Başkanlık sorusuna Figen Yüksekdağ'dan 'Belki' yanıtı

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, yabancı gazetecilerin "Başkanlık sistemini içeren ve yerel yönetimlere daha fazla güç getiren yeni anayasa reformunu destekleyecek misiniz" sorusunu "Belki" diye yanıtladı.



HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, İstanbul’daki yabancı gazetecilerle dün İstanbul’da biraraya geldiği toplantıda, “Başkanlık sistemini içeren ve yerel yönetimlere daha fazla güç getiren yeni anayasa reformunu destekleyecek misiniz?” sorusuna, “Belki” yanıtı verdi. Bu soru, toplantıdaki yabancı gazetecilere “Maybe” diye tercüme edilirken Yüksekdağ, “Fakat bunu belki diye yanıtlamak da zor. Çünkü ortada gerçek teklif henüz yok” diye devam etti.

Yüksekdağ’ın yabancı gazetecilerle bir araya geldiği toplantı iki saat sürdü. Toplantının büyük bölümünde Yüksekdağ açıklamalar yaptı. Yabancı gazeteciler Yüksekdağ’a sadece 3 soru sordu. Diğer iki soru ve yanıtları ise şöyle:

Partiniz, Türkiye’deki politik hayat için ne istiyor?

Yüksekdağ: Biz her iki tarafta da silahsızlanma istiyoruz. Biz sorunları siyaset konuşarak çözmek istiyoruz, savaş istemiyoruz. İki taraflı ateşkes olabilir.

HDP olarak, çatışmaların bitmesi için bir teklifiniz var mı?

Yüksekdağ: Hükümetten müzakere istedik.

"SEÇİM İLLEGAL"

Yüksekdağ konuşmasında ise, 13 gündür süren sokağa çıkma yasağının sürdüğü Silvan ve Suriye krizi konularıya ilgili açıklamalarda bulundu. Toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “saray” olarak adlandıran Yüksekdağ, hükümetin 7 Haziran seçimlerinin ardından “intikam saldırısı” başlattığını savunarak, “Bize göre bu intikam saldırısı aslında hükümet darbesidir. Hükümet, Kasım ayında illegal bir seçim gerçekleştirdi. Seçim sonuçları da illegaldir” dedi. Silvan’daki sokağa çıkma yasağı sırasında Tekel, Konak ve Mescit mahallelerine girmek isterken polisin biber gazlı müdahalesine maruz kaldığını anımsatan Yüksekdağ, “Beni öldürmeye çalıştılar” iddiasında bulundu. Silvan’dan gelen haberlere ilişkin “Hükümetin eline kan bulaştı” değerlendirmesini yapan Yüksekdağ, ana muhalefet partisi olmak istediklerini de sözlerine ekledi.

sol

Yüksekdağ ''belki'' diyorsa bu konu partide konuşuluyordur. AKP HDP'ye özerklik versin, HDP de AKP'ye başkanlığı verir, buna eminim.

Belki: Figen Yüksekdağ.

Belkiden ne anlamalıyız. Destekleyebiliriz -desteklemeyiz. Bir ihtimal daha var o da boykot edebiliriz.
3 ihtimalli seçenek.

E ne olacak biz Figen yüksekdağa ne kadar güveneceğiz

Biz karar verdik başkanlık seçeneğinde biz hayırdan yanayız. Yani düzen değişmesin tek adamlık demokrasiye zarar verir görüşündeyiz.

Aklıma 2010 anayasa refarandumu geldi BDP boykot kararı aldı anayasadaki 27 madde değişti ve T. Erdoğana olağan üstü yetkiler tanındı.
O zamanda BDP ile AKP arasında bir pazarlık oldu Pazarlıkta uyuşamadılar BDP de boykot etti ama onun bu davranışı bize çok pahalıya mal oldu.

Ondan sonra haziran seçimlerinde biz sadece kürt partisi değiliz biz türkiyenin demokrasi güçlerinin ve emekçilerinin partisiyiz diye meydanlara çıktılar.

Şimdide bu belkinin arkasında ne aramalıyız.
İşte açıklıyor karşılıklı silahları bırakalım e sonra ne olacak türkiye emekçileri demokratları ne olacak Ağırlaştırılmış yasalar talimatla işleyen mahkemeler gericileşmiş eğitim kurumları talan edilmiş halkın varlıkları ne olacak bir ateş kese bunlar ikram mı edilecek.

Sn Figen Yüksekdağ artık karar ve sen kimden yanasın kürt partisisen bunu açıkça söyle eğer Türkiyenin Demekretlarının emekçilerinin partisisen onu da söyle biz artık karanlıkta yürümekten bıktık.
Türkiyenin sorunu sadece PKK ile devletin kavgası değil ağır yara alan demokrasi.

Biz kararımızı verdik sende ver.
Belkilerden bıktık gizli pazarlıktan da.

Ya bizdensin ya karşımızdansın karar senin

bu "belki"yi, dün bir bakanın "çözüm süreci buzdolabından çıkabilir" açıklamasıyla birlikte ele alalım. belki de bu açıklamalar karşılıklıdır.

Buzdolabından çözüm sürecini çıkartırlar biri masanın önüne başkanlık sistemini koyar, diğeri özerkliği, al gülüm ver gülüm!

HDP alacaklarının karşılığında başkanlık sisteminde AKP ye taraftır.
Dikkat edilirse HDP başkanlık sitemine karşı değil, Erdoğanın Başkanlığına karşyım diyor . Yani AKP nin Başkanlık sitem arzusunu kabul ediyorum diyor. Zira zaten HDP esbaşkan ,yan başkan arka başkan gizleme saklama teraneleri ile başkanlık sistemiyle yöntiliyor. Öcalan hep başkan derler mesela.. Yani HDP başkanlık sistemine   karşı değil ,taraftar.

Bu ülkede sol adına PKK geleneği kadar anti demokratik örgütlenme herhalde olmamıştır. Hani var olan solun demokratik olmadığından şikayet edilir ve hatta bunun üzerinde ne kadar kemalist gibi olduğu bağlantısı içeriğinde sunulur ise de,bu düşünceler içinde sol üzerinde tepinenler Kürt siyasalına meylederken,kürt siyasalının iki üç katmerlice olan anti demokratikliğini bu liberal liboşlar   görmezler.

Yüksek dağ ve onun temsiliyetini üstlendiği siyasal hareket ciddiye alınma konumundan çıkmıştır artık. HDP ile perişanlaşmış darma duman ,dikişleri tutmaz olmuştur. Şimdi bu görüntüyoksa da sesizliğin olduğu gerçek ,bu da güç birkitrme olarak görülebilinir o kadar.

Türkiye sosyalistleri 12 eylül sonra oluşan koşullarda aradan çakma çıkma bir sosyalistim diye ortaya çıkandan yakın zamanda kurtulacak demektir. .Daha bunun gibler (örn eski TKP dy içinden çıkanlar gibi)var ve başladığı zaman zaten kimse tutamaz bunları .  

Kürt siyasalı o yamuk geleneksel haliyle sorununu solun değil   sağcı kesimin haledebileceğine inanıyor bu salaklarda sosyalist olarak buna inanmaya başlamaları ölümleri olacaktır.

Ben hiç şaşırmıyorum, iki taraf da çözüm sürecinden yana. Çözüm süreci AKP için başkanlık, HDP için özerklik değil mi; masaya oturacaklar bu konuyu konuşacaklar. Şaşıracağım konu kuyrukçuların bu konuya da kuyrukçuluk yapıp yapmayacakları.

AKP'nin istediği başkanlık sistemi ''Türk tipi başkanlık'' sistemi. Türkçesi Erdoğan'ı tek karar verici yapmak isteniyor. HDP bunu bilmiyor mu, biliyor da bilmezlikten gelerek ''hele bir bize vereceğinizi görelim'' diyerek pazarlığa kapı aralıyor. Bunun da türkçesi istediğimi verirsen istediğini veririm demek.