyle uygulanır, Türkiye'de başka uygulanabilir, Almanya'da bir devrim olsa orada başka uygulamaları olabilir. Ama değişmeyen ve hepsinde ortak olması gereken özellik iktidarın sermaye sınıfından alınması devletin sınıfsal niteliğinin değiştirilmesi, üretimin üretenler çıkarına planlanması ve geliştirilmesidir. ( Elbette bu kadar değil, şimdilik bunlar da konunun anlaşılması için yeter.)

Bu farklılıklara bakılarak sosyalizmin tek ülkede gerçekleşemeyeceğini ileri sürmek, gerçekleşemeyeceği iddiasıyla siyasal devrim perspektifini reddetmek, ve reel sosyalizm üzerinden bilimsel sosyalist teoriye karşı bir konum almak yanlıştır. Genellikle bu yanlışı çoğumuz yapıyoruz. Nedeni de zaten üstte yazmaya çalıştıklarım.


Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]