Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

23.01.2017- 06:34

''Bir komünist partisi ne işe yarar? Yayın çıkarır. Toplantı yapar. Bildiri dağıtır. Miting düzenler. Örgütlenir. Açıklama yapar. Kongre toplar. Seçime girer. Haklar ve özgürlükler için mücadele verir.

Bu nedir? Binlerce, on binlerce, milyonlarca sayfa evrak, yazı… Günler, haftalar, aylar boyu toplantı… On binlerce top kırmızı kumaş… Ve ileride anlatacağımız anılar…

Hayır bu bir komünist partiyi tarif etmez.

Komünist Parti… Kapitalist düzenin devrilmesine odaklanan, o işleme ebelik, öncülük edecek, kolaylaştıracak partidir.

Toplantılar, bildiriler, gösteriler, yayınlar bunun içindir.

Her şey bunun içindir.

Resim Ekleme

Söz gelimi Fidel Castro kendi egemenlik bölgesinde tek bir gösteri düzenlemedi. Fidel Castro’nun liderliğindeki 26 Temmuz hareketinin seçimlere girdiğini de duymadık.

Şimdi biz bunları söylediğimizde, “Devrimden söz edecek zaman mı?” diye sorulacak. Devrimden ne zaman söz edilir? Devrimin garanti olduğu bir ada mı?

23 Şubat 1848’de Fransa’da devrim patladı. Ardı ardına gelecek devrimlerin başlangıcıydı. Huzursuzluk ve kriz vardı ama kimse devrimi beklemiyordu.

1880’lerde Plehanov, Genova gölünde sandalda, kürek çekerken; batarsak bu Rus marksizminin sonu olur der. Bir espridir bu ama azıcık da gerçektir. Sandala sığmaktadır Rus marksizmi.

Bolşevik partinin 1916 sonunda 15 binin altında üyesi olduğu biliniyor. Ocak ayında bu sayı 24 bine ulaşıyor. Rusya için çok ama çok düşük sayılar bu. Ama devrimlerin sayı saymaktan daha önemli işleri var belli ki! Aynı parti 1917 Ekimi’nde iktidara geldi.

Bize Kuvayi Milliye’nin mevcudu kurulduğunda 6500-7000 kişiydi.

Küba’da 12 kişilik Granma yatına 82 kişi bindi, 20 civarı kişi kaldı.

Bu hareketlerle kıyaslandığında Alman Sosyal Demokrat Partisi seçmeni çok, yayını çok, üyesi çok, parası çoktu yirminci yüzyılın başlarında. O zaman bu partiye yakın olan ünlü sosyolog Max Weber 1906’da Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin kongresinden sonra şunu söylüyor: “Bu baylar bundan sonra kimseyi korkutamazlar.”

Niye böyle dedi? Kimi korkutması gerekiyordu partinin?

Değiştirmek istedikleri düzeni, o düzenin sahibi patron sınıfı korkutacaklardı.

Oysa onlar kendilerini düzene, düzen güçlerine beğendirmeye çalışıyordu.

İşçi sınıfı hareketi ile sermaye sınıfının geleceğini ortaklaştırmaya çalışıyorlardı

Daha iyi bir kapitalizmin mümkün olduğuna inanmaya başlamışlardı ve kendi yandaşlarını da buna inandırmaya çalışıyorlardı.

Parlamento ve seçim meselesini fetişleştirdiler.

Kadroları düzenle bütünleşmeye başladı.

Böyle bir parti devrimci bir güç olmaktan çıkar.

Dostlarımıza güven, düşmanlarımıza korku. Bizim düşmanımız gericilerdir, emperyalizmdir ama her şeyin ötesinde sömürücü sınıflardır.

TKP farklı olmayı hep göze aldı. Medeni cesaret de denebilir. Komünistlerin itici olmaları gerekmiyor ama kendilerini beğendirmek gibi bir hedefleri olamaz. Hele hele düzen güçlerine…

İşçi sınıfı ile sermayenin çıkarları ortaklaşamaz. TKP hep bundan uzak durdu. Ajanlaştırma mekanizması nasıl işliyor? Gülen cemaati, Osman Kavala, AB ya da ABD vakıfları... Bunlar çöpçatanlık müessesesi gibi çalışır.   Birileri dayanışma-demokrasi adına doğrudan paralı elemanlarla dost oluyor, sonra siz onlarla dost oluyorsunuz. O ittifak sisteminin parçası haline geliyorsunuz. TKP buna karşı hep uyardı, uyanık oldu.

Resim Ekleme

'TKP ASLA BAŞARISIZ DEĞİLDİR'

Daha iyi bir kapitalizm fikri? Geçiniz. TKP’nin mayasında sosyalist iktidar perspektifi var.

Parlamento ve sandık fetişizmi… Şöyle söyleyeyim, TKP’nin, hareketimizin en başarılı olduğu seçim 2015 Haziran seçimleridir. 13 bin. Bir açıdan şaka gibi. Ama o gün Türkiye’de biz liberal tuzağa düşmeyiz diyen bir parti olduğu kanıtlandı. O seçimlerde orak çekiç olmasaydı, bugün burada bu toplantı yapılamazdı. Parlamento ve sandık fetişizminin insanı ne hale getireceğini biliriz, gördük de.

Peki TKP başarılı mıdır?

Bu soru hassas bir sorudur. Başarısızlık saptaması için kaçırılan tarihsel fırsatlardan söz etmek gerekir. İşin gerçeği, 2001-2014 arasında Türkiye Komünist Partisi’nin kaçırdığı tarihsel fırsat yoktur. Kaçırılan tarihsel fırsat dediğimizde biz bundan bir devrimci yükseliş, bir devrimci durumu anlarız. TKP’nin yeterince değerlendiremediği fırsatlar vardır ama kaçırdığı tarihsel bir fırsat yoktur.

Bunun dışında TKP, asla ve asla başarısız değildir. Sözünü ettiğimiz değerleri, Türkiye’nin en güçlü ve yaygın devrimci hareketi olarak sürdürebilme yeteneğini korumuştur bu süre boyunca. Bütün bu süre boyunca TKP hiçbir zaman yerinde durmamış, zorlamış, olanakların ötesinde hedefler koymuştur.

TKP’den bir başarısızlık öyküsü çıkarmak isteyenlere izin veremezdik, vermedik.

Şimdi TKP’yi karşısına çıkacak tarihsel fırsatları değerlendirebilecek bir parti haline getirme yükümlülüğümüz var; hep birlikte.

Burada bu yükümlülüğün bilincinde olan bir irade var. Yolumuz açıktır.”

http://haber.sol.org.tr/toplum/tkp-yoluna-devam-ediyor-183152

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]