Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

27.11.2015- 12:52

Erdoğan MİT tırları haberleri Cumhuriyet'te yayınlandığında ''hesap soracağız'', ''peşini bırakmayacağız'' demişti. Aradan beş buçuk ay geçti ve savcı harekete geçerek Erdem Gül ile Can Dündar'ın peşini bırakmadıklarını gösterdi. Bu davanın sadece bir savcı ve bir hakim tarafından yürütüldüğünü hiç kimse iddia edemez. Bu dava Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davasıdır, şikayet eden odur. Ahmet Hakan'a sadıranları serbest bırakan hakim, Can Dündar ve Erdem Gül'ü tutuklamışsa bu nasıl bir demokrasi, bu nasıl adalet diye sorma hakkımız vardır. Demokraside yaşamıyoruz. Seçimlerin yapılıyor olması demokraside yaşadığımızı göstermiyor. Bir gazetenin yöneticileri cumhurbaşkanının sözleri üzerine mahkemeye çıkartılıp yargılanıyor ve tutuklanıyorsa orada demokrasi yoktur.

munzur  |  Cvp:
Cevap: 1
27.11.2015- 13:01

Türk tipi başkanlık sistemi geliyor, bu olaylar da türk tipi başkanlığın türk tipi demokrasisi oluyor. Şimdi alıştırma yapıyorlar, sonra yaygınlaştıracaklar. Erdoğan beğenirse ödül alacak, beğenmezse hadleri bildirilecek.

Kaçak  |  Cvp:
Cevap: 2
27.11.2015- 14:44

durdurulan mit tırlarından çıkan silahların haber yapılması en doğal bir gazetecilik görevidir. bu görevi yapan gazetecilerin tutuklanması ise anti-demokratik bir uygulamadır. bu kararın onaylanacak bir tarafı yok.

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 3
27.11.2015- 16:33

Böyle başa böyle tarak, böyle zihniyetten böyle demokrasi. Onların demokrasi dediklerine biz faşizm diyoruz. İleri demokrasi dedikleri ise dinci faşizm. Dinci faşizmde tırlar içinde silah taşıma suçu işleyenler suçsuz sayılır, o suçu haber yapanlar ise hapsi boylar. Al sana Erdoğan demokrasi!

denizcan  |  Cvp:
Cevap: 4
27.11.2015- 16:37

Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

durdurulan mit tırlarından çıkan silahların haber yapılması en doğal bir gazetecilik görevidir. bu görevi yapan gazetecilerin tutuklanması ise anti-demokratik bir uygulamadır. bu kararın onaylanacak bir tarafı yok.



Kaçak efendi buyurmuş, ''doğru değilmiş''. Faşizm uygulamaya konmuş, Kaçak gazetecilerin tutuklanmasını anti-demokratik bulmuş! Buna da şükür! Mahkeme sonucunu bekleyelim de diyebilirdi.

Kaçak  |  Cvp:
Cevap: 5
27.11.2015- 16:52

Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

durdurulan mit tırlarından çıkan silahların haber yapılması en doğal bir gazetecilik görevidir. bu görevi yapan gazetecilerin tutuklanması ise anti-demokratik bir uygulamadır. bu kararın onaylanacak bir tarafı yok.



Kaçak efendi buyurmuş, ''doğru değilmiş''. Faşizm uygulamaya konmuş, Kaçak gazetecilerin tutuklanmasını anti-demokratik bulmuş! Buna da şükür! Mahkeme sonucunu bekleyelim de diyebilirdi.




evet, mahkeme sonucunu beklemeyelim. sokaklara çıkalım, kalkışma düzenleyelim, devrim yapalım! :)

delikanlı senin istediğin bende yok. sen gaz arıyorsun. seni gazcı kardeşlere yönlendireyim.

yani sözcü'ye, gözcü'ye, gazcıya... :)

dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 6
27.11.2015- 18:27

Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

durdurulan mit tırlarından çıkan silahların haber yapılması en doğal bir gazetecilik görevidir. bu görevi yapan gazetecilerin tutuklanması ise anti-demokratik bir uygulamadır. bu kararın onaylanacak bir tarafı yok.



Memleketin çivisi çıkmış, adalet diktatörün hizmetine girmiş sen hala olayı küçültme peşindesin.

umut  |  Cvp:
Cevap: 7
28.11.2015- 11:05

Ülkemizde demokrasi yok, kendimizi kandırmayalım, bir gazete haber yaptığı için müebbetle yargılanıp tutuklanıyorsa orada demokrasiden bahsedilemez.


------


Tutuklanmadan 24 saat önce Can Dündar: Ağırlaştırılmış müebbetle suçlanıyorum, girip de çıkmamak var...

MİT tırları haberleri nedeniyle tutuklanan Can Dündar, tutukluluğundan bir gün önce buluştuğu Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'e "Çok büyük bir ihtimalle tutuklama kararı çıkaracaklar. Galiba evlilik yıldönümümüzü kutlayamayacağız" demiş...


Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, tutuklanmadan bir gün önce Can Dündar'la yaptığı buluşmayı yazdı.

Özkök'ün yazısının ilgili bölümü şöyle:

GEÇEN çarşamba günü, saat 11.00...

Bebek Starbucks Kafe’deyim..

Karşımda genç bir adam oturuyor...

Boynuna dolanmış fuları ve giyimi ile insanın içini açan bir genç adam.

Yuvarlak gözlüklerinin arkasından sıcacık gözlerle bakıyor...

* * *

Karşımdaki genç adam Can Dündar’dı...

Bir gün önce buluşup akşam yemeği yiyecektik.

Rus uçağının düşürülmesi olayı patlayınca, ertesi güne erteledik.

O gülen yüzün arkasındaki bakışı hemen fark ettim.

“Abi Dilek’le sabaha kadar konuştuk. Uyuyamadım” dedi...

Hayrola deyince olayı anlattı.

“Bugün savcılıktan ifade için davet aldım. Yarın gideceğim...”

Hâlâ işin vahametini anlamış değildim...

“Avukatlarım, gelip evden almamalarını iyi bir işaret olarak görüyor, ama ben aynı görüşte değilim. Çok büyük bir ihtimalle tutuklama kararı çıkaracaklar. Galiba evlilik yıldönümümüzü kutlayamayacağız. Dilek’le bütün gece hayatımızın bundan sonrasını planladık.”

Hayretle bakıyorum, Can devam ediyor:

“Ağırlaştırılmış müebbetle suçlanıyorum. Girip de çıkmamak var...”

Can’la Türkiye’yi, dünyayı, sanatı, edebiyatı ve başka şeyleri konuşmak için buluşmuştum...
Her şey bir anda uçup gidiyor ve ülkemin en katı gerçeği ile karşı karşıya kalıyorum.

* * *

Bu arada belki de o duyguyla bakarken gözüm biraz ileride yan masada bizi izleyen genç bir adama takılıyor.

Orhan Kemal’ler, Aziz Nesin’ler ve onları her yerde izleyen polisler geliyor aklıma...

Belki hiç alakası olmayan bir insan...

Ama içime şüpheler düşmüş... Onda, Soğuk Savaş’ın 1940’ların, 50’lerin en dramatik sahnelerini görüyorum. Ertesi gün Antalya’dayken cep telefonuma bir kare düşüyor.

Can ve eşi Dilek yerde oturmuşlar...

Onlara destek vermek için giden arkadaşlarımızdan biri çekmiş...

Adliye koridorunda evlilik yıldönümünü kutluyorlar...

* * *

Yine Nâzım’lar geliyor aklıma... Orhan Kemal’ler, Aziz Nesin’nler, Çetin Altan’lar, İlhan Abi’ler, Mümtaz Hoca’lar...

Kim bilir kaç aydın nesli, kaç yazar, gazeteci kuşağı yaşadı bunları...

Bunları düşündüm, geriye döndüm ve Can’ı ilk tanıdığım yıl geldi gözümün önüne...

sol

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 8
28.11.2015- 13:12

İnsan emniyet müdürlüğünde işkence hücresinde hep aklına eskiler gelir insan kendi kendine cesaret verir .
Hesap yapar ya konuşacak dayaktan yırtacak ya susacak başı dik dolaşacak hep bunları hesaplar kendi kendi   ile konuşur tartışır.

Ceza evi şartları biraz değişiktir sanki yeni bir başlangıçtır. Hayat orada eminiyetteki gibi değildir sanki riskli bir yolculuktan sonra varılan son durak gibidir derinden bir oh çekersin .Kendinle hesaplaşma başlar acaba yanlışmı yaptım doğrumu utanacak şey mi anlı açık dimdik duracak şey mi diye.

Orada yeni bir hayat vardır en önemlisi hep ayakta kalmak İnsan ceza evinden hiç çıkmayacak artık hayat o küçücük mekan gibi zanneder ama çıkar be hiç girmemiş gibi olur. Ama anıları ömür boyu sürer.
Can Dündar da Nazımları aziz nesinleri hatırlamış karısı ile uzak hedefleri olan planlar yapmış çok haklı .

Hayat bu dümdüz değil inişide yokuşuda var Ama her zaman onurunu koruyabildin mi utanacak suç işlemedin mi işte o insana her zaman   lazım.
Suçta cezada biter bıraktığı izler kalır.

Geçmiş olsun Can Dündar ve Erdem Gül e demokrasi her dönem her sistemde insana gereklidir.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]