Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

melnur  |  Cvp:
Cevap: 17
10.11.2013- 10:12

Tek birşey soracağım : Topal Osman'ın torunu olmayı içinize sindirdiniz mi Melnur ?

Ne topal osman adlı bir katilin "torunuyum" ve ne de Şeyh Sai adlı bir gericinin torunuyum. Ya siz?

Peki ,bu forumda bir katılımcı çıkıp ortaya böyle bir yazı yazsa,ben Topal Osman'nın manevi torunuyum dese buna izin verir misiniz?


Bu forumun yönetimini de bize bırakın. Her türlü gericiliğe karşıyız. Yapılan yorumları da bu çerçevede değerlendirmesini biliriz.

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 18
10.11.2013- 13:03

Hala ayni teraneler, yok efendim yazar ile birisi arasinda twitte yasanan bir olayin gazeteye yansimasiymis, suymus buymus. Yazar net bir sekilde hem ANDI övüyor hemde Topal Osman'in torunu olmayi. Diyelimki Seyh Sait bu sözde solculara göre gerici ama genede buna karsilik Topal Osmanimi savunmali?
Burada Sol Portali savunanlar neden yazarin AND hakkindaki söyleklerine tek bir cümle sarfetmiyorlar? Edemezler cünkü, neticesinde aynen onlarda aynen yazar gibi ANDI savunuyorlar, aralarindaki tek fark yazarin bunu aciktan yapmasi, oysa TKP ve savunuculari bunu simdilik utangaclik icerisnde gizlice savunuyorlar. Bu yüzden özenerek AND hakkinda asla seslerini cikartmiyorlar.
Nasilki Sol Portalin yöneticiligini K. Okuya'a ve TKP nin diger adamlarina birakiyorsak buranin yöneticiliginide tabiki size birakiyoruz sayin melnur. Ama sizde buraya irkci ve söven bir makale, söylem, cümle yapistiranlara müsaade edecekmisiniz diye sorma hakkinida bize birakacaksiniz. Vermis oldugunuz cevaptan cikan sonuc aynen Sol Portalda nelere müsaaade ediliyorsa burada da aynisi olacaktir   anlamina geliyor, yani Topal Osman'i öven ve ANDIMIZI öven yorumlara sizin "sosyalist" forumunuzda izin var anlami cikiyor.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 19
12.11.2013- 11:38

Yürüyen ve yürümeyen merdivenler /Yavuz Alogan

Ankaray'da sabahın erken saatlerinde çok enteresan bir olaya şahit oluyorum. İnsanlar vagondan çıkar çıkmaz başları önlerinde hızlı adımlarla yürüyen merdivenlere yöneliyorlar. Bazen merdivenler bozuk oluyor. Fakat bunu fark ettiklerinde merdiveni neredeyse yarılamış oluyorlar. Bana da çok sık oluyor. Geri dönemiyorsunuz, çünkü arkadan insanlar geliyor. İster istemez yürümeyen dik demir merdivenleri tırmanıyorsunuz. Bu arada yan tarafta tenha, geniş sahanlıklı, alçak basamaklı normal bir merdiven duruyor. Biraz uzaktan bakınca, yürümeyen daracık yürüyen merdivendeki debelenmeyle, normal geniş merdivenin tenhalığı çok tuhaf görünüyor.

Alışkanlık insan algısını perdeler. Yürüyen merdivenin bozuk olduğunu, yürümeyenin ise tenha olduğunu, gündelik alışkanlığımız yüzünden algılayamıyoruz.

Aynısı fikriyat alanında da geçerli. Sürekli tekrarlanan belirli bir düşünce biçimine zamanla alışıyorsunuz ve onu normal bulmaya başlıyorsunuz. Şu anda aklıma Hitler'in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels geldi ama, anlatması uzun sürer...

Türkiye'de yobazlık, neo-liberalizm ve post-modernizmin eş zamanlı yükselişi, moda tabirle büyük bir "sinerji" ve bir düşünce biçimi yarattı. Bunlar hep birlikte Cumhuriyet'in "yapısökümü"nü gerçekleştirdiler. Bu arada, AKP iktidarına en büyük hizmeti sunan tarihçiler de "büyük anlatı" olarak gördükleri Cumhuriyet tarihini küçük anlatılara, fragmanlara indirgeyerek kafamızın ta içine yerleştirdiler.

Bu parçalı tarihte Mustafa Kemal zavallı İskilipli Atıf'ı hırpalayıp asmakta, dehşet saçarak hep tepeden inmekte; Lenin ve bütün devrimcilerin alkışladığı 1908 Hürriyet Devrimi bir ihanete, İttihat ve Terakki ise kana susamış bir katiller şebekesine indirgenmekte... Ayrıntılar da çok önemli: Samsun'a çıkan Mustafa Kemal aslında tutuklamakla görevli olduğu adamla Havza'da gizlice buluşup onu teşkilata katar; sonra adam Sakarya savaşından, 47. Alay'a komuta ettiği Büyük Taarruz'a kadar bütün cephelerde savaşır. Kuvvayi Seyyare döneminin bütün çetebaşıları gibi trajik bir figürdür. Fakat bize adamı sadece anakronik-liberal Ali Şükrü'yü boğarken, gençliğinde Pontus çetecileriyle savaşırken değil de "kâdim Anadolu halkları"nı boğazlarken gösterirler.

Büyük yayın imkânları sayesinde bütün bu seçilmiş tarihi anekdotlara sosyalistler dahil pek çok insanı alıştırdılar, AKP faşizmine büyük hizmette bulundular. Kalemimizi kimse kıramadı ve kıramaz; ancak bazılarımızın kafasını fazla geriye bükerek pek güzel kırdılar. "Yapısökümü" her alanda ve her konuda devam etti. Zamanla Şeyh Sait'in "faşist Kemalizm'e karşı mücadelesini öven, "Seyyit Rıza Onurumuzdur," diye pankart açan devrimciler; "Beddiüzzaman bir öncüdür" diyen popüler sosyalistler gördük. Ve alıştık, bunlar bazılarımıza entelektüel olmanın şartı gibi göründü. Bir tutam post-modern lezzet katarsak çorbamızı beğeneceklerini sanma alışkanlığı ruhumuza işledi.
Köşeleri özenle yontulmuş taş düşmanı caydırmaz, suda kaydırak olarak kullanılır.

Yapıyı söktüler, parçaları önümüze koydular ve eski yapının yerinde büyük bir boşluk oluştu.

İşte şimdi; öğrenci evlerini basıp namus denetimi yaparak, işçinin kıdem tazminatına göz dikerek, kentleri inşaat mafyasına teslim ederek, TC'leri kaldırarak, eğitimi dinselleştirerek, kadınları köleleştirerek, helal ile haramı öğreterek, sermayenin gücüyle oyları satın alarak, kendi emek kölelerini ve özel burjuvazilerini yaratarak, Kürt hareketini İslamlaştırarak o boşluğu kendi faşist ideolojileriyle dolduruyorlar.

Peki sokakları dolduran milyonlar ne yapıyor? Onlar "Büyük Anlatı"larını geri istiyorlar. Bunu yaparken de ellerinde ne varsa onu kullanıyorlar. "Kadın bizatihi insandır" lafına ben çok gülerdim, mesela. Şimdi gülmüyorum, çünkü insan olarak varolma mücadelesi veren kadınlar o lafı söyleyen adamın resimlerini taşıyorlar. Ülkeyi AKP'nin yobaz faşizminden kurtaracak olan (sosyalist devrim yapacak olan değil!) enerji ve potansiyel sadece buralarda ortaya çıkıyor.

Bu durum sadece bize mi özgü? Hayır, açın bakın Che Guevara ve Castro'yu, Simon Bolivar ve Jose Marti hakkında ne demişler? Bizimkinin neyi eksik? Korkulacak bir şey yok. Sokaktaki kitle sosyalist değil; fakat öne sürdüğü talepler sosyalistleri yakından ilgilendiriyor. Sosyalistler, o talepler için (laik eğitim, kuvvetler ayrılığı, kadına özgürlük vb.) mücadeleyi sürdürmeden, o kitlelere sosyalizmi taşıyamazlar. İşçi sınıfını hükümet yanlısı sendikaların ve tarikatların ağından kurtaracak ağırlık noktası da sokaklarda toplanan büyük kitlelerin eylemidir.

Devrimciler her zaman arzuladıkları hatta mevzilenemezler. Bazen mevziiyi çok geri bir noktada kurmaları gerekir. Çünkü cephe o noktada açılmıştır. Mevzi cephenin olduğu yerde kurulur. Cephenin çok ilerisinde mevzi kurarsanız, oturup muharebenin bitmesini beklersiniz ve sonunda telef olursunuz.

Sonuç olarak, düşünme alışkanlıklarını gözden geçirerek merdivenin yürüyüp yürümediğini algılamaya çalışmak gerekir. Daracık basamaklarda sıkışmaya gerek yok.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/yavuz-alogan/yuruyen-ve-yurumeyen-merdivenler-82462

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 20
12.11.2013- 18:51

Yazdikca dahada batiyorsunuz sayin melnur. Irkci söylemleri savunmak adina, ANDIMIZI sab´vunmak adina kirk takla atiyorsunuz. Sizden birakin Sosyalist olmayi dogru dürüst bir solcu dahi olamaz bu kesin artik. Sayin Ayanoglu ile ayni konuma gelmissiniz tebrikler.

redrock  |  Cvp:
Cevap: 21
12.11.2013- 19:56

Yavuz Alogan yazısında tepki ve protesto adına andımızın okunması hakkında eldeki malzeme bu demiş, andımızın içeriğini savunma adına bir şey göremedim.

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 22
13.11.2013- 01:30

Alıntı Çizelgesi: redrock yazmış

Yavuz Alogan yazısında tepki ve protesto adına andımızın okunması hakkında eldeki malzeme bu demiş, andımızın içeriğini savunma adına bir şey göremedim.



Adamcagic acikca andin okunmasindan etkilendigini söylüyor, andi kücümseyenlerin, cocukca bulanlarin asla sosyalist ve devrimci olamayacagini söylüyor. Daha ne demesini bekliyorsunuzki iceriginide dogru buldugunu anlayabilesiniz? Ben ne cocukca görüyorum nede kücümsüyorum acikca irkci ve söven buluyorum andi. Yazar iyi buldugunu utancindan farkli yöntemlerle söylemis, ama cok yakinda bu utangancliklari gidecek ve diger nasyonal solcular gibi aciktan savunacaklar.

Lora  |  Cvp:
Cevap: 23
13.11.2013- 11:58

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

TC'leri kaldırarak,


Son yazısı da sorunlu. Biz sosyalistler olarak, Kemalistler gibi hiç bir zaman TC'yi savunmadık. Bu yazarın yazıları artık Sol Gazetesinde olmamalı.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 24
13.11.2013- 12:45




[size=2]Son yazısı da sorunlu. Biz sosyalistler olarak, Kemalistler gibi hiç bir zaman TC'yi savunmadık. Bu yazarın yazıları artık Sol Gazetesinde olmamalı.[/size]



AKP'nin "andımız"ı kaldırması, TC tabelalarını indirmesi alkışlanmalı mı yani? Böyle yapıldığında doğru bir komünist tavır mı gösterilmiş olur?

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]