Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

Hesap vakti yaklaştı!-Ender HELVACIOĞLU

Erdoğan iki noktada ipin ucunu kaçırdı. Ve gerisi çorap söküğü gibi gelecek.

Birincisi, 15 Temmuz darbe girişiminin karanlıkta kalan yönleri bir bir ortaya çıkacak. Bütün suçu FET֒ye yükleyip sıyıramayacakları bir noktaya doğru gidiyoruz.

Şu sorular önemlidir ve yanıtlar giderek ortaya çıkacaktır:

Bu darbe girişiminin siyasi ayağı kimlerden oluşmaktadır ve AKP içine ne kadar uzanmaktadır?
Bu darbe girişiminin operasyonel ayağında FET֒cülerden başka kimler vardır?

Erdoğan ve yakın çevresi bu darbe girişiminden ne zaman haberdar olmuşlardır ve haber aldıklarında ne yapmışlardır?

Çocuk oyuncağı değil. Yüzlerce insan öldü, ne yaşandığından ve ne yaptıklarından haberi bile olmayan gencecik askerler linç edildi. Dahası Türkiye’nin siyasi hayatına farklı bir yön verildi ve OHAL uygulamalarıyla binlerce insanın hayatı kaydırıldı.

İkincisi, Fırat Kalkanı harekâtı. Neden başladığını sormuştuk; şimdi de neden bitirildiğini soruyoruz?

Hangi iç ve dış hesaplar, hangi pazarlıklar sonucu başladı ve bitti bu “çakma vatan savaşı”?

Bu da çocuk oyuncağı değil. Onlarca Mehmetçik hunharca öldürüldü.

Bütün bu ahret sorularına tek tek yanıt vermelidir Erdoğan ve hesap vakti yaklaşıyor. Önceki suçlar bir yana, bunlar taze suçlardır ve mızrak çuvala sığmamaktadır.

Kaçınmasına ve üstünü örtmesine imkân yok. Çünkü kendisi ve yakın çevresinin dışında da farklı ulusal/uluslararası güç odakları bu soruların yanıtlarını bilmektedir. Dolayısıyla çok yönlü şantajlara maruz kalmaktadır Erdoğan. Kalırsa kalsın, onun “zorlukları” zerre kadar umurumuzda değil; ama Erdoğan üzerinden Türkiye’ye yapılmaktadır bu şantajlar. Defalarca söyledik, tekrar edelim: Erdoğan Türkiye’nin zayıf karnıdır.

Tek bir çaresi kalmıştır. Referandumdan güçlü bir “evet” çıkarmak, duruma hakim olduğunu ve hâl⠓kullanışlı” olduğunu göstermek. Yani şantajları bir süreliğine ertelemek.

Bu da pek olanaklı görünmüyor. Referandumdan “hayır” çıkma olasılığı çok yüksek. “Evet” çıksa bile bunun çok cılız bir evet olacağı kesin. Gerilimi bundandır Erdoğan’ın… Hesap vaktinin yaklaştığını en iyi o görmektedir çünkü. İrtifa kaybını da en iyi o fark etmektedir.

***

“Evet”çiler referandum kampanyasını hangi araçlarla yürütüyorlar? Yalan dolan, baskı, saldırı, şiddet, provokasyon, komplo…

Bir örnek verelim: Bu yazıyı yazarken bir yandan TV’de bir tartışma programını izliyorum. Bilim ve Ütopya’yı çıkarırken yazısını yayınlatmak için peşimizden koşturan Yaşar Hacısalihoğlu adlı “dönem rektörü” açıkça yalan söylüyor (yalan söylediğini kendisinin de bildiği suratından belli): Bu anayasa değişikliği ile halk hükümetini kendi seçecekmiş! Sanırsınız ki içişleri, dışişleri, savunma, milli eğitim vb bakanları seçimle gelecek… Halk başkanı seçecekmiş, o da bakanları atayacakmış, bu halkın hükümeti seçmesi demekmiş! Oysa kendisi nasıl rektör olduysa, onlar da öyle bakan olacak. Yalanın bir oturaklı olanı vardır bir de yılışık olanı; bu ikincisi…

İkinci örnek bizzat Tayyip’in kendisinden: Cumhurbaşkanının korumalarıyla birlikte hayır çadırına gelip orada bulunanlara ve genel başkanlarına hakaret etmesi nasıl bir ruh halinden kaynaklanmaktadır?

Bu davranış psikopatolojinin alanına girer. Psikopatoloji, duygu, düşünce ve davranış bozukluğu, ruhsal bunalım, anormal/uyumsuz davranışları ele alan bir bilim dalıdır. Duygu, düşünce ve davranışta sorunlu bir durumun varlığını tanımlar. Kişinin kendisinde ve/veya çevresinde sıkıntı/tehlike oluşturur. Erdoğan’ın davranışının başka bir açıklaması yok.

Bütün devlet ve medya olanaklarını kullanmalarına rağmen gergin, tedirgin, moralsiz, dirençsiz, inançsız, umutsuz ve siliktir “evet”çiler.

Her türlü baskı, saldırı ve komploya maruz kalmalarına rağmen, neşeli, coşkulu, umutlu, moralli ve dirençlidir “hayır” cephesi.

İşte bizim üstünlüğümüz budur. Bu durum belki de referandum sonucundan bile daha önemli. Geleceği belirleyecek olan bu karşıt ruh halleridir.

16 Nisan yaklaşırken en büyük silahımız coşkumuz, umudumuz, direncimiz ve moralimizdir. Coşkuyu ve morali körükleme kampanyası yapalım kalan 15 günde. Bu başlı başına bir referandum çalışmasıdır; belki de en önemlisi, en vurucusu…

Neşemizle, coşkumuzla, umudumuzla daha da morallerini bozalım “evet”çilerin.

Göreceksiniz “hayır” kazanacaktır, referandum sonucu ne olursa olsun…

Gümbür gümbür gidecekler… Hesap verecekler…

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]