Aynı anda düğmeye basılmış gibi hem İstanbul ve hem de Ankara'da saldırılara başladılar; bilyelerle, sapanlarla, satırlarla...Ankara'daki saldırıları İlker Belek'ten dinleyelim:

'Ankara'da dün gece TKP'ye yapılan satırlı saldırının sonucu:
1-Bir arkadaşımızın eli bilekten tam koptu. Gece 10 saatlik bir ameliyata alındı.

2- Bir arkadaşımızın el bileğinde tendon kopuğu mevcut, ameliyat bekliyor. Bu iki arkadaşımızın tedavi sonrasında ellerini ne derecede kullanabilecekleri meçhul.

3- Bir arkadaşımızın boyun kesisi var, karotis damarına bir iki cm'lik mesafede, ölümü sıyırmış.

4- Bir arkadaşımızın vücudunda derin satır kesileri mevcut, her birisini 30-40 dikiş atılmak zorunda kalındı.

5- Ve daha başkaları.''

Belma Nur Kartal'dan:

''27 Mayıs - 5 Temmuz 1980 tarihleri arasında yaşanan 57 yurttaşın katledildiği Çorum katliamı da provokatörlerin “Solcular camiye saldırdı.” kışkırtmasıyla başlamıştı. En tehlikeli oyundur provokatörlük... Sonuçları ağır bir oyun...

Bu akşam İzmir’deki etkinlikte de tertip komitesinin kararına ve etkinlikteki yüzlerce TKP’li tarafından protesto edileceğini çok iyi bilmesine rağmen tertip komitesini zorlayarak kendisini “TKP Genel Başkanı” olarak anons ettiren şahsın, aynı dakikalarda İstanbul TKP il binasına ak baretli eli sapanlı çocuklarını kışkırtıp saldırtabileceğini gördük. Saldırı için gönderilen o ak kafalı bebelerin can güvenliğini tehlikeye atabilecek kadar gözü dönmüş bir “başkan”dan artık herkes korksun.

TKP üyeleri ve binaları bugüne dek birçok faşist saldırıya uğradı. Ama, hiçbiri bu kadar kanatmadı yüreğimi… Köprülerin altından çok sular akmış, daha dün kızdırmak için “Başkan nasılsın?” diye sorduğumda utanıp “Ne başkanı abla ya, bizde başkan olmaz ki.” diye terslenen Baş’ımız, şimdi başkan olmuş! “Baş olayım” derken ayaklar altına düşürüvermiş kendini de, yoldaşlarını da… "Hepinizi öldüreceğiz" diye kapımızda bağırttığın o bebeleri unutmayacağız.

Yoldaşlarımızı kararlılıkları ve soğukkanlılıkları nedeniyle bir kez daha kutluyoruz. TKP, hiçbir şekilde provokasyonlara pabuç bırakmayacak güç ve kararlılıktadır. Son sözümüz: Gericiliğe, faşizme boyun eğmedik, bir avuç şuursuz saldırgan karşısında da geri adım atmayız. Yaşasın Türkiye Komünist Partisi, Yaşasın Devrim.''

Evet; yazıklar olsun! Satırlarınız ve kurşunlarınızla 80 öncesi faşistlerden ne farkınız var!

''Dün İzmir'de gerçekleştirilen "Hayır Tutuklanamaz" eyleminin görüntülerini objektif bir biçimde izlerseniz bir saldırının değil haklı bir protestonun olduğunu görürsünüz. "Türkiye Komünist Partisi, kendi adının hukuksuz biçimde kullanılmasını hoş görmek durumunda değildir." HTKP başkanının etkinlik afişlerinde TKP Genel Başkanı olarak yazılmasından tutun, etkinlikte anonsun dahi TKP Genel Başkanı olarak yapılmasına göz yumanlar, izin verenler ve bunu planlayanlar tüm yaşananlardan açıkça sorumludur. Bütün bunlar olurken eş zamanlı olarak TKP' nin Kadıköy'deki binasına "hepinizi öldüreceğiz" diye bağırarak saldırı düzenlenmiş ve yine dün gece satırlarla saldırdıkları bir TKP' linin kolunu koparmışlardır. Bütün bu olanlar video görüntüleri ile ortadayken, olayların büyümesine çanak tutanlar kimseye akıl vermeye kalkmasın. Türkiye'de şuan TKP adında bir parti vardır ve onun genel başkanı da Erkan Baş değildir. Bu açık provakasyon karşısında HTKP içerisinde bir grup gözü dönmüş çetenin varlığı tartışmasızdır. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, siyaset üretemeyen bir çeteden yana olmayın!''

''Sol içerisinde kavgalar olmuştur tarihte. Kafa, kol kırıldığı da... Devrimciler bilir, satır gericilerin ve faşistlerin işidir. Onlar ki satırı köreltip ya da tersiyle vururlar. Bugünkü saldırı kalleşlerin ve insanlıktan çıkmış bi grubun işidir.

1920'de yola çıkmış TKP'yi ölümler, işkenceler engel olamamış, bir avuç zibidi mi engelleyecek! ''

Belma Nur Kartal:

''Faşistler ve dinci gericilerin elinde gördüğümüz satırlar artık Erkan Baş ve çetesinin elindedir. Satırlarla komünistlere saldırı faşizmin resmidir. Bu çete, dün gece Ankara'da TKP üyesi bir yoldaşımızın elini bileğinden satırla koparmıştır. Çetenin kopardığı yoldaşımızın eli 10 saatlik ameliyatla yerine dikilmiştir. Komünistlere uzanan bu kanlı elleri alkışlayan, bu kanlı provokasyona çanak tutan komünizmin tarihi düşmanlarıdır.''

Cem Bahadır:


TKP'nin Erkan Baş'a saldırdığını iddia edip, kanıt olarak Erkan Baş sevdalılarının çektiği ve kesinlikle saldırı görüntüsü içermeyen bir videoyu, defalarca kez paylaşmak nasıl bir acizliktir.
TKP adına çöreklendiler diye TKP'yi itham edip, ama ilk TKP adını gaspa siz kalkışmadınız mı denildiğinde "biz o zaman partiyi ayağa kaldırmaya çalışıyorduk" demek nasıl bir goygoyculuktur.

Asıl provokasyon Erkan Baş'ın kendisini TKP gb olarak tanıtma ısrarıdır, bu daha önce etkinliği düzenleyenlerle görüşülmüş ve Erkan Baş'ın bu şekilde tanıtılmayacağının sözü alınmıştır.

Etkinlikten hemen önce de bu konuda mutabıktık şeklindeki ifadeye rağmen, etkinliği düzenleyenlerden "ya biz böyle bir söz vermedik" diye açıklama alamayıp "ama afişte TKP gb yazıyordu" diye gevelemek, nasıl bir laf cambazlığıdır.

Bütün bu haltları yedikten sonra "orada devrimcilerle dayanışılıyordu siz sabote ettiniz" derken, Erkan Baş'ın -en azından- tartışmalı bir konuda dayatmada bulunmasını bir sabotaj ve bireysel şov olarak görmemekte ısrar nasıl bir ahmaklıktır.

Yüzlerce insanın bulunduğu bir salonda ve herkesin elinde akıllı telefonun olduğu bir dönemde ilk "Erkan Baş'a saldırdılar" diyenin Erkan Baş şürekasının resmi hesabı olması nasıl bir komedidir?

İstanbul'da sıradan bir basın açıklamasını organize etmek bile saatler sürerken, o twitin hemen ardından TKP genel merkezine baretli ve sapanlı bir güruh yollayıp baskın düzenlemek az rastlanır ve devrimcilerin bir benzerini ancak devletten bekleyebileceği bir sinsilik değil de nedir?

Bir genel başkanlık aşkı aldı yürüdü beyfendide lakin TKP başkanı yoktur MK vardır o yüzden başka kapıya lütfen, eminim aralık kapıda çoktur.

Siz, sağa sola 'bunlar devletçi' diye bok atma gayretindeyken, devleti yönetenlerin
"hem saldırgan hem mazlum olma" başarılarından (!) feyz almış bir avuç provokatörsünüz. 7

Yazık...

Gerçekten merak ediyorum:

http://www.haberturk.com/gundem/haber/1525638-ankara-da-partililer-arasinda-kavga-cikti

Malum korkunç olayın yaşandığı bu çatışmaya katılan gençleri, ellerine sopa ve demir çubuklar verip HTKP'lilerin Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ni basmaya gönderen parti sorumlularınıza hesap sordunuz mu?

Ciddi ciddi, belki de ömründe kavga görmemiş gençlerin eline sopalar verip HTKP'nin mekanını basmaya gönderiyorsunuz, ve onların mekanlarını bıçaklarla, satırlarla korumasına mı kızıyorsunuz?

O mu yani burada sorun? Size herhangi bir söz mü vermişlerdi, gencecik çocukların eline sopalar, demir çubuklar verip kültür merkezimizi basmaya gönderirseniz kendimizi sadece yumrukla koruyacağız diye?

Lütfen o şeflerinize söyleyin. Bir daha başka bir partinin binasını basmayı planlarlarsa, gencecik çocukların eline sopa verip göndermek yerine kendileri gitsinler.

İçinde bulunduğunuz, biz daha kalabalığız, istediğimizi yapar istediğimizi döveriz mantığının tıkandığı nokta burası. Karşınıza kararlı, binalarını, mekanlarını her şekilde korumayı göze almış kişilerle karşılaşınca "NHKM'yi basmaya gittik ama arkadaşımızın kolu koptu" gibi bir şey söylemeniz korkunç.

Yoldan herhangi bir insanı çevirip bunu anlatsanız, soracağı soru: Orada ne işiniz vardı, olur.