Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Kürt Ulusal Sorunu

Onur Emre Yağan yazdı: Erdoğan-Barzani görüşmesinin arka planı



Cumartesi Başbakan Erdoğan ve Mesud Barzani arasında Diyarbakır’da bir görüşme olacak. Erdoğan, buluşmanın tarihi bir nitelik taşıyacağını söylemiş olsa da, bu görüşmenin bir “kankalık gösterisi”nin ötesine geçemeyeceğini erken bir tahminle söyleyebiliriz.

Onur Emre Yağan - soL

Ne demek istediğimize, yani bu buluşmanın nedenlerine ve muhtemel sonucuna değinmeden önce Irak Kürdistanı, Türkiye ve PKK-PYD üçlüsünün durumunu ve aralarındaki ilişkileri resmetmek açıklayıcı olacaktır.

1) Barzani:

Irak Kürdistanı’nın hala en güçlü partisi olan ve iktidarda bulunan Kürdistan Demokrat Partisi’nin lideri ve Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, bölgedeki bütün Kürtler arasında en güçlü lider. Gücünün kaynağını ise, bir lider olarak uluslararası kabul görmesi (örneğin ABD ile olan yakın ilişkisi), 80-100 bin kişilik peşmerge gücü, Amerikan Exxon Mobil, Rus Gazprom ve Fransız Total gibi ortaklarıyla birlikte işlettiği, tahminen 50 milyar (Kerkük’le birlikte 60 milyar) varillik petrol rezervi ve Barzani adının sahip olduğu tarihsel itibardan alıyor.

Bir lider olarak Mesud Barzani, babası Molla Mustafa ve Abdullah Öcalan kadar olmasa da Türkiye’deki Kürtler arasında da seviliyor. Fırsat buldukça Barzani’yi öven Leyla Zana bu sevginin en cesur örneği.

Fakat bütün bunlara rağmen Barzani’nin Ortadoğu ve Kürtler söz konusu olduğunda bazı dezavantajları var. Örneğin, Güney Kürdistan’da son seçimlerde de görüldüğü üzere en güçlü olan Barzani, dört parça olduğu kabul edilen Kürdistan’ın diğer üç parçasında bir türlü başat aktör olamıyor. (Hızla güçlenerek Talabanisiz KYB’nin yerine geçeceği kesinleşmiş olan Goran Hareketi’nin Barzani’yi devirme olasılığı ise yakın vadede düşük.)

Öte yandan, Suriye’de ortaya çıkan Kürt iktidarı üzerinde istediği hakimiyeti bir türlü sağlayamıyor. Türkiye ile ciddi bir ticaret ilişkisi var ve gerçekten “Yeni Ortadoğu”da ortak olabileceklerini düşünüyor ama bu ilişkiyi diğer Kürtlere rağmen sürdürmesinin sınırları var. Şu an var olan dengeye kurşun sıkan bazı gelişmeler de hızla ortaya çıkıyor.

2) AKP Türkiyesi:


Erdoğan’ın AKP’si, düne kadar en etkili özne olduğuna hem Barzani’yi hem de diğer Kürtleri inandırmıştı. Fakat AKP büyük oynadığı için, çaktırmadan batma şansı olmayan bir özne aynı zamanda. Esad’ın ve Kürtlerin işini bitirmeyi planlarken, kucağında yeni bir Kürt devleti buldu ve buna alışması Barzani iktidarını sindirmesinden çok daha zor. PKK ile yürüttüğü barış görüşmeleri tıkandı ve bir yandan Öcalan’a adam gönderip “devam edelim” mesajı verirken, diğer yandan hiçbir adım atmadan önümüzdeki birkaç ayı atlatmayı hedefliyor.

Suriye’deki Kürt yönetiminin varlığı ise kuşkusuz PKK’nin elini güçlendiren ve AKP’yi alternatif aramaya iten bir durum. Bu alternatifin PKK ile görüşmeleri bir ileri boyuta taşımak veya Barzani-Şivan Perwer ikilisi olması ise çok olası değil. (AKP’nin “Şivan Türkiye’ye bizim iktidarımız zamanında geldi” diyerek Kürtlere propaganda yapması ise çok olası.)

Sonuçta özetlersek; AKP Kürtlere sevimli görünmek istiyor ve “Kürtlerin desteklediği en büyük parti biziz” propagandasını herhangi bir adım atmadan bazı ayak oyunlarıyla sürdürmeye çalışıyor.

3) PKK-PYD:


Türkiye’deki Kürt hareketi AKP’yi masaya oturtarak ciddi bir siyasi avantaj sağlamıştı. Bunun üzerine Rojava’daki Kürt iktidarı geldi. Türkiye-Barzani-PKK üçlüsünün en fakiri olan PKK (burada fakir: uluslararası meşruiyeti, devleti, düzenli ordusu ve sahip olduğu petrol kuyuları olmayan anlamında) Rojava’yla birlikte zenginleşerek, diğer muhataplarıyla eşit ilişki talep etti. Haliyle Barzani ve Türkiye Rojava’daki PKK iktidarından memnun değil.

Kürt Ulusal Konferansı, Barzani’nin mutlak hegemonyasını tanımayan ve üstünlük talep eden PKK ile Barzani arasındaki ilişkilerin gerilmesi nedeniyle bir türlü toplanamadı. PKK ve Barzani arasında ortaya çıkan delege krizinin, güç ilişkileri değişmediği sürece aşılması ise mümkün değil. Zira Barzani, İran’dan, Suriye’den ve Türkiye’den konferansa katılacak delegelerin tamamının PKK’nin çizgisinde olmasına göz yumarsa, sonrasında ağırlığını büyük ölçüde yitirir.

Fakat bunlara rağmen, ne Suriye’deki Kürt iktidarı henüz kurumsallaşabilmiş durumda, ne PKK Irak’ta Barzani’yle baş edebilir durumda (son seçimlerde PKK-PÇDK 3600 oy, KDP 719 bin oy aldı) ne de AKP Türkiye’de Kürt sorununun muhatabı olmaktan çıktı. PKK’nin Türkiye’de AKP’yle, Rojava’da hem Barzani, hem Türkiye, hem Esad hem de emperyalistlerle ilişki yürütmek zorunda olması en büyük dezavantajı.

Tarihi mi olacak magazin mi?


AKP-Barzani-PKK üçlüsünün birbirleriyle ilişkileri, birbirlerine mecburiyetleri, sahip oldukları olanaklar veya dezavantajların işaret ettiği; bir “pat durumu” gibi görünüyor.

Taraflar arasında net ve genel üstünlüğü olan yok, bir öznenin diğerine karşı, özellikli ve lokal olarak üstünlüğü ve zayıflığı var. Üç öznenin bu konumlarının değişmesi içinse, ya hepsinin ikna olacağı bir model kurulması veyahut gücün yeniden paylaşılacağı bir kavganın yaşanması gerekir.

Daha açık söylemek gerekirse: Üç özneden birini şu haliyle dışarıda bırakarak pat durumunu aşmak mümkün değil. Bu tabloda Erdoğan-Barzani görüşmesi; elini güçlendirmiş ve son aylarda hem Türkiye’yi hem de Irak’taki Kürt örgütlerini zorlayan bir tavır takınan PKK’ye karşı, “hadi gel buluşalım, herkes birlikteliğimizi görsün”ün ötesine geçmeyecektir. Görüşme sonrasında bölge ve Kürt sorunu ile ilgili çok önemli açıklamaların yapılması sürpriz olur. Önemli görünen kararlar olursa da kısa süre sonra kadük hale gelir.

PKK ve BDP’nin de bu meydan okumaya cevabı, kitlesel olması hedeflenecek bir protesto gösterisinin fazlası olmaz. Olmaz çünkü amiyane tabirle birbirlerine “el ense” çeken taraflar birkaç gün sonra buluşup konuşmak ve ilişkilerini devam ettirmek zorunda. Yalçın Akdoğan’ın tam bir ahmaklık örneği olarak söylediği, “buluşma çözüm sürecine hizmet edecek” şeklindeki sözleri de bunu gösteriyor.

Durum böyleyken görüşme sonrasında elimizde, buluşmanın Türkiye’deki en önemli Kürt şehri Diyarbakır’da yapılıyor olmasının ve “özlenen Şivan Perwer”in söylediği Kırmanci türkülerin verdiği mesajın tartışılması kalır. Yani görüşme bir açıdan magazinin konusudur.

Pat durumu? Pat durumu ancak; -Rojava ortadan kalkmıyorsa- PKK’nin diğer taraflarca istediği biçimde kabul edilmesiyle veya AKP iktidarının devrilmesiyle ya da Kürtlerin kendi aralarında ortaya çıkacak ciddi bir savaş sonrasında bozulabilir.

Birincisi uzak ihtimal, ikincisi yakın ihtimal, üçüncüsü ise AKP’nin planı olabilir.

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/onur-emre-yagan-yazdi-erdogan-barzani-gorusmesinin-arka-plani-haberi-82651

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]